Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 21. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/584 E. 2023/228 K. 28.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
21. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/584 Esas
KARAR NO : 2023/228
DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 27/09/2019
KARAR TARİHİ : 28/03/2023

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Tarafların Talepleri
Davacı vekilinin 27/09/2019 tarihli dava dilekçesinde özetle:müvekkilinin, 17.04.2017 tarihinden itibaren … Mahallesi, … Caddesi, No: … İstanbul adresinde “Oto Yedek Parçası İşi” yaptığını, geçimini bu şekilde temin etmekte olduğunu, işbu adreste mesleki faaliyetini yaparak geçimini temin ederken davalı tarafından sahte senetlerle icra takibi yapılarak takiplerin usulsüz olarak kesinleştirildiğini, davalı tarafın haksız haciz ve muhafaza işlemi ile davacının işini, kazancını, birikimini, iş ve özel hayatını ve tüm ticari dengelerini mahvettiğini, takibe konu senetlerdeki imzanın müvekkiline ait olmadığına dair … Cumhuriyet Başsavcılığı nezdinde soruşturma dosyası açıldığını, sahteliği sabit olan senetler nedeni ile yapılan icra takibinden dolayı davacının geçimini sağladığı işyerinde haciz ve muhafaza yapıldığını, işyerinde bulunan menkul malların hepsinin muhafaza altına alındığını, işyerinin iş yapamaz, davacının çalışamaz duruma geldiğini, davacının işyerinden kesin rapor ile sabit olduğu üzere 38.820,00-TL bedelindeki menkul mallarının icra zoru ile elinden alındığını, davacının aile konutu olarak kullanmakta olduğu taşınmazına haciz konulduğunu, işinden ve işyerinden olduğundan dolayı evinin kredi borçlarını ödeyemez duruma geldiğini, bu nedenle … İcra Müdürlüğü nezdinde 2018/… Esas sayılı icra takibi ile karşılaşmak zorunda kaldığını, bu dosya nedeni ile 113.069,99-TL borçlu olduğunu, evinin kredisine ait bu borcu ödeyemez duruma geldiğini, … İcra Dairesi’nin 2017/… Esas sayılı dosyası ile 2.347,29-TL borçlu olduğunu borcunu ödeyemediğini ve icralık olduğunu, … .İcra Müdürlüğü nezdinde 2017/… Esas sayılı icra dosyası ile 17.985,85-TL borcunu ödeyemediği için icralık olduğunu, … İcra Müdürlüğü 2018/… Esas sayılı icra dosyasına konu olan 40.842,57-TL
borcunu ödeyemediği için icralık olduğunu, … İcra Müdürlüğü2nün 2017/… Esas sayılı icra dosyasına konu olan 2.420,41-TL borcunu ödeyemediği için icralık olduğunu, -… İcra Müdürlüğü’nün 2017/… Esas sayılı icra dosyasına konu olan 31.407,43-TL borcunu ödeyemediği için icralık olduğunu, … A.Ş.’de bulunan 30.000,00-TL bedelli senetlerini ödeyemediğini ve protestoya uğradığını, … Bankası A.Ş. nezdinde bulunan 5.000,00-TL bedelli senetlerini ödeyemediğini ve protestoya uğradığını, … Bankası A.Ş. nezdinde bulunan 2.900,00-TL bedelli senetleri ödeyemediğini ve protestoya uğradığını, … İcra Müdürlüğü’nün 2017/… Esas sayılı dosyasına konu olan 6.500,00-TL borcunu ödeyemediği için icralık olduğunu, Kredi kartlarını ve bankalara olan borçlarını ödeyemediğini, bu nedenle sicilinin bozulduğunu ve finansal kuruluşlar nezdinde kara listeye alındığını, Davalının haksız haciz ve muhafazası nedeni ile işyerini kapatmak zorunda kaldığından aile hayatının bozulduğunu, eşi ile sorunlar yaşadığını ve hastalanan çocuğunu hastaneye dahi götüremediğini, Davalının açtığı takiplerde ve kendisinin açmış olduğu şikâyet, dava ve takiplerde kendisini temsil etmesi için avukata 20.000,00-TL borçlanmak ve ödeme yapmak zorunda kaldığını, Evinin icradan satılma aşamasına geldiğini, kendisi ve ailesinin yoksulluğa ve zarurete düştüğünü belirterek 150.000,00- TL Maddi Tazminatın,50.000,009-TL Manevi Tazminatın, mahkemece hesaplanacak olan diğer zararlar ile mahrum kalınan kazanç kaybının, olay tarihi olan 19.09.2017 tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … Ltd. Şti’nin vekili tarafından sunulan 11/11/2019 tarihli dilekçesinde özetle; müvekkilinin oto yedek parça ve araç satış bayisi olduğunu, dosyanın davacısı olan … müvekkiline ait şirketten oto yedek parçası aldığını, borcunu ödemediğini, müvekkili ile yapmış olduğu görüşmelerde yaşamış olduğu maddi sıkıntılar nedeni ile borcunu ödeyeceğini ilettiğini, müvekkili tarafından alacağının tahsili amacı ile yasal yollara başvurulma zorunluluğunun doğduğunu, alacaklı olunun kısmın bir kısmı senede bağlandığını, bu senetler için icra takibinin başlatıldığını,
davacı borçlunun icra takibi öncesinde aynı imzaları taşıyan bir kısım senetleri herhangi bir ihtirazi kayıt ileri sürmeden ödediğini, davaya ve icra takibine konu edilmeden ödenen senetlerde herhangi bir sahtecilik iddiası yokken takibe konu edilen senetler bakımından bu iddianın davacının davasının haksız ve kötüniyetli olduğunun göstergesi olduğunu belirterek davanın reddini, yargılama giderleri ile ücret-i vekaletin karşı tarafa yüklenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
B.Uyuşmazlık, Deliller, Delillerin Değerlendirilmesi ve Gerekçe
Dava haksız fiile dayanan maddi ve manevi tazminat davasıdır. Uyuşmazlık davalı tarafından davacı aleyhine haksız takip yapılıp yapılmadığı, takip dayanağı bonoların sahte olup olmadığı, davalının davacıdan alacaklı olup olmadığı, davacının bu nedenle maddi manevi kayba uğrayıp uğramadığı ile varsa meydana gelen zararın hesabına dairdir
Dilekçeler aşaması tamamlanmakla mahkememizin ön inceleme duruşmasında dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiştir. Dava şartlarına ilişkin eksik ve incelenmesi gereken ilk itiraz bulunmadığı anlaşıldıktan sonra tarafların sulh olma imkanı bulunmadığından uyuşmazlık noktaları belirlenip tahkikat aşamasına geçilmiş, deliller toplanıp bilirkişi raporu alınmak suretiyle sonuca gidilmiştir.
Mahkememizce görevlendirilen mali müşavir bilirkişi … ile nitelikli hesaplama uzmanı bilirkişi … raporunda özetle, davalı … Ltd. Şti.”‘nin yasal defterlerinin açılış ve kapanış onaylarının yapıldığı, dolayısıyla yasal defterlerin davalının lehine delil olarak kullanılabileceğini, davacının takip tarihinden önceki 3 yıllık ticari faaliyeti incelendiğinde, 2015 yılında 28.494,80 TL, 2016 yılında 23.121,96 TL ve 2017 yılında 19.198,62 TL zarar ettiğini, borçlarını ödeyemediği, olağan giderleri dışında 2017 yılında takip tarihinden önce 48.300,00 TL tutarında senetlerinin protesto olduğu, dolayısıyla borca batık olduğu, davacının takip sonrası borçları incelendiğinde, işyeri kira borcundan dolayı 20.333,14 TL icra takibine uğradığını, … ndan kullandığı anaparası 20.000,00 TL olan ticari taksitli kredinin ödenmeyerek muaccel hale geldiği ve icra takibine konu olduğunu, davacıya uygulanan muhafazalı haciz işlemi tarihinden geriye dönük olarak son üç yıla ait vergi dairesi kayıtlarına göre davacının zarar ettiğini, 30.12.2016 tarihi ile 30.08.2017 tarihi arasında 8 adet 48.300,00 TL tutarındaki senetlerinin protesto olduğunu, bunlar ile ilgili icra takiplerinin başlatıldığı, tüm bu takiplerin, davacıya uygulanan muhafazalı haciz işlemi öncesi gerçekleşmiş olduğunu, bu nedenle takipler olmasa da davacının borca batık olduğunu, borç tutarlarını ödeyip işletmesinin devamlılığını sağlayamayacağını, davacının ortalama yıllık satış tutarının 56.226,22 TL olduğu, Brüt Satış Kârının 9.587,82 TL olup satış hasılatının %17’si olduğu, Genel giderlerin 33.192,94 TL olup Satış Hasılatının %59’u olduğu, gider yapısının satış karını dahi aşacak şekilde faaliyet hacmine göre çok yüksek olduğunu, bu nedenle sürekli olarak zarar ettiğini, zarar durumunun 3 yıldır devam ettiği, zarar durumunun düzeltilmesi konusunda basiretli bir tacir gibi davranılmadığını, davacının borca batık olduğunu ve bu durum ile icra takibi arasında illiyet bağının olmadığını mütalaa etmiştir.
İtirazlar üzerine, kök rapora itiraz ve beyanları ile dosya münderecatının incelenmesi sonucunda; davacı tarafın rapora itiraz dilekçesinde belirtmiş olduğu hususların ayrıntılı olarak incelendiğini, esaslı değişiklik yapılmasını gerektiren bir durumun tespit edilmemiş olduğunu mütala etmişlerdir.
Mahkememizce görevlendirilen mali müşavir … ve nitelikli hesap uzmanı … 03/02/2022 tarihli raporunda özetle; 19.09.2017 tarihi öncesinde davacının malvarlığının aktif kısmının borçlarını karşılayabileceğini, davacının esnaf olduğu bu nedenle TTK 18/2 anlamında basiretli tacir gibi davranma yükümlülüğünün olmadığını, kusurunun genel hükümler çerçevesinde değerlendirilebileceğini, davacının maddi zararına esas alınacak kalemlerin; 03.10.2018 tarihi itibariyle 38.820 TL olarak tespit edilen haksız haczedilen mallarının tutarına dava tarihine kadar malların değerine faiz işletilmesi sonucu elde edilecek tutar olduğunu, haksız haciz işlemi sonrasında maruz kaldığı ve haksız haciz işlemi ile illiyet bağı kurulan takipler neticesinde maruz kaldığı asıl borç dışında kalan masraf tutarı olan toplam 63.073,62 TL 19.09.2017 tarihinden işletmenin kapatıldığını, 31.01.2018 tarihe kadarki dönemde mahrum kaldığı karın tespitinin işletmenin aylık kâr ortalaması için ilgili sektördeki esnaf ve meslek odasına yazılacak talimatla sorularak mümkün olabileceğini, itirazlar üzerine 15/08/20221 tarihli raporda özetle,19.09.2017 tarihi öncesinde davacının malvarlığının aktif kısmının borçlarını karşılayabileceğini, davacının aile konutu olarak kullandığı taşınmazın dava tarihi olan 27.09.2019 tarihi itibariyle değerinin 233.283,00 TLolduğunu, satış tarihi olan 19.09.2017 tarihi itibariyle 155.798,00 TL olabileceği, davacının haksız takip olmaması halinde diğer borçlarını ödeme gücünün bulunduğu ve ticari hayatına devam edebileceğini mütala etmiştir.
Hazırlanan iki rapor arasında çelişkiler bulunması sebebiyle dosyada alınan raporlar arasındaki çelişkileri giderici mahiyette rapor alınmasına karar verilmiştir.
Mahkememizce görevlendirilen mali müşavir …, otomotiv sektör uzmanı bilirkişi … ve nitelikli hesap uzmanı bilirkişi … bilirkişi raporunda özetle; davalı tarafın ticari defterlerinin açılış ve kapanış onaylarının yasal süresinde yapıldığını ve ilgili yıllar ticari defterlerinin sahibi lehine delil teşkil edebileceğini, davalı tarafından davacı tarafa 16.08.2017 tarihinde … İcra Müdürlüğünün … esas Sayılı dosyası ile 30.000,00 TL asıl alacak için icra takibi başlatıldığı görülmüş olup, icra takip konusu senetlerin davalı tarafın ticari defterlerinde kayıtlı olduğu, 16.08.2017 tarihinde… İcra Müdürlüğünün … Esas Sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığında, davalı tarafın ticari defterlerinde ve cari hesap ekstrelerinde, davacı taraftan 11.006,14 TL alacaklı olduğu, dava konusu emtianın ilgili sektörde faaliyet gösterenlere pazarlık usulü toplu halde satılmalarının 55.000,00.-TL ile 60.000,00.-TL mertebesinde satışının gerçekleşebileceğini, davacının uğradığı zararlar ile takip işlemi arasında uygun nedensellik bağı bulunmadığını mütala etmiştir.
Haksız fiilden doğan borçlar; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 49 ilâ 76 maddeleri arasında düzenlenmiştir.
TBK 49. Maddesi uyarınca; “Kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar veren, bu zararı gidermekle yükümlüdür.
Zarar verici fiili yasaklayan bir hukuk kuralı bulunmasa bile, ahlaka aykırı bir fiille başkasına kasten zarar veren de, bu zararı gidermekle yükümlüdür.” düzenlemesi mevcuttur.
Haksız fiil, kusurlu ve hukuka aykırı bir eylemle başkasına zarar verilmesidir. Bir haksız fiil sonucu zarara uğrayan kimse, uğradığı zararın tazminini bu haksız fiilden sorumlu olan kimseden veya kimselerden talep edebilir.
Manevi zarar ise, kişilik değerlerinde oluşan objektif eksilmedir. Duyulan acı, çekilen ızdırap manevi zarar değil, onun görüntüsü olarak ortaya çıkabilir. Acı ve elemin manevi zarar olarak nitelendirilmesi sonucu, tüzel kişileri ve bilinçsizleri; öte yandan, acılarını içlerinde gizleyenleri tazminat isteme haklarından yoksun bırakmamak için yasalar manevi tazminat verilebilecek bazı olguları özel olarak düzenlemiştir.
6098 sayılı TBK’nın haksız fiile ilişkin hükümlerinin uygulanabilmesi için ilk olarak saldırının hukuka aykırı olması gerekir. Hukuka uygun bir eylem, bu maddenin uygulanmasına imkân vermez. İkinci koşul ise kişilik haklarına saldırıda bulunanın kusursuz sorumluluk hâlleri hariç kusurunun bulunması gerekir. Kişilik hakkı zedelenenin ayrıca manevi zarara uğramış olması gerekirken hukuka aykırı saldırı ile manevi zarar arasında uygun illiyet bağı da bulunmalıdır. Bu unsurların tümünün bir arada bulunmadığı, bir veya birkaç unsurun eksik olduğu durumlarda haksız fiilin varlığından söz edilemez (Uygur, Turgut: 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu Şerhi, Cilt 1, 2012, s. 452-454).
Tüm bu açıklamalar doğrultusunda somut olay incelendiğinde; davacı yan, kendisinden sadır olmayan senedin davalı yanca takibe konu edildiğini, bu takibin ekonomik mahvına sebep olduğunu beyanla maddi ve manevi tazminat talep etmiştir. Davalı yan davanın reddini savunmuştur. Davacının taleplerinin dayanağı haksız fiil sorumluluğudur. Haksız fiil sorumluluğunun doğması kanunda bir takım şartlara bağlanmıştır. Hukuka aykırı bir fiil olmalıdır, bu fiil neticesinde bir zarar oluşmalıdır, hukuka aykırı fiili yapan kusurlu olmalıdır ve zararla fiil arasında illiyet bağı bulunmalıdır. Bu unsurlardan birinin eksik olması halinde haksız fiil sorumluluğu gündeme gelmez. Alanında uzman bilirkişiler tarafından hazırlanan raporlarla; davacının ekonomik olarak güç durumda olduğu, bu durumu düzeltmek adına basiretli bir tacir gibi davranmadığı, bu nedenle uğradığı zararlarla davalının başlattığı takip arasında illiyet bağı bulunmadığı hususunda tam bir kanaat edinilmiş olmakla davacının haksız fiil sorumluluğu gereğince tazminat talep edemeyeceği anlaşılmış olup; mahkememizce görülen 11 nolu celsede davacı vekili mahrum kalınan kâr talepleri bakımından taleplerinin devam etmediğini beyan ettiğinden ilgili talep yönünden davanın feragat sebebiyle reddine; davacının maddi ve manevi tazminat talepleri bakımından ise ispatlanamayan davanın reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın;
-Davacının mahrum kalınan kar talepleri yönünden feragat sebebiyle REDDİNE,
-Davacının maddi ve manevi tazminat talepleri bakımından ispatlanamayan davanın REDDİNE,
2-Alınması gerekli 179,90-TL karar harcının davacıdan alınarak hazineye irat kaydına,
3-Suç üstü ödeneğinden karşılanan 8.000,00-TL bilirkişi ücreti, tebligat ve posta masrafından oluşan 155,75TL olmak üzere toplam 8.155,75 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak hazineye irat kaydına,
4-Davacı tarafça yapılan yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
5-Kallanılmayan gider avansının hükmün kesinleşmesi halinde ödeyen tarafa iadesine,
6-Dava açılmadan evvel sonradan haksız çıkan taraftan alınmak üzere suç üstü ödeneğinden ödenen 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin davacıdan alınarak hazineye irat kaydına,
7-Yürürlükte bulunan A.A.Ü.T.’ne göre 31.000,00TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Dair; gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki haftalık yasal süre içerisinde, … Mahkemesi nezdinde İSTİNAF kanun yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı. 28/03/2023

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır