Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 21. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/612 E. 2021/650 K. 05.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
21. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/166 Esas
KARAR NO : 2021/667
DAVA : İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 15/03/2021
KARAR TARİHİ : 05/10/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
A. Tarafların Talepleri
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili bankanın davalı tarafa Bankacılık Hizmetleri Sözleşmesi ve bu sözleşmenin eki olan 12/05/2016 tarihinde taraflarca imzalanan Çek Hesabı Sözleşmesi uyarınca çek defteri tanzim edildiğini, çek yaraklarının davalı şirketin kullanımına sunulduğunu, davalı tarafın çek defterini ticari faaliyetlerinde kullandığını, karşılıksız çıkan çeklerin bankaya ibrazı neticesinde bankanın ödemekle yükümlü olduğu çek yaprak bedellerini çekleri elinde bulunduran 3 kişi çek hamillerine ödendiğini, tanzim edilen çek defterinin ibraz edilmeyen çek yapraklarına ilişkin banka sorumluluk bedellerinin bankaya depo edilmediğini, nakde dönen çek yaprak bedellerinin ve depo edilmesi gereken çek yaprak bedellerini için müvekkili banka tarafından borçluya 19/11/2018 tarihli noter kanalıyla ihtarname ve hesap özeti keşide olunduğunu, borçların ödenmemesi üzerine müvekkilinin alacağının tahsili için icra takibi başlattığını, borçlunun yetki itirazı nedeniyle dosyanın … İcra Müdürlüğü 2019/… esas sayılı dosyaya gönderildiğini, davalı tarafın konkordato davası nedeniyle borçluya ödeme emri tebliğ edilemediğini, konkordato davasına müdahil olduklarını, davalınan konkordato davasından feragat ettiğini, konkordato sürecinin sona ermesiyle davalı tarafa ödeme emrinin tebliğ edildiğini, davalının takibe itiraz ettiğini, arabuluculuğa başvurulduğunu ancak anlaşma sağlanamadığını, bu nedenlerle itirazın iptalini ve takibin devamını, icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin davacıya herhangi bir borcunun olmamasın rağmen davacının müvekkili tarafından bankadan çek defteri tanzim etmek suretiyle çek defterini ticari ilişkide kullandağını ve karşılıksız çeklerin çek yaprak bedellrinden kaynaklı çekleri elinde bulunduran 3 kişilere banka tarafından ödeme yapıldığını iddia ederek haksız kazanç elde etmeye çalıştığını, bu hususun gerçeği yansıtmadığını, müvekkilinin karşı tarafa herhangi bir borcunun bulunmadığını, davacının huzurdaki davayı ikame ederek müvekkilini zor durumda bırakmaya çalıştığını, iddia edilen çeklerdeki imzaların müvekkili şirket yetkilisine ait olmadığını, bankacılık sözleşmesinde yer alan imzanında müvekkiline ait olmadığını, bu nedenlerle davanın reddini ve %20 den az olmamak kötü niyet tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
B.Uyuşmazlık, Deliller, Delillerin Değerlendirilmesi ve Gerekçe;
Dava itirazın iptali davasıdır. Uyuşmazlık davacı banka ile davalı arasında akdedilen bankacılık Hizmetleri Sözleşmesi ve bu sözleşmeye ek çek hesabı açılış sözleşmesi kapsamında icra takip tarihi itibariyle davacının davalıdan alacaklı olup olmadığı, itirazın haksız olup olmadığı, temerrüt, faiz, icra inkar tazminatı şartlarının oluşup oluşmadığı hususlarında toplanmaktadır.
Davanın itirazın iptali davası olması sebebi ile öncelikle itirazın yapıldığı icra dosyası UYAP sisteminden mahkememiz dosyasına alınmış, yapılan incelemede … İcra Müdürlüğünün 2019/… Esas sayılı takip dosyası ile mahkememiz dosyasının taraflarının aynı olduğu, icra dosyasında borçlu olarak yer alan tüzel kişinin dosyamızda davalı konumunda olduğu, dosyamız davacısının alacaklı olduğu görülmüştür.
Dilekçeler aşaması tamamlanmakla mahkememizce ön inceleme duruşmasında dava şartları ve ilk itirazlar değerlendirilmiş, dava şartına dair eksiklik bulunmaması ve davalı tarafça haklı bir sebebe dayalı olan herhangi bir ilk itiraz ileri sürülmemesi nedeniyle ön inceleme tamamlanmış, tarafların sulh olma imkanı bulunmadığından uyuşmazlık noktaları belirlenip tahkikat aşamasına geçilerek dosyamızın delillerini oluşturan, bankacılık sözleşmesi, çek hesabı açılış sözleşmesi, icra dosyası, davalı tarafın davacı nezdindeki hesap dökümleri ve ticaret sicil kayıtlarından oluşan dosyamız delilleri üzerinden bilirkişi incelemesi yaptırılmak suretiyle sonuca gidilmiştir.
Mahkememizce resen görevlendirilen mali müşavir bilirkişi … marifetiyle hazırlanan 19/08/2021 tarihli bilirkişi raporunda özetle; “davacı bankanın davalıdan 17/12/2018 takip tarihi tiibariyle toplam 11.343,66 TL alackalı olduğunu, ayrıca henüz iadesi sağlanmamış 48 adet çek yarağının her biri için 1600 TL hesabıyla 76800 TL lik bir gayri nakit riski bulunduğunu, asıl borçlu sıfatıyla davalıdan sözleşme gereği bu bedelin deposunun istenebiliceğini, takip tarihinden borç tamamen ödeninceye kadar 11.200 TL matrah üzerinden yıllık %24,24 temerrüt faizi ile bulunan %5 i gider vergisinin istenebiliceğini, takip tarihine kadar tazmin edilmiş olan 7 adet çeke ilave olarak eldeki çeklerden dava tarihine kadar 14 aded daha tazmin olduğunu, bu çeklerin ödenme tarihlerinden borcun tamamamını tasfiye tarihine kadar yıllık %24,24 temerrüt faizi ile bunun %5 i gider vergisinin icra müdürlüğünce nihai infaz aşamasında dikkate alınması gerektiğini, böylelikle dava tarihi itibariyle deposu istenebilicek çek sayısının 34 adede indiğini, ” mütalaa etmiştir.
Mahkememizce bilirkişi raporu taraflara tebliğ edilmiş; davacı taraf 23.08.2021 tarihli dilekçe ile bilirkişi raporuna karşı beyanda bulunmuş, beyanda raporun dikkate alınmasını ve rapor doğrultusunda karar verilmesini talep etmiştir. Davalı taraf 02/09/2021 tarihli dilekçe ile çekler üzerindeki imzaların müvekkiline ait olmadığını, depo bedellerinin haksız olduğunu, icra inkar tazminatı şartlarının oluşmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Yapılan yargılama, toplanan deliller, tarafların dilekçe ve beyanları ile duruşma esnasındaki sözlü açıklamaları, mahkememize sunulan bilirkişi raporu hep birlikte değerlendirildiğinde, davacı ile davalı şirket arasında Bankacılık Hizmet sözleşmesi ve bunun eki niteliğinde çek hesabı açılış sözleşmesi imzalandığı, davalıya çek karneleri verildiği açıktır. Her ne kadar davalı tarafça çekler üzerindeki imzaların şirket yetkilisine ait olmadığı iddia edilmiş ise de çek hesabı açılış sözleşmesinin 8. Maddesi gereği davalının çek defterinin saklanmasından sorumlu olduğu açıktır. Davalı taraf cevap ve bilirkişi raporuna itiraz dilekçesinde imzayı inkar etmiş ise de çeklerin rızası hilafına elinden çıktığına dair herhangi bir hukuki başvuru yaptığını, ve sözleşmenin 8. Maddesindeki prosedürü işlettiğini ispatlayamadığından bu savunmaya itibar edilmemiştir. Çek sorumluluk bedellerine dair sözleşmenin 5. Maddesine göre davalı tarafça bankaca yapılan ihtardan itibaren merkez bankasına bildirilecek faiz oranından %50 fazlası ile bankaya ödeneceği kararlaştıırlmış olup davacı bankaca çek sorumluluk bedellerinin ödendiği de açıktır.
Anılan borçların ödenmemesi nedeniyle davacı tarafça davalıya … Noterliğinin … numaralı 19/11/2018 tarihli ihtarnamesinin gönderildiği, İhtarnamenin 20/11/2018 tarihinde tebliğ edildiği, ihtarnamede davalıya 24 saat süre verildiği, böylece takip eden 22/11/2018 tarihinde davalının temerrüde düştüğü görülmektedir. Bilirkişi tarafından yapılan hesapta davacı bankanın davalıdan 17/12/2018 takip tarihi itibariyle toplam 11.343,66 TL alackalı olduğu görülmektedir.
Bu noktada dava tarihinden sonra yapılan çek iadelerine değinmek gerekir. Bilindiği üzere itirazın iptali davaları açıldığı tarihteki hukuki durumlar nazara alınarak değerlendirilir. Dolayısıyla dava açıldıktan sonra ödeme yapılması veya ödeme yerine geçen bir ifada bulunulması halinde mahkemece bu miktarlar yönünden değerlendirme yapılması ve buna dair hüküm kurulması imkanı bulunmamaktadır. Zira, ödeme ile ilgili olarak B.K.nun 84. maddesi hükmünün gözetilmesi gerektiği gibi, takip tarihinden itibaren ödeme tarihine kadar işleyecek faiz, takip masrafı ve icra vekalet ücretinin de dosya hesabında dikkate alınması gerekmektedir. (Y.19.HD., E. 2010/13606, K. 2011/6867, T. 24.5.2011,. Davadan önce ödenen kısım yönünden dava açılmasında hukuki yarar bulunmadığından davanın dava açılmadan önce ödenmiş olan alacak miktarı yönünden reddi gerekir. Öte yandan alacağın dava açıldıktan sonra ödenen bölümünün icra müdürlüğünce infazda nazara alınması gerekir. Zira, ödeme ile ilgili olarak B.K.nun 84. maddesi hükmünün gözetilmesi gerektiği gibi, takip tarihinden itibaren ödeme tarihine kadar işleyecek faiz, takip masrafı ve icra vekalet ücretinin de dosya hesabında dikkate alınması gerekmektedir. ) Bu nedenle dava ikame edildikten sonra iade edilen çeklerin, veya ibraz edilip de çek depo bedeli ödenen çeklerin infaz aşamasında değerlendirilmeleri gerekmektedir.
Son tahlilde borçluların sözleşmeye aykırı davrandığı açık olmakla, banka kayıtlarına ve dosya kapsamına uygun olduğu değerlendirilen rapor doğrultusunda davanın kısmen kabulüne dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile … İcra Müdürlüğü’nün 2019/… Es sayılı takibine vaki itirazın;
a. 11.343,66 TL nakdi alacak yönünden İPTALİNE; takibin bu alacak yönünden kaldığı yerden DEVAMINA
b. 76.800,00 TL gayrı nakdi alacak yönünden İPTALİ ile takibin bu alacak yönünden kaldığı yerden DEVAMINA, dava tarihinden sonra tazmin edilen çeklerin İNFAZ aşamasında dikkate alınmasına;
c. Dava tarihinden sonra tazmin edilen çeklere dair borcun takip talebindeki oranlar üzerinden işleyecek faizinin İNFAZ aşamasında dikkate alınmasına
2-Alınması gereken 6.021,09-TL harçtan peşin alınan 59,30-TL harcın mahsubu ile bakiye 5.961,79-TL harcın davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
3-Davacı tarafından dava açılırken yatırıldığı anlaşılan 118,60 TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yatırılan 57,00 TL tebligat ve posta masrafının yargılama giderinden kabul-red oranına göre hesaplanan 56,99-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6100 sayılı HMK.nun 326/2 maddesi gereğince bakiye yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Kullanılmayan gider avansının hükmün kesinleşmesi halinde ödeyen tarafa iadesine,
6-Yürürlükte bulunan A.A.Ü.T.’ne göre 12.258,68-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Zorunlu arabuluculuk ücreti olan 1.320,00TL’nin davalıdan alınarak hazineye ödenmesine,
İlişkin, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere başka yer mahkemesine verilecek bir dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 05/10/2021

Katip …
e-imzalıdır.

Hakim …
e-imzalıdır.