Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 21. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/810 E. 2020/386 K. 08.09.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
21. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/810
KARAR NO : 2020/386

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 09/10/2019
KARAR TARİHİ : 08/09/2020

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
A. Tarafların İddia ve Talepleri:
Davacı vekili dava dilekçesinde, 21.12.2017 tarihinde, müvekkili … sevk ve idaresindeki … plakalı çekici ve ona takılı … plakalı yarı römork ile … istikametinden … istikametine seyir halinde iken sol şeritten gelen ve plakası bilinmeyen, kırmızı kasalı ve mavi brandalı Scania marka bir tırın kendi aracını sıkıştırması sonucu meydana gelen kazada müvekkilinin ağır şekilde yaralandığını, geçici ve sürekli iş göremez hale geldiğini, kaza sonrası düzenlenen Trafik Kazası Tespit Tutanağı’nda bahse konu kazanın tek taraflı, yaralanmalı ve maddi hasarlı trafik kazası olarak düzenlendiğini, müvekkili …’nın KTK md.56/1-a’ yı ihlal ettiği hususunun yer aldığını, müvekkilinin adli kollukta vermiş olduğu ifadede de belirtildiği gibi kazanın sisli hava koşulları altında ve plakası bilinmeyen, sol şeritten gelerek müvekkilin aracını sıkıştıran tırın hareketi neticesinde meydana geldiğini, zira … plakalı çekiciye ait fotoğraflardan görüleceği üzere aracın sol ön kısmında hasar meydana geldiğini, kazadan sonra durmadan yoluna devam eden kırmızı kasalı ve mavi brandalı … marka tırın, haliyle Trafik Kazası Tespit Tutanağı düzenlenirken de orada bulunmadığından bahse konu kaza tek taraflı olarak ve müvekkilinin aracın hakimiyetini kaybetmesi sonucu şarampole yuvarlandığı şeklinde düzenlendiğini, belirtilen sebeplerle, Trafik Kazası Tespit Tutanağı’nın eksik inceleme sonucu hatalı olarak düzenlendiği gerek açıklamaları gerekse araca ait fotoğraflar ışığında sabit olduğunu, kazaya sebebiyet veren aracın plakasının tespit edilememesi sebebiyle müvekkilde oluşan geçici ve sürekli iş göremezlik tazminatının tahsili amacıyla 31.08.2018 tarihinde kazaya ilişkin adli belgeler ve tedavi evrakları ile birlikte … Hesabı’na başvuru yapıldığını,12.09.2018 tarihinde … Hesabı tarafından verilen cevapta ise, Trafik Kazası Tespit Tutanağı’na göre kazanın tamamen …’nın kusuru ile meydana geldiği öne sürülerek taleplerinin karşılanmayacağının bildirildiğini ve herhangi bir ödeme yapılmadığını, bu sebeple 21.01.2019 tarih, 2019.E.6010 numaralı başvuru ile … Hesabı’ndan sürekli ve geçici iş göremezlik tazminatının tahsili talebiyle Sigorta Tahkim Komisyonu’na başvurulduğunu, Sigorta Tahkim Komisyonunca dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, 27.03.2019 tarih, K-2019/26298 sayılı kararla müvekkili …’ nın tek taraflı kazaya karışmış olduğu ve KTK 56/1-a maddesine aykırı şekilde şerit izleme kuralına riayet etmediği için %100 kusurlu durumda olduğu, kusur bilirkişi raporu tespiti doğrultusunda aleyhine başvuru yapılan … Hesabı’nın somut olayda pasif husumet ehliyetinin bulunmadığı gerekçe gösterilerek başvurunun reddine karar verildiğini, verilen kararın kesin olması nedeniyle Sigorta Tahkim Komisyonu nezdinde karara karşı itiraz yoluna başvurulamadığını, Sigorta Tahkim Komisyonunca verilen iş bu kararın usul ve yasaya aykırı şekilde, eksik inceleme sonucu verilmiş olması sebebiyle Mahkememizde dava açma zaruretinin hasıl olduğunu, dava şartı olan Arabuluculuk Görüşmeleri’nin 19.08.2019 tarihinde sona erdiğini ve anlaşamama ile sonuçlandığını, sonuç olarak açıklanan nedenlerle; öncelikle iş bu davanın kabulünü, bu doğrultuda yapılacak yargılama neticesinde, kesin olarak belirlenmesinin mümkün olduğu anda arttırılmak üzere şimdilik geçici iş göremezlik tazminat bedeli olarak 50,00 TL ve sürekli iş göremezlik bedeli olarak 50,00TL olmak üzere toplamda 100,00-TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalı … Hesabından alınarak müvekkiline ödenmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı yan üzerinde bırakılmasına karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde, kesin hüküm nedeniyle iş bu davanın reddine karar verilmesini talep ettiklerini, davacının 21/12/2017 tarihinde sürücüsü tespit edilemeyen bir araç nedeniyle maluliyetinin oluştuğuna dair somut bir delil bulunmadığından davanın reddine karar verilmesini talep ettiklerini, dava şartı yokluğu nedeniyle davanın reddinin gerektiğini, kazaya sebebiyet verdiği iddia edilen taşıtın cinsinin tespiti ve araç plakası ve sürücüsünün tespit edilemediğini, davaya konu kazanın oluşumundaki kusur oranlarının tespitinin Adli Tıp vasıtasıyla yapılması gerektiğini, davacının daimi maluliyet durumunun tespiti adına Adli Tıp Kurumu 3. İhtisas Dairesi’nden Erişkinler İçin Engellilik Değerlendirmesi Hakkında Yönetmeliğe uygun olarak hazırlanmış sağlık raporu alınması gerektiğini, davaya konu maluliyet tazminatının uzman bilirkişilerce hesaplanması gerektiğini, geçici iş göremezlik nedeni ile doğan zararlara ilişkin maddi tazminat taleplerinin teminat dışında olup müvekkili kurumun bu talepler nedeniyle sorumluluğunun bulunmadığını, SGK tarafından davacıya ödenmiş veya ödenen rücuya tabi tazminat miktarı tespit edilerek müvekkili kurum tarafından ödenecek tazminattan mahsup edilmesi gerektiğini, … Hesabı’nın sorumluluğu poliçedeki teminat limiti ve kusur oranı ile sınırlı olduğunu, davacı tarafından dava tarihinden itibaren avans faizi talebinin haksız olduğunu, ancak dava tarihinden itibaren yasal faiz talep edilebilir olduğunu, sonuç olarak açıklanan nedenlerle; haksız ve mesnetsiz açılan davanın reddini, yargılama giderleri ve avukatlık ücretinin davacı yan üzerine bırakılmasını talep etmiştir.
B. Delillerin Değerlendirilmesi ve Gerekçe
Türk Ticaret Kanunu’nun 1401-1520. maddelerinde Sigorta Hukuku düzenlenmiş, 5684 sayılı Sigortacılık Kanunu’nun 30. maddesinde ise sigortacılıkta tahkim düzenlenmiştir. Buna göre sigorta ettiren veya sigorta sözleşmesinden menfaat sağlayan kişiler ile riski üstlenen taraf arasında sigorta sözleşmesinden doğan uyuşmazlıkların çözümü için dava açılabileceği gibi sigorta tahkim komisyonuna da başvuru yapılabilir. … hesabı da tahkime tabidir.
Somut olayda, davacı eldeki dava açılmadan önce Sigorta Tahkim Komisyonu’na başvuruda bulunmuş, taraflar arasındaki sigorta poliçesine dayanan uyuşmazlık hakkında Sigorta Tahkim Komisyonu Uyuşmazlık Hakem Heyeti tarafından 5684 sayılı Sigortacılık Kanunu’ndaki usul ve esaslara göre inceleme yapılarak karar verilmiştir.
Bilindiği üzere dava şartları, mahkemece davanın esası hakkında yargılama yapılabilmesi için gerekli olan şartlardır. Diğer bir anlatımla; dava şartları, dava açılabilmesi için değil, mahkemenin davanın esasına girebilmesi için aranan “Kamu Düzeni” ile ilgili zorunlu koşullardır. Mahkeme, hem davanın açıldığı günde, hem de yargılamanın her aşamasında dava şartlarının tamam olup olmadığını kendiliğinden araştırıp, incelemek durumunda olup; bu konuda tarafların istem ve beyanları ile bağlı değildir. (6100 sayılı HMK’nun 114-115.maddeleri)
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun “Dava şartlarının incelenmesi” başlıklı 115. maddesi “(1) Mahkeme, dava şartlarının mevcut olup olmadığını, davanın her aşamasında kendiliğinden araştırır. Taraflar da dava şartı noksanlığını her zaman ileri sürebilirler.
(2) Mahkeme, dava şartı noksanlığını tespit ederse davanın usulden reddine karar verir. Ancak, dava şartı noksanlığının giderilmesi mümkün ise bunun tamamlanması için kesin süre verir. Bu süre içinde dava şartı noksanlığı giderilmemişse davayı dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddeder.
(3) Dava şartı noksanlığı, mahkemece, davanın esasına girilmesinden önce fark edilmemiş, taraflarca ileri sürülmemiş ve fakat hüküm anında bu noksanlık giderilmişse, başlangıçtaki dava şartı noksanlığından ötürü, dava usulden reddedilemez.” hükmünü amirdir.
6100 sayılı HMK’nın 114/1-ı bendiyle “aynı davanın daha önceden açılmış ve halen görülmekte olmaması” ve aynı maddenin (i) bendiyle “aynı davanın daha önceden kesin hükme bağlanmamış olması” dava şartı olarak kabul edilmiştir.
Bu itibarla, eldeki davanın açıldığı 09/10/2019 tarihinden önce aynı taleplerle 21/01/2019 tarihinde Sigorta Tahkim Komisyonu’na başvurulduğu, Sigorta Tahkim Komisyonu’nca 27/03/2019 tarihinde başvurunun davacının yüzdeyüz tam kusurlu olması nedeniyle talebin reddine dair K-2019/26298 sayılı kararın verildiği ve kararın kesinleştiği görülmektedir. Bu kararın huzurdaki dava yönünden kesin hüküm oluşturacağı açıktır.
Nitekim Adana BAM 3. Hukuk Dairesi’nin 2020/639 K sayılı kararında “…Somut olayda sigorta tahkim komisyonu 29/11/2017 tarihli ve 2017/75984 esas kararıyla davaya konu uyuşmazlık konusunda karar verdiği verilen hükmün kesinleştiği anlaşılmakla, 114/1-i maddesinde, aynı davanın daha önce açılmış ve halen görülmekte olması dava şartları arasında sayılmış olup, aynı yasanın 115/2. maddesinde dava şartı noksanlığının tespit edilmesi halinde davanın usulden reddine karar verileceği belirtilmiştir. Bu nedenle davanın kesin hüküm sebebiyle 6100 sayılı 114/1-i ve 115/2 maddeleri uyarınca dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine karar verilmiştir. Mahkemece yapılan tespitler dosya kapsamına, usul ve yasaya uygundur.” denilmekle aynı husus vurgulanmıştır.
Son tahlilde Aynı davanın daha önce kesin hüküm ile sonuçlandırıldığı anlaşılmakla dava şartı noksanlığı bulunduğundan davanın HMK 114/1-i ve 115/2.maddeleri uyarınca usulden reddine dair aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir
HÜKÜM
1-Aynı davanın daha önce kesin hüküm ile sonuçlandırıldığı anlaşılmakla dava şartı noksanlığı bulunduğundan davanın HMK 114/1-i ve 115/2.maddeleri uyarınca USULDEN REDDİNE,
2-Alınması gerekli 54,40-TL karar harcının davacının peşin yatırdığı 52,95-TL harçtan mahsubu ile alınması gereken 1,45-TL’nin Muhasebat Genel Müdürlüğü Genel Tebliğinin 11/2. Maddesinde belirtilen 16,02-TL’den az olması nedeni ile harç alınmasına yer olmadığına,
3-Davacı tarafça yapılan yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Davacı tarafça yatırılan gider ve delil avansından arta kalan kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacı tarafa iadesine,
5-Karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’nin 7. maddesi gereğince hesap ve takdir olunan 100,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Dair; davacı vekilinin yüzüne karşı, davalının yokluğunda, malvarlığına ilişkin davalarda 6763 sayılı kanununun 41. maddesi ile değişik 6100 sayılı HMK md. 341/2. maddesi gereğince dava miktarı veya değeri 5.390,00 TL’lik kesinlik sınırında kaldığından KESİN olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı.08/09/2020

Katip
¸

Hakim
¸