Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 21. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/756 E. 2020/687 K. 22.12.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
21. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/756 Esas
KARAR NO : 2020/687
DAVA : İtirazın İptali (Havale Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 07/10/2019
KARAR TARİHİ : 22/12/2020

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Havale Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
A. Tarafların Talepleri
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili davalıya 18/09/2018 tarihinde banka aracılığıyla borç açıklaması ile 70.000TL borç para gönderdiğini, müvekkilinin borç olarak verdiği parayı davalının beş gün içerisinde geri ödeyeceğim sözü üzerine beş gün sonra aradığını ancak davalının ödemeye yanaşmadığını, davalının araba galerisi işletmekte olduğunu, aktif şekilde kazanç elde ettiğini, müvekkiline karşı borcunu kötü niyetli olarak ödemediğini, davalı aleyhine icra takibi başlattığını, davalının bu takibe itiraz ettiğini, bu nedenlerle icra takibinin devamına ve icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalıya usulüne uygun dava dilekçesinin tebliğ edildiği ancak davalı tarafından cevap dilekçesi sunulmadığı anlaşılmaktadır. Ancak davalı taraf katıldığı 24/01/2020 tarihli celsede kendisine gönderilen paranın araç satışı için gönderildiğini, elden para almadığını ifade etmiştir. Yine 14/07/2020 tarihinde davalı tarafça dosyaya çeşitli vekaletnameler sunulmuştur. 22/12/2020 tarihli celsede hazır bulunan davalı, celse arasında sunduğu vekaletnamelerin davacı şirket yetkilisinin arkadaşları olduğunu ifade etmiştir.
B.Uyuşmazlık ve Deliller
Davanın itirazın iptali davası olması sebebi ile öncelikle itirazın yapıldığı icra dosyası mahkememiz dosyası arasına alınmış, yapılan incelemede …. İcra Müdürlüğü’nün 2019/… esas sayılı dosyası ile mahkememiz dosyasının taraflarının aynı olduğu, dosyamız davacısının alacaklı, dosyamız davalılarının borçlu olduğu, dava değerlerinin asıl alacak yönünden aynı olduğu, davalı tarafından süresinde ve geçerli bir şekilde itiraz dilekçesi sunulduğu görülmüştür.
Mahkememizce resen görevlendirilen mali müşavir bilirkişi … marifetiyle hazırlanan 09.03.2020 tarihli bilirkişi raporunda özetle; “her iki tarafında tacir olduğunu dava konusu alacağın davacı ticari defterlerinde de kayıtlı olmadığını, davalının da ticari defter ve belgelerini incelemeye ibraz etmediğini, uyuşmazlık konusunun davacının davalıya borç ibaresi ile 70.000-TL alacağının tahsili ile ilgili olduğunu, davacının dosyaya sunmuş olduğu banka dekontuyla alacağını ispat ettiğini davalının ise duruşmada davacıya araç satışı yaptığını beyan ettiğini, bu paranın araç satışı ile ilgili olduğunu ancak iddiasını ispat edemeğini..” mütalaa etmiştir.
Kendilerine usulüne uygun yapılan tebligata rağmen taraflarca bilirkişi raporuna karşı herhangi bir beyan ve itirazda bulunmamıştır.
C. Delillerin Değerlendirilmesi ve Gerekçe;
Huzurdaki dava itirazın iptali davasıdır. Dava dilekçesi ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde uyuşmazlığın davacı şirketin davalıya gönderdiği paranın hangi amaçla gönderildiği, borç olarak gönderilip gönderilmediği hususlarına ilişkin olduğu anlaşılmaktadır.
Dilekçeler aşaması tamamlanmakla mahkememizin ön inceleme duruşmasında dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiştir. Dava şartlarına ilişkin eksik ve incelenmesi gereken ilk itiraz bulunmadığı anlaşıldıktan sonra tarafların sulh olma imkanı bulunmadığından uyuşmazlık noktaları belirlenip tahkikat aşamasına geçilmiş, deliller toplanıp bilirkişi raporu alınmak suretiyle sonuca gidilmiştir.
Yapılan yargılama, toplanan deliller, tarafların dilekçe ve beyanları ile duruşma esnasındaki sözlü açıklamaları, davalının icra dairesine sunduğu itiraz dilekçesi hep birlikte değerlendirildiğinde, taraflar arasındaki ticari ilişkinin var olup olmadığının ihtilaflı olduğu anlaşılmaktadır.
TTK’nın 18. maddesinde tacir olmanın hükümleri arasında sayılan yükümlülüklerin biri de kanun hükümleri uyarınca gerekli ticari defterleri tutmaktır. Defter tutma yükümlülüğü Kanunun 64. maddesinde ayrıca düzenlenerek her tacirin, ticari defterleri tutmak ve defterlerinde ticari işlemleriyle ticari işletmesinin iktisadi ve mali durumunu, borç ve alacak ilişkilerini ve her hesap dönemi içinde elde edilen neticeleri, bu kanuna göre açıkça görülebilir bir şekilde ortaya koymak zorunda olduğu belirtilmiştir.
Her iki tarafın da tacir olması nedeni ile 24/02/2020 tarihli celsede tarafların ticari defterleri üzerinde inceleme yapılmasına, tarafların inceleme gün ve saatinde ticari defterlerini incelemeye esas olmak üzere HMK 222 gereği sunmasına, bu süre içerisinde gereği yerine getirilmediği takdirde bu delile dayanmaktan vazgeçmiş sayılacağının taraflara ihtarına karar verilmiş ancak taraflarca herhangi bir ticari defter sunulmamıştır
Esasen davacı tarafça davalıya gönderilen para olup olmadığı ve paranın miktarı konusunda ihtilaf bulunmamaktadır. İhtilaf paranın hangi maksatla gönderildiği hususunda toplanmaktadır. Sunulan dekonta bakıldığında “borç” kaydının yer aldığı anlaşılmaktadır. Davalı ise gönderilen paranın gerçekleştirdiği araç satışlarına istinaden gerçekleştiğini iddia ederek “gerekçeli inkar”da bulunmaktadır. Huzurdaki davada ispat yükü davacıdadır. Ancak davacının parayı gönderirken “borç” şerhini düşmesi nedeniyle ispat yükü bu paranın borç değil de başka bir amaçla verildiği konusunda gerekçeli inkarda bulunan davalıya geçecektir.
Yargıtay 13. Hukuk Dairesi Esas No: 2014/14956 Karar No: 2014/32131 sayılı kararında da benzer bir hususa ilişkin olarak “Davacı, amcası olan davalıya banka havalesi ile 5.000,00 TL ödünç verdiğini ileri sürerek eldeki davayı açmış, davalı 2014/14956-32131 ise gönderilen paranın daha önceden verilen ödünç paranın ödenmesine ilişkin olduğunu savunarak davanın reddini dilemiştir. Davalının bu savunması gerekçeli inkar niteliğindedir. Bu durumda ispat yükü davalıya değil, davacıya düşer. Ne var ki davacının dayandığı 22.7.2011 tarihli banka dekontunda “Borç olarak” ibaresi yazılıdır. Bu yazılar davacının karz iddiasını doğrulamaktadır. Taraflar arasındaki akrabalık ilişkisi nedeniyle tanık dinlenmişse de, taraflar arasındaki hukuki ilişki yazılı belgeye bağladığına göre, olayda tanık dinlenmesi mümkün olmadığı gibi, dinlenen tanık beyanları da hükme esas alınamaz. Hal böyle olunca mahkemece, dava konusu havale için davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken, aksine düşüncelerle davanın reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.” şeklinde içtihatta bulunmuştur.
Davalı paraların araç satışına ilişkin olduğunu iddia etmiş ve farklı vekaletnameler sunmuş ise de anılan vekaletnamelerin davacı ile ilgisi bulunmayıp davalı da bu hususa ilişkin herhangi bir delil sunmamıştır. Böylece davalının üzerine düşen ispat koşulunu ifa etmediği anlaşılmış, dekontta bulunan “borç” ibaresinden davacı iddiasının doğru olduğu kanaatine ulaşılarak davanın kabulüne dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının davasının kabulüne, davalının …. İcra müdürlüğünün 2019/… esas sayılı takip dosyasına yönelik itirazın iptaline, takibin devamına,
2-Davalı itirazında haksız ve alacak likit olduğundan takdiren %20 üzernide hesaplanan 14.000,00- TL icra inkar tazminatını davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Alınması gereken 4.781,70-TL harçtan peşin alınan 1.195,43-TL harcın mahsubu ile bakiye 3.586,27-TL harcın davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
4-Davacı tarafça yapılan 44,40-TL başvuru harcı, 1.195,43-TL peşin harç, 750-TL bilirkişi ücreti, tebligat ve posta masrafından oluşan 130,20-TL olmak üzere toplam 2.120,03-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Yürürlükte bulunan A.A.Ü.T.’ne göre 9.900,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Kullanılmayan gider avansının hükmün kesinleşmesi halinde ödeyen tarafa iadesine,
7-Dava açılmadan evvel sonradan haksız çıkan taraftan alınmak üzere suç üstü ödeneğinden ödenen 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin davalıdan alınarak hazineye irat kaydına
dair, tarafların yokluğunda gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 22/12/2020

Katip …
e-imzalıdır.

Hakim …
e-imzalıdır.