Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 21. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/601 E. 2019/78 K. 21.10.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
21. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/821
KARAR NO : 2019/79

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 09/10/2019
KARAR TARİHİ : 22/10/2019

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin, davalıdan olan alacağından dolayı borçlu hakkında İstanbul…İcra Müdürlüğü …Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, borçlunun itirazı ile takibin durduğunu, borçlu şirket ile müvekkili arasında kurulan ticari ilişki gereği müvekkil tarafından borçlu firmaya yemek hizmeti verilmesi hususunda anlaştığını, buna istinaden 30.03.2018 tarihli, A95 nolu, 10.746,00-TL bedelli fatura ile 29.12.2017 tarihli, A93 nolu, 29.121.12-TL bedelli fatura olmak üzere toplam 39.867,12-TL tutarlı iki adet fatura düzenlendiğini, borçlu şirket yemek hizmetini almış olmasına rağmen toplam 39.867,12-TL olan borcunu ödemediğini, müvekkilinin işbu fatura alacaklarına istinaden İstanbul …İcra Müdürlüğü … Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, fakat borçlu şirket tarafından takibe haksız ve mesnetsiz şekilde itiraz edildiğini, tarafların ticari defter ve kayıtlarının incelenmesi halinde işbu ticari ilişkiden kaynaklı alacağın varlığının sübuta ereceğini, haksız ve mesnetsiz itirazın iptali ile takibin dava değeri olan 39.867,12-TL’lik kısmına yapılan itirazın iptali ile takibin bu miktar yönünden devamına karar verilerek, takip tarihinden itibaren işleyecek ticari faiz ve diğer kalemler ile birlikte takibin devamına karar verilmesini,davalı haksız olarak likit ve muayyen olan borca itiraz ettiğini, bu sebeple borçlu aleyhine alacak miktarının %20’sinden az olmamak üzere icra inkâr tazminatına hükmedilmesini, davalının almış olduğu hizmetin bedelini ve borç miktarını bilebilecek durumda olduğunu, haksız ve kötüniyetli olarak icra takibine itiraz ettiğini, alacak miktarının %20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkâr tazminatına mahkûm edilmesini talep etmiştir.
Tüm dosya kapsamı bir bütün olarak değerlendirildiğinde;
01/01/2019 tarihinde yürürlüğe giren ve 03/01/2011 tarihli ve 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 5 inci maddesinden sonra gelmek üzere eklenen maddeye göre; ” MADDE 5/A- (1) Bu Kanunun 4 üncü maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır.
6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanununun 3. maddesinin birinci fıkrasına eklenen cümle ile “Dava şartı olarak arabuluculuk”
MADDE 18/A- (1) İlgili Kanunlarda arabulucuya başvurulmuş olması dava şartı olarak kabul edilmiş ise arabuluculuk sürecine aşağıdaki hükümler uygulanır.
(2) Davacı, arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağın aslını veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğini dava dilekçesine eklemek zorundadır. Bu zorunluluğa uyulmaması hâlinde mahkemece davacıya, son tutanağın bir haftalık kesin süre içinde mahkemeye sunulması gerektiği, aksi takdirde davanın usulden reddedileceği ihtarını içeren davetiye gönderilir. İhtarın gereği yerine getirilmez ise dava dilekçesi karşı tarafa tebliğe çıkarılmaksızın davanın usulden reddine karar verilir. Arabulucuya başvurulmadan dava açıldığının anlaşılması hâlinde herhangi bir işlem yapılmaksızın davanın, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilir.” hükümlerinin cari olduğu tespit edilmiştir.
Somut olayda davacının, fatura alacağına istinaden başlatılan icra takibine itirazın iptalini talep ettiği ancak 12.10.2019 tarihli dilekçesi içeriği ile de sabit olduğu üzere dava açmadan önce arabulucuya başvurmadığı anlaşılmaktadır.
Yukarıdaki açıklamalar doğrultusunda; davanın 7155 sayılı Kanunun 26. Maddesinde belirtilen yürürlük tarihi olan 01.01.2019 tarihinden sonra açıldığı, zorunlu arabuluculuk durumunun söz konusu olduğu ve davacının arabuluculuğa başvurmadan doğrudan dava açtığı anlaşılmakla 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanununun m.18/A-f.2 hükmü gereğince davanın dava şartı yokluğu nedeni ile usulden reddine karar vermek gerekmiştir.

KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-7155 Sayılı Kanunun 20’nci maddesi ile 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’na eklenen 5/A maddesi ve 7155 Sayılı Kanunun 23’üncü maddesi ile 6325 Sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’na eklenen 18/A-2 maddesi uyarınca arabulucuya başvurulmadan dava açılmış olması karşısında, davanın Türk Ticaret Kanunu’nun 5/A, 6325 sayılı Kanunun 18/A-2, Hukuk Mahkemeleri Kanunu’nun 114/2 ve 115/2 maddeleri uyarınca DAVA ŞARTI YOKLUĞU NEDENİ İLE USULDEN REDDİNE,
2-Alınması gereken 44,40-TL ret harcından peşin alınan 471,54-TL harcın mahsubu ile artan 427,14-TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya İADESİNE,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde BIRAKILMASINA,
4-Kullanılmayarak artan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Dair; tarafların yokluğunda HMK’nın 341/1 vd. maddeleri uyarınca gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere başka yer mahkemesine istinaf dilekçesi sunulmak suretiyle, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda tensiben karar verildi. 22/10/2019

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır