Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 21. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/693 E. 2022/332 K. 28.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
21. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/693 Esas
KARAR NO : 2022/332
DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 03/10/2019
KARAR TARİHİ : 28/04/2022

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesi ile, 09.08.2018 tarihinde davalı sigorta şirketine … nolu ZMM Sigorta Poliçesi ile sigortalı … plakalı araç maliki ve sürücüsü olan …’ün asli kusuru ile yaya müvekkiline çarpması sonucu meydana gelen trafik kazasında müvekkilinin basit tıbbi müdahale ile giderilemeyecek şekilde yaralandığını, … Devlet Hastanesinin 13.05.2019 tarih … nolu Sağlık Kurul Raporu ile müvekkilinin dava konusu kaza sebebi ile maluliyetinin %10 olduğu tespit edildiğini ancak müvekkilinin maluliyet oranının bu oranın çok daha üzerinde olduğunu, müvekkiline ait tüm tedavi dosyaları celp edildikten sonra Adli Tıp Kurumundan alınacak maluliyet raporu ile müvekkilinin sakatlığının oranı tam olarak tespit edileceğini, dava konusu trafik kazası sebebi ile … plakalı aracın ZMM Trafik Sigortası Poliçesi kapsamında davalı sigorta şirketine yaptıkları başvuru neticesinde açılan … nolu hasar dosyasında fazlaya ilişkin haklarının saklı kalmak kaydıyla taraflarına 20.689,57 ₺ ödeme yapıldığını, müvekkilinin maluliyet oranı dikkate alındığında yapılan ödemenin müvekkilinin zararını karşılamaktan öte eksik ve yetersiz olduğunu, müvekkilinin dava konusu kaza sebebi ile daimi sakat kaldığını, bakiye ömrü boyunca artık eskisi gibi ihtiyaçlarını karşılayamayacak ve eskisine oranla daha fazla efor sarf etmek zorunda kalacağını, ekonomik geleceğinin sarsılmasından kaynaklı olarak uğradığı zararla birlikte yaşı ve kendisine izafe edilecek kusurun olmadığı da değerlendirildiğinde yapılacak yargılama sonucundan mahkememiz tarafından yaptırılacak bilirkişi hesaplaması ile müvekkilinin gerçek zararının ortaya çıkacağını, öncelikle hiçbir şekilde karşılığı olmamakla birlikte müvekkilinin uğramış olduğu zararların ve acıların bir nebze de olsa dinmesi için açmış oldukları işbu dava konusu tazminatların konusuz kalmaması için … plakalı araç ile 2 nolu davalı adına kayıtlı başka araçlar varsa bu araçların kaydı ile adına kayıtlı gayrimenkullerin tapu kayıtlarının teminatsız olarak ihtiyati haciz konulmasını, tahkikat sonucunda müvekkilinin maddi zararının tam ve kesin olarak belirlenebilmesinin mümkün olduğu anda 6100 sayılı HMK madde 107 gereği arttırılmak üzere 4.000,00 ₺ daimi iş göremezlik tazminatı ile 1.000,00 ₺ geçici iş göremezlik tazminatının 1 nolu davalının sorumluluğu, kaza tarihi itibariyle yürürlükte bulunan trafik sigortası poliçesi kapsamında azami poliçe teminatı limitleri ile sınırlı olmak üzere temerrüt tarihinden ve 2 nolu davalının sorumluluğu 09.08.2018 olay tarihinden itibaren ticari avans faizi ile birlikte müşterek ve müteselsilen davalılardan tahsilini, 150.000,00 ₺ manevi tazminatın 2 nolu davalıdan 09.08.2018 olay tarihinden itibaren ticari avans faizi ile birlikte tahsilini, dava masrafları ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … Sigorta A.Ş vekili cevap dilekçesi ile; 6102 sayılı TTK’na 18.12.2018 tarihli değişiklik ile birlikte dava şartı olarak arabulucuya başvurma zorunluluğu getirilmediğini, işbu dava açılmadan önce dava şartının yerine getirilmediğinden davanın usulden reddedilmesi gerektiğini, tarafların delilleri taraflarına tebliğ edilmediğini, dava dilekçesinde bahsi geçen 09.08.2018 tarihli kazaya karıştığı belirtilen … plakalı aracın müvekkili şirkete 15.12.2017-15.12.2018 tarihleri arasında geçerli olmak üzere ZMM Sigorta Poliçesi ile sigortalı olduğunu, davacıya ödeme yapıldığını, bakiye tazminatın olmadığını, kusur durumunun tespitinin gerektiğini, maluliyete ilişkin maddi tazminat talebinin esası erişkinler için engellilik değerlendirmesi hakkında yönetmelik olması gerektiğini, erişkinler için engellilik ölçütüne göre maluliyet tespiti için adli tıp kurumuna gönderilmesi gerektiğini, geçici iş göremezlik tazminatı tedavi teminatı içerisinde değerlendirilmesi gerektiğini, davacıların ceza yargılaması sırasında şikayetlerinden vazgeçmeleri ya da uzlaşma bildirimlerinin şikayetçi tarafından dosyaya sunulması gerektiğini, faizin hatalı talep edildiğini, davacının yargılama giderleri ve vekalet ücreti taleplerinin reddinin gerektiğini, dava şartı yokluğundan davanın esastan reddini, bakiye tazminat bulunmaması sebebiyle davanın reddini, mahkemenin aksi kanaatte ise, kusur tespiti için dosyanın Adli Tıp Kurumu … İhtisas Dairesi’ne gönderilmesini, maluliyet oranı tespiti için davacının Adli Tıp Kurumu … İhtisas Dairesi’ne veya Üniversite Hastanelerinin Adli Tıp Anabilim Dalı Bölümü’ne sevkini, kusurun ve maluliyet oranının tespiti halinde alanında uzman bilirkişilerce azamı poliçe limitleri ve aktüeryal kurallar gözetilerek hesaplama yapılmasını, poliçe teminatı kapsamı dışında olması nedeniyle geçici iş göremezliğe ve tedavi giderlerine yönelik taleplerinin reddini, müvekkili şirket temerrüde düşmediğinden va tarihinden itibaren taraflar açısında yasal faiz uygulanmasını, alkol raporunun taraflarına tebliğini, aleyhlerine hüküm kurulmaması halinde yargılama masrafları ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesi ile, davacı tarafça açılan işbu davada mahkememizin müvekkili bakımından yetkisiz olduğu kanaatiyle öncelikle yetki yönünden itirazlarının kabulü ile dosyanın müvekkilinin yasal ikametgahı olan Antakya … adresine bağlı bulunduğu … Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesi’ne gönderilmesine karar verilmesini talep ettiklerini, davacı tarafın da belirttiği üzere trafik kazası sonucu yaralanmaya ilişkin ceza yargılamasının halen devam ettiğini, bu sebeple mahkeme önünde devam etmekte olan işbu davanın hukuka uygun bir karara ulaşabilmesi için halen … Asliye Ceza Mahkemesinin 2019/… E. Sayılı dosyası ile derdest olan davanın uyuşmazlık konusu davadaki kusur unsurunun belirlenmesi üzerindeki etkisi de dikkate alındığında bu dava için bekletici mesele yapılmasını talep ettiklerini, davacı yanca sunulan dava dilekçesinde her ne kadar müvekkilinin asli kusuru ile davacıya çarpması sonucunda davacının yaralandığı iddia edilmiş ise de bu iddianın olayın gerçekleşme şekli ile hiçbir ilgisi bulunmadığını, işbu davanın müvekkili bakımından yetki yönünden reddini, müvekkili ile aralarındaki rücu ilişkisi sebebiyle davanın … A.Ş unvanlı tüzel kişiye ihbar edilmesini, dava konusu olayda müvekkiline kusur atfedilemeyeceğinden davanın esastan reddini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı yana tükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Dava, trafik kazasına bağlı maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Taraf dellilerinin toplanmasına geçilmiş; davalı sigorta şirketine müzekkere yazılarak … plakalı araca ait … nolu ZMMS poliçesi ile tüm hasar dosyası celp edilmiştir.
… Sağlık Uygulama ve Araştırma hastanesine müzekkere yazılarak davacı taraf yapılan tedavilere ilişkin tüm tedavi evrakları CD ortamında dosyamız arasına alınmıştır.
… Hastanesine müzekkere yazılarak davacıya ait 13.05.2019 tarihli … nolu sağlık kurulu raporu ile davacı tarafa yapılan tedavilere ilişkin tüm tedavi evrakları getirilmiştir.
… plakalı aracın önceki sahiplerini de gösterir şekilde trafik tescil kaydı dosyamıza kazandırılmıştır.
Davacının prime esas kazancını gösterir kayıtlar … Sosyal Güvenlik Merkezi’ nden istenmiş, davacının sosyal ekonomik durum araştırması yapılmıştır.
Davaya konu trafik kazası ile ilgili ceza yargılamasının yürütüldüğü … Asliye Ceza Mahkemesi’ nin 2019/… Esas sayılı dosyası Uyap sistemi üzerinden celp edilmiştir.
Davacı vekilinin dava dilekçesi ile talep ettiği ihtiyati haciz talebi mahkememizin 17.10.2019 tarihli tensip zaptının 16 numaralı bendi ile %20 teminat mukabilinde kabul edilmiş olup bu hususta 21.10.2019 tarihinde ara karar oluşturulmuştur.
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın halli bakımından dosya Makine Mühendisi bilirkişiye tevdi edilmiş olup, 20.01.2021 tarihli bilirkişi raporunda özetle; davalıya sigortalı … plakalı otomobil sürücüsü diğer davalı …’ün olayda %25 oranında kusurlu olduğunu, davacı yaya … ‘in olayda %75 oranında kusurlu olduğunu, somut olayda bahsi geçenlerin dışında herhangi bir kimseye atfı kabil kusur imkanının bulunmadığı şeklinde görüş bildirmiştir.
Davacının maluliyet oranının tespiti için dava dosyası Adli Tıp Kurumu … İhtisas Dairesi Başkanlığına gönderilmiş olup 17.02.2021 tarihli raporda özetle; … kızı 1996 doğumlu … ‘in 09.08.2018 tarihinde geçirdiği trafik kazasına bağlı yaralanması sebebiyle 11.10.2008 tarih ve 27021 sayılı resmi gazetede yayımlanan çalışma gücü ve meslekte kazanma gücü kaybı oranı tespit işlemleri yönetmeliği hükümlerinde yararlanılarak ve meslek grup numarası bildirilmemekle grup 1 kabul olunarak Gr1 x A %14, Gr1 VII A %14×4/5 =%11.2, Gr1 VII A %34×1/5×4/5=%5.44, Baltazard formülüne göre %27.28, E cetveline göre %22.0 oranında meslekte kazanma gücünden kaybetmiş sayılacağı, iyileşme süresinin kaza tarihinden itibaren 6 aya kadar uzayabileceği şeklinde görüş bildirmişlerdir.
Kusur ve maluliyet raporunun alınmasının ardından dosya tazminat hesabı için aktüer bilirkişiye tevdii edilmiş olup, 20.06.2021 tarihli bilirkişi raporunda özetle; iş göremezlik tazminatının 70.999,12 ₺ olduğunu, bu tutardan davalıların müştereken ve müteselsilen sorumlu olduklarını, sigorta şirketinin poliçe limitleri dahilinde sorumlu olduğunu, daha önceden ödenmiş bir tutar var ise mükerrer ödemeye sebebiyet vermemek için ödenen tutarın bu tutardan düşülmesi gerektiği şeklinde görüş bildirmiştir.
Daha önceki maluliyet raporunun yanlış yönetmelik hükümlerine göre hazırlanmış olması karşısında, kaza tarihinde yürürlükte bulunan yönetmelik uyarınca rapor tanzim edilmesi için dosya yeniden Adli Tıp Kurumu İhtisas Kurulu Başkanlığına gönderilmiş olup, 03.09.2021 tarihli raporda özetle, baltazard formülü %31.57 kişinin toplam özür oranına göre, kişinin tüm vücut engelilik oranının %32 olduğunu, iyileşme süresinin olay tarihinden itibaren 6 aya kadar uzayabileceği şeklinde görüş bildirilmiştir.
Mahkememizin 07.10.2021 tarihli duruşmasının 1 numaralı bendi uyarınca dosyaya en son gelen maluliyet raporu dikkate alınmak suretiyle daha önce rapor tanzim eden aktüer bilirkişiye ek rapor hazırlaması için yeniden tevdii edilmiş, 18.10.2021 tarihli ek bilirkişi raporunda özetle, iş göremezlik tazminatının 102.178,40 ₺ olduğunu, bu tutardan davalıların müştereken ve müteselsilen sorumlu olduklarını, sigorta şirketinin poliçe limitleri dahilinde sorumlu olduğunu, daha önceden ödenmiş bir tutar var ise mükerrer ödemeye sebebiyet vermemek için ödenen tutarın bu tutardan düşülmesi gerektiği şeklinde görüş bildirtmiştir.
Davacı vekili tarafından 04.01.2022 tarihli talep dilekçesi ile bilirkişi raporuna karşı sundukları 19.10.2021 tarihli itiraz dilekçesi ile asgari ücrette meydana gelen değişiklik ve güncel Yargıtay içtihatlarına uygun olarak trh 2010 Yaşam Tablosu Kullanılarak ve dosyada mevcut hasar dosyası da dikkate alınarak davalı tarafın yapmış olduğu ödemede güncellemek sureti ile geçici ve daimi iş göremezlik tazminatlarının ayrı ayrı hesaplanması için ek rapor alınmasını talep ettiği, mahkememizin 17.01.2022 tarihli ara kararı uyarınca kök rapor hazırlayan bilirkişiden ek rapor hazırlanılması istenilmiş olmakla, 12.02.2022 tarihli ek bilirkişi raporunda özetle; İş göremezlik tazminatının toplamda 117.970,20 ₺ olduğunu, bu tutardan geçicici göremezlik tazminatının 10.106,13 ₺ olduğunu, sürekli iş göremezlik tazminatının 107.864,07 ₺ olduğunu, sigorta şirketinin poliçe limitleri dahilinde sorumlu olduğu şeklinde görüş bildirmiştir.
Davacı vekilinin rapora karşı itirazları ile tanzim edilen aktüer raporların hüküm kurmaya elverişli olmadığının anlaşılması karşısında mahkememizce resen seçilecek yeni bir bilirkişiden rapor alınmasına karar verilmiş, dosyanın tevdii edildiği aktüer bilirkişi 22.03.2022 tarihli raporunda özetle; “… geçici ve sürekli iş göremezlik dönemine ait %32 maluliyet oranı ile ilgili maddi zararının = 108.654,18 ₺ olarak belirlendiğini, davalı tarafından ise davacıya 20.689,57 ₺ ödeme yapıldığını buna göre de ödeme ile ödeme tarihindeki verilere göre belirlenen zarar arasında fark bulunması nedeniyle ödeme ile borcun sona erip ermediği hususundaki nihai takdirin mahkememizde olduğunu, mahkemece ödeme borcun sona erdiğinin ve ödemenin kısmi ifayı içerir makbuz kabul edilmesi halinde, gönümüze kadar gerçekleşen veriler esas alınarak belirlenen zarar tutarından ödemenin güncel tutarın tenzili sonucu davacının, geçici iş göremezlik dönemine ait maddi zararın 2.540,46 ₺, sürekli iş göremezlik dönemine ait %32 maluliyet oranı ile ilgili bakiye maddi zararın 199.923,18 ₺ olduğunu, davacının maddi zararları poliçe limitleri içinde kaldığını, manevi tazminat talepleri poliçe kapsamına girmediğinden mahkememizce takdir edilecek manevi tazminat tutarından sigorta şirketi dışındaki araç sürücüsünün sorumlu olacağını, başvuru tarihine göre sigorta şirketi bakımından temerrüt tarihi 24.09.2019 olarak belirlendiğini, araç sürücüsü bakımından temerrüdün 09.08.2018 olay tarihinde gerçekleşmiş olacağını, sigortalı aracın kullanım şeklinin hususi gözükmesi nedeniyle avans faizi talebine ilişkin takdirin mahkememize ait olacağı…” şeklinde görüş bildirmiştir.
Davacı vekili tarafından 24.03.2022 tarihli bedel arttırım dilekçesi ile, 4.000,00 ₺ daimi iş göremezlik tazminatının 195.923,18 ₺, 1.000,00 ₺ geçici iş göremezlik tazminatının 1.540,46 ₺ olmak üzere toplam 197.463,64 ₺ arttırıldığını belirtmiştir.
Bedel artımı dilekçesi davalı tarafa tebliği edilmiştir.
Davalılar bedel artımı dilekçesine karşı ayrı ayrı beyan ve itirazlarda bulunmuşlardır.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; davalılardan sigorta şirketine sigortalı diğer davalı …’ nin ise sevk ve idaresindeki … araç ile 09/8/2018 tarihinde yaya haldeki davacıya çarpması neticesinde trafik kazası gerçekleştiği ve davacının bu kaza neticesinde yaralandığı, kaza sonrası davalı sigorta şirketince davalıya ödeme yapıldığı hususlarında ihtilaf bulunmamaktadır.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık gerçekleşen kazada tarafların kusur durumları, kaza nedeni ile davacının maluliyete uğrayıp uğramadığı, davalı sigorta şirketince davacıya yapılan ödemenin zararı karşılayıp karşılamadığı ile ödeme tarihi itibariyle borcu sona erdirmemesi halinde davacının maddi tazminat alacağının bulunup bulunmadığı ve davacının manevi tazminata hak kazanıp kazanmadığı noktalarındadır.
Öncelikle kazada tarafların kusur durumlarının tespiti için bilirkişi incelemesi yapılmış ve alınan rapora göre davacının %75, davalı sürücü … ‘ nin ise %25 oranında kusurlu olduğu raporlanmıştır. Ceza dosyasında alınan kusur raporu ile mahkememiz dosyasında alınan rapor da birbiri ile uyumludur. Özellikle kazanın gerçekleşme şekli, bilirkişi raporunun teknik inceleme ile yasaya ve oluşa uygun değerlendirmesi ve tayin olunan oranlar mahkememizce de benimsenmiştir.
Maluliyete dair alınan 17.02.2021 tarihli ATK bilirkişi raporu yanlış yönetmelik uyarınca hazırlandığından hükme esas alınmamıştır.
Dosya kapsamında alınan ilk maluliyet raporunun yanlış yönetmelik uyarınca hazırlanmış olması ve ilk aktüer raporun hem buna göre hazırlanması hem de yanlış hesaplama tekniği kullanılması nedeni ile birinci ek raporun yanlış yaşam tablosu kullanılarak hesap yapılması ve davalı sigorta şirketi tarafından yapılan ödeminin güncellenerek düşülmemesi, ikinci ek rapor da yine yanlış hesaplama tekniği nedeni ile hüküm kurmaya elverişli kabul edilmemiştir.
Dosya kapsamında alınan 22/03/2022 tarihli aktüer raporun ise kusur ve son maluliyet raporu üzerinden doğru yaşam tablosu ve hesaplama tekniği kullanılarak hazırlanması, ödeme tarihi itibari ile yapılan ödemenin davalıların borcunu sona erdirip erdirmediğinin irdelenmesi, ödemenin güncellenerek tazminat hesabından mahsup edilmesi karşısında denetlemeye ve hüküm kurmaya elverişli kabul edilmiştir.
Davalı sigorta şirketince yapılan ödeme ile davacının zararı arasında açık oransızlık söz konusu olduğundan yapılan ödemenin makbuz hükmünde olduğu ise açıktır.
Davalı …’ nin maluliyet raporları arasındaki çelişki iddiası önceki maluliyet raporunun yanlış yönetmelik hükümlerince hazırlanmış olması, bu yönetmelin esas alınamayacağı, bu anlamda çelişki teşkil eden iki ayrı rapor olmadığı, esas olanın doğru yönetmelik hükümlerince hazırlanan son maluliyet raporu olduğu değerlendirilerek bu itiraz dikkate alınmamıştır. Diğer itirazının ise 22/03/2022 tarihli aktüer raporda karşılandığı ve yapılan ödeme güncellenerek tazminat hesabından mahsup edildiğinden bu itiraz da yerinde değildir.
Trafik kazası neticesi yaralanan ve geçici yada sürekli iş göremez hale gelen kişinin giderleri sadece bir sağlık kuruluşunda yapılan tedavi harcamalarından ibaret değildir. Trafik kazası sonucu beden bütünlüğü zarara uğrayan kişi tedavi gördüğü süre ile iyileşeceği süre içinde işlerini göremeyeceği ve bu süre içinde normal hayatını sürdüremeyeceğinden bu dönem içinde tam iş göremez olarak kabul edilip buna göre tazminat hesabı yapılacaktır. Geçici işgöremezlik nedeniyle hükmedilecek tazminatın kusurlu sürücü ve işletenin yanında ZMSS poliçesini düzenleyen şirketin de sorumluluğu kapsamı içerisinde değerlendirilmesi gerekmektedir. ( Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’ nin 18/07/2018 tarih 2015/15598 Esas, 2018/7298 K. sayılı ilamı)
Buna göre davalı sigortanın geçici iş göremezlik ödeneğinden sorumlu olmadığı iddiasına değer atfedilmemiştir.
Davacı davasını belirsiz alacak davası olarak açtığından davalılarca yapılan zamanaşımı itirazı dikkate alınmamıştır. Kaza tarihi itibariyle davalı sigortanın sorumluluğu 360.000,00 TL den yapılan ödemenin mahsubu sonucu 339.310,43 TL dir. Davacı davadan önce davalı sigortaya başvurmuş ve sigorta şirketince kısmi ödemede bulunulmuştur. Temerrüt tarihi sigorta yönünden kısmi ödeme tarihi dikkate alınarak belirlenmiştir. (Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’ nin 13/07/2020 tarih 2018/5459 Esas, 2020/4729 Karar sayılı ilamı) Davalı … yönünden ise temerrüdün kaza tarihinde gerçekleştiğine ilişkin bir tereddüt bulunmamaktadır. Açıklanan nedenlerle davacının davasının maddi tazminat yönünden dava ve bedel artırım dilekçesi ile talep edilen tutar üzerinden ( davalı sigorta yönünden poliçe limiti ile sınırlı olmak kaydıyla,) kabulüne karar verilmiştir.
Manevi tazminata yönelik istemin incelenmesinde; manevi tazminatın amacı, çekilen acıları yeterince dindirme, yaşama yeniden bağlamak yolu ile ruhsal dengeyi sağlamaktır. Bu nedenle manevi tazminat olarak takdir edilecek paranın tutarı, bu amacın gerçekleşmesini sağlamaya yönelik olmalıdır( Yargıtay 15. H.D. 24/12/1975 Tarih, 4356 E, 5124 K.)
Yargıtay 3. Hukuk Dairesi başkanlığının 20.01.2011 tarih ve 2010/19713 esas ve 2011/489 karar sayılı ilamına göre “….Borçlar Kanunu’nun 47. maddesi hükmüne göre hakimin özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği bir para tutarı adalete uygun olmalıdır. Hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir fonksiyonu olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi malvarlığı hukukuna ilişkin bir zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22/06/1966 günlü ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararının gerekçesinde takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden hakim bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.” denilmektedir.
Türk Borçlar Kanununun 56. maddesinde; “(1)Hâkim, bir kimsenin bedensel bütünlüğünün zedelenmesi durumunda, olayın özelliklerini göz önünde tutarak, zarar görene uygun bir miktar paranın manevi tazminat olarak ödenmesine karar verebilir.” düzenlemesi getirilmiştir.
Mahkememizce manevi tazminat miktarının belirlenmesinde, tarafların ekonomik koşulları, sosyal konumları, olayın oluş şekli, özellikle olayın oluşumunda tarafların kusur durumu, davacının gerçekleşen kazadaki kusur durumunun yoğunluğu hakkında alınan bilirkişi raporu, oran belirtilmemesine karşın ceza dosyasında alınan kusur raporunun da mahkememiz dosyası ile örtüşmesi, belirlenen kusur oranının mahkememizce de oluşa uygun kabul edilmesi, meydana gelen kazada davacının maluliyet oranı ve buna bağlı duyduğu elem ve üzüntü de nazara alınarak bir tarafın zenginleşmeyecek, diğer tarafın da fakirleşmeyecek oranda davacı … ‘ in manevi tazminat isteminin kısmen kabulü ile 10.000,00 TL manevi tazminatın talep gibi davalı …’ ten kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş, aşağıdaki şekilde hüküm tesis etmek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının davasının maddi tazminat yönünden kabulü ile; 199.923,18 ₺ sürekli iş göremezlik tazminatı ile 2.540,46 ₺ geçici iş göremezlik tazminatının davalı sigorta şirketi yönünden temerrüt tarihi olan 24.07.2019 tarihinden itibaren poliçe limiti olan 339.310,43 ₺ ile sınırlı olmak kaydı ile; davalı … yönünden ise kaza tarihi olan 09.08.2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müşterek ve müteselsil tahsili ile davacıya verilmesine,
2-Davacının manevi tazminat isteminin kısmen kabulü ile; 10.000,00 ₺ manevi tazminatın olay tarihi olan 09.08.2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı …’den alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine,
Maddi Tazminat Yönünden;
3-Alınması gerekli 13.830,29 ₺ harçtan peşin alınan 1.211,41 ₺ harcın mahsubu ile bakiye kalan 12.618,88 ₺’nin davalılardan müşterek ve müteselsilen alınarak hazineye irat kaydına,
4-Davacı tarafın yatırmış olduğu 1.211,41 ₺ peşin harç ile 44,40 başvurma harcının davalılardan müşterek ve müteselsilen alınarak davacıya ödenmesine,
5-Davacının yapmış olduğu posta, bilirkişi ve müzekkere masrafı toplam 4.148,78 ₺’nin davalılardan müşterek ve müteselsilen alınarak davacıya ödenmesine,
6-Davacı tarafça yatırılan gider ve delil avansından arta kalan kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacı tarafa iadesine,
7-Arabulucu ücreti olan 1320,00 TL’nin davalılardan müşterek ve müteselsilen alınarak hazineye irat kaydına,
8-Davacı yargılamada kendilerini vekil ile temsil ettirdiğinden AAÜT’ne göre tespit olunan 22.622,45 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
Manevi Tazminat Yönünden;
9-Alınması gerekli harç peşin alındığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
10-Manevi tazminat yönünden ayrıca yargılama gideri yapılmadığından bu hususta hüküm kurulmasına yer olmadığına,
11-Kabul edilen dava değeri ve Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesap ve takdir edilen 5.100,00 ₺ vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
12-Reddedilen dava değeri ve Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 10/3. Maddesine göre hesap ve takdir edilen 5.100,00 ₺ vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
13-Dosyada artan gider avansının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı davalıların yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde … Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere karar verildi, verilen karar usulen okundu anlatıldı. 28/04/2022

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır

“Bu belge 5070 Sayılı Kanun hükümlerince elektronik imza ile imzalanmıştır.”