Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 21. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/772 E. 2021/98 K. 09.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
21. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/772
KARAR NO : 2021/98
DAVA : İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 08/10/2019
KARAR TARİHİ : 09/02/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
A. Tarafların Talepleri
Davacı vekili 02/10/2019 tarihli dava dilekçesinde, müvekkili bankanın Kurtköy şubesi müşterilerinden …ne genel kredi sözleşmelerine istinaden krediler açılıp kullandırıldığını, davalılar … ile … tarafından bu sözleşmelerin müşterek borçlu müteselsil kefil sıfatıyla imzalandığını, kredi borçlarının ödenmemesi üzerine hesaplar kat edildiğini, davalı/borçlulara … Noterliğince borçların ödenmesinin ihtar edildiğini, ihtara rağmen borcun ödenmemesi üzerine müvekkili banka tarafından …. İcra Müdürlüğünde borçlular aleyhine takip başlatıldığını, davalı borçlular tarafından bu takibe itiraz edildiğini, takibe ilişkin itirazların tahsili geciktirmeye yönelik olduğunu, müvekkili bankanın alacağının bilirkişi incelemesi ile ispata kavuşacağını, talep edilen temerrüt faizinin sözleşmeye ve Medeni Kanunun 2. Maddesine uygun olduğunu, davalıların itirazlarının haksız ve kötüniyetli olduğunu belirterek …. İcra Müdürlüğüne yapılan itirazların iptalini ve takibin takip talebindeki şartlarla devamını, davalı-borçluların dava konusu alacak üzerinden %20 den az olmamak kaydıyla icra inkar tazminatına mahkum edilmesini, yargılama giderleri ve avukatlık ücretinin davalı-borçlulara yükletilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili 04/11/2019 tarihli cevap dilekçesinde, kefalet sözleşmesinin geçerliliği yönünden itirazlarının olduğunu, davalı müvekkillerinden …’in kefalet tarihinde evli olduğu ve bu durum davalı banka tarafından bilindiği halde eşinin sözleşmenin kurulmasından önce veya sözleşme sırasında rızasına başvurulmadığını, kefalet sözleşmesi üzerinde azami olarak sorumlu olunan miktar ile davalı müvekkilinin ad- soyad-adresinin yazıldığı yazıların çıplak gözle fark edilecek şekilde birbirinden farklı olduğunu, bu yazıların müvekkillerine ait olmadığın, bu nedenle geçerliliğinin olmadığını, esasa ilişkin itirazlarının olduğunu, müvekkillerinden standart beton’un 24/12/2017 tarihinde davalı bankadan genel kredi sözleşmesine istinaden kredi kullandığını, ve bu kredi borcunu ödediğini, davalı müvekkillerinden … ve … tarafından sadece davalı … Sanayi ve Ticaret A.Ş.’nin 24/12/2014 tarihinde kullandığı krediye kefil niyetiyle imza atıldığını, dolayısıyla davalı müvekkillerin kefil olarak imza attıkları kredi borcunun borcun ödenmesi sebebiyle sona erdiğini, müvekkillerinin de kefaletten doğan sorumluluklarının ortadan kalktığını, dava konusu borcun dayanağının taksitli ticari kredi sözleşmesi olduğunu, davalı müvekkilleri tarafından imzalanmadığını, davalı müvekkillerinin işbu sözleşmeye kefil olma niyet ve arzusunda olmadığını belirterek davanın reddini, davacı aleyhine %20 den aşağı olmamak üzere kötüniyet tazminatına hükmedilmesini, yargılama giderleri ve ücretinin davacı üzerinden bırakılmasını talep etmiştir.
B.Uyuşmazlık ve Deliller, Delillerin Değerlendirilmesi ve Gerekçe
Huzurdaki dava hukuki niteliği itibari ile; İİK.nun 67.maddesinde düzenlenen itirazın iptali davasıdır. Dava dilekçesi, cevap dilekçesi ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde uyuşmazlığın davacı banka ile davalı şirket arasındaki kredi sözleşmesi kapsamında davacı tarafın davalı şirket ve kefil sıfatıyla diğer davalıl taraflardan alacaklı olup olmadığı, davacı taraf alacaklı ise bu alacağın miktarının ne olduğu, alacağın takip tarihi itibari ile likit olup olmadığı, icra inkar tazminatı şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği hususlarında toplandığı anlaşılmaktadır.
Davanın itirazın iptali davası olması sebebi ile öncelikle itirazın yapıldığı icra dosyaları mahkememiz dosyası arasına alınmış, yapılan incelemede …. İcra müdürlüğünün 2019/… esas sayılı takip dosyası ile mahkememiz dosyasının taraflarının aynı olduğu, icra dosyasında borçlu olarak yer alan kişinin dosyamızda davalı konumunda olduğu, dosyamız davacısının alacaklı ve dava değerlerinin aynı olduğu, davalılar tarafından süresinde ve geçerli bir şekilde dosyada yapılan takipte borca dair itiraz dilekçesi sunulduğu görülmüştür.
Dilekçeler aşaması tamamlanmakla mahkememizin ön inceleme duruşmasında dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiş, tarafların sulh olma imkanı bulunmadığından uyuşmazlık noktaları belirlenip tahkikat aşamasına geçilerek deliller toplanıp bilirkişi raporu alınmak suretiyle sonuca gidilmiştir.
Mahkememizce görevlendirilen bankacı bilirkişi … marifetiyle hazırlanan 02/11/2020 tarihli bilirkişi raporunda özetle; davacı …Ş. … şubesi ile davalılardan … Sanayi Ve Ticaret A.Ş. arasında akdedilen 24/12/2014 tarih, 2.000.000-TL tutarlı genel kredi sözleşmesine dayalı olarak davalı şirkete taksitli ticari kredi kullandırıldığı, söz konusu sözleşmede diğer davalılar … ve …’in müteselsil kefil sıfatıyla aynı miktar dahilinde imzasının bulunduğu, takip tarihi olan 26/08/2019 tarihi itibariyle yapılan faiz ve alacak tutarı hesaplaması neticesinde, davacı-alacaklı bankanın talep edeceği taksitli ticari kredi alacak tutarının 156.967,60-TL olduğu, taksitli ticari kredi alacak tutarı olan 151.549,59-TL’ye takip tarihinden itibaren %30.24 üzerinden temerrüt faizi, bu faiz üzerinden %5 BSMV talep edebileceği, dava konusu akdedilmiş olan genel kredi sözleşmesinin hükümleri kapsamında söz konusu taksitli ticari kredi borcunun ödenmesinden davalılardan … Sanayi ve Ticaret A.Ş.’nin asıl borçlu sıfatıyla, davalılardan … ve …’in ise asıl borçlu ile birlikte müteselsil kefil sıfatıyla sorumlu oldukları mütalaa edilmiştir.
Anılan bilirkişi raporu taraflara tebliğ edilmiş davalı taraf sunduğu 19/11/2020 tarihli itiraz dilekçesinde raporu kabul etmediklerini, … ve …’in 24/12/2014 tarihli krediye kefil sıfatıyla imza attıkları, bu kredinin ödendiği, bu kredinin sona ermesi nedeniyle borcun sona erdiği, bu davalıların 18/12/2015 tarihinde şirket ortaklığından ayrıldıkları, dava konusu kredinin 2017 tarihli olması nedeniyle geçerli bir kefaletten söz edilemeyeceği, bu hususun raporda belirlenmediği, bu yönüyle rapora itiraz ettiğini belirterek davanın reddini talep etmiştir. Kendilerine usulüne uygun yapılan tebligata rağmen davacı taraflarca bilirkişi raporuna karşı herhangi bir beyan ve itirazda bulunulmamıştır.
Yapılan yargılama, toplanan deliller, takip dosyası, tarafların dilekçe ve beyanları ile duruşma esnasındaki sözlü açıklamaları, mahkememize sunulan bilirkişi raporu hep birlikte değerlendirildiğinde, davacı ile davalı şirket arasında 2.000.000,00 TL tutarlı genel kredi sözleşmesi imzalandığı, davalıların bu sözleşmeye aynı tutar limitiyle kefil oldukları, dava dışı şirkete davacı bankaca bu sözleşmeye istinaden kredi verildiği, davalı ile dava dışı şirketin kredileri ödemedikleri, bu nedenle davacının asıl borçlu ve kefilerden alacaklı olduğu anlaşılmaktadır.
Bu noktada davalı gerçek kişi kefillerin geçerli bir kefalet ilişkisi bulunmadığına dair itirazlarına değinmek gerekir. Her ne kadar davalı … ve …’in 24/12/2014 tarihli krediye kefil sıfatıyla imza attıkları, bu kredinin ödendiği, bu kredinin sona ermesi nedeniyle borcun sona erdiği, bu davalıların 18/12/2015 tarihinde şirket ortaklığından ayrıldıkları, dava konusu kredinin 2017 tarihli olması nedeniyle geçerli bir kefaletten söz edilemeyeceği iddia edilmekte ise de genel kredi sözleşmesinin yalnızca bir krediye istinaden tanzim edilmediği, ileride kullanılacak kredileri de düzenlediği, davalı gerçek kişilerin ileride açılacak kredilere de kefil olduklarını kefalet sözleşmesinde açıkça belirtmeleri nedeniyle bu itirazda isabet görülmemiştir.
Anılan borçların ödenmemesi nedeniyle davacı tarafça borçlulara … Noterliği’nin 19/07/2019 tarihli 1853 numaralı ihtarnamenin gönderildiği, ihtarnamede hesabın kat edildiği hususu ile belirtilen sürelerde ödeme yapılmasının ihtar edildiği, borçlu şirkete ve kefillere tebligatın 25/07/2019 tarihinde ulaşmış olduğu görülmektedir. Bu nedenle temerrüdün bu tarihte oluşmuş sayıldığı kabul edilmiştir
Son tahlilde davalıların sözleşmeye aykırı davrandığı ve kat ihtarına rağmen borçlarını ödemediği anlaşılmakla; davanın dosya kapsamına uygun ve denetlenebilir olduğu değerlendirilen bilirkişi raporunda belirtilen alacak miktarları üzerinden kabulüne, davacı tarafça talep edilen ihtiyati haciz vekalet ücreti ve ihtiyati haciz masrafının da tespit edilen alacağa eklenmesi suretiyle belirlenen alacağa yapılan itirazın haksız ve alacak likit olduğundan bu alacak toplamı üzerinden hesaplanan icra inkar tazminatına hükmedilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:
1-Davacının davasının KISMEN KABULÜ ile; davalıların …. İcra Müd.’nün 2019/… esas sayılı dosyasına yaptığı itirazların 151.549,59-TL asıl alacak, 4.534,87 TL işlemiş faiz, 226,74 TL BSMV, 656,20 TL masraf , 606,00 TL ihtiyati haciz vekalet ücreti ve 123,90 TL ihtiyati haciz harçları olmak üzere yekün 157.697,3 TL yönünden İPTALİNE, takibin bu miktarlar üzerinden asıl alacak olan 151.549,59 TL ye takip tarihinden itibaren işleyecek yıllık %30,24 temerrüt faiz uygulanmak sureti ile devamına, fazlaya ilişkin istemin reddine,
2- Davalıların itirazlarında haksız ve alacağın likit olması nedeniyle hükmedilen bedel üzerinden takdiren %20 üzerinden hesaplanan 31.539,46 TL icra inkar tazminatının davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
3-Alınması gereken 10.772,30-TL karar ve ilam harcından, peşin alınan 2.776,86-TL nin mahsubu ile bakiye kalan 7.995,44-TL harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak Hazineye irat kaydına,
4-Davacı tarafından dava açılırken yatırıldığı anlaşılan 2.776,86-TL peşin harç, 44,40 TL başvurma harcı olmak üzere toplam 2.821,26-TL harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan 700,00-TL bilirkişi ücreti, 160,90-TL tebligat ve posta masrafı olmak üzere toplam 860,90-TL yargılama giderinden kabul-red oranına göre hesaplanan 834,92TL nin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
6100 sayılı HMK.nun 326/2 maddesi gereğince bakiye yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
6-Arabuluculuk ücreti olan 1.320,00 TL nin kabul red oranına göre 1.280,17-TL sinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak, 39,83- TL sinin davacıdan alınarak Hazineye irat kaydına,
7-Davacı lehine hüküm tarihindeki AAÜT uyarınca hesaplanan 18.931,23 TL vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
8-Davalı lehine hüküm tarihindeki AAÜT uyarınca hesaplanan 4.080,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
9-6100 sayılı HMK.nun 333. maddesi gereğince peşin alınan ve harcanmayan gider avansının karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere karar verildi, verilen karar usulen okundu anlatıldı.09/02/2021

Katip …
E-imzalıdır

Hakim …
E-imzalıdır