Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 21. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/695 E. 2022/23 K. 13.01.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
21. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/695 Esas
KARAR NO : 2022/23

DAVA : Banka Dışındaki Diğer Kredi Kuruluşlarına İlişkin Düzenlemelerden Kaynaklanan (İtrazın İptali)
DAVA TARİHİ : 03/10/2019
KARAR TARİHİ : 13/01/2022
Mahkememizde görülmekte olan Banka Dışındaki Diğer Kredi Kuruluşlarına İlişkin Düzenlemelerden Kaynaklanan (İtrazın İptali) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesi ile, müvekkili bankanın davalılar aleyhine İstanbul … İcra Müdürlüğünün… E. Sayılı dosyası ile Genel Haciz Yoluyla ilamsız icra takibi başlattığını, ödeme emrinin borçlulara tebliği üzerine borçlular tarafından itiraz edildiğini ve takibin durduğunu, müvekkili banka ile davalı asıl borçlu… A.Ş’nin müvekkili bankadan farklı tarihlerde kredi kullanımı talep ettiğini, talep doğrultusunda müvekkili banka şirketin hesabına talep tutarında krediyi tanımladığını, işbu kredilerden doğan sorumluluğun yerine getirilmemesi sebebiyle müvekkili banka akdedilen sözleşmelerin ilgili maddeleri ve icra ve iflas kanunu’nun 68/B maddesi gereği Beşiktaş …Noterliği’n in 12.06.2019 tarih ve…yevmiyen numaralı hesap özetini içerir ihtarnamesi ile hesabın 31.05.2019 tarihi itibariyle kat edildiğini ve davalılara ihtar ederek hesap özetine ilişkin borcun ödenmesini talep ettiklerini, gönderilen ihtarname neticesinde davalı tarafından herhangi bir ödeme yapılmadığını ve herhangi bir itiraz da da bulunulmadığını, ihtara cevaben herhangi bir itirazda bulunulmaması neticesinde söz konusu ihtarın icra ve iflas kanununun 68/b maddesi gereğince aynı kanunun 68 maddesinin 1 fıkrasına göre hesap özetinde belirtilen borç miktarının kesinleştiğini, müvekkilinin davaya konu kat ihtarnamesi ile bu meblağın depo edilmesini talep ettiğini ancak borçluların hiçbir ödemede bulunmadığını, müvekkili tarafından talep edilen tutarın takibe konu edilmesi gerekliliği doğduğunu, asıl borçlu şirkete ait olan bu çek yapraklarının çek yaprak bedellerinden kendisinin sorumlu olacağının aşikar olduğunu, müşterek borçlu ve müteselsil kefil olan davalıların ise bu meblağdan davaya konu genel kredi sözleşmesinin kefalete ilişkin maddesi gereği kredi asıl borçlusuna kullandırılan nakdi veya gayri nakdi kredilerden kaynaklanan tüm borçlar için kefil olduğundan talep edilen gayrinakdi krediden kaynaklanan tüm borçlar için kefil olduğundan talep edilen gayrinakdi kredi niteliğinde olan çek yaprak bedellerine ilişkin olarak sorumlulukları doğduğunu, davalıların yapmış oldukları itirazın haksızlığının tespiti ile iptalini ve durdurulan takibin devamını, dava değerinin %20’sinden az olmamak kaydıyla davalıların icra inkar tazminatına hükmedilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesi ile, İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün… E. Sayılı dosyası ile alacaklı …tarafından müvekkilleri aleyhine genel haciz yolu ile ilamsız icra takibi başlatıldığını, müvekkili şirketin davacı bankadan 09.06.2016 tarihinde 1.000.000,00 ₺, 06.09.2017 tarihinde 1.000.000,00 ₺ olmak üzere toplam 2.000.000,00 ₺ limitli genel kredi sözleşmesi imzaladığını, genel kredi sözleşmesi kapsamında doğacak sorumluluğa ilişkin müşterek borçlu ve müteselsil kefil olarak müvekkili … (…)’un kefil olduğunu, 2.000.000,00 ₺ kredisi olan bir işletmenin 5.183,61 ₺ için itibarını zedelemesinin hayatın normal akışına aykırı olduğunu, müvekkillerinin piyasada itibarlı şahıslar olduğunu, son iki – üç yıl içerisinde ülkemizde ekonomik konjonktür itibari ile darboğazdan geçtiğini, bu ekonominin kötüye gidişinini herkes tarafından bilindiğini, beklenmeyen hal şartı nedeniyle alacaklı bankanın hesap kat etmesinin adalet, hakkaniyet ve objektif hüsnüniyeti kaidelerine aykırı bir durum yarattığını, haksız ve dayanaksız davanın reddini, alacaklının icra takibinin iptali ve kötü niyetli alacaklının kötü niyetle takip başlatmasından mütevellit %20’den az olmamak üzere tazminata mahkum edilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Dava, davacı tarafından başlatılan İstanbul … İcra Müd. … Esas sayılı dosyasına davalı yanca yapılan itirazın İİK 67 ve devamı maddeleri uyarınca iptaline karar verilmesi isteminine ilişkindir.
İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … E. Sayılı dosya aslı celp edilmiş ve incelenmesinde; alacaklısı …tarafından, borçlu… A.Ş, … A.Ş ve … (…) Aleyhine Hesap Kat İhtarına konu nakdi alacak için 5.183,61 TL; gayrinakdi alacak olarak ise …, …, …, …nolu çekler için 8.120,00 ₺, karşılığı bulunmayan …, …,…, …, …,…, …, .., …nolu çekler için 18.270,00 ₺ yekün 26.390,00 TL üzerinden asıl alacağa takip tarihi olan 27/06/2019 tarihinden itibaren yıllık %50 Ticari Temerrüt faizi işletmek kaydıyla tahsili talebi ile icra takibi başlatıldığı, yasal süresinde borçlu vekilinin borca ve ferilerine itiraz ettiği, itiraz sonucu icra takibinin durduğu, mahkememiz nezdinde görülen davanın İİK.m67 uyarınca 1 yıllık hak düşürücü süre içinde açıldığı anlaşılmıştır.
Davacı banka’dan davaya konu genel kredi sözleşmeleri celp edilerek dosyamız arasına alınmıştır.
Davacının kredi sözleşmesi nedeni ile davalılardan alacaklı olup olmadığı ile bunun miktarının tespiti için bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verilmiştir.
Taraflar arasında uyuşmazlığın tespiti bakımından dosya bankacı bilirkişi…’ya tevdii edilmiş olup, 30.03.2020 tarihli bilirkişi raporunda özetle; Davacı bankanın davalı …A.Ş’den takip tarihi itibariyle; …seri numaralı çekin sorumluluk bedelinin 2.030,00 ₺’yi 13.05.2019 tarihinde şubeye ibraz eden …’a ödendiğini, davacı bankanın takip tarihi itibariyle asıl borçludan 2.095,72 ₺ asıl alacak 23,29 ₺ işlemiş faiz ve 1,16 TL gider vergisi, 997,05 ₺ Noter İhtarname masrafı olmak üzere toplam 3.117,22 ₺ alacaklı hesaplandığını, GKS’deki kefaleti nedeniyle davalı … (…)’in 2.061,97 ₺ asıl alacak, 40,39 ₺ işlemiş faiz, 2,02 ₺ gider vergisi, 997,05 ₺ Noter masrafı olmak üzere toplam 3.101,43 ₺’den sorumlu olduğunu, nakdi kredi için %50 temerrüt faizi ile sözleşme hükmüne göre de faizin %5 gider verisinin istenebileceği hususunun mahkememizin takdirinde bulunduğunu, davalıların iade edilmeyen çek yapraklarından dolayı bankanın ödeme sorumluluğu olan 26.390,00 ₺ vadesiz bir hesaba depo ettirmeleri gerektiği şeklinde görüş bildirmiştir.
Taraf itirazları değerlendirilerek dosya ek rapor hazırlamak üzere kök rapor sunan bilirkişi…’ya tevdii edilmiş, yapılan incelemede kök raporda sonuç bölümünde değiştirilecek bir hususa rastlanmadığını 1. ve 2. ek raporunda bildirmiştir.
Davacı gayri nakdi alacak talebine ilişkin olarak maktu harcı yatırmış, davalılarca bilirkişi raporuna itiraz edilmiştir.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde;davacı ile davalı … arasında 09/06/2016 ve 06/09/2017 tarihli ve toplam 2.000.000,00 TL tutarlı 2 adet genel kredi sözleşmesi bağıtlandığı, diğer davalı …’ un( …) ise sözleşmeyi aynı miktar üzerinden müşterek borçlu ve müteselsil kefil sıfatı ile imzaladığı hususunda bir ihtilaf bulunmamaktadır. Taraflar arasındaki uyuşmazlık anılan sözleşme uyarınca davalıların davacıya borçlu olup olmadığı ile bunun miktarı noktasındadır. Bunun tespiti için bilirkişi incelemesi yoluna gidilmiştir. Bilirkişi raporunun incelenmesinden, davacının davalı şirketten toplam 3.117,22 ₺ nakdi alacağı bulunduğu; diğer davalı kefilden ise …’deki kefaleti nedeniyle 2.061,97 ₺ asıl alacak, 40,39 ₺ işlemiş faiz, 2,02 ₺ gider vergisi, 997,05 ₺ Noter masrafı olmak üzere toplam 3.101,43 ₺’den sorumlu olduğu belirlenmiştir. Davacı talebi gibi nakdi alacağının 5.183,61 TL olduğu ve bunun için yerinde inceleme yapılması gerektiği iddiasında bulunmuş ise de dosyaya fazla talebe ilişkin bir belge ibraz edilmediği gibi yerinde inceleme ile neyin araştırılması gerektiği hususları yanıtsız bırakıldığından mahkememizce de dosyaya davacı yanca sunulan kayıtlar incelenmek sureti ile alınan bilirkişi raporu usul ve yasaya uygun olarak benimsenmiş ve davacının davalı şirketten 3.117,22 ₺; diğer davalı kefil …’dan ise takipten önce ihtarın usulüne uygun şekilde tebliğ edilemediği ve temerrüdün takip tarihi ile başladığı dikkate alınarak 3.101,43 ₺ nakdi alacağı olduğu mahkememizce de kabul edilmiştir. Davacı nakdi alacağı yanında 26.390,00 ₺ gayri nakdi alacağının davalılarca vadesiz bir hesaba depo edilmesi talebinde bulunmuştur. Bilirkişi bu tutarın davalılarca depo edilmesi gerektiği yönünde görüş bildirmiştir. Ne var ki kefillerin gayri nakdi alacaktan sorumlu olabilmesi için kredi sözleşmesinde bu yönde açık olarak düzenleme bulunması gerekmektedir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’ nun 06/11/2018 tarih 2018/19-689 Esas, 2018/1624 Karar sayılı kararında;…” Kefaletin verildiği anda borcun belirli ya da belirlenebilir olması gerektiği, kefalet sözleşmelerindeki belirlilik ilkesi uyarınca kefil olunan açısından belirli yani ferdileştirilmiş bir borcun varlığının arandığı, kefilin yalnızca kefalet limiti ve kendi temerrüdünün hukuki sonuçları ile bağlı olduğu, Çek Kanununun ödeme yükümlülüğü maddesi uyarınca, hesap sahibi ile banka arasında çek defterinin teslimi sırasında yapılmış olan dönülemeyecek bir gayrinakdî kredi sözleşmesi hükmünde bulunduğu, henüz risk gerçekleşmeden alacağın mevcudiyetinden de söz edilemeyeceği, belirsiz alacak için kefalet sözleşmesi kurulamayacağı, bu nedenle çek depo bedelinden hesap sahibinin sorumluluğunun bulunduğu ancak kredi sözleşmesini imzalayan müteselsil kefilin risk altındaki çek yaprakları nedeniyle bankanın Çek Kanunu uyarınca ödemesi gereken asgari miktarlarla ilgili olarak depo talebinden sorumlu olabilmesi için kredi sözleşmesinde bu yönde açık bir hüküm bulunması gerektiği…” vurgulanmıştır. İzah edilen nedenle davalı borçlu şirketin gayri nakdi alacaktan sorumlu olduğu açık ise de kefil … yönünden davacı talebi, bilirkişi raporunun hilafına mahkememizce yerine görülmemiştir. Davacı yanca istenen faiz oranı da tarafların tacir olması ve bu hususun genel kredi sözleşmesinde açıkça düzenlenmesi nedeni ile usul ve yasaya uygundur. Kefilin kefaletinin incelenmesinden TBK’ nun 589. Maddesinde yazılı şartların tamamına haiz olduğu belirlenmiştir. Tespit edilen nakdi tutarın davalılar tarafından ödendiği; gayri nakdi tutarın ise davalı şirketçe depo edildiğine ilişkin bir belge bulunmadığı gibi bu yönde bir savunmada da bulunulmamıştır. Açıklanan nedenlerle davacının davasının tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla kısmen kabulüne karar vermek gerekmiştir. Ayrıca İİK 67 maddesi uyarınca itirazın iptali davasında alacaklı-davacı yararına icra inkar tazminatına hükmedilebilmesi için borçlunun itirazında haksız ve alacağın da likit olması, borçlu-davalı yararına kötü niyet tazminatına hükmedilebilmesi için alacaklının takibe geçmede haksız ve kötü niyetli olması zorunludur. Alacağın likit ve hesaplanabilir olması, davalı/borçlunun itirazlarında haksız olduğunun anlaşılması karşısında hüküm altına alınan alacağın %20’si oranında İİK 67/2 maddesi uyarınca icra inkar tazminatına; davacının ise kötü niyeti ispatlanamadığından davalıların bu yöndeki isteminin reddine dair karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının davasının kısmen kabul kısmen reddi ile; Davalıların İstanbul … İcra Müdürlüğünün … E. Sayılı dosyasına yaptıkları itirazın tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile 2.095,72 ₺ asıl alacak, 23,29 ₺ işlemiş faiz, 1,16 ₺ BSMV, 997,05 ₺ Noter Masrafı olmak üzere yekün 3.117,22 ₺ nakdi alacak (kefil … – … 3.101,43 ₺’den sorumlu olmak kaydıyla) yönünden iptaline; takibin nakdi alacak yönünden bu şekilde devamına, asıl alacağa takip tarihinden itibaren yıllık %50 oranında faiz uygulanmasına, fazlaya ilişkin istemin reddine,
2-Taleple bağlı kalınarak gayri nakdi alacak miktarı olan 26.390,00 ₺ çek teminat bedelinin davalı…A.Ş’den alınarak davacı banka nezdinde açılacak vadesiz bir hesaba depo edilmesine, nakde dönüşmesi halinde dönüştüğü tarihten itibaren yıllık %50 oranında faizi ile birlikte adı geçen davalıdan alınarak davacıya verilmesine, davalı kefil … (…) yönünden bu talebin reddine,
3-Hükmolunan alacağın %20’si nispetinde hesaplanan 620,28 ₺ icra inkar tazminatının davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davalıların kötü niyet tazminat taleplerinin reddine,
5-Kabul edilen dava değeri üzerinden hesaplanan 212,93 ₺ harçtan peşin alınan 62,61 ₺’nin mahsubu ile bakiye 150,32 ₺ harcın davalılardan alınarak Hazineye ödenmesine,
6-Davacı tarafça peşin olarak yatırılan 62,61 TL peşin harç ile 44,40 TL başvurma harcının davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
7-Davacı tarafından tebligat, müzekkere, bilirkişi ücreti ve sair giderler için sarfedilen toplam 1.022,90 TL yargılama giderinin kabul/red oranına göre 615,17 ₺’nin (… (…)’in 612,03 ₺’den sorumlu tutulmasına) davalı taraftan alınarak davacı tarafa verilmesine, bakiye kalanın davacı üzerinde bırakılmasına,
8-Zorunlu Arabuluculuk başvurusu nedeniyle harcanan 1.320,00TL’nın davanın kabul ve red oranına göre hesaplanan 526,16 ₺’sinin davacıdan; 793,84 ₺’sinin (… (…)’in 789,79 ₺’den sorumlu tutulmasına) ise davalılardan alınarak Hazineye irat kaydına,
9-Kabul edilen dava değeri ve Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesap ve takdir edilen 3.117,22 ₺ (… (…)’in 3.101,32 ₺’den sorumlu tutulmasına) vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
10-Reddedilen dava değeri ve Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 13. Maddesine göre hesap ve takdir edilen 2.066,39 ₺ vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
11-Gayri nakdi alacak yönünden davacı lehine hüküm tarihindeki AAÜT uyarınca hesap ve takdir olunan 5.100,00 ₺ maktu vekalet ücretinin davalı …’ den alınarak davacıya verilmesine,
12-Gayrinakdi alacak yönünden davalı … kendisini vekil ile temsil ettirmiş olduğundan reddedilen gayrinakdi alacak üzerinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre takdir edilen 5.100,00 TL maktu vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı …’ e verilmesine,
13-Dosyada artan gider avansının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzlerine karşı davalıların yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere karar verildi, verilen karar usulen okundu anlatıldı.
17/01/2022

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır

“Bu belge 5070 Sayılı Kanun hükümlerince elektronik imza ile imzalanmıştır.”