Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 21. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/636 E. 2021/752 K. 26.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
21. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/636 Esas
KARAR NO : 2021/752

DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 30/09/2019
KARAR TARİHİ : 26/10/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
A. Tarafların Talepleri
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalı arasında servis hizmet sözleşmesi imzalandığını, bu sözleşmenin ihlali sebebiyle cezai bedel faturası kesildiğini, davalının fatua borcunu ödememesi sebebiyle İstanbul … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasıla icra takibi başlatıldığını, davalı tarafın başlatılan icra takibine itiraz ettiğini ve icra dosyasının durdurulduğunu, davalı ile müvekkili arasında imzalanan öğrenci taşıma servis hizmet sözleşmesi maddesi nedeniyle sözleşmenin cezai şartı bedelinin 10.000 TL olduğunu, davalının sözleşmeye aykırı olarak işe başlamadığını, ve dolayısıyla asli yükümlülüğünü yerine getirmediğini, müvekkilini tarafından teslim edilen logo ve kravatı iade etmediğini, bu nedenlerle 18/10/2017 tarihinde davalı adına 5.000 TL tutarlı sözleşmeye istinaden ceza bedeli faturası ve davalı adına 350 TL tutarlı sözlemeye istinaden logo ve kravat bedeli faturası kestiğini, davalının bu faturaların ödenmediğini, bu nedenlerle icra takibi başlatıldığını, itiraz sebebiyle duran takip sonrasında arabuluculuğa başvurulduğunu ancak anlaşma sağlanamadığını, bu nedenlerle davalının %20 den aşağı olmamak üzere icra inkar tazimnatına hükmedilmesini ve itiraz iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı tarafça herhangi bir cevap dilekçesi sunulmamıştır.
B.Uyuşmazlık ve Deliller
Dava itirazın iptali davasıdır. Uyuşmazlık davacı şirkete ile davalı arasında akdedilen sözleşmenin olarak davalı tarafça ihlal edilip edilmediği, davacının cezai şarta ve sözleşme kapsamında yapılan masraflara hak kazanıp kazanmadığı, itirazın haksız olup olmadığı, icra inkar tazminatı veya kötüniyet tazminatı şartlarının oluşup oluşmadığı hususlarında toplanmaktadır.
Davanın itirazın iptali davası olması sebebi ile öncelikle itirazın yapıldığı icra dosyası mahkememiz dosyası arasına alınmış, yapılan incelemede İstanbul… İcra Müdürlüğü’nün …esas sayılı dosyası ile mahkememiz dosyasının taraflarının aynı olduğu, dosyamız davacısının alacaklı, dosyamız davalısının borçlu olduğu, davalı tarafından süresinde ve geçerli bir şekilde itiraz dilekçesi sunulduğu görülmüştür.
Dilekçeler aşaması tamamlanmakla mahkememizce ön inceleme duruşmasında dava şartları ve ilk itirazlar değerlendirilmiş, dava şartına dair eksiklik bulunmaması ve davalı tarafça haklı bir sebebe dayalı olan herhangi bir ilk itiraz ileri sürülmemesi nedeniyle ön inceleme tamamlanmış, tarafların sulh olma imkanı bulunmadığından uyuşmazlık noktaları belirlenip tahkikat aşamasına geçilerek dosyamızın delillerini oluşturan, taraflarca imzalanan sözleşme, okul yönetimince tanzim edilen tutanaklar, icra dosyası ve ticaret sicil kayıtlarından oluşan dosyamız delilleri üzerinden bilirkişi incelemesi yaptırılmak suretiyle sonuca gidilmiştir.
Mahkememizce resen görevlendirilen karayolu taşımacılığı bilirkişi… marifetiyle hazırlanan 02/07/2020 tarihli bilirkişi raporunda özetle; “yapılan sözleşmenin 6098 numaralı Türk Borçlar Kanunun genel hükümleri madde 1- sözleşme tarafların iradelerini karışılıklı ve birbirine uygun olarak açıklamalarıyla kurulur. Maddesine uygun olmadığını, sözleşme ve ekinde yapılacak öğrenci taşıma hizmetinin hangi güzergahta yapılamadığı hangi saatlerde ve toplam kaç kilometre olacağı ile ilgili bir madde olmadığını, logo ve kravat teslimi ile ilgili bir belge bulunmadığını, sektördeki yapılan sözleşmelerde her ne kadar para cezası ile ilgili müeyyideler olsa da, ticari örf ve adetlere göre pek uygulanmadığını, bunun yerine hakkedişin ödenmediğini, davalının üç günlük hak edişinin de ödenmediğini, bu bilgiler ışığında davanın reddine karar verilmesi gerektiğini,” mütalaa etmiştir.
Tarafların itirazları doğrultusunda 20/10/2020 tarihli ek raporda özetle; “yapılan sözleşmeye göre davacının sözleşmeyi 12. Maddeye istinaden tek taraflı fesh edebileceğini, davalı sözleşmeye aykırı davrandığını, taahhüt ettiği seferleri yazılı olarak davacıya bildirmeden maliyeti sebep göstererek yerine getirmediğini, yapılan sözleşmede taşıma ilkelerine aykırı olarak güzergah listesi ve toplam yapılacak kilometre bulunmadığını,” mütalaa etmiştir.
Mahkememizce resen görevlendirilen mali müşavir bilirkişi …marifetiyle hazırlanan 21/04/2021 tarihli bilirkişi raporunda özetle; “davacı tarafın ticari defterlerinin lehine delil teşkil edeceğini, davalı tarafın defterlerini ibraz etmediğini, takip tarihi olan 16/02/2018 tarihi itibariyle davacı tarafın davalı taraftan KDV dahil toplam 5.350 TL alacaklı olduğunu” mütalaa etmiştir.
C. Delillerin Değerlendirilmesi ve Gerekçe;
Yapılan yargılama, toplanan deliller, tarafların dilekçe ve beyanları ile duruşma esnasındaki sözlü açıklamaları, davalının icra dairesine sunduğu itiraz dilekçesi hep birlikte değerlendirildiğinde, taraflar arasındaki ticari ilişkinin varlığına dair bir ihtilaf bulunmadığı anlaşılmaktadır. Davalı itiraz dilekçesinde ilişkinin bulunmadığına dair bir savunma ileri sürmemekte, sözleşmenin sona ermesi sebebiyle faize ve asıl borca dair itirazda bulunmaktadır.
TTK’nın 18. maddesinde tacir olmanın hükümleri arasında sayılan yükümlülüklerin biri de kanun hükümleri uyarınca gerekli ticari defterleri tutmaktır. Defter tutma yükümlülüğü Kanunun 64. maddesinde ayrıca düzenlenerek her tacirin, ticari defterleri tutmak ve defterlerinde ticari işlemleriyle ticari işletmesinin iktisadi ve mali durumunu, borç ve alacak ilişkilerini ve her hesap dönemi içinde elde edilen neticeleri, bu kanuna göre açıkça görülebilir bir şekilde ortaya koymak zorunda olduğu belirtilmiştir.
Her iki tarafın da tacir olması nedeni ile 12/01/2021 tarihli celsede tarafların ticari defterleri üzerinde inceleme yapılmasına, tarafların inceleme gün ve saatinde ticari defterlerini incelemeye esas olmak üzere HMK 222 gereği sunmasına, bu süre içerisinde gereği yerine getirilmediği takdirde bu delile dayanmaktan vazgeçmiş sayılacağının taraflara ihtarına, ihtarın davalıya tebliğine karar verilmiş ve davalıya ihtar duruşma tutanağının tebiği ile gerçekleştirilmiştir.
Tüm dosya kapsamı, toplanan deliller, davacı tarafın ticari defterleri ve aldırılan bilirkişi raporundan tarafların ticari defterlerinin sahipleri lehine delil vasfında olduğu, davalı tarafın defterlerini ibraz etmediği, taraflar arasında servis hizmetine dair ticari ilişki olduğu, dava konusu sözleşmede belirlenen cezai şart bedellerinden kaynaklandığı görülmüştür. Davalı taraf duruşmadaki beyanlarında davacı tarafın kendilerine yeterli iş imkanı sağlamadığını, zararına çalışmak zorunda kaldıklarını ifade etmiştir. Hal böyle iken uyuşmazlık taraflar arasında belirlenen cezai şart bedelinin hukuka uygun olup olmadığı, ağır olup olmadığı, belirtilen logo bedeli ve kravat bedeline hak kazanılıp kazanılmadığı noktasında toplanmaktadır.
Taraflar arasındaki sözleşmede taraflar hangi hallerde cezai şartın doğacağı hususunu kararlaştırmışlardır. Gerçekten de sözleşmenin 10. Maddesine göre işi bırakmanın cezası 5.000,00 TL cezai şart olarak belirlenmiştir. Dosyada bulunan ve davalı tarafça inkar edilmeyen 16.10.2017 , 17/10/2017 ve 18/10/2017 tarihli toplam beş adet tutanağa göre davalının üstlendiği edimi yerine getirmediği böylece sözleşmeyi ihlal ettiği böylece cezai şartın doğduğu anlaşılmaktadır. Davalı tarafça bu husus inkar edilmediği gibi anılan günlerde servis hizmetini neden yerine getirmediğine dair herhangi bir sebep de ileri sürülmemiştir.
Ne var ki belirlenen cezai şartın nesafet kurallarına uygun olup olmadığı hususunda mahkemenin değerlendirmesi ve müdahalesinin gerektiği açıktır. “Gerek öğretide gerekse Yargıtay Hukuk Genel Kurulu ile Yargıtay (kapatılan) 13. Hukuk Dairesi ve dairemizin önceden beri olan istikrarlı uygulamasında da benimsendiği üzere, ceza (şartı) koşulu, ahlaka veya kişilik haklarına aykırı görülecek derecede ağır ise, hakimin oluşan duruma göre, bu cezanın geçersizliğine veya tenkisine karar vermesi yetkisinde olup bunun kapsamına ceza yükümlüsü tacir ise, tacirin ekonomik yıkıntısına neden olacak cezanın tenkisi de girer. Bunun tespitinde, sözleşmenin konusu, tarafların özellikle de borçlunun cezai şartın kabul edilip uygulandığı, tarihteki ekonomik durumunun araştırılması ve gerektiğinde bilirkişi incelemesi yapılması gerekir. Ceza koşulunun fahiş olup olmadığı, tarafların iktisadi durumunun yanında özel olarak borçlunun ödeme kabiliyeti ile beraber, borçlunun borcunu yerine getirmemiş olması nedeniyle sağladığı menfaat, kusur derecesi ve borca aykırı davranışın ağırlığı ölçü alınarak, tayin edilmeli ve hüküm altına alınan ceza miktarı, hak, adalet ve nesafet kurallarına uygun olarak gerekirse sözleşmedeki miktara göre indirimli olarak tespit edilmelidir.”Y3HD 2020/8466 ; 2021/2665 M
Mahkememizce davaı yanı yönünden yapılan sosyal ve ekonomik durum araştırmasına göre davalının 3.000,00 TL gelirinin olduğu, annesi eşi ve üç çocuğuyla yaşadığı, pandemi nedeniyle yeterli servis işi bulamadığı, eşinin çalışmadığı ve ek bir gelirinin olmadığı anlaşılmıştır. Hal böyle iken taraflarca belirlenen cezai şartın yaklaşık olarak davalının iki aylık gelirine tekabül ettiği, bu cezai şarta hükmedilmesi halinde davalının geçimini sağlamasının imkansız hale geleceği anlaşılmakla mahkememizce cezai şart tarafların ekonomik durumu, davalının davranışının ağırlığı, ilk bilirkişi raporunda belirtilen sebepler de değerlendirilerek 1.000,00 TL olarak belirlenmiştir.
Diğer bir alacak kalemi olan logo ve kravat bedeli yönünden ise bu malların davalıya teslim edildiğinin ispat yükü davacıdadır. “Bu nedenle icra takibine konu faturalardan davalının ticari defterlerine kayıtlı olmayan faturalara yönelik malların teslim edildiğinin ispat yükümlülüğünün davacıya ait olduğu hususu ve davalı tarafından yapılan ödemelerde değerlendirilerek, Y19HD 2016/1227 2016/8824” Davacı tarafça sunulan belgede ise davalının değil davacı ve davalıya ait başka bir şahsın imzası bulunduğundan bu hususta ispat yükünün yerine getirilmediğine kanaat getirilmiş, davanın kısmen kabulüne dair aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının davasının KISMEN KABULÜ ile,
A İstanbul …İcra Müdürlüğü’nün …E. Sayılı takip dosyasına yönelik itirazın 1.000,00 TL asıl alacak yönünden iptaline ve takibin bu suretle devamına,
B. Alacağın likit olmaması ve itirazın tamamen haksız olmaması nedeniyle icra inkar tazminatına yer olmadığına
2-Alınması gereken 68,31-TL harçtan peşin alınan 64,62-TL harcın mahsubu ile alınması gereken 3,69-TL’nin Muhasebat Genel Müdürlüğü Genel Tebliğinin 11/2. Maddesinde belirtilen 16,02TL’den az olması nedeni ile harç alınmasına yer olmadığına,
3-Davacı tarafından dava açılırken yatırıldığı anlaşılan 109,02 TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan 1.200- TL bilirkişi ücreti, 132,20 TL tebligat ve posta masrafı olmak üzere toplam 1.332,20 TL yargılama giderinden kabul-red oranına göre hesaplanan 249,00 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6100 sayılı HMK.nun 326/2 maddesi gereğince bakiye yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Davacı lehine hüküm tarihindeki A.A.Ü.T. Uyarınca hesaplanan 1.000-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Kullanılmayan gider avansının hükmün kesinleşmesi halinde ödeyen tarafa iadesine,
7-Arabuluculuk ücreti olan 1.320,00-TL nin kabul red oranına göre 1.073,27-TL sinin davacıdan, 246,72-TL sinin davalıdan alınarak Hazineye irat kaydına,
Dair; malvarlığına ilişkin davalarda 6763 sayılı kanununun 41. maddesi ile değişik 6100 sayılı HMK md. 341/2. maddesi gereğince dava miktarı veya değeri 5.880,00 TL’lik kesinlik sınırında kaldığından KESİN olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı. 26/10/2021

Katip …
e-imzalıdır.

Hakim …
e-imzalıdır.