Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 21. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/682 E. 2021/19 K. 12.01.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
21. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/682
KARAR NO : 2021/19

DAVA : Tazminat (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 02/10/2019
KARAR TARİHİ : 12/01/2021
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
A. Tarafların Talepleri
Davacı vekili 02/10/2019 tarihli dava dilekçesinde özetle, müvekkilinin Türkiye’ye geldiğinden beri yaklaşık dört yıldır…Katılım Bankasında … numaralı Türk Lirası ve… IBAN numaralı Amerikan Doları hesaplarını kullanmaktayken 20/07/2018-19/08/2018 tarihleri arasında … İngiltere ülkesinde seyahatte olduğu esnada ve gelmesine müteakip geçen birkaç günde 20/07/2018-23/08/2018 tarihleri arasında boşaltıldığını,müvekkilinin mobil bankacılık ve İnternet bankacılığı hizmetlerinden yararlanmadığını, bu servisleri aktif hale getirmediğini, banka kartını yalnızca ATM den para tahsil etmek için kullandığını ve ATM şifresini eşi ve kimse ile paylaşmadığını, 20/07/2018-19/08/2018 tarihleri arasında…ingiltere ülkesine seyahati esnasında banka tarafından kendisine verilen banka kartı yurt dışında yanında olmasına karşın 20/07/2018-23/08/2018 tarihleri arasında kendisinin gerçekleştirmediği ATM den para çekilmesi, havale, eft ve çeşitli mağazalardan alışverişlerin gerçekleştirildiğini, müvekkilinin bilgisi dışında yapılan bu işlemler sonucunda 86.433,00-TL zarara uğradığını, müvekkilinin bilgisi dışında yapılan ve tamamı …ATM Para Çekme İşlemi olan on adet işlem sonucunda müvekkilinin 2700$ zarara uğradığını, müvekkilinin iradesi dışında yurt dışındayken gerçekleşen 132 değişik işlem hakkında bankada kayıtlı olan telefonuna bankadan bir uyarı, bilgilendirme, onay mesajı, kısa mesaj veya kayıtlı e mail adresine herhangi bir e mail gönderilmediğini, davalının herhangi bir şekilde müvekkilini bilgilendirmediğini ve ihmalli davranışı ile zararın büyümesine yol açtığını, davalı bankanın kusursuz sorumluluğunun olduğunu, bankanın hesaptan para çekilmesi işleminde hiçbir kusuru olmasa bile sorumluluğunun devam edeceğini, bankanın müşterilerinin hesap güvenliğini özenli bir şekilde sağlamak zorunda olduğunu belirterek fazlaya dair talep ve dava haklarının saklı kalması kaydıyla davalının saklama yükümlülüğüne aykırı davranması nedeniyle müvekkilinin uğramış olduğu 101.806,00-TL zararın yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak müvekkiline ödenmesini, yargılama giderleri ile ücret-i vekaletin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı 08/11/2019 tarihli cevap dilekçesinde özetle, davacının dava konusu edilen ve davacının iradesi dışında çekildiğini iddia ettiği tutarındaki bedelin davacıya ait olan ATM kartı kullanılmak suretiyle çekildiğini, banka sistemlerinde davacının iddiasına konu işlemlerin davacının atm kartı ile gerçekleşmediğine veya kart kopyalama işlemi olduğuna dair hiçbir kayıt ve emare bulunmadığını, davacının atm kartının kopyalandığını kanıtlanmadığından söz konusu bedelin davacının atm kartı ile çekildiğinin kabul edilmesi gerektiğini, savcılık soruşturmasının devam ettiğini ve huzurdaki dava ile ilgili soruşturma sonucunun bekletici mesele yapılması gerektiğini, dava konusu işlemler nedeniyle davacıya sms’ler gönderildiğini, davacının banka kartları ve kredi kartları kanunun gereği bildirim yükümlülüğü bulunan davacının kartın kaybolduğuna dair bir bildirimde bulunulmadığını, işbu davaya konu kar davacıya teslim edildiğini ve kartın kullanımından doğan sorumluluğun müvekkili bankaya izafe edilemeyeceğini,bilirkişi incelemesi ile davacının kartının kopyalanmadığı ve tüm işlemlerin davacının kart ve şifresi ile yapıldığının anlaşılacağını, müvekkili bankanın sorumluluğunun sınırsız sorumluluk olmadığını, davacının müvekkili bankada hesabı bulunmakta olduğunu hesaptaki para müvekkili bankanın değil davacının kontrolünde, yükümlülüğünde ve tasarrufunda olduğunu, banka hesaplarında bulunan tutarlar üzerinden bankanın bir tasarruf hakkının bulunmadığını, müşterilerin istedikleri an bu tutarı çekebildiğini belirterek davanın reddini, yargılama masrafları ve ücreti vekaletin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
B.Uyuşmazlık ve Deliller
…Cumhuriyet Başsavcılığınca soruşturma dosyası gönderilmiş, yapılan incelemede…soruşturma sayılı dosyanın davacı tarafın şikayeti üzerine başladığı, davacının dolandırıcılık işlemi ile ilgili müşteki sıfatı ile ifade verdiği, yapılan işlemlere dair hesap dökümünün soruşturma dosyası arasına alındığı görülmüştür.
Mahkememiz bankacı bilirkişi …ile bilgisayar mühendis…marifetiyle hazırlanan 14/12/2020 tarihli raporda özetle, dosyaya sunulan … adına banka kartının numarasının … olduğu, davacı tarafından dosyaya sunulan… Lirası ve ABD Doları hesap ekstreleri üzerinde yapılan incelemede; … IBAN numaralı Türk Lirası hesabında 20/07/2019-23/08/2019 tarihleri arasında toplamda 86.432,75-TL tutarında hesaptan para çıkış işlemi yapıldığı, … IBAN numaralı Amerikan Doları hesabından ise 22/07/2018-03/08/2018 tarih aralığında toplamda 2.700USD tutarında hesaptan para çıkış işlemi yapıldığı, dosyaya davalı tarafından sunulan, davacının … Bankasındaki … IBAN numaralı Türk Lirası hesabına ait işlem kayıt ve ayrıntılarında 19/07/2018-23/08/2018 tarih aralığında 153 adet bankacılık işleminin bulunduğu, söz konusu hesap hareketlerinin tamamının … adına kayıtlı … no’lu kart ile yapılmış işlem hareketleri olduğu, davacı … Bankasında …IBAN numaralı Türk Lirası hesabı üzerinde 19/07/2018-23/08/2018 tarih aralığındaki 153 adet bankacılık işleminin içerisinde 26’sının diğer bir deyişle %17’sinin davalı banka tarafından sahtecilik/şüpheli işlem anlamına gelen başarısız işlem-fraud olarak işaretlendiği, söz konusu tarih aralığında belirli aralıklar ile on farklı günde sahtecilik kapsamında olabilecek işlemlerinin devam ettiğinin tespit edildiği, davalı banka davacının somut olay karşısında özensizliğini ve kusurunu açıkça ispatlayamamış olduğu nazara alındığında, bu yöndeki yerleşik Yargıtay İçtihatları uyarınca, davalı banka davacının mevduatını güvenli bir ortamda koruma borcunu ifa edememiş olması nedeniyle davalı bankanın olayda kusurlu olduğunu, mahkemece raporun benimsenmesi halinde dava tarihinden itibaren oluşan 101.949,63-TL’lik zararın yıllık %9 ve değişen oranlarda basit usulde işleyecek niteliksiz yasal faizi ile birlikte davalıdan istenebilineceği, davacı ise davasında 101.806,00-TL talep edildiği mütalaa edilmiştir.
Davalı tarafça hazırlanan bilirkişi raporuna itiraz edilmiş, itiraz dilekçesinde davacının kredi kartına yönelik güvenlik tedbirlerini almaması nedeniyle kusurlu olduğunu ifade ederek bu hususta yeniden bilirkişi incelemesi yapılması talep edilmiştir.
C. Delillerin Değerlendirilmesi ve Gerekçe
Huzurdaki dava tazminat davasıdır. Uyuşmazlığın, davacı tarafın davalı kurum nezdindeki hesabından rıza dışı para çekme işlemlerinde davalı bankanın güvenlik zaafının bulunup bulunmadığı, eğer kusur atfedilebilecek ise kusurun ne olduğu, davalı bankanın meydana gelen zarardan sorumlu olup olmadığı, davacının müterafik kusurunun bulunup bulunmadığı hususlarında toplanmaktadır.
6102 sayılı TTK’nın 4. maddesinde her iki tarafın ticari işletmesi ile ilgili hukuk davaları ile tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın TTK’da düzenleme konusu yapılmış hususlardan doğan hukuk davalarının ticari dava sayılacağı düzenleme konusu yapılmıştır. Taraflar arasındaki uyuşmazlık bankacılık sözleşmesi’nden kaynaklanmakta olup, TTK’nun 4/f maddesinde düzenlenmiş olan mutlak ticari davalardandır.
6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun 3. Maddesine göre tüketici; ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişiyi, tüketici işlemi; mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dahil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekalet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dahil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemi ifade eder.
6502 sayılı yasanın 73. Maddesi bu kanunun uygulanması ile ilgili her türlü ihtilafa tüketici mahkemelerinde bakılacağını öngörmüştür. 73. Madde kapsamında davanın mutlak ticari nitelikte olup olmadığının bir önemi yoktur. Dava mutlak ticari davalardan dahi olsa bir tarafın tüketici olması durumunda tüketici mahkemelerinin görevli olacağının kabulü gerekir.

Dosyanın incelemesinden davacının davalı banka nezdinde TL ve USD hesabı bulunduğu anlaşılmaktadır. Davacının davalı nezdindeki hesabının döviz hesabı olması taraflar arasındaki ilişkiyi tüketici ilişkisi olmaktan çıkarmaz. Davacı ile davalı arasında mevduat ilişkisi bulunmaktadır. Davalı davacıya ait parayı muhafaza etmektedir. Davacının hesaplarında yapılan kontrolde hesaplarına herhangi bir faiz işletilmediği, hesapların vadeli hesaplar olmadığı, bilakis vadesiz mevduat hesapları olduğu anlaşılmaktadır.
Davacının davalı banka nezdinde bulunan mevduatının değeri, davacının yatırım amacı ile hareket ettiğine dair dosyaya yansıyan herhangi bir beyan ve bilginin bulunmaması, davacının kar etme amacı olduğuna dair herhangi bir faiz gelirinin bulunmaması karşısında dava tarihinde yürürlükte bulunan 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanunun 3/I maddesi uyarınca taraflar arasında yapılan sözleşmenin tüketici işlemi niteliğinde bulunduğu açık olup, 6502 sayılı yasanın 3/I, 73/1 ve 83/2 maddesi hükümleri uyarınca uyuşmazlıkta Tüketici Mahkemesi görevli olacaktır.
Nitekim … Bölge Adliye Mahkemesi … Hukuk Dairesi Bam … 4. Hukuk Dairesi Esas-Karar No: … – … sayılı kararında aynı hususa dair tüketici mahkemesine dair verilen kararı onamış, mahkemenin görevine dair herhangi bir değerlendirme yapmamıştır. …Bölge Adliye Mahkemesi … Hukuk Dairesi Dosya No : … Esas Karar No :.. Karar’ında da aynı hususa dair tüketici mahkemesine dair verilen kararı onamış, mahkemenin görevine dair herhangi bir değerlendirme yapmamıştır.
Aynı yönde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi Dosya No : 2019/989 Esas Karar No : 2019/713 K sayılı kararında “Eldeki davada, davacı tüketici olarak, davalı bankanın sisteminde gerekli güvenliği sağlayamaması sonucu, bankadaki hesabının kötü niyetli üçüncü şahıslar tarafından boşaltıldığını, davalı bankanın bankacılık işleminden kaynaklı sorumluluğunun doğduğunu bildirmek suretiyle uğramış olduğu zararın tazminini talep ettiği görülmüştür. Davacı hesabının ticari veya mesleki amaçla kullanıldığına dair dosyada bilgi ve belge yoktur.
Bu durumda mahkemece, işin esasına girilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu gibi Asliye Ticaret Mahkemelerinin görevli olduğuna ilişkin karar verilmesinin doğru olmadığı anlaşıldığından…” demek suretiyle tüketici mahkemesince verilen görevsizlik kararını kaldırmıştır.
6335 Sayılı Kanunun 2.maddesi ile değişik 6102 sayılı TTK’nun 5/4 maddesinde; asliye ticaret mahkemesi ile asliye hukuk mahkemeleri ve diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişkinin görev ilişkisi olduğu, bu durumda göreve ilişkin usul hükümlerinin uygulanacağı düzenleme konusu yapılmıştır. Görev kamu düzenine ilişkin olup, mahkemece yargılamanın her aşamasında resen dikkate alınacağından HMK’nın 114/c ve 138 maddeleri uyarınca mahkememizin görevsizliğine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM:
1-Mahkemenin görevine ilişkin dava şartı noksanlığı bulunduğundan Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE, davanın HMK 114/1-c ve 115/2.maddeleri uyarınca görev yönünden USULDEN REDDİNE,
2-Kararın kesinleşmesine müteakip talep halinde dosyanın görevli olan İSTANBUL TÜKETİCİ MAHKEMESİNE GÖNDERİLMESİNE,
3-HMK’nun 331 mad. uyarınca Harç, yargılama gideri ve gider avansının görevli mahkemece değerlendirilmesine, davaya başka bir mahkemede devam edilmediği takdirde talep üzerine harç yargılama gideri ve gider avansı konusunda mahkememizce karar oluşturulmasına,
4-HMK 20.maddesi gereğince; karar tebliğinden itibaren iki haftalık süre içerisinde görevli mahkemeye gönderilmesi talebinde bulunulmaması halinde davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğinin ihtaratına,
Dair; taraf vekillerinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İSTİNAF kanun yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı. 12/01/2021

Katip …
E-imzalıdır

Hakim …
E-imzalıdır