Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 21. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/787 E. 2019/139 K. 21.11.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
21. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/787
KARAR NO : 2019/139

DAVA : Tazminat (Trafik kazası nedeni ile açılan)
DAVA TARİHİ : 25/01/2019
KARAR TARİHİ : 21/11/2019

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Trafik kazası nedeni ile açılan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 08/11/2018 tarihinde, saat 14:00 civarında … sevk ve idaresindeki, davalı … Tic.Ltd.Şti.’ ye ait … plakalı çekici aracın ve bağlı olduğu … plakalı römork ile … ilçesi … istikametinden, … caddesini takiben … mahallesi istikametine seyir halinde iken, araç sürücüsünün iniş eğimli ve virajlı yola hızlı girmesi sonucu aracının hakimiyetini kaybettiğini, yolun giriş istikametinde sol kenarda bulunan bariyerlere çarptığını ve ve aracın sağ yan tarafa devrildiğini, kaza sonucu araç sürücüsü …’ ın hayatını kaybettiğini, bu trafik kazasında karayolu tipi oto korkuluklara 2,433,90 TLtutarında hasar verildiğinin tespit edildiğini, ölümlü trafik kazası tespit tutanağında ve kaza yeri krokisinde de görüleceği üzere, bu hasarın oluşumuna … Tic.Ltd.Şti.’ ne ait … plakalı aracın sebebiyet verdiğini, 2,433,90 TL’ lik hasar bedeli çıkarıldığını, hasar bedeli borcuna ilişkin yaptıkları süreli tebligatlara rağmen sigorta şirketi tarafından kısmi ödeme yapıldığını ancak 1,269,88 TL (işçilik bedeli)’ nin ödenmediğini, bu nedenle 1,269,88 TL ‘ lik alacaklarının tahsil edilmesini talep etmiştir.
Davacı tarafından 03/09/2019 tarihinde açılan dosya … 5. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin … Esasına kayıtlanmış, anılan mahkemenin görevsizlik kararı vermesi üzerine mahkememize tevzi edilerek … Esas numarasını almıştır.
Dava; trafik kazası nedeni ile uğranılan zararın tazmini için açılan tazminat davasıdır.
Tüm dosya kapsamı bir bütün olarak değerlendirildiğinde;
01/01/2019 tarihinde yürürlüğe giren ve 03/01/2011 tarihli ve 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 5 inci maddesinden sonra gelmek üzere eklenen maddeye göre; ” MADDE 5/A- (1) Bu Kanunun 4 üncü maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır.
6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanununun 3. maddesinin birinci fıkrasına eklenen cümle ile “Dava şartı olarak arabuluculuk”
MADDE 18/A- (1) İlgili Kanunlarda arabulucuya başvurulmuş olması dava şartı olarak kabul edilmiş ise arabuluculuk sürecine aşağıdaki hükümler uygulanır.
(2) Davacı, arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağın aslını veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğini dava dilekçesine eklemek zorundadır. Bu zorunluluğa uyulmaması hâlinde mahkemece davacıya, son tutanağın bir haftalık kesin süre içinde mahkemeye sunulması gerektiği, aksi takdirde davanın usulden reddedileceği ihtarını içeren davetiye gönderilir. İhtarın gereği yerine getirilmez ise dava dilekçesi karşı tarafa tebliğe çıkarılmaksızın davanın usulden reddine karar verilir. Arabulucuya başvurulmadan dava açıldığının anlaşılması hâlinde herhangi bir işlem yapılmaksızın davanın, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilir.” hükümlerinin cari olduğu tespit edilmiştir.
Dava dilekçesinin incelenmesi neticesinde; davanın 7155 sayılı Kanunun 26. Maddesinde belirtilen yürürlük tarihi olan 01.01.2019 tarihinden sonra açıldığı, davacıya yukarıda belirtilen ilgili yasa maddeleri uyarınca 10/10/2019 tarihli muhtıra ile arabuluculuk son tutanağının aslını veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğini bir haftalık kesin süre içerisinde mahkememize ibraz etmesi için süre verilmiş, davacı 18.11.2019 tarihli dilekçesi ile davanını ilk olarak Asliye Hukuk Mahkemesinde açıldığını, görevsizlik kararı üzerine İstanbul Asliye Ticaret Mahkemesine gönderildiğini, arabulucuya başvuracaklarını beyan etmiştir.
Davacı tarafından dava açıldıktan sonra arabuluculuk başvurusunda bulunulacağı belirtilmiş ise de burada dava şartı arabuluculuk sürecinin, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 115. Maddesinin 2. Fıkrası çerçevesinde, gider avansı yatırılmasında veya gerekli hallerde teminat gösterilmesinde olduğu gibi tamamlanabilen bir dava şartı eksikliği olarak düzenlenmediği görülmektedir. Bir başka ifade ile, dava şartı noksanlığının giderilmesi ve arabulucuya başvurması için mahkemece davacıya süre verilemeyecektir.
Görevli veya yetkili mahkemede devam eden davanın konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talebini içeren ticari davaysa; bir başka ifade ile, dava şartı arabuluculuk hükümleri uygulanacaksa, dava şartı arabuluculuk uygulaması görev ilişkisinden bağımsız değerlendirilmesi gereken bir konu olduğu için, daha önce dava şartı arabuluculuk süreci sonunda anlaşamama son tutanağı düzenlenmiş ve aslı veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneği görevsiz veya yetkisiz mahkemede dava dilekçesine eklenmişse, artık görevsiz ve veya yetkisiz mahkemede açılmış olan dava itibariyle tamamlanmış bir usul işleminden söz edileceğinden, görevli veya yetkili mahkemede tekrar dava şartı arauluculuk sürecine başvurulmuş olması aranmaz. Bu zorunluluğa uyulmaması halinde görevli veya yetkili mahkemece davacıya, son tutanağın bir haftalık kesin süre içinde mahkemeye sunulması gerektiği, aksi halde davanın usulden reddedileceği ihtarını içeren davetiye gönderilir. İhtarın gereği yerine getirilmez ise dava dilekçesi karşı tarafa tebliğe çıkarılmaksızın davanın usulden reddine karar verilir. Arabulucuya başvurulmadan dava açıldığının anlaşılması halinde görevli ve yetkili mahkeme tarafından herhangi bir işlem yapılmaksızındavanın, dava şartı yokluğu sebebi ile usulden reddine karar verilir.( Hukuk İşleri Genel Müdürlüğü Arabuluculuk Daire Başkanlığı- Ticari Uyuşmazlıklarda Arabuluculuk syf.71)
Belirtilen yasal düzenlemeler uyarınca davacı tarafından dava açmadan evvel arabuluculuk başvurusunda bulunmanın yasal bir zorunluluk olduğu görülmektedir. Üstelik görevsiz mahkemede dava açılması da sonucu değiştirmeyecektir. Aksinin kabulü yasa koyucunun amacına aykırı olacak ve mahkemelerin iş yükünü azaltmak amacı ile getirilen bu müessesenin arkasından dolaşarak yasanın amacına hizmet etmesine engel olacaktır.
Yukarıdaki açıklamalar doğrultusunda; davanın 7155 sayılı Kanunun 26. Maddesinde belirtilen yürürlük tarihi olan 01.01.2019 tarihinden sonra açıldığı, zorunlu arabuluculuk durumunun söz konusu olduğu ve davacının arabuluculuğa başvurmadan doğrudan dava açtığı anlaşılmakla 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanununun m.18/A-f.2 hükmü gereğince davanın dava şartı yokluğu nedeni ile usulden reddine karar vermek gerekmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-7155 Sayılı Kanunun 20’nci maddesi ile 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’na eklenen 5/A maddesi ve 7155 Sayılı Kanunun 23’üncü maddesi ile 6325 Sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’na eklenen 18/A-2 maddesi uyarınca arabulucuya başvurulmadan dava açılmış olması karşısında, davanın Türk Ticaret Kanunu’nun 5/A, 6325 sayılı Kanunun 18/A-2, Hukuk Mahkemeleri Kanunu’nun 114/2 ve 115/2 maddeleri uyarınca DAVA ŞARTI YOKLUĞU NEDENİ İLE USULDEN REDDİNE,
2-Harç peşin alındığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde BIRAKILMASINA,
4-Kullanılmayarak artan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Dair; tarafların yokluğunda HMK’nın 341/1 vd. maddeleri uyarınca gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere başka yer mahkemesine istinaf dilekçesi sunulmak suretiyle, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere dosya üzerinden yapılan inceleme sonucu karar verildi.21/11/2019

Katip
¸

Hakim
¸