Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 21. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/814 E. 2021/376 K. 18.05.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
21. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/814 Esas
KARAR NO : 2021/376

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 13/08/2018
KARAR TARİHİ : 18/05/2021
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
A. Tarafların Talepleri
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirket ile davalı arasında ticari ilişkinden kaynaklı ödenmemiş faturaların olduğunu, 11.286,66 TL ödenmemiş fatura olduğunu, bu borcu istinaden açılan icra takibinin davalı tarafından 28/05/2018 tarihinde kısmi itirazda bulunarak icra müdürlüğü hesabına 2.759,97 TL tutarında kesinleşen takip miktarının ödendiğini, takibin 8.526,69 TL tutarındaki kısmının durdurulması talebiyle takibin durdurulduğunu, davalı tarafın takip konusu faturalara ve içeriğine yasal süresi içerisinde itiraz edilmediğini, tüm faturaların davalı tarafından kabul edildiğini, bu sebeple faturaya dayanan borcun davalı tarafından ödenmesi zorunlu olduğunu, bu nedenlerle itirazın iptalini ve icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; taraflar arasında 22.02.2016 tarihinde implant, imlant ara parçaları ve cad/cam ürünlerinin alımına ilişkin satış sözleşmesi imzalandığını, imzalanan satış sözleşmesinin 13. Maddesinde yetkili mahkemenin İstanbul Çağlayan Adliyesi olduğunu belirtildiğinin yetkisiz İstanbul Anadolu Adalet Sarayında açıldığını usule dayalı itirazlarının kabulünü ve davanın yetkili mahkemeye gönderilmesini talep ettiklerini, müvekkili ile davacı şirket arasında ticari ilişki nedeni ile özellikle teknik destek nedeniyle yıllar süren bir ticaret olduğunu, bu ticaret sürecinde müvekkili davacı şirketten Diş polikliniğinden kullanmak üzere çeşitli malzemeler aldığını, müşterilerinin diş tedavisinde kullandığını, bütün bu alım satımların faturalandırılarak gerçekleştirildiğini, taraflar arasındaki ticaret … şirketinin müvekkilinin istediği teknik destek taleplerine cevap veremez hale gelmesi ve güncel yeniliklere göre kullanması gerek malzeme altyapısının sağlanamaması ve iadeye konu elde kalan malzemelerin iadesinin ilgili şirketçe kabul görememesi üzerine sona erdiğini ve ödemelerde gelen faturaların kapatıldığını, müvekkili ile davacıdan aldığı malzemelerin bedelini kendilerine ödenmiş olduğunu, geri alınmayan malzemelere ilişkin de karşılıklı görüşmelere dayalı olarak mahsuplaşma yapılacağı düşüncesi ile bakiye defter borcunu beklettiklerini, davacının bakiye borç miktarından daha fazlası ile takibe koyduğunu, bu nedenlerle davanın reddine ve kötün niyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
B.Uyuşmazlık, Deliller, Delillerin Değerlendirilmesi ve Gerekçe;
Dava, İtirazın iptali davasıdır. Uyuşmazlık Davacı şirket ile davalı şirket arasındaki ticari ilişki kapsamında davalı şirketin edimlerini sözleşmeye uygun olarak ifa edip etmediği, bu nedenle davacının alacağının bulunup bulunmadığı, ihbar sürelerine uyulup uyulmadığı, tarafların temerrüde düşüp düşmediği, icra takibine yapılan itirazın haklı olup olmadığı, icra inkar ve kötüniyet tazminatının şartlarının oluşup oluşmadığı hususlarına ilişkindir.
Dava ilkin İstanbul Anadolu … Asliye Hukuk Mahkemesi’ne tevdi edilmiş, mahkemesince… esas ve… Karar sayılı yetkisizlik kararı ile İstanbul Asliye ticaret Mahkemeleri’nin yetkili olduğu tespit edilmiş, talep üzerine dosya mahkememize tevzi edilmiş ve mahkememizin yukarıdaki esas sayısına kaydedilmiştir.
Davanın itirazın iptali davası olması sebebi ile öncelikle itirazın yapıldığı icra dosyası mahkememiz dosyası arasına alınmış, yapılan incelemede İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyası ile mahkememiz dosyasının taraflarının aynı olduğu, icra dosyasında borçlu olarak yer alanın dosyamızda davalı konumunda olduğu, dosyamız davacısının alacaklı olduğu, davalı tarafından süresinde ve geçerli bir şekilde borcun bir kısmına dair itiraz dilekçesi sunulduğu görülmüştür.
Mahkememizce resen görevlendirilen mali müşavir bilirkişi …ve Diş Hekimi K… marifetiyle hazırlanan 26/03/2020 tarihli bilirkişi raporunda özetle; ” davacı ve davalı yana ait 2016 yılı hesap dönemine ilişkin tutulması zorunlu ticari defterlerinin kanuna uygun ve eksiksiz olarak tutulduğunu, anlaşmazlığın 02.08.2019 tarihli 114,09 TL fatura ile 87,11 TL fatura ve davacı tarafından ters kayıt yapılan 6.800 TL tutarındaki senelerin iade edilmesinden kaynaklandığını, 02.08.2016 tarihli toplam 201,20 TL tutarlı faturaların 18.10.2016 tarihinde iptal olunan 6.800 TL senetlerin ödenmediğinin ve iade edildiğinin mahkemece kabulü halinde davacı tarafın davalı yandan toplam 11.286,66 TL tutarında alacaklı olduğunu, davacının 2.257,33 TL icra inkar tazminatı isteyebileceğini, davacı tarafın kayıtlarına aldığı senelerin ödenmediğini davacı tarafın ispatına muhtaç olduğunu, 18.10/2016 tarihinde iptal olunan 6.800 TL’ lik senetlerin mahkemece kabul edilmemesi halinde davacı tarafın davalı yandan asıl alacak olarak 2.860, 29 TL tutarında alacaklı olduğunu ve 572,05 TL icra inkar tazminatı talep edebileceğini, ” mütalaa etmiştir.
Mahkememizce bilirkişi raporu taraflara tebliğ edilmiş davacı taraf 22/07/2020 tarihli dilekçe ile raporda yer alan hesaplamaya itiraz ettiklerini, ticari defterlerden de davalıya 39.606,43 TL mal verildiği ancak 29.845,00 TL ödeme yapıldığının anlaşıldığını, davalının ispat yükünü yerine getirmediğini ifade ederek rapora itiraz ettiklerini belirtmiştir. Davalı taraf 22/07/2020 tarihli dilekçe ile faiz hesaplamasında bilirkişinin hata yaptığını, bilirkişinin temerrüt hususunu değerlendirmediğini, davacı tarafça davalıya ihtarname gönderilmediğini, öte yandan 6.800,00 TL’lik senetlere ilişkin olarak davacının ispat edici evrak sunmadığını ifade ederek rapora itiraz etmiştir.
Mahkememizce verilen ara karar gereği hazırlanan 04/12/2020 tarihli ek raporda özetle; 02.08.2016 tarihli toplam 201,20 TL tutarlı faturaların ve 18.10.2016 tarihinde iptal olunan 6.800 TL tutarlı senetlerin ödenmediğini buna ilişkin davalı tarafından ödeme dekontlarının sunulmadığını, mahkemece kabul edilmesi halinde davacı tarafın davalı yandan kaydi olarak asıl alacak olarak 9.761,43 TL işlemiş faiz olarak 1.525,23 TL olmak üzere toplam 11.286,66 TL tutarında alacaklı olduğunu, davacı tarafın 2.257,33 TL icra inkar tazminatı talep edebileceğini,” mütalaa etmiştir.
Mahkememizce ek bilirkişi raporu taraflara tebliğ edilmiş, davalı taraf 22/12/2020 tarihli dilekçe ile faiz hesaplamasında bilirkişinin hata yaptığını, bilirkişinin temerrüt hususunu değerlendirmediğini, davacı tarafça davalıya ihtarname gönderilmediğini, öte yandan 6.800,00 TL’lik senetlere ilişkin olarak davacının ispat edici evrak sunmadığını ifade ederek rapora itiraz etmiştir.
Yapılan yargılama, toplanan deliller, tarafların dilekçe ve beyanları ile duruşma esnasındaki sözlü açıklamaları, davalının icra dairesine sunduğu itiraz dilekçesi hep birlikte değerlendirildiğinde, taraflar arasındaki ticari ilişkinin varlığına dair bir ihtilaf bulunmadığı anlaşılmaktadır. Davalı itiraz dilekçesinde ilişkinin bulunmadığına dair bir savunma ileri sürmemekte, faize ve asıl borcun bir kısmına dair itirazda bulunmaktadır.
TTK’nın 18. maddesinde tacir olmanın hükümleri arasında sayılan yükümlülüklerin biri de kanun hükümleri uyarınca gerekli ticari defterleri tutmaktır. Defter tutma yükümlülüğü Kanunun 64. maddesinde ayrıca düzenlenerek her tacirin, ticari defterleri tutmak ve defterlerinde ticari işlemleriyle ticari işletmesinin iktisadi ve mali durumunu, borç ve alacak ilişkilerini ve her hesap dönemi içinde elde edilen neticeleri, bu kanuna göre açıkça görülebilir bir şekilde ortaya koymak zorunda olduğu belirtilmiştir.
Her iki tarafın da tacir olması nedeni ile her iki taraf vekillerinin hazır bulunduğu 20/12/2019 tarihli ön inceleme celsesinde tarafların ticari defterleri üzerinde inceleme yapılmasına, tarafların inceleme gün ve saatinde ticari defterlerini incelemeye esas olmak üzere HMK 222 gereği sunmasına, bu süre içerisinde gereği yerine getirilmediği takdirde bu delile dayanmaktan vazgeçmiş sayılacağının taraflara ihtarına karar verilmiştir.
Tüm dosya kapsamı, toplanan deliller, davacı ve davalı tarafın ticari defterleri ve aldırılan bilirkişi raporundan tarafların ticari defterlerinin sahipleri lehine delil vasfında olduğu, taraflar arasında ticari ilişki olduğu, dava konusu alacağın fatura bedellerinden kaynaklandığı görülmüştür. TTK’nın 21. Maddesine göre “Ticari işletmesi bağlamında bir mal satmış, üretmiş, bir iş görmüş veya bir menfaat sağlamış olan tacirden, diğer taraf, kendisine bir fatura verilmesini ve bedeli ödenmiş ise bunun da faturada gösterilmesini isteyebilir. Bir fatura alan kişi aldığı tarihten itibaren sekiz gün içinde, faturanın içeriği hakkında bir itirazda bulunmamışsa bu içeriği kabul etmiş sayılır.”
Davalı taraf cevap dilekçesinde mahsuplaşma yapılacağı düşüncesi ile ellerindeki ürünleri geri vermediklerini, iade etmediklerini ifade etmekle birlikte davalı tarafça malın teslim edildiği hususuna ilişkin herhangi bir itirazının bulunmadığı anlaşılmaktadır. Gerçekten de davalı tarafça, malın kendilerine teslim edildiğine dair bir itiraz bulunmadığı, öte yandan malın teslim edildiğinin kabul edildiği anlaşılmaktadır.
Her ne kadar davalı tarafça mahsuplaşılacağı düşüncesi ile beklendiği ifade edilmiş ise de TTK 21 kapsamında basiretli bir tacir gibi davranma yükümlülüğü olan davalının iade süresi içerisinde iade yükümlülüğünü yerine getirmesi gerekir. Bu durumda malın bedelinin ödendiğini ispat yükünün davalıya geçtiğinin kabulü gerekir. Bilirkişi ek raporunda da belirtildiği üzere davalı tarafça toplam 201,20 TL bedelli faturaların ve ters kaydı yapılan 6.800,00 TL’lik senet bedellerinin ödendiğine dair herhangi bir ödeme belgesi sunulmamıştır.
Bu noktada icra takibine konu edilen faize değinmek gerekir. Türk Ticaret Kanunu’nun 10. Maddesine göre “Aksine sözleşme yoksa, ticari bir borcun faizi, vadenin bitiminden ve belli bir vade yoksa ihtar gününden itibaren işlemeye başlar.” Davacı tarafça davalıya takip öncesi herhangi bir ihtarname çekilmediği anlaşılmaktadır. Bu durumda takip öncesi faiz istenemeyeceğinin kabulü gerekir. (Kesin vade olmadığı gibi temerrüde düşüren ihtarname de çekilmeden icra takibi yapılmış ise takip tarihinde temerrüt gerçekleşir. (11.12.1957 tarih 17/29 sayılı İçihadı Birleştirme Kararı) Temerrüde esas icra takibi de bulunmuyorsa dava tarihinde temerrüt gerçekleşir.) Bu nedenle davacının takip öncesi faize ilişkin talebinin de reddine karar verilmiştir.
Son tahlilde dosyaya sunulan bilgi ve belgeler ile bilirkişi raporundan davacının davasını kısmen ispatladığı, davalının ise ödeme yaptığı hususunu ıspatlayamadığı anlaşılmış ve yukarıdaki gerekçeyle davanın kısmen kabulüne dair aşağıdaki şekilde davanın reddine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile,
A. İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün… Es sayılı takibine vaki itirazın 7.001,46 TL asıl alacak yönünden İPTALİNE; takibin bu alacak yönünden kaldığı yerden DEVAMINA
B. 1.525,23 TL’lik takip öncesi faiz yönünden takip öncesi temerrüt oluştuğuna dair dosyamıza yansıyan herhangi bir belge bulunmadığından talebin REDDİNE,
C. İtiraz haksız ve alacak likit olduğundan kabul edilen alacağın %20 nispetinde hesaplanan 1.400,29 TL İcra inkar tazminatının davalıdan alınıp davacıya VERİLMESİNE,
2-Alınması gereken 478,26-TL harçtan peşin alınan 145,62-TL harcın mahsubu ile bakiye 332,64-TL harcın davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
3-Davacı tarafından dava açılırken yatırıldığı anlaşılan 181,52 TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan 750,00 TL bilirkişi ücreti, 589,20 TL tebligat ve posta masrafı olmak üzere toplam 1.339,20 TL yargılama giderinden kabul-red oranına göre hesaplanan 1.099,64 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6100 sayılı HMK.nun 326/2 maddesi gereğince bakiye yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafından yapılan 900,00-TL yargılama giderinden kabul-red oranına göre hesaplanan 160,98-TL nin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6100 sayılı HMK.nun 326/2 maddesi gereğince bakiye yargılama giderinin davalı üzerinde bırakılmasına,
6-Davacı lehine hüküm tarihindeki A.A.Ü.T. Uyarınca hesaplanan 4.080,00-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Davalı lehine hüküm tarihindeki A.A.Ü.T. Uyarınca hesaplanan 1.525,23-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
8-Kullanılmayan gider avansının hükmün kesinleşmesi halinde ödeyen tarafa iadesine,
9-Arabuluculuk ücreti olan 1.320,00 TL nin kabul red oranına göre 1.083,88-TL sinin davalıdan, 236,12- TL sinin davacıdan alınarak Hazineye irat kaydına,

İlişkin, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere başka yer mahkemesine verilecek bir dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 18/05/2021

Katip …
e-imzalıdır.

Hakim …
e-imzalıdır.