Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 21. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/714 E. 2020/452 K. 02.10.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
21. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/714 Esas
KARAR NO : 2020/452

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 04/10/2019
KARAR TARİHİ : 02/10/2020

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
A. Tarafların Talepleri
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalı arasında15.08.2016 – 31.12.2016 tarihleri arasında mal satımı gerçeleştiğini, söz konusu satımların toplam 25.975,07 TL meblağ olduğunu, ödenmeyen bu faturalar sebebi ile icra takibi başlatıldığını, davalı borçulunun icra takibine itiraz ettiğini, davalı şirketi defelarca aradığını ve e yazışmalar yapıldığını ancak davalının borcunu ödemediğini, dava şartı olan arabuluculuğa başvurulduğunu anlaşma sağlanamadığını, davalının piyasaya yüklü miktarda borcunun olduğunu, sahip olduğu arabalarda hacizlerin olduğunu, bu nedenlerle davalı tarafın kötü niyetli olduğunu, itirazın iptalini ve kötü niyet icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı tarafa usulüne uygun tebligatla dava dilekçesi tebliğ edilmesine rağmen yasal süre içerisinde cevap dilekçesi sunmadığı anlaşılmaktadır.
B.Uyuşmazlık ve Deliller
Davanın itirazın iptali davası olması sebebi ile öncelikle itirazın yapıldığı icra dosyası mahkememiz dosyası arasına alınmış, yapılan incelemede İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyası ile mahkememiz dosyasının taraflarının aynı olduğu, icra dosyasında borçlu olarak yer alan tüzel kişinin dosyamızda davalı konumunda olduğu, dosyamız davacısının alacaklı ve dava değerlerinin aynı olduğu, davalı tarafından süresinde ve geçerli bir şekilde borca dair itiraz dilekçesi sunulduğu görülmüştür.
Mahkememizce resen görevlendirilen mali müşavir bilirkişi…marifetiyle hazırlanan 12.06.2020 tarihli bilirkişi raporunda özetle; “Davacı tarafın 2016 yılı ticari defterlerinin incelendiğini, 6102 sayılı yeni TTK. İlgili hükümleri yönünden usulüne uygun olduğunu, mahkememizin verdiği kararda 03.12.2019 tarihli ara kararı ile davalı yana ticari defter ve belgelerinin inceleme günü hazır etmesi için meşruhatlı tebligat çıkartılmasına karar verildiğinin davalıya usulüne uygun tebligat yapıldığını buna rağmen davalının incelemeye gelmediğini ve defterlerinin sunmadığını, Davacı yanın sunulan defterlerden 29.685,24 TL alacaklı olduğunu, faturaların bir bölümünün davalıya tebliğ edildiğini ancak 7.510,46 TL değerindeki faturada ise teslim alan bölümünün boş olduğunu, davacı yanın sunduğu defterlerde ise düzenlenen faturaların ödenmediğini, 22.174,78 TL’lik faturaların teslim alan bölümlerinde ise imza bulunduğunu, davanın alım satım sözleşmesinden kaynaklandığını” mütalaa etmiştir.
Mahkememizce bilirkişi raporu taraflara tebliğe edilmiş usulüne uygun tebligata rağmen taraflarca rapora karşı herhangi bir itiraz ve beyan sunulmamıştır.
C. Delillerin Değerlendirilmesi ve Gerekçe;
Huzurdaki dava hukuki niteliği itibari ile; İİK.nun 67.maddesinde düzenlenen itirazın iptali davasıdır.Dava dilekçesi ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde uyuşmazlığın davacı ile davalı arasında ticari ilişki bulunup bulunmadığı, davacı tarafın davalı taraftan bu aralarındaki ilişki nedeni ile alacaklı olup olmadığı, davacı taraf alacaklı ise bu alacağın miktarının ne olduğu, alacağın takip tarihi itibari ile likit olup olmadığı, icra inkar tazminatı şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği hususlarında toplandığı anlaşılmaktadır.
Yapılan yargılama, toplanan deliller, davacının dilekçe ve beyanları ile duruşma esnasındaki sözlü açıklamaları, davalının icra dairesine sunduğu itiraz dilekçesi hep birlikte değerlendirildiğinde, davalının taraflar arasındaki cari hesap ilişkisine dair ilişkinin varlığına dair bir itirazda bulunduğu anlaşılmaktadır.
TTK’nın 18. maddesinde tacir olmanın hükümleri arasında sayılan yükümlülüklerin biri de bu Kanun hükümleri uyarınca gerekli ticari defterleri tutmaktır. Defter tutma yükümlülüğü Kanunun 64. maddesinde ayrıca düzenlenerek her tacirin, ticari defterleri tutmak ve defterlerinde ticari işlemleriyle ticari işletmesinin iktisadi ve mali durumunu, borç ve alacak ilişkilerini ve her hesap dönemi içinde elde edilen neticeleri, bu kanuna göre açıkça görülebilir bir şekilde ortaya koymak zorunda olduğu belirtilmiştir.
Her iki tarafında tacir olması nedeni ile 03/12/2019 tarihli celsede tarafların ticari defterleri üzerinde inceleme yapılmasına, hazır bulunmayan davalıya ticari defter inceleme gün ve saatinde ticari defterlerini incelemeye esas olmak üzere HMK 222 gereği sunmak üzere kesin süre verilmesine, bu süre içerisinde gereği yerine getirilmediği takdirde bu delile dayanmaktan vazgeçmiş sayılacağının davalıya İHTARINA, ihtar yerine geçmek üzere iş bu duruşma tutanağının tebliğine karar verilmiş ve ilgili duruşma tutanağı davalı taraf tebliğ edilmiştir.
Davalı tarafa ara karar tebliğ edilmesine rağmen verilen süre içerisinde davalı tarafça karar gereği yerine getirilmediği gibi herhangi bir beyanda da bulunulmamıştır. Kendisine ihtar yapılmasına rağmen davalı tarafça ticari defterler sunulmamıştır. Hazırlanan 12/06/2020 tarihli bilirkişi raporundan ve dosya kapsamından taraflar arasındaki ticari ilişkinin varlığı konusunda herhangi bir ihtilaf bulunmadığı, davacının ticari defterlerinin açılışlarının usulüne uygun yapıldığı, davacının cari hesap alacağına ilişkin faturaların muhasebe programında muhasebe kayıtlarında yer aldığı, ticari defterlerin delil niteliğini haiz olduğu, ticari defterlere göre takip tarihi itibari ile davacının davalıdan 29.685,24 TL alacaklı olduğu, faturaların bir bölümünün davalıya tebliğ edildiği ancak 7.510,46 TL değerindeki faturada ise teslim alan bölümünün boş olduğu, davacı yanın sunduğu defterlerde ise düzenlenen faturaların ödenmediği, 22.174,78 TL’lik faturaların teslim alan bölümlerinde ise imza bulunduğu, davacının 7.510,46 TL değerindeki faturalara istinaden ispat külfetini yerine getirmediği anlaşılmaktadır.
Her ne kadar anılan bilirkişi raporu yalnızca davacı tarafa ait ticari defterler üzerinden yapılmış ise de, davalı tarafa ihtar yapılıp süre verilmesine rağmen ticari defterlerinin incelenmesi için gerekli iş ve işlemleri yapmadığı, davalının bu borcu ödediğine dair herhangi bir savunmasının bulunmadığı, davalı tarafça herhangi bir ödeme belgesinin sunulmadığı anlaşılmakla mevcut delillerden yeterli kanaat oluşmuştur.
Araştırılacak başka bir husus kalmaması, davanın basit yargılamaya tabii olması, basit yargılama usulünde sözlü yargılama aşamasının bulunmaması, davalı tarafça hiçbir duruşmaya iştirak edilmemesi, verilen sürelere riayet edilmemesi nedeniyle tahkikata son verilerek, dosya kapsamına ve HMK’ya uygun olduğu değerlendirilen bilirkişi raporu esas alınarak sonuca gidilmiş ve aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;1-
1-Davanın KISMEN KABUL KISMEN REDDİ İLE;
A-Davalının İstanbul … İcra Müdürlüğü’ nün… esas sayılı dosyasına yaptığı itirazın kısmen iptaline, takibin 22.174,78 TL asıl alacak üzerinden devamına, fazlaya ilişkin istemin reddine,
B-Hükmolunan alacağın likit ve itirazın haksız olması sebebiyle bu alacak üstünden hesaplanan 4.435,00 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-Alınması gereken 1.774,35-TL harçtan peşin alınan 443,59-TL harcın mahsubu ile bakiye 1.330,76-TL harcın davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
3-Davacı tarafından dava açılırken yatırıldığı anlaşılan 487,99 TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan 750 TL bilirkişi ücreti, 95,20 TL tebligat ve posta masrafı olmak üzere toplam 845,20TL yargılama giderinden kabul-red oranına göre hesaplanan 721,54 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6100 sayılı HMK.nun 326/2 maddesi gereğince bakiye yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Davacı lehine hüküm tarihindeki A.A.Ü.T. Uyarınca hesaplanan 3.400,00-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Kullanılmayan gider avansının hükmün kesinleşmesi halinde ödeyen tarafa iadesine,
İlişkin, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere başka yer mahkemesine verilecek bir dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 02/10/2020

Katip …
e-imzalıdır.

Hakim …
e-imzalıdır.