Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 21. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/735 E. 2019/212 K. 23.12.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
21. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/735
KARAR NO : 2019/212

DAVA : Tazminat (Kasko Sigorta Poliçesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 04/10/2019
KARAR TARİHİ : 23/12/2019
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Kasko Sigorta Poliçesinden Kaynaklanan ) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkiline ait … plakalı aracın, davalı … tarafından, … numaralı Genişletilmiş Kasko Sigorta Poliçesi ile 17/10/2018 ile 17/10/2019 tarihleri arasında sigortalandığını, müvekkiline ait … plakalı… 1.3 Multıjet (75) 2014 model aracın 28/12/2018 tarihinde müvekkilinin ikamet adresinde park halinde iken sol yan kısmından hasar gördüğünü, bazı parçalarının değişmek zorunda kaldığını, değişen parçaların fiyatlarının toplamının KDV dahil olmak üzere 830,68 TL olduğunu, Genişletilmiş Kasko Sigortasının keşide ediliş amacı gereğince müvekkilinin zararının davalı … şirketinin sorumluluğunda olduğunu, mahkememizin yetkili olduğunu, arabuluculuğa başvurulduğunu, sonuç olarak açıklanan nedenlerle; tahkikat sonucunda maddi zararın tam ve kesin olarak belirlenmesinin mümkün olduğu anda arttırılmak üzere şimdilik 1.573,68 TL hasar onarım bedelinin kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı … şirketinden tahsilini, hasar onarım bedelinin tespiti için yaptırılmış bulunan ekspertiz raporuna ödenmiş olan 413,00 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesini, yargılamaya sebebiyet veren taraf olan davalı … şirketinin yargılama giderleri ve ücreti vekalete mahkum edilmesine karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı taraf ile müvekkili sigorta şirketi arasında Genişletilmiş Kasko Sigorta Poliçesi düzenlendiğini, davacıya ait … plakalı aracın park halinde hasara uğradığını, kaza sonrası davacı tarafın müvekkil sigorta şirketine başvurduğunu, müvekkili tarafından yapılan araştırma sonuçları ile araç üzerinde ekpertiz çalışmaları yapıldıktan sonra sigorta poliçesinde mevcut muafiyetler gereğince eş değer parça üzerinde değişiklikler yapılarak davacının bildirmiş olduğu İBAN nolu hesaba 10/05/2019 tarihinde hesaplanan ödeme gönderildiğini ancak İBAN hatalı olduğundan ödemenin red edildiğini, ilerleyen süreçte davacı vekilinin bildirmiş olduğu hesaba 16/08/2019 tarihinde ekpertiz raporu doğrultusunda 968,00-TL ödeme gerçekleştirildiğini, davacı tarafın hasar onarım bedelinin daha fazla olduğu iddiası ile iş bu davayı açtığını, ancak iş bu davanın reddinin gerektiğini, kasko sigortalı olan davacı tarafın Tüketici olup, öncelikle davanın Tüketici Mahkemelerinde açılması gerektiğini, bu nedenle görev yönünden mahkememiz görevli olmadağından davanın görev yönünden reddini talep ettiklerini, müvekkili sigortanın tek taraflı beyanlı maddi hasarlı kazaya karışan araç ile ilgili düzenlenen kasko sigorta poliçesinde mevcut muafiyetler gereğince eş değer parça üzerinden değerlendirme yapılarak alınan ekspertiz raporu doğrultusunda davacı vekilinin bildirmiş olduğu hesaba ödeme yapıldığını, davacı tarafında bu konuya ilişkin herhangi bir itirazının bulunmadığını, Kasko Sigorta Poliçesi Kloz ve Muafiyetleri gereğince sigorta şirketi gerekli ödemeyi yapmış olmakla davacı tarafın aracının zararını giderdiğini, davacının belirtmiş olduğu masraflar afaki olup, sigorta şirketi olarak yapılan ekpertiz raporunu ve bedelini kabul etmediklerini, eş değer parça üzerinden herhangi bir rapor düzenlenmemiş olup, davacı tarafın dava dilekçesi ile sunduğu raporun sigorta poliçesi şartlarına uygun düzenlenmediğini, açıklanan nedenlerden dolayı iş bu davanın reddinin gerektiğini, sonuç olarak arz olunan nedenlerle; davanın öncelikle görev yönünden usulden reddini, mahkememiz aksi kanaatte olduğu takdirde izah edilen ve resen belirlenecek nedenler ile davanın esastan reddini, yargılama giderleri ve ücreti vekaletin karşı tarafa tahmiline karar verilmesi talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; davacı ile davalı arasında akdedilen kasko sigorta poliçesine dayanan maddi tazminat istemine ilişkindir.
HMK.nun 1. Maddesine göre, göreve ilişkin kurallar kamu düzeninde olup, aynı yasanın 114/1-c bendi uyarınca dava şartı olan bu husus, HMK.nun 115/1 maddesi gereğince mahkemece davanın her aşamasında kendiliğinden araştırılır.
HMK’ nın 138. Maddesine göre mahkeme, öncelikle dava şartları ve ilk itirazlar hakkında dosya üzerinden karar verir; gerektiği takdirde kararını vermeden önce, bu konuda tarafları ön inceleme duruşmasında dinleyebilir. Mahkememizce taraflar 23/12/2019 tarihli duruşmaya davet edilmiş, davalı taraf mazeretsiz olarak duruşmaya katılmamış, davacı vekilinin bu husustaki beyanları alınmıştır.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4. maddesinde mutlak ticari davalar belirtildikten sonra her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları nispi ticari davalar olarak sayılmış ve 5. maddesinde de “Aksine hüküm bulunmadıkça, dava olunan şeyin değerine veya tutarına bakılmaksızın asliye ticaret mahkemesi tüm ticari davalar ile ticari nitelikteki çekişmesiz yargı işlerine bakmakla görevlidir” hükmü getirilerek görev hususunun kapsamı düzenlenmiştir. Buna göre bir davada Asliye Ticaret Mahkemesinin görevli olabilmesi için mezkur kanunun 4. maddesinde sayılan mutlak bir ticari dava olması veya her iki taraf tacir olup uyuşmazlığın da her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili bir husustan doğması gerekmektedir.
6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun’un amaç başlıklı 1. maddesinde, “Bu Kanun’un amacı; kamu yararına uygun olarak tüketicinin sağlık ve güvenliği ile ekonomik çıkarlarının koruyucu, zararlarını tazmin edici, çevresel tehlikelerden korunmasını sağlayıcı, tüketiciyi aydınlatıcı ve bilinçlendirici önlemleri almak, tüketicilerin kendilerinin korucuyu girişimlerini özendirmek ve bu konulardaki politikaların oluşturulmasında gönüllü örgütlenmelerini teşvik etmeye ilişkin hususları düzenlemektir. Tanım başlıklı 3. maddesinin (1) sağlayıcı; Kamu tüzel kişileri de dahil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla tüketiciye hizmet sunan ya da hizmet sunanın adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiyi, (k) Tüketici; Ticari-veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişiyi, (1) Tüketici işlemi; Mal veya hizmet piyasalarında Kamu tüzel kişileri de dahil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzer sözleşmeler de dahil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemi.” düzenlemeleri bulunmaktadır.

Somut olayda davacı ile davalı arasında akdedilen genişletilmiş kasko sigorta poliçesi uyarınca davacının aracında meydana gelen hasar nedeni ile davalının kasko sigorta poliçesi kapsamında sorumluluğunun bulunup bulunmadığı ve bu bedelin davalıdan tahsiline karar verilmesi gerekip gerekmediği noktalarında ihtilaf bulunduğu anlaşılmaktadır.
Mahkememizce bir örneği dosyamıza sunulan genişletilmiş kasko sigorta poliçesinin incelenmesinde; davacının gerçek kişi sigortalı olduğu ve sigorta edilen aracın ise hususi otomobil olduğu tespit edilmiştir. Taraflar arasında 6502 sayılı yasa kapsamında bir tüketici-satıcı/sağlayıcı ilişkisi ve kasko sigortası satış sözleşmesi bulunduğu, davacının kanunda tanımı yapılan tüketici sıfatına haiz olduğu, dolayısıyla davanın, tüketici mahkemesinde görülmesi gerektiği açıktır. (İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi’ nin 02/10/2019 tarih 2018/1906 E., 2019/1329 K. Sayılı kararı) Bir davanın ticari dava olarak nitelendirilebilmesi ve ticaret mahkemesinde görülebilmesi için ya mutlak ticari dava olması ya da her iki tarafın tacir olması ve işin her iki tarafın ticari işletmesi ile ilgili olması gerekmektedir. Bu durumda, mahkememiz dava konusunda uyuşmazlığa bakma konusunda görevli olmayıp, uyuşmazlığa bakma görevi Tüketici Mahkemesine aittir. Görev hususu kamu düzenine ilişkin olup, taraflarca ileri sürülmesi dahi yargılamanın her aşamasında kendiliğinden dikkate alınması gerektiğinden mahkememizce göreve ilişkin dava şartı yokluğundan davanın usul yönünden reddine ilişkin aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.

KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Mahkemenin görevine ilişkin dava şartı noksanlığı bulunduğundan Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE, davanın HMK 114/1-c ve 115/2.maddeleri uyarınca görev yönünden USULDEN REDDİNE,
2-Kararın kesinleşmesine müteakip talep halinde dosyanın görevli olan İSTANBUL TÜKETİCİ MAHKEMESİ’NE GÖNDERİLMESİNE,
3-HMK’nun 331 mad. uyarınca Harç, yargılama gideri ve gider avansının görevli mahkemece değerlendirilmesine, davaya başka bir mahkemede devam edilmediği takdirde talep üzerine harç yargılama gideri ve gider avansı konusunda mahkememizce karar oluşturulmasına,
4-HMK 20.maddesi gereğince; karar tebliğinden itibaren iki haftalık süre içerisinde görevli mahkemeye gönderilmesi talebinde bulunulmaması halinde davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğinin ihtaratına,

Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.23/12/2019

Katip …
¸

Hakim …
¸