Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 21. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/680 E. 2022/832 K. 07.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
21. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/680 Esas
KARAR NO : 2022/832

KARŞI DAVA : Genel kurul kararının iptali
KARŞI DAVA TARİHİ : 02/10/2019

KARAR TARİHİ : 07/12/2022

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı karşı davalı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirketin 15.05.2018 tarihinde nevi değişikliği yaparak Limited Şirket olduğunu, 28.01.2019 tarihinde diğer iyi niyetli iki ortak … ve Süleyman’ ın katılması ile şirketin son halini aldığını, böylece ortakların şirketin tüm aktif ve pasifinde ortak olduklarını, şirkette…’ın 6.500,00 TL değerinde 260 pay sahibi, Süleyman’ ın 6.500 TL değerinde 260 pay sahibi, davalı … ‘nın ise 7.000 TL değerinde 280 pay sahibi olduğunu, hali hazırda müdür olan ve diğer ortakların katılımından sonra da müdürlük görevine devam eden davalının, hem şirket tüzel kişiliği aleyhine hem de diğer iyi niyetli ortaklar aleyhine güveni kötüye kullanarak haksız kazanç elde ettiğini, diğer ortaklar … ve Süleyman’ ın şüpheleri üzerine Nisan ayı içerisinde yapılan harici ekonomik tahkikat neticesinde davalı ortak olan Musa’ın diğer ortaklar ve müvekkil şirketten gizli olarak şirket üzerinden zaman zaman haksız kazanç elde ettiğinin saptandığını, davalı …’ın işbu haksız kazancın sağlanmasında şirket müdürlüğü sıfatını kullanarak hareket ettiğini, diğer ortaklar olan … ve Süleyman ‘dan bağımsız olarak, müdürlük yetkilerini kullanarak dönem dönem satış yaptığını ve bu satış işlemlerinin karşılığı olan paraları doğrudan, diğer ortaklar ve şirket tüzel kişiliğinden gizli olarak şahsi banka hesabına geçirdiğini, yine aynı şekilde diğer ortakların ortaklığından önce de şirket hesabına geçmesi gereken satış karşılığı paraları şahıs hesabına geçirerek müvekkili şirketin aktifini kendi lehine kullandığını, gerçekleştirdiği işbu satış işlemlerini diğer ortaklar ve müvekkil şirketten gizlenmek adına faturasız bir şekilde yaparak vergi ziyanına da sebep olarak kamuyu zarara uğrattığını, müvekkili şirket ve diğer ortaklardan gizlenmiş olan bu faturasız satış işlemlerinin diğer ortaklar olan… ve Süleyman …’ın iyi niyetini gösterir bir şekilde vergi dairesine ve savcılığa ihbar edildiğini, yaşanan tüm bu olumsuzluklardan ötürü 28.04.2019 tarih ve 5 sayılı Genel Kurul Kararı ile davalının müdürlük yetkisinin alındığını, bu kararın usulüne uygun bir şekilde 06.05.2019 tarihinde tescil edildiğini ve nihayet 10.05.2019 tarih ve 9826 sayılı Türkiye Ticaret Sicili Gazetesinin ilan edildiğini, bu süreçte davalının, müdürlük yetkisinin alınması, tescili ve ilanına rağmen müvekkil şirketin sermayesini kaçırmak amacıyla hareketlerine devam ettiğini, bunlardan en önemlisinin ise 22.05.2019 tarihinde müvekkili şirket bünyesine ait … plaka no’lu aracın satışının gerçekleştirilmesi olduğunu, müvekkil şirkete ait … plaka no’lu şirket aracının diğer ortaklardan ve müvekkili şirketten habersiz ve onların rızası olmaksızın oğlu … …’a 86.056,00 TL bedelle devrettiğini e bu devirden yaklaşık bir hafta sonra işbu aracı kendi üzerine aldığını, bu satışlardan da görüleceği üzere davalının, şirket aracını muvazaalı işlemler ile şahsı üzerine aldığını ve bunun yanı sıra araç bedeli olan 86.056,00 TL’yi müvekkil şirkete teslim etmeyerek şirket sermayesini kaçırdığını, davalının, şirket müdürlüğü görevinden alınmış olmasına rağmen yine şirket müdürü sıfatıyla yetkilerini kullanarak müvekkil şirketçe üretilen makinalara ait plastik baskı için bırakılan kalıpları teslim aldığını ve yine makina … çizimlerini şirket bilgisayarlarının çöktüğül vasıtasıyla aldığını, müvekkili şirketin birlikte iş yapmış olduğu firmalar tarafından da tespit edilerek tutanak altına alındığını, buna müteakip davalının, güveni kötüye kullanarak müdürlük yetkisi ile elde etmiş olduğu CNC çizimleri ve makine kalıpları ile bacanağına ait… İnşaat Gıda Sanayi ve Dış Ticaret Limited Şirketi isimli şirket üzerinden üretim yapmaya, teklifler vermeye ve faturalı satışlar yapmaya başladığını, rekabete başladığı işbu şirkete müdür olarak oğlu …’ı atadığını, bütün bunlar birlikte düşünüldüğü takdirde ortada bir tesadüfün olmadığının, aksine müvekkil şirketin CNC çizim ve makine kalıplarının müdürlük yetkisi ile alınması, bacanağına ait şirket üzerinden üretime başlanması ve bu şirkete de öz oğlunu Müdür olarak atamasının söz konusu olduğunu, davalının daha önceki haksız kazanç eylemlerinin, müvekkil şirketin sermayesi olan ‘aracı diğer oğlu … …’a satış olarak göstermesi ve bir hafta sonra aracı şahsı üzerine alması birlikte düşünüldüğünde yaşanan olayların basit birer tesadüf olmadığının aşikar olduğunu, butun bu olaylar ele alındığı takdirde davalının, şirket ortağı ve müdürü – olarak; TMK Md. 2 kapsamında dürüst davranma ilkesini ihlal ettiğinin, ortak olarak; TTK Md. 613 kapsamında bağlılık yükümlülüğü ve rekabet yasağını ihlal ettiğinin, Müdür olarak; TTK Md. 626 kapsamında özen ve bağlılık yükümü ve rekabet yasağını ihlal ettiğinin somut bir şekilde ortaya çıktığını iddia ederek; davalının haklı sebeplerle şirket ortaklığından çıkarılmasına ve fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 10.000 TL değerindeki kısmi alacak davalarının kabul edilerek müvekkili şirketin ifade ederek mali zararının karşılanmasına, yargılama giderleri ve vekaletin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı karşı davacı vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin … Makine – Nadiye … adlı firmayı bedelini ödeyerek 06.01.2017 tarihinde Nadiye …’tan satın aldığını, … Makine – … adlı şahıs işyerini Mayıs 2018 ayına kadar şahıs işyeri olarak devam ettirdiğini, 2018 yılında tek ortaklı … Makine San. Tic. Ltd. Şti. unvanını alarak tür değiştirdiğim, müvekkilinin yanında işçi olarak çalışan ve akrabaları olan… ve …’a hisse devri işlemi yaparak şirkete ortak ettiğini, diğer ortakların müvekkilinin güvenini suistimal ederek dört ay içerisinde müvekkilini şirketten uzaklaştırıldığını, müvekkilinin hiç bir iş yapamaz hale getirildiğini, hisse devrinden itibaren sadece 2 aylık gibi kısa bir süre zarfında halen davacı şirketin diğer ortakları olan bu şahısların tamamen kötü niyetli olarak müvekkilinin şirket müdürlüğü ve imza yetkisini elinden aldıklarını, tamamen kötü niyetli olarak şahsi itibarının zarar görmesi ve kendi kurduğu şirketten çıkarılması kastı ve gayesi ile türlü iftiralar atarak bunu sosyal medya hesapları ve web sitesinden ilan ettiklerini, yine gerçek dışı beyanlarla dolu çirkin iftiralarını müvekkilinin müşterilerin mail ortamında gönderdiklerini, hiçbir gerekçe olmaksızın müvekkilinin kurucusu ve ortağı olduğu şirkete girmesinin engellendiğini, müvekkiline hırsızlık dahil bir çok iftira atıldığını, müvekkili aleyhine haksız bir şekilde İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün… Esas sayılı dosyası ile 93.475 TL tutarında alacaktan bahisle ilamsız icra takibi başlatıldığını, müvekkilinin itirazı üzerine takibin durduğunu, aradan beş ay süre geçmesine rağmen halen itirazın iptali davası açılmadığını, gerçeği yansıtmayan bir kısım işlemler yapıldığını, gerçeği yansıtmayan bu işlemlerle ilgili diğer ortaklar hakkında 11.09.2019 tarihinde…Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulunulduğunu, ayrıca müvekkili tarafından 10.06.2019 ve 03.10.2019 tarihlerinde ihtarnameler keşide edildiğini, müvekkilinin hiçbir zaman kendi lehine veya diğer ortaklar aleyhine haksız kazanç temin etmediğini, dava dilekçesindeki iddiaların tamamen gerçek dışı olduğunu, müvekkilinin, davacı şirketin kazancını tek başına kullanmak gibi bir derdinin olması halinde tek başına sahibi olduğu şirketine başka ortaklar alma yoluna gitmeyeceğini, … plakalı aracın 19.01.2011 tarihinde müvekkili tarafından satın alındığını, satış bedelinin sigorta ve kasko bedelinin bugüne kadar olan tüm taşıt vergilerinin müvekkiline ait şahsi banka hesabından ve şahsi kredi kartından ödendiğini, tek ortaklı olarak kurulan davacı işyerinin 2018 yılında tür değişikliğine gittiğini, bu nedenle müvekkilinin kendi adına kayıtlı olan aracı hiçbir şekilde satış yapmadan ve satış bedeli ödenmeden tür değişikliği nedeniyle şirkete geçirdiğini, araç bedelinin talep edilebilmesi için ilgili aracın satış bedelinin şirket tarafından müvekkiline ödenmiş ve aracın satın alınmış olmasının zorunlu olduğunu, ticari şirketlerde, çıkan yada çıkarılan ortağın, esas sermaye payını ve payın sağladığı haklan kaybettiğini, bu kaybın ekonomik olarak denkleştirilmesi, ortağın ayrılmadan önceki ekonomik durumunun ayrılmadan sonra da korunması amacıyla ayrılan ortağa esas sermaye payının gerçek değerine uyan miktarda ayrılma akçesi isteme hakkı tanındığını, ayrılma akçesinin miktarı konusunda ayrılan ortak ile ortaklar arasında bir anlaşma bulunmadığı takdirde çıkma veya çıkarma davasında mahkemenin ayrılma akçesini de belirlemesi gerektiğini, zira çıkma veya çıkarılma talebinin ayrılmanın mutlak sonucu olan ayrılma akçesinin de belirlenmesi – talebini yesinde barındırdığını, müvekkili hakkında çıkma kararı verilmesi halinde ayrılma akçesinin davacı şirket tarafından müvekkiline ödenmesi gerektiğini, ortaklıktan çıkma için aranın haklı sebebin, ortağın bizzat kendisinden, ortaklığın iç işleyişinden ya da ortaklar arası ilişkiden kaynaklanabileceğini, ortağın tamamen ya da büyük ölçüde kendi kusurundan doğan bir sebebe dayanarak çıkma talep etmesinin mümkün olmadığını, çıkarmada ise haklı sebebin, ancak o ortağa ilişkin bir sebep olabileceğini, ortağın, başka bir ortağın kusurlu davranışları nedeniyle ortaklıktan çıkarılamayacağını, davacı şirkette kusurlu harekette bulunan ortakların müvekkilini ortaklıktan çıkarmaya çalıştıklarını, bunun hukuken korunmasının mümkün olmadığını beyanla; haksız ve hukuki dayanaktan yoksun davanın reddine, yargılama giderleri ve avukatlık ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı karşı davacı vekili karşı dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin, karşı davacı şirketin 26.09.2019 tarihli 6 karar nolu kendisinin şirket ortaklığından çıkarılmasına yönelik alınan kararı altına “Ben … yukarıdaki karar şerh koyuyorum ve kabul etmiyorum” şeklinde şerh koyduğunu, Esas davaya ait dava dilekçesi incelendiğinde, çıkarmaya yönelik tüm iddiaların soyut olduğunu, hiçbir maddi delile dayanmadığının ortada olduğunu, Mahkeme tarafından genel kurul tarafından tespit edilen sebebin gerçekten haklı olup olmadığının ve bu sebebin gerçekleşip gerçekleşmediğini tespiti gerektiğini, ortaklıktan çıkarma sebebinin geçerli olması için, diğer ortaklar için bu ortağın ortaklık sıfatının devam etmesinin çekilmez bir hâl almış olması gerektiğini, TTK da da ortaklıktan çıkarmanın son çare olduğunun kabul edildiğini, genel kurul kararına karşı açılmış bir iptal davası bulunması halinde, haklı sebeple çıkarma davasında bu iptal davasının sonucu bekletici mesele yapılması gerektiğini, müvekkilinin, Türk Ticaret Kanunu’nun 437. Maddesinde düzenlenen “bilgi edinme ve inceleme hakkının” ihlal edildiğini, mali tabloları incelemek isteyen müvekkilinin inceleme talebinin geri çevrildiğini ve hatta müvekkilinin ısrar etmesi üzerine terslendiğini, davalı şirketin, yasanın öngördüğü şartlara göre, genel kurul daveti yapmadığını, şirket ticari defter ve belgeleri üzerinde, şirket ortağının inceleme ve kontrol imkanını elinden alarak, şirketin mali yapısı ve bilançosu, gelir gider durumu ile kar- zarar durumu konusunda hiç bir bilgiye sahip olmadan genel kurul toplantısına katılmak zorunda kaldığını, 26.09.2019 tarihli genel kurul toplantısında söz alarak, yapılan usulsüz iş ve işlemler konusunda bilgi isteyen müvekkiline, sağlıklı ve açıklayıcı hiç bir bilgi verilmediğini, tüm taleplerinin reddedildiğini, diğer ortaklar Süleyman … ve … Gulas’ın, davalı şirkette tamamen keyfi uygulamalar yaparak müvekkilinin de ortağı olduğu şirketi zarara uğrattıklarını, halen de uğratmaya devam ettiklerini, usul ve yasaya aykırı olarak vapılan ve Türk Ticaret Kanunu’nun emredici hükümlerine aykırı olarak alınan 26.09.2019 tarihli genel kurul kararlarının iptali gerektiğini beyanla; usul ve yasaya Türk Ticaret Kanunu’nun emredici hükümlerine ve müvekkilimin muhalif oyuna aykırı olarak aman 26,09.2019 tarihli Genel Kurul Kararlarının iptaline, yargılama gideri ve avukatlık ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Tarafların sunduğu belgeler mahkememizce dosyamız arasına alınıp ihncelenmiştir.
Mahkememizce resen görevlendirilen bilirkişi mali müşavir, makina mühendisi ve nitelikli hesap uzmanından alınan kök raporda; ” davalı şirketin 2018-2019 yıllarına ait ticari defter kayıt incelemeler için istenen evrak ve belgelerin verilmediği ve talepleri geri çevirdiklerini, diğer ortaklar Süleyman ve Kerem’ in şirkete herhangi bir borç vermedikleri halde şirkette olan 405.109,04 TL olduğu, gönderdikleri bilançoda yazılı olan alacağı sıfırlamak maksadıyla diğer ortaklardan borç alınmış gibi göstererek bilançoda gayri yasal ve gerçek dışı işlemler yaptıklarını beyan ettikleri, Musa tarafından 10/12/2019 tarihinde Bakırköy … Noterliğinin… sayılı göndermiş olduğu ihtanamede şirket ortaklığından sebepsiz olarak çıkartılmak istendiği, kendi haklarının ihlal edilebileceğini düşünerek şirkete özel denetçi atanması için ihtar gönderdiği ve şirket ortaklarından genel kurul talebinde bulunulduğu halde bu ihtarın dikkate alınmadığının beyan edildiğini, gerçeği yansıtmayan bu işlemlerle ilgli olarak savcılıkta soruşturma başlatıldığının görüldüğünü, davacının 2018 yılına ait ticari defter açılış ve kapanış tastik bilgileri incelendiğinde, kapanış kaydında … Plakalı aracın … Makine nin bilançosunda ve envanter kaytılranıda göründüğü, şirket hesaplarında ortaklara borçlar hesabında Musa’ nın şirketten 402.109,04 TL alacaklı olarak göründüğü, henüz ortak olmadıklarından onların hesaplarının görülmediğini, demirbaşlarda çalışma tezgahı 5.900,00 TL, torna tezgahı 2.000,00 TL matkap takımı 1.000,00 TL olarak görüldüğü, ” bildirilmiştir.
İtirazlar üzerine alınan Bilirkişi ek raporunda özetle: ” şirketin ticaret sicil kayıtlarında daha önceden … “… Makina” adı ile şahıs firması olarak kurulduğunu, tescil olduğunu, daha sonra … olarak tescil ve ilan olduğunu ve tek ortağının … olduğunu, daha sonra 28.01.2019 tarihinde yapılan bir genel kurulla şirkete yeni hissedarların alınarak hisse devri yapıldığını, kök rapordan sonra davalı vekilince dosyaya sunulan ticaret odasından alınan ve dosya içerisde bulunan sermaye 26/08/2020 tarihinde davalı iki ortak tarafından alınan sermaye artışı ile sermayenin 400.000,00 TL arttırımı kararınnı alındığını, aynı kararda suni sentetik malzemesinni ekstrüzyonu çekilmesi tekstüre edilmesi evya kesilmesi için kullanılan makinalar ile doğal tekstil elyafıhazırlama makinesi ve dokuma makinalarının imalatı değiştirilmesi için karra alındığı ancak bu kanaların fiilen görülmediği gibi bununla ilgili alış fatura evraklarının görülmdeğiini ve iki ortak tarafından alanan bu kararın noterden tasdikinin yapıldığın ancak ticaret sicil gazetesinde yayınlandığının ve ticaret odası kayıtlarında görülmediğini, davacı tarafın ticari defterlerinin tasdiklerinin yasal süresilerinde usulüne uygun olarak taksdik ettirildiğini, ancak muhasebe kayıtlarının ise usulüne uygun tutulmadığı yevemiye defter sayfalarının arkalı önlü olarak yazıldığından anlaşılır olmadığını, 2019 yılı ticari defterlerin kapaış tarihine kadar yazılmadığının ekteki defter sayfalarından anlaşılacağının, 25/06/2020 tarihinde yazılıp döküldüğünü, tüm ortaklara borçlar hesabı şirketin zaman zaman kasada paralar olmadığndan gider ödemelirde bazenh satıcılara olan ödemelerde hesaplar arasında virman şeklinde alacaklandırıldığını, eksik kalan hesap kapamalarında bu hesapların kullanıldığını ve bu durumda ortakların gerçek alacak borç veya sermaye olarak şirkete ödemelerinin tam olarak anlaşılamadığını, VUK. Na göre 5.000,00 TL ve üstü ödemelerin banka veya finans kuruluşları aracılığı ile yapılması gerekirken işlemlerde yapılmadığının görüldüğü,” ” bildirilmiştir.
İtirazlar doğrultusuda yeni Makine Mühendisi, Mali Müşavir, Nitelikli Hesap Uzmanı, bilirikişi heyetinden alınan raporda; “her iki firmanın ürünlerinin aynı projeye dayalı üretilmiş temel tasarım ve fonksiyonlarının tamamen aynı olan işlevsel olmayan birkaç önemsiz görsel detay farkı dışında ayırt edici özelleri bulunmayan tezgah olduklarını, 28/04/2019 tarihli 5 numaralı kararı ile ortak Musa’ nın müdürlüğnün sona erdiğini ve şirketin temsil ve ilzam yetkisinin sonlandırdıldığı yönünde karar alındığını, 26/09/2019 tarihli 6 numaralı karra ile ortak Musa’ nın ortaklıktan çıkarılmasına karar verildiğini, 25/04/2019 yılında watsaap üzerinden müdürlük görevinin bittiğinden haberdan olduğunu, şirket namına kayıtlı olan … Plakalı aracın şirket envanterinde 61.936 TL bedel ile kayıtlı iken, 06/05/2019 tarihinde Hasan’ a 86.056 TL bedelle satışının yapılıdığını, aracın satışına ilişkin genel kurul kararının bulunmadığını, … Makina’ nın çalışmış olduğu şirketler arasında yer alan söz konusu çalışma karşılığında … makine tarafından 10.668 TL bedelli faturannın keşide edildiğini ve dosya içeriğinde yer aldığını, 05.11.2018 tarihinde Musa’ da… Bankası hesaplarında 2 parça halinde .. KODLU BAP PROJESİ 3. AVANS İÇİN ÖN ÖDEMESİ ‘ açıklaması ile yer aldığını, ancak bunun isim benzerliği olup olmadığının bilinemeyeceğini, davacı yanca faturasız satış yapıldığğını iddia edilen Musa’ nın hesaplarında tahisili gerçekleşmiş olan Tuğba, Eyüp, Monika’ dan tahisilinin gerçeklemiş olan bakiye tutarlarının ilgili dönemlerde … Makina hesaplarında varlığına rastlanmadığını, davacı ile aynı iş kolunda aynı firmalarla Musa’ nın çalışmakta olduğunu, dava dışı… Makina ile dava dışı… İnşaat’ ın sahibi ve ortağının davalının oğlu Hüseyin olduğunun görüldüğünü, ” bildirilmiştir.
İtiraz üzerine alınan Bilirkişi ek raporunda özetle: “… Makine imalatı ile… İmalatı olan her iki tezgah tasarım fonksiyonel ve ölçüsel olarak birebir aynı olduğunu, hukuki anlamda organik bağ ilişkili kişiler arasındaki ticari iş ve işlemlerin yasal şirket ortaklığı ya da şirketler topluluğu kurulmaksızın gerçekleştirilmesi ve ticari faaliyetlerin farklı şirketlerin arkasına gizlenerek yürütüldüğünü, şirketin kaydının tablolarına göre borca batık durumda iken rayiç tabloda 212.292,40 TL öz kaynağının bulunduğunun tespit edilebileceğinin,rayiç bilançoya göre; Musa’ nın 74.302,34 TL Kerem’ in 68.995,03 TL Süleyman’ ın 68.995,03 TL değerinde şirkette pay sahibi olduklarını hesaplandığını, ” bildirmiştir.
Son rapora yönelik itirazlar mahkememizce red edilmiştir,
Davacı taraf sunduğu ıslah dilekçesi ile; davaya konu aracın rayiç bedeli 315.000,00TL ve faturasız satışların bedeli olan 10.383,00TL toplamı 325.383,00TL’nin temerrüt tarihinden itibaren ticari temerrüt faiziyle birlikte tahsilini talep etmiştir.
Islah dilekçesi davalıya tebliğ edilmiş ve talebin reddini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Asıl Dava, davalının şirket ortaklığından TTK’nın 640/1. Maddesine göre çıkartılması ve şirkete verilen zarardan dolayı tazminat istemine, Karşı dava ise, davacı şirketin genel kurulunun TTK’nın 640/2. Maddesi uyarınca iptaline ilişkindir.
Mahkememizce alınan bilirkişi raporları ve genel kurul toplantı tutanağından; davalının ortaklıktan çıkarma kararının TTK’nın 640 ve 621/1-h. Maddesi gereğince; toplantıya sermayenin salt çoğunluğunun katılması ve katılanların üçte ikisinin olumlu oyuyla çıkarma kararı verilmesi gerekirken bu çoğunluğa uyulmadan karar alındığı, dolayısıyla kararın iptali talebinin haklı olduğu anlaşılmış, bu nedenle asıl davanın ortaklıktan çıkarmaya yönelik kısmının reddine, birleşen iptal davasının ise kabulüne karar verilmiştir.
Davalının verdiği zarar yönünden yapılan incelemede; satılan araç bedelinin şirkete ödenmediği, bunun satış tarihi itibarıyla kasko değerinden yüksek olduğu ve 86.056,00TL şirketin zarara uğradığının sabit olduğu, yine faturasız satış bedelleri olan 10.383,00TL’nin şirketin alacağı olduğu, bu miktarlar yönünden davacının talebinin haklı olduğu, davacı tarafın ıslah talebinde belirttiği güncel rayiç bedel talebinin yersiz olup, şirketin zararının doğduğu tarihin satış tarihi olması nedeniyle satış bedeli yönünden talebin kabulüne , geri kalan kısma yönelik talebin ise reddine karar vermek gerektiği vicdani kanaat hasıl olmuş ve aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM :
A-Asıl dava yönünden;
1-Asıl davanın davanın şirket ortaklığından çıkarılmasına ilişkin kısmı yönünden yeterli çoğunlukla karar alınmadığından reddine,
2-Tazminat talebi yönünden talebin kısmen kabulü ile 86.056,00 TL nin 06/05/2019 tarihinden itibaren, 10.383,00 TL nin ise 05/11/2018 tarihinden itibaren işleyen avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, geri kalan kısma ilişkin talebinin reddine,
3-Asıl davada kabul edilen dava değeri olan 96.439,00 TL üzerinden hesaplanan ‭6.587,74 TL harçtan, peşin alınan 170,78 TL ve ıslah harcı 5,385,95 TL’nin alınan harçtan mahsubu ile bakiye 1.031,01‬ TL harcın davalıdan alınarak hazineye ödenmesine,
4-Kabul edilen dava değeri ve Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesap ve takdir edilen 15.430,24 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Reddedilen dava değeri ve Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesap ve takdir edilen 35.052,16 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Davacı tarafından tebligat, müzekkere, bilirkişi ücreti ve sair giderler için sarfedilen toplam 8.909,70 TL yargılama giderinin kabul/red oranına göre 2.640,71 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, geri kalan kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
7-Davacı tarafça peşin ödenen 170,78 TL harcın ve 5.385,95 TL ıslah harcının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
B- Karşı dava yönünden;
Karşı davanın kabulü ile; davacı karşı davalı şirketin 26/09/2019 tarihli, davalı karşı davacının ortaklıktan çıkarılmasına ilişkin genel kurul kararının iptaline,
2- Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesap ve takdir edilen 9.200,00 TL vekalet ücretinin karşı davalıdan alınarak karşı davacıya verilmesine,
3- Karşı Davacı tarafından tebligat, müzekkere, bilirkişi ücreti ve sair giderler için sarfedilen toplam 2.250,00 TL yargılama giderinin karşı davalıdan alınarak karşı davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafça peşin ödenen 88,80 TL harcın karşı davalıdan alınarak karşı davacıya verilmesine,
5-Dosyada artan gider avansının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne davalıların yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere karar verildi, verilen karar usulen okundu anlatıldı. 07/12/2022

Başkan …
e-imzalıdır
Üye …
e-imzalıdır
Üye …
e-imzalıdır
Katip …
e-imzalıdır