Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 21. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/766 E. 2020/630 K. 08.12.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
21. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/766 Esas
KARAR NO : 2020/630
DAVA : Alacak (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 07/10/2019
KARAR TARİHİ : 08/12/2020

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
A. Tarafların Talepleri
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin davalı bankanın müşterisi olduğunu, açılmış hesaplarının bulunduğunu, müvekkiline banka tarafından 27.03.2019 tarihinde e posta ile ‘2019 yılı 1. Çeyrek periyodik hizmet komisyonu tahakkuku 5.000 TL + BSMV olup 28 Mart 2019 yılından itibaren vadesiz hesaplarınızdan tahsil olunacaktır’ şeklinde bildirim geldiğini müvekkilininde buna karşılık olarak e posta yolu ile periyodik hizmet komisyonunun kabul edilmediğini, hesaplarından kesinti yapılmasına izin vermediğini, nezdinde bulunan tüm hesaplarının eft/havale işlemlerine kapatılmasını istediğini cevap yazdığını, bunun üzerine bankanın müvekkiline kredi için hesap açıldığını ve kredi taksitleri hesabı ilgili hesap olarak güncellendiğini, diğer hesapların alacak işlemlerine durdurulması için yazılı kaşeli talimat verilmesi gerektiğini, ve müvekkilinin bu imzalı kaşeli talimatı ilgili banka şubesine ilettiğini, müvekklinin kapatılan hesabına gönderilen 61.518,08 TL eft nin müvekkilinin talimatı olmasına rağmen hesabına aktarıldığını iade edilmediğini, hizmet bedeli olarak 5.250 TL tahsil edildiğini, müvekkili tarafından iadesi konusunda davalıdan talepte bulunduğunu ancak bir sonuç alamadığını, bu nedenlere dava şartı olan arabuluculuğa başvurulduğunu ancak anlaşma sağlanamadığını, dava sonuçlanıncaya kadar periyodik hizmet komisyonu adı altında yapılan tahsilatların yapılmaması için tedbir konulmasını ve asıl alacağa işleyecek reeskont avans faizi ile birlikte müvekkiline ödenmesine karar verilmesini talep dava etmiştir.
Davalı vekili süresinde olmayan cevap dilekçesinde özetle; davacı şirket ve müvekkili arasında imzalanan Genel Kredi Sözleşmesinin 8.1 inci maddesi gereği, müvekkilinin tahsis edilen krediler üzerinden komisyon alma hak ve yetkisinin bulunduğunu, müvekkilinin bu hükme istinaden firmaya yönelik olarak yapmış olduğu kredi limiti yenilemesi ve tahsisine istinaden taraftan komisyon tahsil ettiğini, ücret uygulamasından önce müşterinin bilgilendirildiğini, bu müşteriye bildirimin ulaştığı ilgili ekipten teyit edildiği, davacıdan tahsil edilen periyodik hizmet komisyonu mevzuat ve sözleşmelere uyguna olduğunu bu nedenlerle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
B.Uyuşmazlık ve Deliller, Delillerin Değerlendirilmesi ve Gerekçe;
Huzurdaki dava, tazminat davasıdır. Taraflar arasındaki uyuşmazlık; davacı şirket ile davalı banka arasında akdedilen sözleşme kapsamında davalının davacıdan tahsil ettiği periyodik hizmet komisyonu başlıklı ücretlerin sözleşmeye uygun olup olmadığı, davalının bu bedeli tahsil etme hakkı bulunup bulunmadığı, tahsil edilen bedelin iadesinin gerekip gerekmediği hususlarında toplanmaktadır.
Dilekçeler aşaması tamamlanmakla mahkememizin ön inceleme duruşmasında dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiştir. Dava şartlarına ilişkin eksik ve incelenmesi gereken ilk itiraz bulunmadığı anlaşıldıktan sonra tarafların sulh olma imkanı bulunmadığından uyuşmazlık noktaları belirlenip tahkikat aşamasına geçilmiş, deliller toplanıp bilirkişi raporu alınmak suretiyle sonuca gidilmiştir.
Mahkememizce resen görevlendirilen Bankacı bilirkişi … marifetiyle hazırlanan 29.01.2020 tarihli bilirkişi raporunda özetle; “…Davacının bazı hesapları için kapatma talimatı vermesi, tüm hesaplarını kapatmaması kullanmak istemediği hesaba gelen havalenin iade edilmeyip herhangi bir talimatı olmadan başka hesabına aktarılmasına itiraz etmeden kabul edip kullanmasına karışılık; davalı bankanın müşteri talimatı olmadan bir hesaba gelen havaleyi davanın başka bir hesabına almak sureti ile genel bankacılık usul esas ve uygulamalarına aykırı hareket ettiğini, talebe karışlık akdedilen sözleşmeyi ibraz etmediği sözleşmede belirtilemeyen masrafları tahsil edemeyeceği ve hasar arasında müşteri talimatı olmadan aktarma yapmış olmasındaki kusursuzluğunu iddia ve ispat edemediği hususları çerçevesine, davacının iade talebinin haklı bir talep olduğunu…” mütalaa etmiştir.
Tarafların itirazları üzerine sunulan 28/09/2020 tarihli ek raporunda bilirkişi özetle “.. sözleşmenin tüm sayfalarının sunulmadığını ancak ilk ve son saylarından anlaşıldığı üzere taraflar arasında GKS olduğu konusunda tereddütün bulunmadığını, davalı bankanın verdiği hizmet karışılığında sözleşme gereği bir ücret isteme hakkının bulunduğunu, 2019 yılında TCMB tarafından bir sınırlama olmaması nedeni ile sözleşme ve ilgili kanunlar kapsamında ücret alındığının kabulü halinde alınan ücretin iade durumunun oluşmadığını…” mütalaa etmiştir.
Mahkememizce 09/10/2019 tarihinde bankaya müzekkere yazılarak taraflar arasındaki sözleşmenin aslı ve davacının hesap özeti istenmiştir. Bu müzekkeremize cevap verilmemesi üzerine 18/12/2019 tarihli tekit yazımız ile aynı evraklar bir daha istenmiştir. Yazı cevabının gelmemesi üzerine 09/04/2020 tarihli müzekkere ile suç duyurusu ihtarlı olarak ikinci defa tekiden ilgili belgeler istenmiştir. Son olarak 12/10/2020 tarihli yazımız ile evraklar son defa istenmiştir. Mahkememizce anılan belgelerin eksiksiz ve tam olarak istenmesine rağmen mahkememize verilen cevaplara ek olarak sunulan CD içeriğinde davalı banka ile davacı şirket arasında akdedilen sözleşmenin ilk ve son sayfalarına yer verilmiş, sözleşmenin tüm sayfaları gönderilmemiştir. Mahkememizce müzekkerelerde özellikle belirtilmesine rağmen davalı taraflar arasındaki sözleşmenin tam metnini dosyaya sunmamıştır.
TBK’ nın 20-25. maddelerinde de genel işlem koşullarına ilişkin düzenlemelere yer verilmiş olup sözleşmelerde; taraflardan birinin üstün veya avantajlı konumunu kullanarak, karşı tarafa dayattığı, karşı taraf aleyhine düzenlemeler içeren ve iyi niyet kurullarına aykırı olan bölümlerin genel işlem koşulu olarak kabul edilmesi gerektiği belirtilmiştir.
Genel uygulamada bankalar tarafından sözleşmelerde, kredi kullanan müşterilerin krediyi erken kapama ücreti, komisyon ücreti, vergi, fon ismi altında masraflardan sorumlu olacağına dair düzenleme yapıldığı, bankalarca kendi müşterileri ile aralarında akdettikleri sözleşmelere bu düzenlemeleri öngören maddeler konulduğu görülemktedir. Hukukumuzda genel uygulama da uyuşmazlık ticari nitelikteki kredi ilişkisinden kaynaklanmakta ise, tarafların tacir olması ve 6102 sayılı TTK’nun 18/2 maddesi uyarınca her tacirin ticaretine ait bütün faaliyetlerinde basiretli iş adamı gibi hareket etmesi gerektiğinden hareket eder. Nitekim benzer bir olayda İstanbul BAM 13. Hukuk Dairesi “Yargıtay 19. Hukuk Dairesinin 19/02/2018 tarih ve 2016/ 15462 esas, 2018/713 karar sayılı kararı emsal alındığında, somut olayda; davalı bankanın davacıya kullandırmış olduğu ticari kredi nedeniyle komisyon ücreti, kredi tahsis ücreti gibi giderleri sözleşme hükümlerine dahil etmesi ticari kredi sözleşmesinin niteliği göz önüne alındığında genel işlem koşullarına aykırılığı teşkil edecek bir husus bulunmadığı, davacının kredi sözleşmesini, aleyhine sonuç doğuracak hükümlerin bilgilendirilmesi sonucu açıkça anlayarak kabul ettiğine dair beyanının altına imzasının alındığı, beyanın yeterli olduğu anlaşılmıştır. ” şeklinde karar vererek banka tarafından kesilen komisyonun hukuka uygun olduğuna karar vermiş ve anılan karar Yargıtay 11. Hukuk dairesince onanmıştır. (İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi Tarihi: 20/02/2019 Numarası: 2018/483-2019/219)
Belirtilen içtihat ve prensipler dikkate alındığında tarafları tacir olan bir sözleşmede kredi kullanan müşterilerin krediyi erken kapama ücreti, komisyon ücreti, vergi, fon ismi altında masraflardan sorumlu olacağına dair bir kayıt bulunması halinde TTK 18/2 maddesi gereği tacirin basiretli davranma yükümlülüğü devreye girecek ve sözleşme geçerli olacak; böylece banka bu adlar altında ücret tahsilatı yapmaya hak kazanacaktır. Bunun için öncelikle sözleşmede buna ilişkin bir hukuki dayanak bulunması gerekir.
Somut olayda mahkememizce dört defa istenmesine rağmen davalı banka tarafından taraflar arasındaki sözleşmenin tam metni mahkememize sunulmamış, bu nedenle taraflar arasında akdedilen sözleşmenin krediyi erken kapama ücreti, komisyon ücreti, vergi, fon ismi altında masraflardan davacının sorumlu olacağına dair bir kayıt bulunup bulunmadığı tespit edilememiştir. Mahkememize sunulan belgelerden davalı bankanın periyodik hizmet komisyonu başlığı altında bir kesinti yapılmasını haklı gösterir taraflar arasında akdedilen bir mütabakat bulunmadığı anlaşılmakla davalı tarafça tahsil edilen komisyonun bir hukuki dayanağının bulunmadığı kanaati oluşmuş ve davanın kabulüne dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın Kabulü ile 5.250,00 TL alacağın 30.05.2019 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Alınması gereken 358,62-TL harçtan peşin alınan 89,66-TL harcın mahsubu ile bakiye 268,96-TL harcın davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
4-Davacı tarafça yapılan 44,40-TL başvuru harcı, 89,66-TL peşin harç, 600-TL bilirkişi ücreti, tebligat ve posta masrafından oluşan 90,30-TL olmak üzere toplam 824,36-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Yürürlükte bulunan A.A.Ü.T.’ne göre 4.080,00-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Kullanılmayan gider avansının hükmün kesinleşmesi halinde ödeyen tarafa iadesine,
7-Dava açılmadan evvel sonradan haksız çıkan taraftan alınmak üzere suç üstü ödeneğinden ödenen 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin davalıdan alınarak hazineye irat kaydına dair,
Dair; malvarlığına ilişkin davalarda 6763 sayılı kanununun 41. maddesi ile değişik 6100 sayılı HMK md. 341/2. maddesi gereğince dava miktarı veya değeri 5.390,00 TL’lik kesinlik sınırında kaldığından KESİN olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı.18/12/2020

Katip …
e-imzalıdır.

Hakim …
e-imzalıdır.