Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 21. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/704 E. 2021/572 K. 14.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
21. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/704 Esas
KARAR NO : 2021/572
DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 03/10/2019
KARAR TARİHİ : 14/09/2021

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
A. Tarafların Talepleri
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 13.04.2011 tarihinde … sevk ve idaresindeki … plakalı araç ile dönüş yapmak istediği sırada ön kısımları ile … sevk ve idaresindeki … plakalı araca çarpması neticesinde yaralanmalı maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiğini, kaza tespit tutanağı ile sabit olduğunu, dava konusu trafik kazasına sebebiyet veren aracın plakası ve sürücüsünün tespit edilemediğini, müvekkilinin zararlarından davalısının sorumlu olduğunu, meydana gelen yaralamalı trafik kazası neticesinde müvekkilinin derhal … Hastanesine kaldırıldığını, müvekkilinin yüz kemiklerinde kırıkların ve vücudunun başka yerlerinde de kırıkların olduğunu, kaza sonucunda yaralanan müvekkilinini geçici ve sürekli iş göremezliğe maruz kaldığını, kaza nedeniyle … Cumhuriyet Başsavcılığından soruşturma başlatıldığını, davayı açmadan önce davalı sigorta şirketine yazılı olarak başvuruda bulunduklarını sigorta şirketinin tarafların taleplerinin zamanaşımına uğradığından bahisle olumsuz yanıt verdiğini, arabuluculuğa başvurduklarını ancak anlaşma sağlanamadığını, bu nedenlerle hem maddi hem manevi tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; olay tarihinde yürürlükte olan yasa maddeleri TTK nın 1268 ve KTK nın 109 maddeleri ile sigorta genel şartlarının C.8 maddesi uyarınca davacının talebinin zamanaşımına uğradığını, kazanın 13/04/2011 tarihinde meydana geldiğini ve dava tarihinin 03/10/2019 ve şirkete başvuru tarihinin 17/09/2019 olduğunu, kaza tarihi itibariyle geçerli olan 5237 sayılı TCK nın 89/1 maddesi için öngörülen 8 yıllık zamanaşımı süresinin 12/05/2016 tarihinde sona erdiğini, söz/ konusu davanın zamanaşımı nedeniyle red edilmesi gerektiğini, davanın kabulü anlamına gelmeksizin davacı tarafın zararını usulen ispat etmesi gerektiğini, davacıların kaza sebebiyle elde ettiği gelir ve tazminatların mahsubunun gerektiğini, başvurucunun geçici bakıcı giderlerinin geçici iş göremezlik tedavi giderlerine ilişkin taleplerinin reddinin gerektiğini, yasa gereği bedeni zararlar kapsamında bulunmayan cenaze ve defin yol yemek ulaşım belge ve raporların temini sırasında yapılacak masraflar ile benzeri masrafların … ndan karşılanmasının mümkün olmadığını, iş göremezlik tutarından SGK nın sorumlu olduğunu, bu nedenlerle davanın zamanaşımından, reddine karar verilmesini ve kusur durumunun tespiti için ceza dava dosyasının bekletici mesele yapılmasını, davacı tarafa vefat sebebi ile SGK tarafından bağlanmış olan gelirlerin tespitini talep etmiştir.
B.Uyuşmazlık ve Deliller
Dava tazminat davasıdır. Uyuşmazlık Davacı ile dava dışı sürücü arasında meydana gelen kazada tarafların kusur oranları, davacının malul kalıp kalmadığı, malul kalmış ise oranı, davacının tazminata hak kazanıp kazanmadığı, kazanmış ise miktarı, alacağın zamanaşımına uğrayıp uğramadığı hususlarına ilişkindir.
Davanın trafik kazası nedeniyle uğranılan cismani zararın zarar verenin sigorta şirketinden tazminine ilişkin olması nedeniyle öncelikle … plakalı aracın kaza tarihinde geçerli bir sigorta poliçesinin olup olmadığı incelenmiştir. Dosyada bulunan tramer kayıtlarından … plakalı aracın 19/04/2011 başlangıçlı poliçesinin bulunduğu, bu tarihten önceki poliçesinin ise 2010 yılında sona erdiği görülmüş, kaza tarihinde geçerli bir sigorta poliçesi bulunmayan aracın verdiği zarardan davalının sorumlu olacağı anlaşılmıştır.
Davaya konu trafik kazasına ilişkin soruşturma dosyası … Cumhuriyet Başsavcılığı’ndan istenmiş, mahkememize verilen 25/10/2019 tarihli cevaptan kazanın tarafları hakkında kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildiği görülmüştür.
Davalı fondan hasar dosyası istenmiş, 17/10/2019 tarihli cevaba ek olarak gönderilen hasar dosyasının incelemesinden, davacı tarafça KTK 97 kapsamında başvuru yapıldığı, davacıya herhangi bir ödeme yapılmamış olduğu anlaşılmıştır.
… Emniyet Müdürlüğü’ne müzekkere yazılarak kazaya karışan araçların tescil kayıtları istenmiş, 17/02/2020 tarihli yazıya ek olarak kayıtlar gönderilmiş, incelenmesinden anılan plakanın iki farklı araca tahsis edildiği, kaz atarihinde … adına kayıtlı … marka motosiklete ait olduğu görülmüştür.
Dilekçeler aşaması ve istenecek belgeler tamamlanmakla mahkememizin ön inceleme duruşmasında dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiştir. Dava şartlarına ilişkin eksik bulunmadığı anlaşıldıktan sonra tarafların sulh olma imkanı bulunmadığından uyuşmazlık noktaları belirlenip tahkikat aşamasına geçilmiş, deliller toplanıp bilirkişi raporu alınmak suretiyle sonuca gidilmiştir.
Gerçekleşen trafik kazası nedeni ile davacı …’ ın kusur durumlarının tespit ve tayini için adli tıp incelemesi yoluna gidilmiş, … Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesi’ nin 26/02/2020 tarihli raporuna göre davacı sürücü …”ün kusursuz; diğer sürücü …’in %100 oranında kusurlu bulunmuştur.
Davacı …’ ın 13.04.2011 tarihinde geçirdiği trafik kazası nedeniyle yaralanmasına bağlı maluliyet durumunun tespiti için … Üniversitesi … Eğitim ve Araştırma Hastanesi Adli Tıp Kurumu’ ndan alınan 18/01/2021 tarihli adli tıp raporuna göre kişinin maluliyet oranının %8.1 olduğu ve geçici iş göremezlik süresinin 90 gün olduğu belirlenmiştir.
Mahkememizce resen görevlendirilen aktüerya bilirkişi … marifetiyle hazırladığı 24/04/2021 tarihli bilirkişi raporunda özetle; “AYM nin 09/10/2020 tarihli resmi gazete yayınlanan 17/07/2020 tarihli ve 2019/40 sayılı kararına göre, davacının 13/04/2011 tarihinde geçirmiş olduğu trafik kazası sonrası 90 günlük geçici iş göremezlik dönem zararının 1.901,64 TL % 8,1 maluliyet oranına göre sürekli iş göremezlik Efor kaybının dönem zararının 109.,588,57 TL olak üzere toplam zararının 11.490,21 TL olacağını, yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 2019/3292 esas 2021/1848 Karar sayılı kararına göre davacının kaza tarihinde geçerli olduğu trafik kazası sonrası 90 günlük geçici iş göremezlik dönem zararının 1.901,64 TL % 8,1 maluliyet oranına göre sürkeli iş göremezlik efor kaybı dönem zararının 131.961,58 TL olmaz üzere toplam zararının 133.863,22 TL olacağının, davacının 45 günlük bakıcı giderinin 1.194,75 TL olacağını, 2011 yılı için kişi başı teminat limitinin 200.000,00 TL olduğunu, davacıya SGK tarafından rücuya tabi bir ödeme yapılmadığını, davacı vekilinin başvuru dilekçesi davalı sigorta tarafından kabul edildiği tarihte sonraki 8 iş günü olan 30.07.2019 tarihi olduğunu, sorumluluk temerrüt tarihinin ve faiz türü gibi hukuki olguların konusunda takdirin tamamen mahkemeye ait oluduğunu,” mütalaa etmiştir.
Mahkememizce bilirkişi heyet raporu taraflara tebliğ edilmiş davacı taraf 03/05/2021 tarihli dilekçe ile davasını miktar yönünden ıslah etmiş, dava değerini 129.957,97 TL artırarak toplamda 135.057,97-TL ‘ye yükseltmiş, eksik olan harcı ise 03/05/2021 tarihinde yatırmıştır. Islah dilekçesi davalıya 29/05/2021 tarihinde tebliğ edilmiştir.
C. Delillerin Değerlendirilmesi ve Gerekçe;
Huzurdaki davada davacı tarafça tazminat talep edilmiş, davalı ise bir ilk itiraz olan zamanaşımını yasal süresi içerisinde ileri sürmüş, devam eden yargılamada ise bilirkişi raporlarına itiraz dilekçelerinde de zamanaşımına ilişkin savunmasını tekrar etmiştir.
Huzurdaki davada uygulanacak hüküm 2908 Sayılı KTK’nın 109. Maddesidir. Anılan maddeye göre “Motorlu araç kazalarından doğan maddi zararların tazminine ilişkin talepler, zarar görenin, zararı ve tazminat yükümlüsünü öğrendiği tarihten başlayarak iki yıl ve herhalde, kaza gününden başlayarak on yıl içinde zamanaşımına uğrar. Dava, cezayı gerektiren bir fiilden doğar ve ceza kanunu bu fiil için daha uzun bir zamanaşımı süresi öngörmüş bulunursa, bu süre, maddi tazminat talepleri için de geçerlidir. Zamanaşımı, tazminat yükümlüsüne karşı kesilirse, sigortacıya karşı da kesilmiş olur. Sigortacı bakımından kesilen zamanaşımı, tazminat yükümlüsü bakımından da kesilmiş sayılır.” Görüldüğü üzere anılan maddede zamanaşımı iki yıl olarak düzenlenmiş ancak huzurdaki davadaki gibi bir cezayı gerektiren bir fiilden doğan taleplerde ise ceza zamanaşımının uygulanacağı ifade edilmiştir.
Huzurdaki davada taksirle yaralama sonucu zarar meydana geldiğinden anılan hüküm gereği zamanaşımının ceza kanunumuza tabi olacak böylece sekiz yıla uzayacaktır.
Kazanın meydana geldiği tarih baz alınarak yapılan hesapta davacı taleplerinin 13/04/2019 yılında zamanaşımına uğradığı, davacı tarafça yapılan başvuru tarihi olan 17/09/2019 ve dava tarihi olan 03/10/2019 tarihlerinde zamanaşımının dolduğu anlaşılmaktadır. (İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9.Hukuk Dairesi Esas No : 2019/587 Karar No : 2021/440 kararında da aynı husus vurgulanmıştır. Davaya konu trafik kazası 08/02/2010 tarihinde gerçekleşmiş, davacının yaya olarak trafik kazasında yaralandığı ileri sürülerek açılan davanın, aynı zamanda 5237 sayılı TCK’nun 89/1 maddesinde düzenlenen ve Taksirle Yaralama olarak tanımlanan cezayı gerektiren eylem niteliğinde bulunması; bu eylemle ilgili ceza davasının TCK’nun 66/1-e maddesi uyarınca sekiz yıllık zamanaşımı süresine tabi olması; 2918 sayılı KTK’nun 109/2 maddesi uyarınca bu sürenin görülmekte olan maddi tazminat davası için de geçerli olması; davanın olay tarihi üzerinden sekiz yıl geçtikten sonra 01/03/2018 tarihinde açılmış olması karşısında, somut olayda zamanaşımının gerçekleştiği açıktır. Yukarıda açıklanan maddi ve hukuksal olgulara göre eylem için kaza tarihinde yürürlükte bulunan 5237 sayılı TCK öngörülen dava zamanaşımı süresi dikkate alındığında dava tarihinde zamanaşımı süresinin dolduğu anlaşıldığından Mahkemece davanın zamanaşımı nedeni ile esastan reddine karar verilmesinde isabetsizlik görülmemiştir.)
Her ne kadar davacı tarafça 10 yıllık zamanaşımı süresinin uygulanması gerektiği ifade edilmiş ise de huzurdaki davada zamanaşımının 10 yıl olarak uygulanması için bir sebep bulunmamaktadır. Öncelikle davacının dava dilekçesinde, anılan kazadan sonra ilerleyen bir maluliyetin, gelişen yeni bir durumun vuku bulduğuna ilişkin bir iddiası bulunmamaktadır. Dolayısıyla davacı tarafça tazmini talep edilen zarar kaza ilk meydana geldiğinde gerçekleşen zarardır. Öte yandan davacı zarar yükümlüsünü de kaza ile öğrendiğinden bu halde de 10 yıllık zamanaşımı uygulanmasını gerektiren bir husus yoktur.
Hal böyle iken davacının taleplerinin zamanaşımına uğradığı, davalı tarafça süresi içerisinde zamanaşımına ilişkin itirazın usulüne uygun olarak ileri sürüldüğü anlaşılmakla davanın zamanaşımından reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanını zamanaşımından REDDİNE,
2-Harçlar Yasasına göre alınması gereken 59,30TL red karar harcının, davacı tarafça peşin yatırılan 44,40TL harçtan ve ıslah harcı 444,00 TL harçtan mahsubu ile 429,10TL fazla harcın karar kesinleştiğinde ve istek halinde davacı tarafa iadesine,
3-Yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi ‘ne göre 13. maddesi 4. fıkrası gereği maktu 4.080,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4-Davacı tarafından sarfedilen yargılama giderinin kendisi üzerinde bırakılmasına,
5-Kullanılmayan gider avansının hükmün kesinleşmesi halinde ödeyen tarafa iadesine,
İlişkin, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere başka yer mahkemesine verilecek bir dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.

Katip …
e-imzalıdır.

Hakim …
e-imzalıdır.