Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 21. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/751 E. 2020/80 K. 06.02.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
21. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/751 Esas
KARAR NO : 2020/80 Karar

DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 07/10/2019
KARAR TARİHİ : 06/02/2020

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Borçlu hakkında … 22. İcra Müdürlüğünde … Esas sayılı dosya numarası ile açmış oldukları icra takibine 02/01/2019 tarihinde borçlu tarafından itiraz edildiğini ve takibin durduğunu, dava şartı olan arabuluculuk yoluna 29/01/2019 tarihinde başvurduklarını, 20/03/2019 tarihinde yapılan son oturum ile anlaşmanın sağlanamadığını, borçlunun yapmış olduğu itirazın haksız olduğunu, zira borçlu ile alacaklı arasında yapılan hizmet sözleşmesi gereğince 12,512,41-TL’lik ödeme yapması gerektiğini, yapılan icra takibi ile takip çıkışı tutarının 15.384,67-TL olduğunu, müvekkili şirket borçlu şirkete ait iş yerinde iç dekorasyona ilişkin hizmeti gerçekleştirdiğini, yapılan bu hizmete karşılık 20/04/2018 tarihinde fatura kesildiğini, borçlu şirket kesilen bu faturaya itiraz etmediğini, borçlu ve alacaklı müvekkili arasında işlerin yapılmasından önce sonrasında atılan mailleri ekte olduğunu, müvekkili şirketin bu hizmeti gerçekleştirdiği fotoğrafların mevcut olduğunu, davanın kabulüne karar verilmesini, bu nedenlerle her türlü hakları saklı kalmak koşulu ile şimdilik 1.000,00-TL, davacı vekili davalının yapmış olduğu itirazın iptali ve takip konusu alacağın %20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilerek, yargılama giderlerinin ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacının talep ettiği dava konusu edilen isteklerin reddedilmesi gerektiğini, davaya konu taleplerin zaman aşımına uğradığını,davacının işbu zamanaşımı süresini geçirdiğini, zamanaşımı itirazlarının olduğunu belirttiğini, dava dilekçesinde belirtilen delillerin müvekkili şirkete tebliğ edilmediğini, alacaklı olduğunu iddia eden davacıya karşı müvekkilimizin hiçbir borcu bulunmadığını, davacı tarafından dava dilekçesinde müvekkil şirket ile aralarında hizmet ilişkisi gereğince müvekkil şirketin ödeme yapması gerektiğini, fakat yerine getirmediği iddia edildiğini, bu iddiayı ileri süren davacının bu iddiasını kanıtlaması gerektiğini, alacaklı olduğunu iddia eden davacı şirket ile müvekkili şirket arasında herhangi bir ilişki bulunmadığını, faturaya ilişkin hangi işin yapıldığının davacı tarafından ispat edilmesi gerektiğini, böyle bir ispat olmadığını, davacının bunu iddia ettiği için ispat etmesi gerektiğini ve de iddia ettiği alacak miktarını neye göre hesapladığını da delilleri ile birlikte ortaya koyması gerektiğini, müvekkil şirketin davacıya hiçbir borcu bulunmadığını, davacı ile müvekkili şirket arasında davacı tarafından belirtilen bir ilişki mevcut olmadığını, bu nedenle müvekkilin davacıya borçlu olmasının mümkün olmadığını, müvekkili şirket tarafından davacının iddialarına yönelik olarak icra takibine ilişkin tüm cevaplar ve itirazların usulüne uygun bir şekilde verilmiş olmasına rağmen davacı tarafından huzurdaki davanın açılmış olması davacının kötü niyetli olduğunu gösterdiğini, davacının dava dilekçelerinde yer alan haksız ve hukuki mesnetten yoksun tüm beyan, iddia ve taleplerine taraflarınca külliyen itiraz edilmekte olduğunu, işbu haksız ve mesnetsiz davanın külliyen reddine karar verilmesi gerektiğini, usulüne Uygun Şekilde Arabuluculuk Başvurusunun yapılmamış olması halinde davanın usulden reddine, HMK.121 ve devamı maddeler uyarınca dava dilekçesi ile birlikte tebliğ edilmemiş olan delillerin taraflarına tebliğ edilmesini, zamanaşımı süresi dolduğu için işbu davanın zamanaşımından reddine, HMK 119. Madde uyarınca dava dilekçesi zorunlu unsurları taşımadığı için işbu davanın usulden reddine, davacının kötüniyetli olduğu için % 20’den aşağı olmamak üzere lehlerine kötüniyet tazminatına hükmedilmesini,davacı tarafça açılmış olan hukuki dayanaktan yoksun davanın her halükarda reddine karar verilerek yargılama masrafları ve ücreti vekaletin karşı taraf üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; davacı tarafından davalı hakkında … 22. İcra Müdürlüğü’ nün … E. Sayılı dosyası ile başlatılan icra takibine davacı tarafından yapılan itirazın İİKm.67 ve devamı maddeleri uyarınca iptaline karar verilmesi istemine ilişkindir.
Mahkememizce 06/11/2019 tarihli tensip tutanağı uyarınca icra müdürlüğü dosyasının aslı dosyamız arasına alınmıştır.
HMK.nun 115/1 maddesi gereğince dava şartları, mahkemece davanın her aşamasında kendiliğinden araştırılır.
HMK’ nın 138. Maddesine göre mahkeme, öncelikle dava şartları ve ilk itirazlar hakkında dosya üzerinden karar verir; gerektiği takdirde kararını vermeden önce, bu konuda tarafları ön inceleme duruşmasında dinleyebilir.
Mahkememizce taraflar 06/02/2020 tarihli duruşmaya davet edilmiş, davacı ve davalı vekilinin katılımı ile belirtilen tarihte duruşma gerçekleştirilmiş ve tarafların bu husustaki beyanları alınmıştır.
Tüm dosya kapsamı bir bütün olarak değerlendirildiğinde;
01/01/2019 tarihinde yürürlüğe giren ve 03/01/2011 tarihli ve 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 5 inci maddesinden sonra gelmek üzere eklenen maddeye göre; ” MADDE 5/A- (1) Bu Kanunun 4 üncü maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır.
6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanununun 3. maddesinin birinci fıkrasına eklenen cümle ile “Dava şartı olarak arabuluculuk”
MADDE 18/A- (1) İlgili Kanunlarda arabulucuya başvurulmuş olması dava şartı olarak kabul edilmiş ise arabuluculuk sürecine aşağıdaki hükümler uygulanır.
(2) Davacı, arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağın aslını veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğini dava dilekçesine eklemek zorundadır. Bu zorunluluğa uyulmaması hâlinde mahkemece davacıya, son tutanağın bir haftalık kesin süre içinde mahkemeye sunulması gerektiği, aksi takdirde davanın usulden reddedileceği ihtarını içeren davetiye gönderilir. İhtarın gereği yerine getirilmez ise dava dilekçesi karşı tarafa tebliğe çıkarılmaksızın davanın usulden reddine karar verilir. Arabulucuya başvurulmadan dava açıldığının anlaşılması hâlinde herhangi bir işlem yapılmaksızın davanın, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilir.” hükümlerinin cari olduğu tespit edilmiştir.
Somut olayda davacı tarafından fatura alacağına istinaden başlattığı icra takibine davalı tarafından yapılan itirazın iptaline karar verilmesini talep ettiği ve dava türünün zorunlu arabuluculuk kapsamında kaldığı anlaşılmaktadır. Mahkememizce davacı tarafa, 06/11/2019 tarihli tensip tutanağının 9 numaralı ara kararı uyarınca arabuluculuk son tutanağının aslını veya arabulucu tarafından onaylanmış örneğini dosyamıza sunmak üzere 1 hafta kesin süre verilmiş ve kesin sürenin neticesi ara kararda gösterilmiştir. Anılan tensip zaptı 10/12/219 tarihinde davacı tarafa tebliğ edilmiştir. Davacı tarafından verilen kesin süre içerisinde ara karar gereği yerine getirilmediği gibi 06/02/2020 tarihinde yapılan ön inceleme duruşmasında da davacı yanca aynı hususta yeniden süre talebinde bulunulmuştur. Usulüne uygun şekilde verilmiş ve yasal sonuçları da hatırlatılarak ihtar edilmiş kesin süre sadece taraflar için değil aynı zamanda mahkeme için de bağlayıcıdır. İlgili tarafa tekrar aynı konuda ikinci defa kesin süre verilmesine yasa cevaz vermemektedir. Belirtilen nedenlerle arabuluculuk son tutanağının aslı veya arabulucu tarafından onaylanmış örneğinin dosyaya sunulması için davacıya verilen kesin süreye rağmen ön inceleme duruşmasına kadar tamamlanmayan eksiklik için yeniden süre verilmesine olanak bulunmamaktadır.
Yukarıdaki açıklamalar doğrultusunda; davanın 7155 sayılı Kanunun 26. Maddesinde belirtilen yürürlük tarihi olan 01.01.2019 tarihinden sonra açıldığı, zorunlu arabuluculuk durumunun söz konusu olduğu ve yasa tarafından emredici şekilde sunulması istenen arabuluculuk son tutanak aslı veya arabulucu tarafından onaylanmış örneğinin davacı tarafından verilen kesin süreye rağmen sunulmadığı ve belirtilen eksikliğin ön inceleme duruşmasında da giderilmediği anlaşılmakla 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanununun m.18/A-f.2 hükmü gereğince davanın dava şartı yokluğu nedeni ile usulden reddine dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-7155 Sayılı Kanunun 20’nci maddesi ile 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’na eklenen 5/A maddesi ve 7155 Sayılı Kanunun 23’üncü maddesi ile 6325 Sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’na eklenen 18/A-2 maddesi uyarınca davacı tarafından tensip zaptı tebliği ile verilen kesin süre içerisinde arabuluculuk tutanağının aslı dosyaya sunulmadığından, davanın Türk Ticaret Kanunu’nun 5/A, 6325 sayılı Kanunun 18/A-2, Hukuk Mahkemeleri Kanunu’nun 114/2 ve 115/2 maddeleri uyarınca DAVA ŞARTI YOKLUĞU NEDENİ İLE USULDEN REDDİNE,
2-Alınması gerekli 54,40-TL karar harcının davacının peşin yatırdığı 44,40-TL harçtan mahsubu ile alınması gereken 10-TL’nin Muhasebat Genel Müdürlüğü Genel Tebliğinin 11/2. Maddesinde belirtilen 16,02-TL’den az olması nedeni ile harç alınmasına yer olmadığına,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde BIRAKILMASINA,
4-Kullanılmayarak artan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
5-Karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca hesap ve takdir olunan 1.000,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Dair; davacı ve davalı tarafın yüzüne karşı miktar itibari ile kesin olmak üzere karar verildi, verilen karar usulen okunup, anlatıldı.06/02/2020

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır