Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 21. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/6 E. 2020/347 K. 17.07.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
21. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/6
KARAR NO : 2020/347

DAVA : Tazminat (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 02/09/2019
KARAR TARİHİ : 17/07/2020

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Tarafların Talepleri:
Davacı vekili 02/09/2019 tarihli dava dilekçesinde özetle, davacının davalı bankanın … Şubesinin müşterisi olduğunu, 25/04/2019 tarihinde hesabını kontrol ettiğinde 8.673 USD tutarındaki hesabın rızası dışında Türk Lirasına çevrilerek 50.102,19 TL yapıldığı ve bu rakamın 25.000,00-TL’sinin … adlı şahsa havale yapıldığını gördüğünü, banka ile görüşen davacının anılan işlemin cep şubesi ile yapıldığını öğrendiğini, işlem tarihi olan 19/04/2019 tarihinde davacının telefonu arızalanıp erişime kapandığını, şube çalışanlarından anılan işleme dair teyit için yapılan aramaya davacının çıkmamasına rağmen davacı dışında bir kişiden onay alındığını, davacının telefonunun başka bir numaraya yönlendirildiğini, dolandırıcıların davacıya ait hesap ve şifre bilgilerini ele geçirmesinde davalı bankanın güvenlik açığı nedeniyle sebep olduğunu, bu nedenle meydana gelen zararın davalı banka tarafından tazmin edilmesi gerektiğini belirterek davacıya ait hesabın dava konusu dolandırıcılık meydana gelmeden önceki haline getirilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili süresi içerisinde cevap sunmamış, süresinden sonra sunduğu cevap dilekçesinde, müvekkili bankanın kusurunun olmadığını, kusurun davacı şahısta olduğunu ifade ederek davanın reddini talep etmiştir.
Toplanan deliller
Mahkememizce davalı bankaya müzekkere yazılarak taraflar arasındaki sözleşme ile davacıya ait hesap özeti istenmiş ayrıca…Cumhuriyet Başsavcılığının …soruşturma sayılı dosyası istenmiştir.
Cumhuriyet Başsavcılığınca soruşturma dosyası gönderilmiş, yapılan incelemede soruşturmanın davacı tarafın şikayeti üzerine başladığı, davacının dolandırıcılık işlemi ile ilgili müşteki sıfatı ile ifade verdiği, yapılan işlemlere dair dekontların soruşturma dosyası arasına alındığı görülmüştür.
Mahkememizce bilgisayar yüksek mühendisi bilirkişi … marifetiyle banka kayıtları üzerinde bilirkişi teknik inceleme yaptırılmış, hazırladığı 24/02/2020 tarihli raporunda bilirkişi özetle; davalı bankanın işlem onayı için müşteri dışındaki bir şahıstan onay aldığını, müşterisini tanımaya yönelik soruları sormadığını, havale işlemine tamamen denetimsiz ve kontrolsüz bir şekilde onay verdiğini, bu nedenle %50 oranında kusurlu olduğunu; davacı gerçek kişinin gsm hattını güvenli bir şekilde kullanmaması nedeniyle gsm hattının üçüncü şahıslara yönlenmesine ve paylaşılmaması gereken bilgileri üçüncü şahısların eline geçmesine sebebiyet vermesi nedeni ile %50 oranında kusurlu olduğunu mütalaa etmiştir.
Taraflarca hazırlanan bilirkişi raporuna ayrı ayrı itiraz edilmiş, mahkememizce itirazlar doğrultusunda dosya önceki bilirkişiye tevdi edilmiş, bilirkişi tarafından 02/06/2020 tarihinde ek rapor sunulmuştur. Ek raporunda bilirkişi kök raporundaki hususları ve görüşlerini koruduğunu ifade etmiştir.
Delillerin Değerlendirilmesi ve Gerekçe
Huzurdaki dava tazminat davasıdır. Uyuşmazlığın, davacı tarafın davalı kurum nezdindeki hesabından 19/04/2019 tarihinde yapılan 25.000,00 TL değerindeki rıza dışı havale işleminde davalı bankanın siber güvenlik zaafının bulunup bulunmadığı, eğer kusur atfedilebilecek ise kusurun ne olduğu, davalı bankanın meydana gelen zarardan sorumlu olup olmadığı, davacının müterafik kusurunun bulunup bulunmadığı hususlarında toplanmaktadır.
6102 sayılı TTK’nın 4. maddesinde her iki tarafın ticari işletmesi ile ilgili hukuk davaları ile tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın TTK’da düzenleme konusu yapılmış hususlardan doğan hukuk davalarının ticari dava sayılacağı düzenleme konusu yapılmıştır. Taraflar arasındaki uyuşmazlık bankacılık sözleşmesi’nden kaynaklanmakta olup, TTK’nun 4/f maddesinde düzenlenmiş olan mutlak ticari davalardandır.
6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun 3. Maddesine göre tüketici; ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişiyi, tüketici işlemi; mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dahil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekalet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dahil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemi ifade eder.
6502 sayılı yasanın 73. Maddesi bu kanunun uygulanması ile ilgili her türlü ihtilafa tüketici mahkemelerinde bakılacağını öngörmüştür. 73. Madde kapsamında davanın mutlak ticari nitelikte olup olmadığının bir önemi yoktur. Dava mutlak ticari davalardan dahi olsa bir tarafın tüketici olması durumunda tüketici mahkemelerinin görevli olacağının kabulü gerekir. Dosyanın incelemesinden davacının davalı banka nezdinde döviz mevduat hesabı ve kredi kartı hesabı bulunduğu anlaşılmaktadır. Davacının davalı nezdindeki hesabının döviz hesabı olması taraflar arasındaki ilişkiyi tüketici ilişkisi olmaktan çıkarmaz. Davacı ile davalı arasında mevduat ilişkisi bulunmaktadır. Davalı davacıya ait parayı muhafaza etmektedir. Davacının hesaplarında yapılan kontrolde hesaplarına herhangi bir faiz işletilmediği, hesapların vadeli hesaplar olmadığı, bilakis vadesiz mevduat hesapları olduğu anlaşılmaktadır.
Davacının davalı banka nezdinde bulunan mevduatının değeri, davacının yatırım amacı ile hareket ettiğine dair dosyaya yansıyan herhangi bir beyan ve bilginin bulunmaması, davacının kar etme amacı olduğuna dair herhangi bir faiz gelirinin bulunmaması karşısında dava tarihinde yürürlükte bulunan 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanunun 3/I maddesi uyarınca taraflar arasında yapılan sözleşmenin tüketici işlemi niteliğinde bulunduğu açık olup, 6502 sayılı yasanın 3/I, 73/1 ve 83/2 maddesi hükümleri uyarınca uyuşmazlıkta Tüketici Mahkemesi görevli olacaktır.
Nitekim Trabzon Bölge Adliye Mahkemesi … Hukuk Dairesi Bam Trabzon … Hukuk Dairesi Esas-Karar No: … – … sayılı kararında aynı hususa dair tüketici mahkemesine dair verilen kararı onamış, mahkemenin görevine dair herhangi bir değerlendirme yapmamıştır. Antalya Bölge Adliye Mahkemesi … Hukuk Dairesi Dosya No : … Esas Karar No : … Karar’ında da aynı hususa dair tüketici mahkemesine dair verilen kararı onamış, mahkemenin görevine dair herhangi bir değerlendirme yapmamıştır.
6335 Sayılı Kanunun 2.maddesi ile değişik 6102 sayılı TTK’nun 5/4 maddesinde; asliye ticaret mahkemesi ile asliye hukuk mahkemeleri ve diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişkinin görev ilişkisi olduğu, bu durumda göreve ilişkin usul hükümlerinin uygulanacağı düzenleme konusu yapılmıştır. Görev kamu düzenine ilişkin olup, mahkemece yargılamanın her aşamasında resen dikkate alınacağından HMK’nın 114/c ve 138 maddeleri uyarınca mahkememizin görevsizliğine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:
1-Mahkemenin görevine ilişkin dava şartı noksanlığı bulunduğundan Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE, davanın HMK 114/1-c ve 115/2.maddeleri uyarınca görev yönünden USULDEN REDDİNE,
2-Kararın kesinleşmesine müteakip talep halinde dosyanın görevli olan İSTANBUL TÜKETİCİ MAHKEMESİNE GÖNDERİLMESİNE,
3-HMK’nun 331 mad. uyarınca Harç, yargılama gideri ve gider avansının görevli mahkemece değerlendirilmesine, davaya başka bir mahkemede devam edilmediği takdirde talep üzerine harç yargılama gideri ve gider avansı konusunda mahkememizce karar oluşturulmasına,
4-HMK 20.maddesi gereğince; karar tebliğinden itibaren iki haftalık süre içerisinde görevli mahkemeye gönderilmesi talebinde bulunulmaması halinde davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğinin ihtaratına,
5-Bakiye gider avansından karar kesinleştiğinde talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair; davacı vekilinin yüzene karşı davalının yokluğunda HMK’nun 341/1 vd. maddeleri uyarınca gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere başka yer mahkemesine istinaf dilekçesi sunulmak suretiyle, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda karar verildi.17/07/2020

Katip ¸

Hakim ¸