Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 21. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/672 E. 2019/99 K. 06.11.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
21. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/672 Esas
KARAR NO : 2019/99

DAVA : İstirdat (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 09/09/2019
KARAR TARİHİ : 06/11/2019
Mahkememizde açılan Tazminat davasının tensiben yapılan incelemesi sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili tarafından sunulan 09.09.2019 tarihli dava dilekçesinde; İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyası ile başlatılan icra takibi sonucunda (Küçükçekmece … İcra Müdürlüğü’nün …talimat sayılı dosyası ile) hukuk aykırı haciz işlemi nedeniyle müvekkili tarafından cebri icra tehdidi altında davalı şirkete ödenen 91.795,00 TL’nin 20/09/2018 ödeme tarihinden itibaren işleyecek reeskont avans faiziyle davalıdan tahsil edilmesini talep ve dava etmiştir.
Dava; davacı tarafından davalı tarafa ödenen 91.795,00 TL’nin 20/09/2018 ödeme tarihinden itibaren işleyecek reeskont avans faiziyle davalıdan tahsiline ilişkin açılmış istirdat davasıdır.
Dosya, İstanbul Anadolu … Asliye Ticaret Mahkemesinin … Esas … K. Sayılı 16/09/2019 tarihli yetkisizlik kararı nedeniyle mahkememize 02/10/2019 tarihinde intikal etmiş olmakla, esas defterimizin …Esas sıra numarasına kaydı yapılmıştır.
Tüm dosya kapsamı bir bütün olarak değerlendirildiğinde;
1.1.2019 tarihinde yürürlüğe giren ve 3/1/2011 tarihli ve 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 5 inci maddesinden sonra gelmek üzere eklenen maddeye göre :
MADDE 5/A- (1) Bu Kanunun 4 üncü maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır.
6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanununun 3 üncü maddesinin birinci fıkrasına eklenen cümle ile
“Dava şartı olarak arabuluculuk
MADDE 18/A- (1) İlgili kanunlarda arabulucuya başvurulmuş olması dava şartı olarak kabul edilmiş ise arabuluculuk sürecine aşağıdaki hükümler uygulanır.
(2) Davacı, arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağın aslını veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğini dava dilekçesine eklemek zorundadır. Bu zorunluluğa uyulmaması hâlinde mahkemece davacıya, son tutanağın bir haftalık kesin süre içinde mahkemeye sunulması gerektiği, aksi takdirde davanın usulden reddedileceği ihtarını içeren davetiye gönderilir. İhtarın gereği yerine getirilmez ise dava dilekçesi karşı tarafa tebliğe çıkarılmaksızın davanın usulden reddine karar verilir. Arabulucuya başvurulmadan dava açıldığının anlaşılması hâlinde herhangi bir işlem yapılmaksızın davanın, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilir.” hükmünü haizdir.
Mahkememizce dava dilekçesi incelenirken arabuluculuk anlaşmazlık son tutanağına, örneğine ya da bu hususta bir anlatıma rastlamamış kanunun lafzı gereği davacıya yedi günlük kesin süresi içerisinde arabuluculuk başvurusunun aslını sunması için süre verilmişir.
Davacı vekili 24/10/2019 tarihli dilekçesinde sehven görevsiz mahkemede dava açtıklarını, görevli mahkemenin asliye hukuk mahkemeleri olduğunu, mahkememizce görevsizlik kararı verilmesini talep ettiklerini belirtmiştir.
Mahkemenin görevli olması kamu düzeninden sayılır. 6100 Sayılı Kanunumuzun dava şartların belirleyen 114. Maddesi görev dava şartını c bendinde düzenlemiştir. Böylece Türk Ticaret Kanununda düzenlenen zorunlu arabuluculuktan önce mahkemenin görevli olup olmadığı hususunun açığa kavuşturulması gerekmektedir.
Davacı vekili tarafından sunulan 09.09.2019 tarihli dava dilekçesinde; İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün… esas sayılı dosyası ile başlatılan icra takibi sonucunda (Küçükçekmece … İcra Müdürlüğü’nün…talimat sayılı dosyası ile) hukuk aykırı haciz işlemi nedeniyle müvekkili tarafından cebri icra tehdidi altında davalı şirkete ödenen 91.795,00 TL’nin 20/09/2018 ödeme tarihinden itibaren işleyecek reeskont avans faiziyle davalıdan tahsil edilmesini talep ve dava etmiştir. Dava konusunun sebepsiz zenginleşme olduğu anlaşılmaktadır. Sebepsiz zenginleşme hükümleri Türk borçlar Kanunu’nun 77-82. Maddeleri arasında düzenlenmiştir. Her ne kadar iş bu davanın TBK hükümlerinden kaynaklandığı ve asliye hukuk mahkemelerince çözümlenmesi gerektiği düşünülebilirse de bu davacının dava dilekçesinde değindiği vakalar, taraf sıfatları nedeni ile bu düşünce doğru olmayacaktır. Şöyle ki; ticari davayı tanımlayan TTK 4. Maddesi “Her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işleri” demek sureti ile genel kıstasları belirlemiştir. Buna göre bir davanın ticari dava sayılabilmesi için iki tarafında tacir olması ve ticari işletmeyi ilgilendirmesi gerekmektedir.
Somut olayda davacı tüzel kişi ile davalı tüzel kişi TTK da tanımlanan ticari şirketlerden olup tacir olduklarına şüphe yoktur. Davacı … ise dava dilekçesine ekli vekaletnameden de anlaşılacağı üzere davacı tüzel kişinin yetkilisidir. Yine görev mefhumunun çözülebilmesi amacı ile resen yapılan araştırma neticesinde elde edilen ticaret sicil görüntülerinden de anlaşılacağı üzere dava dışı 3. kişi … ile birlikte davacı şirketin aynı zamanda ortağıdır.
İş bu davamız, davacı tüzel kişi olan dava dışı 3. Kişi …’ın ortağı olduğu …Ltd. Şti’ ile davacı tüzel kişilik arasında organik bağ bulunup bulunmadığı noktasında toplanmaktadır. Tüzel kişilik perdesinin aralanması olarak da adlandırılan bu araştırma, ilişkili olduğu iddia edilen tüzel kişiliklerin ticari defterlerinin incelenmesi, öte yandan adres ve tescil bilgileri ile ortaklık yapısı ortakların yakınlıkları gibi etmenler değerlendirilmek sureti ile incelenmektedir.
Davacı taraf davacı tüzel kişilik ile dosya borçlusu…Ltd. Şti arasında organik ilişki bulunmadığını iddia etmekte olup, anılan tespit başlı başına davacının ticari işletmesini ilgilendirmektedir. Dava konsunun davalının ticari işletmesi ile ilgili şüphe de bulunmamaktadır. Hal böyle iken anılan davanın nisbi ticari davalardan olduğu, her iki tarafın ticari işletmesini ilgilendirdiği dolayısı ile mahkememizin görevli olduğu konusunda tereddüt kalmamaktadır.
Bu cihetle mahkememizin görevli olduğu tespit edildikten sonra dava dilekçesinin incelenmesi neticesinde; davanın üçüncü şahıs tarafından haciz tehdidi altında ödenen meblağın istirdadına yönelik olduğu, dava dilekçesinde belirtilen meblağın davalı şirketten alınarak davacıya verilmesi talebini içerdiği anlaşılmaktadır. Kanunun açık lafzı karşısında iş bu davada arabuluculuk başvurusunun zorunlu olduğu hususunda şüphe bulunmamaktadır.
7155 sayılı Kanunun 26. Maddesinde belirtilen yürürlük tarihi olan 01.01.2019 tarihinden sonra açıldığı, davanın tazminat davası olduğundan zorunlu arabuluculuk durumunun söz konusu olduğu ve davacının arabuluculuğa başvurmadan doğrudan dava açtığı anlaşılmakla 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanununun m.18/A-f.2 hükmü gereğince davanın dava şartı yokluğu nedeni ile usulden reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle ve dosya içeriğine göre;
1-7155 sayılı Kanunun 20.maddesi ile 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununa eklenen 5/A maddesi ve 7155 sayılı Kanunun 23.maddesi ile 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanununa eklenen 18/A-2.maddesi uyarınca Arabulucuya başvurulmadan dava açılmış olması karşısında , davanın TTK’nun 5/A., 6325 sayılı Kanunun 18/A-2., HMK’nun 114/2 ve 115/2.maddeleri uyarınca dava şartı yokluğu nedeniyle usulden REDDİNE,
2-Alinması gereken 44,40 TL ret harcı peşin alınan 1.563,67 TL hartan mahsubu ile arta kalan 1.523,23 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde BIRAKILMASINA,
4-Davacı tarafından yatırılan gider avansının arta kalan kısmının karar kesinleştiğinde davacıya İADESİNE,
Dair; tarafların yokluğunda HMK’nun 341/1 vd. maddeleri uyarınca gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere başka yer mahkemesine istinaf dilekçesi sunulmak suretiyle, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda TENSİBEN karar verildi. 06/11/2019

Katip … Hakim …
¸e-imzalıdır ¸e-imzalıdır
5070 Sayılı Kanun gereğince e-imza ile imzalanmıştır.