Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 21. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/811 E. 2020/615 K. 03.12.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
21. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/811 Esas
KARAR NO : 2020/615 Karar

DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 09/10/2019
KARAR TARİHİ : 03/12/2020
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili …A.Ş.- …Şubesi ile dava dışı borçlu … LTD. ŞTİ. arasında imzalanan Genel Nakdi ve Gayri Nakdi Kredi Sözleşmesi uyarınca adı geçen firmaya muhtelif krediler kullandırıldığını, davalı … anılan sözleşmeyi müşterek borçlu-müteselsil kefil sıfatıyla imzaladığını, işbu sözleşme uyarınca dava dışı asıl borçlunun takip dosyası borcu 2.499.982,38-TL olmakla birlikte davalının kefalet limitin 95.000,00-TL olduğunu, borçlu firmanın Genel Nakdi ve Gayrinakdi Kredi Sözleşmesi kapsamında kullandırılmış olan kredilerden kaynaklanan yükümlülüklerini yerine getirmemesi üzerine, borcun muaccel hale geldiğini, ancak söz konusu borcun ödenmemesi üzerine İstanbul … Noterliğinin 09.02.2016 tarihli ve … yevmiye nolu ihtarnamesinin keşide edildiğini, bu ihtarnameye rağmen borçluların herhangi bir ödeme yapmadığını, bunun üzerine, davalı kefil hakkında İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasından Genel Haciz Yolu İle” icra takibi başlatıldığını ve İstanbul… Asliye Ticaret Mahkemcsi’nin …D.İş sayılı dosyasından ihtiyati haciz kararı alındığını, borçluların müvekkili banka ile imzalamış oldukları sözleşme ile tayin edilen oranlarda faiz ödemeyi kabul ettiklerini, bu sebeplerle İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasından yürütülen icra takibine yönelik itirazların iptaline, takibin devamına, davalıların %20’den aşağı olmamak üzere icra inkâr tazminatı ödemeye mahkûm edilmesine karar verilerek icra ve yargılama masrafları ile avukatlık ücretinin davalılara yükletilmesine, karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davaya konu kredi sözleşmesinde müvekkili eşinin rızası bulunmadığını, müvekkilinin kefilliğinin geçerli olmadığını, Genel Kredi Sözleşmesi’nin akdi esnasında müvekkilinin kefaleti için eşinin yazılı rızası alınmadığını, işbu hususun başlı başına müvekkilinin kefilliğinin geçersiz ve kanuni dayanaktan yoksun olduğunu ortaya koyduğunu, davacı taraf, müvekkilinin kredi sözleşmesinin diğer tarafı olan … Limited Şirketi’nin ortağı olduğu bahanesiyle eşinin rızasının alınmadığından bahsetse de; ticari sicil kayıtlarıyla sabit olduğu üzere müvekkilinin, davaya konu olan “Genel Nakdi ve Gayri Nakdi Kredi Sözleşmesi” nin akdi esnasında mezkur şirketin hissedarı olmadığını, hal böyle iken, kefalet sözleşmesinin hukuka aykırı olarak usulsüz şekilde kurulduğunu, …Şirketi’ne kredi kullandırıldığı ispatlanmadığını, müvekkilinin kefilliğinin usulen geçerli olduğu ihtimalde dahi davacı tarafın sözleşmenin diğer tarafı olan … Şirketi’ne kredi kullandırdığını ispatlayamadığından kefalet sözleşmesi geçersiz durumda olduğunu, hesap kat ihtarının taraflarına usulüne uygun şekilde tebliğ edilmediğini, ihtardan, taraflarınca icra takibi esnasında haberdar olunduğunu, öncesinde noterlik kanalıyla gönderilen ihtarın ulaşmadığını, Genel Kredi Sözleşmesi’nde müvekkilinin sorumlu tutulabileceği miktar en fazla 86.200,00-TL olacağını, buna rağmen hukuka aykırı olarak kötü niyetle müvekkilim aleyhine 95.000,00-TL üzerinden takibe girişildiğini, davanın reddinin gerektiğini, bu sebeplerle haksız ve kötü niyetli takip sebebiyle davacının takibe konu alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere ticari temerrüt faiziyle birlikte kötü niyet tazminatına mahkûm edilmesine, karar verilerek yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; davalı hakkında genel kredi sözleşmesine istinaden başlatılan icra takibine yapılan itirazın İİK.m67 ve devamı maddeleri uyarınca iptaline karar verilmesi istemine ilişkindir.
İstanbul … İcra Dairesinin … Esas sayılı dosyası celp edilmiş ve incelenmesinde; alacaklısı… A.Ş. tarafından, borçlu … ile birlikte genel kredi sözleşmesinde yer alan diğer üç borçlu hakkında icra takibi başlatıldığı, yasal süresinde borçlunun borca ve ferilerine itiraz ettiği, itiraz sonucu icra takibinin durduğu, mahkememiz nezdinde görülen davanın İİK.m67 uyarınca 1 yıllık hak düşürücü süre içinde açıldığı anlışılmıştır.
Taraf delilleri toplanmış; taraflar arasında akdedilen genel kredi sözleşmesi ve ekleri dosyamız arasına alınmış, İstanbul … Asliye Ticaret Mahkemesinin …esas sayılı dosyası Uyap sistemi üzerinden celp edilmiştir.
Celp edilen İstanbul … Asliye Ticaret Mahkemesinin … Esas sayılı dosyasının incelenmesinden dosyanın, dosyamız borçlusu ile ilgili olmadığı, diğer takip borçlularına karşı açılmış itirazın iptali davası olduğu belirlinmiştir.
Mahkememizce verilen 06/02/2020 tarihli celse ara kararı gereğince davalının kredi sözleşmesi nedeni ile davacıya borçlu olup olmadığı, borçlu ise bunun icra takibinde belirtilen tutar kadar olup olmadığı hususlarında bankacı bilirkişiden bilirkişi raporu alınmasına karar verilmiştir. Resen görevlendirilen bankacı bilirkişi … 29/07/2020 tarihli raporunda özetle; “…davacı banka’nın dava dışı asıl borçlu…Ltd. Şti. lehine kullandırılan kredi hesaplarından doğan 30.03.2016 takip tarihi itibariyle 2.494.301,35-TL nakdi ve depo edilmesi gereken 134.820,00-TL gayrinakdi olmak üzere toplam 2.629.121,35-TL tutarında alacağı olduğu, davalının kefalet sorumluluğu kapsamında 2,494.301,35-TL tutarındaki nakdi kredi borcunun 30.03.2016 temerrüt/takip tarihi itibariyle 95.000,00-TL’lik kısmından sorumlu bulunduğu, tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla belirtilen miktar üzerinden davalının borca ve eklentilerine itirazının iptaline karar verilebileceği, davalı kefil …’ün kefalet sorumluluğu kapsamında kredi türü ve münakelesi gereği ayrıştırma yapılarak 30.03.2016 temerrüt/takip tarihi itibariyle borçlu cari hesaptan doğan 1.027.434,51-TL tutarındaki kredi anapara borcunun 95.000,00-TL’lik kısmından sorumlu olacağı, 30.03.2016 takip tarihinden itibaren borçlu cari hesaptan doğan ve sorumlu olunan asıl alacak 95.000,00-TL’yi yıllık %54,00 oranında temerrüt faizi işletilebileceği, tarafların icra inkar ödencesi istemi, masraf, vekalet ücreti ve benzeri diğer taleplerinin Mahkeme takdirleri içinde kaldığı,..” sonuç ve kanaatine varılmıştır.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; davacı ile davalı arasında bir sureti dosyada bulunan genel kredi sözleşmesinin imzalandığı hususunda bir ihtilaf bulunmamaktadır. Taraflar arasındaki uyuşmazlık davalının, genel kredi sözleşmesi nedeniyle ödenmeyen bakiye alacaktan kefil sıfatı ile sorumlu olup olmadığı ile sorumlu ise bunun miktarı noktalarındadır. Bilirkişi raporunda da tafsilatlı şekilde açıklandığı üzere gerek genel kredi sözleşmenin 70. Maddesi gerekse genel kredi sözleşmesinin cari hesap şeklinde işleyen ve ayakta kaldığı müddetçe banka tarafından belirlenen limit içinde yenilenebilen sözleşme türü olması nedeniyle sözleşme konusu borçtan davalının kefalet limiti ile sınırlı olmak kaydı ile sorumlu olduğu açıktır. Dosyanın incelenmesinden davalı savunmasında her ne kadar kefaletin geçerli olmadığını ileri sürmüşse de sözleşme ve ekleri ne bakıldığında müteselsil kefaletin açıkça sözleşme metnine yazıldığı, kanun aradığı yazılılık, kefalet miktarı, kefilin ıslak imzası gibi zorunlu unsurları içerdiği anlaşılmaktadır. Davalı, cevap dilekçesi ve bilirkişi raporuna itirazlarında kefalet için eş rızasının alınmadığını beyan etmiş ise de davalının nüfus kaydı ile de sabit olduğu üzere davalının eşi da genel kredi sözleşmesinde borçlu olarak yer almakta olup bu minvalde eşinin kefillikten haberdar olmadığından veya razısının alınmadığından bahsetmek mümkün değildir. Hesap kat ihtarının ise davalıya usulüne uygun şekilde tebliğ edilemediği dosya muhteviyatı ile sabittir. Açıklanan nedenlerle takipten önce usulüne uygun temerrüt gerçekleşmediğinden faiz başlangıç tarihinin takip tarihi olarak belirlenmek ve icra takibindeki asıl alacaktan sorumlu olmak suretiyle tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile davanın kabulüne karar verilmiştir. Ayrıca İİK 67 maddesi uyarınca itirazın iptali davasında alacaklı-davacı yararına icra inkar tazminatına hükmedilebilmesi için borçlunun itirazında haksız ve alacağın da likit olması, borçlu-davalı yararına kötü niyet tazminatına hükmedilebilmesi için alacaklının takibe geçmede haksız ve kötü niyetli olması zorunludur. Alacağın likit ve hesaplanabilir olması, davalı/borçlunun itirazlarında haksız olduğunun anlaşılması karşısında hüküm altına alınan alacağın %20’si oranında İİK 67/2 maddesi uyarınca icra inkar tazminatına karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis etmek gerekmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının davasının KABULÜ ile; davalının İstanbul … İcra Müd. …Esas sayılı dosyasına yaptığı itirazın asıl alacak yönünden iptaline, takibin bu borçlu yönünden tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile kefalet limiti ile sınırlı olmak üzere (95.000,00 TL ) bu alacağın takip tarihinden itibaren işleyecek %54 oranında temerrüt faizi ve bunun gider vergisi uygulanmak sureti ile devamına,
2-Hükmolunan alacağın %20’si nispetinde hesaplanan 19.000,00 Tl icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Davalının kötü niyet tazminatı talebinin reddine,
4-Alınması gereken 1.297,89-TL harçtan peşin alınan 1.147,37-TL harcın mahsubu ile bakiye 150,52-TL harcın davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
5-Davacı tarafça yapılan 44,40-TL başvuru harcı, 1.147,37-TL peşin harç, 800,00-TL bilirkişi ücreti, tebligat ve posta masrafından oluşan 82,50-TL olmak üzere toplam 2.074,27-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Yürürlükte bulunan A.A.Ü.T.’ne göre 12.975,00-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Arabulucu ücreti olan 1320,00 TL’nin davalı taraftan alınarak hazineye irat kaydına,
8-Kullanılmayan gider avansının hükmün kesinleşmesi halinde ödeyen tarafa iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere karar verildi, verilen karar usulen okundu anlatıldı. 03/12/2020

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır