Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 21. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/635 E. 2021/353 K. 15.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
21. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/635
KARAR NO : 2021/353
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 30/09/2019
KARAR TARİHİ : 15/04/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; …. İcra Dairesinin 2019/… esas sayılı dosyası üzerinden başlatmış oldukları icra takibine, davalı borçlunun itiraz etmiş olması sebebiyle takibin durdurulmasına karar verildiğinden, dava şartı olan arabuluculuğa başvurulmuşsa da uzlaşmaya varılamadığından huzurdaki davayı açma zarureti hasıl oluğunu, davalının itirazının alacaklarını sürüncemede bırakmaya yönelik haksız, hukuki mesnetten yoksun ve kötü niyetli bir itiraz olduğunu, davalı-borçlunun müvekkili şirketten almış olduğu mallara istinaden 19/11/2018 tarihli 10.954,08 TL bedelli, 26/11/2018 tarihli 20.824,65 TL bedelli, 24/12/2018 tarihli 20.147,78 TL bedelli, 01/03/2019 tarihli 37.025,07 TL bedelli (icra dosyasında mübrez) faturalara konu olan borcunun bir kısmını ödemiş bir kısmı için iade faturaları kestiğini ve bakiye 78.791,67 TL asıl borcu kaldığını, 2018 yılında yapılan ticari alış-verişe istinaden taraflar arasında 15.01.2019 tarihinde mutabakat yapıldığını, davalı-borçlu borcunu ödememekte ısrar edince müvekkili şirket tarafından 19/06/2019 tarihinde … Noterliğinin … yevmiye numarası ile davalı-borçluya hitaben bir ihtarname keşide edildiğini ve bu ihtarname davalı-borçluya 24.6.2019 tarihinde tebliğ edildiğini, buna rağmen davalı-borçlu borcunu ödemek yerine 28/06/2019 tarihinde … Noterliğinden … yevmiye numarası ile keşide etmiş olduğu ihtarname ile malların ayıplı olduğunu iddia ederek borcunu ödememekte ısrar ettiğini, ayıplı olduğunu iddia ettiği malları da müvekkili şirkete geri göndermediğini, bu iddia haksız bir iddia olduğundan müvekkili şirket tarafından da kabul edilmediğini, borcunu ödememekte ısrar eden davalı-borçlu hakkında icra takibi başlatıldığını, ancak davalı-borçlunun takibe itiraz etmiş olması sebebiyle takip durdurulduğundan dava şartı olan arabuluculuğa müracaat edilmişse de uzlaşma sağlanamadığından huzurdaki davayı açma zarureti hasıl olduğunu, sonuç olarak açıklanan nedenlerle; davanın kabulünü, davalının itirazının iptali ile icra takibinin kaldığı yerden devamını, alacaklarının “likit”, davalının itirazının ise alacaklarını sürüncemede bırakmaya yönelik, haksız ve kötüniyetli olması” sebebiyle davalının asıl alacak miktarı olan 78.791,67 TL’nın %20‘sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalıya tahmiline karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili şirket aleyhine Mahkememizin yukarıda numarası yazılı dosyasında ikame edilen davada … İcra Müdürlüğü’nün 2019/… esas saylı dosyasından başlatılan takibe yapılan itirazın iptali talep edildiğini, işbu takibe mesnet faturaların davacının da dava dilekçesinde belirttiği üzere 19.11.2018 & 26.11.2018 & 24.12.2018 & 01.03.2019 tarihli faturalar olduğunu, ancak bu faturaların mesnedi etiket imalatında kullanılan bobin şeklindeki malzemeler olduğunu, bu bobinlerin arada tutkal olan iki kattan oluştuğunu, alt kat taşıyıcı Pergamin olarak adlandırıldığını ve silikon kaplı olduğunu, silikon sayesinde üst etiketler taşıyıcı pergamine yapışmaz olduğunu, üst kat etiketi oluşturur ve kağıt, şeffaf plastik (… , beyaz plastik (… ), metalize yüzeyli plastik (… gibi değişik malzemelerden oluşabildiğini, davacı taraftan alınan bobin şeklindeki bu ham malzemelerin delil listesinde yer alan video görselinden de anlaşılacağı üzere müvekkili şirket tarafından işlenmek sureti ile etiket haline getirildiğini, işlenen malzemeler etiket haline getirildikten sonra müvekkili şirket tarafından müşterilerine satıldığını, davaya konu faturaların mesnedi olan malzemelerin işlenmesi sonucu etiket haline getirilen malzemeler dava dışı ve müvekkilinin yüksek ciro ile çalıştığı … San ve Tic.A.Ş’ye satıldığını, işbu şirketin müvekkili şirketten almış olduğu bobin şeklindeki etiketleri üretim bandına yerleştirmek sureti ile şişeleri etiketlediklerini, ancak müvekkilinden almış olduğu bobin şeklindeki etiketleri ne zaman üretim bandına yerleştireceği o şirketin çalışma planlaması ile ilgili olduğunu, anlatılmak istenen davacı şirketten alınan ham malzemenin işlenmesi sonucu dava dışı şirkete satılması ve bu şirketin etiketleri şişelere yapıştırmaya başladığı zaman ayıplı ürün fark edildiğini, davadışı … firmasından taraflarına 07.12.2019 tarihinde ürünlerin ayıplı olduğu etiketlemenin tam olarak yapılamadığı üretim bandının etiketler nedeni ile durduğuna yönelik bildirim geldiğini, bu bildirim üzerine müvekkili şirket tarafından yerinde inceleme yapmak üzere dava dışı şirkete gidildiğini ve sorunun üst etiketin belirli aralıklarla taşıyıcı pergamine yapışmasından kaynaklandığı görüldüğünü, malzeme üretimi sırasında taşıyıcı pergamine merdaneler vasıtasıyla slikon kaplama işlemi yapıldığını, bu işlem sırasında noktasal boşluklar oluşmuş ve üst malzeme taşıyıcı pergamine bu noktasal boşluklardan yapıştığını, elle alınınca direnç göstermeyen bu yapışma müşterinin etiketleme işleminde kullanılan aplikatörlerinde hatayı ortaya çıkardığını, bunun üzerine davacı şirket çalışanı … ‘a 07.12.2019 tarihinde Whatsapp mesajı olarak durum bildirildiğini, akabinde bir kısım bobinlerin müvekkili şirketten iade alındığını, ancak yeni gelen ham kağıtlarda da aynı hatanın devam ettiğinin bilgisi taraflarına ulaşınca tekrar davacı şirket ile irtibata geçildiğini ve ayıp tekrar ihbar edildiğini, ancak bu arada davadışı şirketin üretim bandı tarafımızın satmış olduğu etiketler nedeni ile durduğunu ve üretimin aksamasına neden olduğunu, bu durum üzerine dava dışı şirkete bildirim yazısındaki sorunları ve taraflarına kesmiş olduğu iade faturalarını gerekçe göstererek 26.04.2019 tarihinde müvekkili şirket ile çalışmama kararı alındığını bildirdiğini, sorunun çözümü ve telafisi için davacı şirket ile irtibata geçilmesine rağmen sorun çözülmediği gibi taraflarına faturaların mesnedi ayıplı malzemeler nedeni ile önce ihtarname akabinde icra takibi başlatıldığını, taraflarınca da önce ihtarnameye cevap verildiğini, akabinde icra takibine itiraz edildiğini, davacı şirkete yüksek ciro ile çalıştıkları bahsi geçen dava dışı şirketin müşteri listelerinden çıkmasına sebep olmasından ötürü her türlü dava açma hakları saklı kalmak kaydı ile dava dilekçesine karşı cevaplarını sunduklarını, sonuç olarak açıklanan nedenlerle; davanın reddi ile alacağın %20 sinden az olmayacak şekilde kötü niyet tazminatını ve ücreti vekaletin davacı tarafa yüklenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; davacı tarafından başlatılan icra takibine davalı yanca yapılan itirazın İİK67 ve devamı maddelerince iptaline karar verilmesi istemine ilişkindir.
… İcra Müdürlüğü’ne ait 2019/… esas sayılı dosyası celp edilmiş ve incelenmesinde; alacaklısı … tarafından, borçlu … Ltd. Şti. aleyhine 78.791,67 TL asıl alacak, 91,74 TL işlemiş faiz olmak üzere yekün 78.883,41 TL üzerinden asıl alacağa takip tarihi olan 04/07/2019 tarihinden itibaren yıllık %21,25 oranında ticari temerrüt faizi işletilmek kaydıyla tahsili talebi ile icra takibi başlatıldığı, yasal süresinde borçlu tarafından itiraz edildiği, itiraz sonucu icra takibinin durduğu, mahkememiz nezdinde görülen davanın İİK.m67 uyarınca 1 yıllık hak düşürücü süre içinde açıldığı anlaşılmıştır.
… Vergi Dairesi Müdürlüğü’nden davalı şirketin, … Vergi Dairesi Müdürlüğü’nden davacı şirketin 2018 – 2019 yıllarına ait BA- BS form ve kayıtları celp edilmiştir.
Mahkememizin 23/01/2020 tarihli celse ara kararı gereğince dosyanın mali müşavir ve makine mühendisi bilirkişiye tevdiine karar verilmiş, resen görevlendirilen mali müşavir bilirkişi … ile makine mühendisi bilirkişi Ercan Çetin’in 08/06/2020 tarihli raporunda özetle; “…Tarafların 2018 ve 2019 yıllarına ait ticari defterlerinin açılış tasdikleri, 2018 yılına ait yevmiye defterlerinin kapanış tasdiklerinin ve davacı tarafın 2019 yılı kapanış tasdikinin yasal süreleri içerisinde yapıldığını, davalı tarafın 2019 Yılı yevmiye defteri kapanış işlemleri ile ilgili yasal sürenin raporun yazıldığı tarih itibariyle henüz dolmadığını ve kapanış tasdiki henüz yapılmadığını, davacı tarafın kayıtlarına göre ve davalının kayıtlarına göre davacının davalıdan 78.791,67 TL alacaklı olduğunu ve her iki tarafın kayıtları ile takip talebindeki alacak tutarının uyumlu olduğunu, davacı tarafından davalıya teslim edilen dava konusu faturalar muhteviyatı ürünlerin ayıplı olduğunu, davalı tarafından yapılan ayıp ihbarı ile başlayan bir süreç bulunduğunu, ayıbın ürünün teslimi esnasında anlaşılması mümkün olmayıp etiketin aplikatör vasıtası ile yapıştınlması esnasında anlaşılabileceği ve ancak üründeki ayıbın üreticideki üretim aşamalarında önlenebileceğini…” mütalaa edilmiştir.
Mahkememizin 03/12/2020 tarihli celse ara kararı gereğince dosyanın mali müşavir ve makine mühendisi bilirkişiye ek rapor aldırılmak üzere tevdiine karar verilmiş, resen görevlendirilen mali müşavir bilirkişi … ile makine mühendisi bilirkişi … ‘in 08/03/2021 tarihli ek raporunda özetle; “…Mali yönden tarafların kayıtlarının birbiriyle uyumlu olduğunu, iade faturalarının her iki tarafın defterlerinde kayıtlı olduğunu, iadeye konu ürünlerin de defterlere kaydedildikten sonra tarafların 78.79167 TL tutarındaki bakiye mutabık olduklarını, davacı tarafından davalıya teslim edilen dava konu faturaların muhteviyatı ürünlerin ayıplı olduğunu, davalı tarafından yapılan ayıp ihbarı ile başlayan bir süreç bulunduğunu, ayıbın ürünün teslimi esnasında anlaşılması mümkün olmayıp etiketin aplikatör vasıtası ile yapıştırılması esnasında anlaşılabileceğini ve ancak üründeki ayıbın davacı üreticideki üretim aşamalarında önlenebileceğini…” mütalaa edilmiştir.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; davacı ile davalı arasında imalatında kullanılan ürünlerin alım satımına ilişkin bir ticari ilişki bulunduğu hususunda bir ihtilaf bulunmamaktadır. Taraflar arasındaki uyuşmazlık davacının davalıya teslim ettiği etiketlerin ayıplı olup olmadığı, buna ilişkin davalıya usulüne uygun bildirim yapılıp yapılmadığı ile davacının bu ilişki sebebi ile davalıdan alacaklı olup olmadığı noktalarındadır. Ayıp ve alacak iddiasına ilişkin olarak bilirkişi incelemesi yaptırılmış ve dosya muhteviyatına sunulan bilirkişi raporları ile davacı tarafından davalıya teslim edilen etiketlerde ayıp bulunduğu ve bunun gizli ayıp niteliğinde olduğu belirtilmiştir. Buna karşın bilirkişi raporunun mali yönden yapılan incelemesinde davacı tarafça davalıya teslim edilen ürünlerin; davalının, müşterisinin 07/12/2018 tarihli ihbarı ile haberdar olduğu ve bunu davacıya bildirdiği, yine bu ürünlere ilişkin olarak 24/12/2018 ve 04/01/2019 tarihli iade faturası tanzim ettiği anlaşılmaktadır. Davacı ise bu ayıp ihbarı ve iade faturalarına istinaden ayıplı ürünleri iade almış ve faturaları ticari defterlerine kayıtlayarak ayıp iddiasını kabul etmiştir. Buna karşın ayıp ihbarı ve düzenlenen iade faturası ile ürünlerin davacıya iade edilmesinin ardından taraflar arasındaki ticari ilişkinin devam ettiği ve bu işlem ve tarihten sonra davalı tarafça davacı yana bildirilen yeni bir ayıp ihbarı olmadığı belirlenmiştir. Davalı, 26.04.2019 tarihinde müşterisinin yeni teslim edilen ürünlerin de ayıplı çıkması nedeni ile kendisi ile ticari ilişkiye son verdiği iddiasında bulunmuş ise de dosya münderecatına buna ilişkin somut bir bilgi veya belge sunamamıştır. İlişkinin sona erdiği iddia edilen şirketten alınan ve dosyaya sunulan antetli yazının, taraflarca her zaman düzenlenmesinin mümkün olması, bu yazıya istinaden davacıya keşide edilen yeni ihtarname veya iade faturası bulunmaması, davacının gönderdiği fatura içeriğine itiraz edildiğine ilişkin bir kayıt da ibraz edilemediğinden davalı yanca sunulan bu yazı içeriğine değer atfedilmemiştir. Tüm bu anlatılanlar tarafların usulüne uygun ticari defterleri ile de sabittir. Belirtilen sebepler ile davalının ürünlerin ayıplı olması nedeni ile davacıya borçlu olmadığı yönündeki savunmalarına itibar edilmemiştir. Bilirkişi raporunda da belirtildiği üzere iade faturalarının davacı ticari defterlerine kayıtlı olduğu ve bu halde davacının davalıdan icra takibinde talep edilen kadar alacaklı olduğu açıktır. Yine davacı tarafça icra takibinden önce davalıya ihtarname keşide edilerek davalı temerrüde düşürülmüş, buna göre takip öncesi işlemiş faiz talebi de yerinde görülmüştür. İzah edilen nedenlerle davanın kabulüne karar verilmiş, ayrıca İİK 67 maddesi uyarınca itirazın iptali davasında alacaklı-davacı yararına icra inkar tazminatına hükmedilebilmesi için borçlunun itirazında haksız ve alacağın da likit olması, borçlu-davalı yararına kötü niyet tazminatına hükmedilebilmesi için alacaklının takibe geçmede haksız ve kötü niyetli olması zorunludur. Alacağın likit ve hesaplanabilir olması, davalı/borçlunun itirazlarında haksız olduğunun anlaşılması karşısında hüküm altına alınan asıl alacak ve işlemiş faiz miktarı toplamının %20’si oranında İİK 67/2 maddesi uyarınca icra inkar tazminatına; buna karşın davacının kötü niyeti davalı yanca ispatlanamadığından bu yöndeki talebin reddine dair karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının davasının kabulü ile; davalının … İcra Müdürlüğü’ne 2019/… esas sayılı dosyasına yaptığı itirazın iptaline, takibin takip talebindeki şartlar ile aynen devamına,
2-Hükmolunan alacağın %20’si nispetinde hesaplanan 15.776,68 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Davalının kötü niyet tazminatı talebinin reddine,
4-Alınması gereken 5.388,52 TL harçtan peşin alınan 952,72 TL harcın mahsubu ile bakiye 4.435,80 TL harcın davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
5-Davacı tarafça yapılan 44,40 TL başvuru harcı, 952,72 TL peşin harç, 1.600 TL bilirkişi ücreti, tebligat ve posta masrafından oluşan 93,20 TL olmak üzere toplam 2.690,32 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Yürürlükte bulunan A.A.Ü.T.’ne göre 11.054,84 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Dava açılmadan evvel Hazineden karşılanan 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
8-Kullanılmayan gider avansının hükmün kesinleşmesi halinde ödeyen tarafa iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere karar verildi, verilen karar usulen okundu anlatıldı.15/04/2021

Katip …

Hakim …