Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 21. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/579 E. 2020/638 K. 09.12.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
21. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/579 Esas
KARAR NO : 2020/638

DAVA : Tespit
DAVA TARİHİ : 27/09/2019
KARAR TARİHİ : 09/12/2020

Mahkememizde görülmekte olan Tespit davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı taraf dava dilekçesi ile; Taraflar arasında peynir helvası üretilmesi konusunda 05/01/2016 tarihli sözleşme akdedildiğini, buna göre, süt, şeker, yağ, irmik ve ambalajın davacı firma tarafından verileceğini, …’in de davacıya ‘Peynir Helvası’ üreteceğini, taraflar bu şekilde ticari faaliyetine devam etmekte iken bir süre sonra …’in öncesinde ortağı ve sonrasında tek ortak olmakla sahibi olduğu, ‘…Ltd. Şti. firmasından faturaya kesmeye başladığını, bu şekilde ilişkileri sorunsuz devam etmekte iken 2019 yılının Mayıs ayından itibaren davalı …‘in … mağazalarına, sahibi olduğu …LTD. ŞTİ. firması üzerinden mal satmaya başladığını (… mağazasına, …’in kendi markası olan ‘…’ markası ile fason üretim yaptığı) haricen öğrendiklerini ve bu nedenle işbu dava ikame ettiklerini, Şirintepe/Kağıthane … mağasından alınan peynir helvası ve ödeme fişinin…LTD. ŞTİ. tarafından …’E adına fason üretim yapıldığını gösterdiğini, taraflar arasında imzalanan 05/01/2016 tarihli sözleşmenin 7. Maddesinin, “Üretici 10 yıl boyunca Alıcı firmanın hiçbir müşterisine ürün öneremez ve ticaret yapamaz. Örneğin: …, …, …, …, …, …, …, …, …, …,…, … mağazalarına ticaret yapamaz ve peynir helvası veya tatlısını teklif edemez. 3. Şahıslar aracılığı ile dahi teklif edemez, üretemez ve satamaz. Teklif edilmesi durumunda alıcının isteyeceği tedbir kararına itiraz edemez. Üretici, bu madde kapsamını gayrikabili rücu olarak kabul ve taahhüt etmiştir. Üretici, direk veya 3. şahıslar aracılığıyla teklif, üretim veya satma işlemine teşebbüs etmesi veya gerçekleştirmesi halinde, işbu sözleşme 1 yılın sonunda son bulsa dahi,10 yıl süre ile Alıcının kâr kaybını ve uğrayacağı manevi zararı müşterileri kaybetmesinden doğan itibar kaybını (satış değerinin %50’si olarak) Alıcıya borçlanır ve öder. Üretici, bu maddeyi gayrikabili rücu olarak kabul ve taahhüt eder.” şeklinde olduğunu, davalı …’in, akdedilen sözleşmede yer alan açık hükme aykırı olarak …’e ‘Peynir Helvası’ satmasının iyiniyet ve sözleşmeye bağlılık ile açıklanamayacağını, Mahkemece tensiben yaptırılacak bilirkişi incelemesi ile … marketlerinde ‘Hanımdan’ markası ile satışa sunulan Peynir Helvası’nın, …Ltd. Şti. tarafından fason olarak üretildiği ve böylece … Mağazalarına satıldığının tespit edileceğini, işin ivediliği gözetilerek karşı tarafa tebligat yapılmaksızın tensiben delil tespiti yapılmasını talep ettiğini, her ne kadar 05/01/2016 tarihli sözleşmenin 7. maddesi kapsamında “tazminat (alacak)” talep hakları varsa da, tazminat talebi için öncesinde arabulucuya başvurmak gerekmekte olup, arabululucuk sürecinde hem kimi delillere ulaşılması zorluk arzedebileceğinden ve dahası davalının sözleşmeye aykırı hareket suretiyle tecavüzü uzun bir müddet daha devam edeceğinden öncesinde işbu tedbir talepli tespit davasını açmaları gerektiğini, sözleşmenin 20. Maddesi gereğince İstanbul Mahkemelerinin yetkili olduğunu beyanla, tensiben atanacak bilirkişi marifetiyle; …A.Ş.’nin (…) Şirintepe Mah. … Cad. No:… Kâğıthane/İstanbul adresindeki mağazasında bilirkişi incelemesi yapılmak suretiyle perakande olarak satışa sunulan ‘…’ markalı peynir helvasının, …’in sahibi olduğu … LTD. ŞTİ. tarafından üretildiğinin tespitine, ‘…’ markalı peynir helvasının …’e ait … San. Ltd. Şti. tarafından fason olarak üretilip …’ce satıldığının tespiti üzerine ihtiyati tedbir kararı tesis edilerek 05/01/2016 tarihli sözleşmeye aykırı olarak (davacı firmanın müşterilerine ve özellikle de …, …, …,…, …, …, …, …, …, …, …, … mağazalarına) davalıların peynir helvası satmasının engellenmesine, yargılama giderlerinin davalıya yüklenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı taraf cevabında ;müvekkili …LTD ŞTİ ile davacı taraf arasında yapılmış bir sözleşme bulunmadığını, …’in Malkara’da kurduğu işyeri ile peynir helvası üretimi yaptığını, davacı ile de yapılan 05.01.2016 tarihli anlaşma çerçevesinde fason olarak davacı tarafa da peynir helvası üretimi yapmaktayken daha sonra … Ltd Şti üzerinden ticari faaliyetlerine devam ettiğini, …’in “…Helvası” isimli şahıs firmasını davacı tarafından talebin düşürülmesi ve üretimin az miktara düşürülmesinden sonra şirketi pasif hale getirdiğini ve üretim yerini de kapattığını, …’in davacı ile ya da başka firmalarla yaklaşık 2,5 yıldır herhangi bir ticari faaliyet olmadığını, …Ltd Şti ise 20 yıllık bir geçmişi olan ve peynir helvası üretimi yapan bir şirket olduğunu, davacı ile …’in son 2,5 yıldır birlikte çalışmadığını, …Ltd. Şti. üzerinden fason üretim yapıldığını, bu taraflar arasında da fason üretim konusunda herhangi bir sözleşme bulunmadığını, dolayısıyla davanın …Ltd. Şti. yönünden pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesini talep ettiğini, Müvekkili şirketin istediği firmaya fason üretim yapma hakkına sahip olduğunu, davacı tarafın, huzurdaki davayı açmasında hukuki yarar olduğunu yani … marketleri ile aralarında bir anlaşma olduğunu ispat etmesi gerektiğini, davacının … marketleriyle yaptığı bir ticari faaliyeti olmaksızın bir ticari kaybı ve zararı oluşmadığından dava açmasında hukuki bir menfaati bulunmadığını, bu nedenle davanın hukuki menfaat yokluğu nedeniyle reddi gerektiğini, sözleşmede belirtilen…, …, …, …, …, … vs market zincirlerinın sadece davacı tarafın müşterisi olmayıp tüm Türkiye’de faaliyet gösteren zincir marketler olduğunu, davalı şirketin dilediği firmaya ve markete fason üretim yapma hakkına sahip olduğunu, aksi halde davalı şirketin ticari hayatının biteceğini, taraflar arasındaki sözleşmenin 7. maddesinin 4054 sayılı kanuna aykırı olduğunu, 4054 sayılı Rekabetin Korunması Hakkındaki Kanun 4. Maddesine göre, Belirli bir mal veya hizmet piyasasında doğrudan veya dolaylı olarak rekabeti engelleme, bozma ya da kısıtlama amacını taşıyan veya bu etkiyi doğuran yahut doğurabilecek nitelikte olan teşebbüsler arası anlaşmalar, uyumlu eylemler ve teşebbüs birliklerinin bu tür karar ve eylemleri hukuka aykırı ve yasak olduğunu, söz konusu madde metninden de anlaşılacağı üzere davacı tarafın, … ile yaptığı sözleşmeyi bahane ederek hem …’in hem de …Tic Ltd Şti’nin fason üretim yapmasının engellenmesi istendiğini, taraflar arasındaki 05.01.2016 tarihli sözleşmenin 7. maddesi, 4054 sayılı Rekabetin Korunması Hakkındaki Kanuna aykırı olduğundan söz konusu maddenin geçersiz olduğunu, “rakiplerin faaliyetini zorlaştırıcı tüm eylemlerin” yasaklandığını, beyanla davanın ve tedbir talebinin reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkememizce tensiben bilirkişi ataması yapılmış ve gerçekten da davalı şirket tarafından… adına üretilen peynir helvasının bulunduğu tespit edilmiştir.
Mahkememizce mali müşavir bilirkişi marifetiyle tarafların ticari kayıt ve defterleri incelenmiş, alınan ürünler ve diğer zincir marketlere yapılan satışları yıllar itibarıyla tespit edilmiştir.
Davacı vekili duruşmada: “sözleşmenin 7. Maddesi uyarınca davalının eyleminin engellenmesini talep ediyoruz, satış yapılan müşteriler müvekkilimin müşterileridir, tespit ve eylemin önlenmesini talep ederiz. Müvekkil piyasada peynir helvaları konusunda hakim konumda değildir. Başka piyasaya satış yapılabilir ancak müvekkilin müşterilerine satılmaması gerekir. Sulh olma veya arabuluculuğa gitme talebimiz yoktur” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Davacı Şirket temsilcisi duruşmada; “Biz bu ürünleri zincir marketlere veriyoruz onlar Türkiye’deki tüm şubelerine gönderiyorlar dolayısı ile tüm Türkiye’de bulunabilen bir üründür. Davalının eylemi dolayısıyla hem rekabet yaratılıyor hem de ürünü satamıyoruz” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Davalı … vekili duruşmada:” Yanımızda getirdiğimiz başka firmalara ait peynir helvalarını gösteriyoruz , benzer kaplarda ve görünümdedirler, davacının peysan markasını da daha önce müvekkil üretiyordu. Davalı taraf ailece bu işi yapmaktadır. Davacı taraf aylar öncesinden hazırlığını yaparak ürünleri kendisi üretmeye başlamış, bu da kötü niyetin göstergesidir.” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Davalı şirket vekili duruşmada: ” Müvekkil şirket yönünden husumet itirazlarımız vardır. Davalı şirket 20 yıldan fazla bir süredir bu işi yapıyor, sözleşme ağır şartlar içermektedir ve geçersizdir. Rekabet maddesine tüm Türkiye ve tüm marketler konmuştur, bu nedenle kabul etmiyoruz, sulh olma veya arabuluculuğa gitme talebimiz yoktur. Müvekkile uzun süre sipariş verilerek mallar alındı ancak davacı kendisi sözleşmeyi fesih etti, zaten müvekkil şirket ile bir sözleşme yapılmadı, bu konudaki talebimiz karşılıksız bırakıldı. Fesihten sonra kendi tesislerinde kendileri üretmeye başladılar, satışımızın %70 ini oluşturan bir müşteriden kendimizin vazgeçmesi akla uygun değildir, davacı iyi niyetli değildir, müvekkilin 2007 yılından itibaren peynir helvası üretimi vardır, zaten 2011 ve 2012 yılına ait faturaları sunduk” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Davalı tarafın talebi üzerine, davacının peynir helvası üretimine ilişkin kayıtlar istenmiş ancak taraflar arasındaki ihtilafın çıkmasından sonra ruhsat, vergi kaydı gibi belgelerin davacı tarafından alındığı ve davacının kendisinin sonradan peynir üretimine başladığı anlaşılmıştır.
Tarafların sunduğu sözleşme ve dosyadaki tüm belgeler, bilirkişi raporu incelenmiştir.
Davacının sunduğu peynir helvasına ilişkin inceleme mahkeme başkanlığımızca yazı işleri müdürlüğünde yapılmış ve bozulan ürünler imha edilmiş, tutanak tutulmuştur.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE :
Dava, taraflar arasında yapılan peynir helvası ürününün üretimi ve satışına ilişkin sözleşmeye, davalı tarafın uymadığı ve başka isim altında başka müşterilere satış yaptığından bahisle eylemin tespiti ve menine ilişkindir.
Taraflar arasındaki sözleşmenin 7. Maddesinde, sözleşme daha erken sona erse bile davalının 10 yıl süre ile davacının müşterilerine satış yapamayacağı belirtilmiş ve örnekleme şeklinde ” Örneğin: …, …,…, …, …,…, …, …, …, …, …, … mağazalarına ticaret yapamaz ve peynir helvası veya tatlısını teklif edemez. 3. Şahıslar aracılığı ile dahi teklif edemez, üretemez ve satamaz.” ifadesi konulmuştur.
Mahkememizce yapılan incelemede, sözleşmenin davacı ile sadece davalı … arasında imzalandığı ancak daha sonra davalı … tarafından davalı şirket üzerinden üretim ve satış yaparak davalı şirketin fatura kestiği ve böylece ticari ilişkinin ve dolayısıyla sözleşmenin tarafı haline geldiği anlaşılmıştır. Zaten hisse devirleri ile davalı şirketin tek ortaklı olduğu ve bunun da davalı … olduğu ticaret sicil kayıtlarından anlaşılmıştır. Bu nedenle davalı şirketin husumet itirazı mahkememizce yerinde görülmemiş, bir sorumluluk var ise müteselsilen sorumlu olmaları gerektiği mahkememizce kabul edilmiştir.
Mali müşavir bilirkişi tarafından sunulan rapordan anlaşıldığı üzere; Hüseyin ile davacı arasındaki ticari ilişkinin 13/03/2016 tarihinde başladığı ve 06/03/2017 tarihinde bittiği, dolayısıyla bir yıl kadar sürdüğü, sonrasında davacı ile davalı şirket arasında 01/03/2017 tarihinde ticari ilişki başladığı, davalı şirketin en son 01/08/2019 tarihinde davacıya fatura kestiği, bu tarihten sonra bir kayıt olmadığı, davacının … marketi ile hiç bir alışverişinin olmadığı,…, …, …, …gibi şirketlerle davacının ticaretinin olduğu, ancak … ve… marketlerle 2018-2019 yıllarında bir ticaretinin olmadığı,… ve … marketlerin davacı ile ilişkisine devam ettiği, davalı …’in davacıya 2016 600.786,08 TL, 2017’de 928.124,90TL satış yaptığı, davalı şirketin de davacıya 2017’de 5.456.847,20 TL, 2018’de 7.347.680,22 TL ve 2019’da 5.282.799,01 TL satış yaptığı, davalı şirketin … markete 2019 yılında 23.385,60TL, … markete de 2019 yılında 3.968.536,36TL satış yaptığı, yani davalı şirketin davacı ile ilişkisi kesildikten sonra… market ile devam ettiği anlaşılmıştır.
Davalı taraf, sözleşmeyi davacının ihlal ettiğini, siparişlerini eksilttiğini, kendisinin üretime geçtiğini ileri sürmüş ise de, davalıların bu iddiasını ıspatlar bir delil sunulmadığı, davalının sözleşmeye aykırı eylemi sonrasında davacının sözleşmeyi feshettiği ve kendi üretim tesisini açmaya çalıştığı, davacının sözleşmeye aykırı bir davranışının bulunmadığı, geçmiş dönem siparişlerine bakıldığında 2019 yılının ilk 7 ayında davacının rekor düzeyde sipariş verdiği anlaşılmıştır.
Her ne kadar taraflar arasındaki sözleşmede… marketin davacının müşterisi olduğu zikredilerek davalının satış yapamayacağı belirtilmiş ise de, taraflar arasındaki ilişkinin başladığı günden itibaren davacının … marketleri ile bir ilişkisi ve ticareti olmadığı, sözleşmede örnekleme yapılmasının bu marketi davacı müşterisi olarak kabul imkanını vermeyeceği, dolayısıyla davacının müşterisi olmayan… markete davalı tarafça satış yapılmasının sözleşmenin 7. Maddesine aykırı olmayacağı anlaşılmış, davacının bu satışlara yönelik davası red edilmiştir.
Davacının müşterilerinden olan … marketleri davacının peynir helvası satmasının sözleşmenin 7. Maddesine aykırı olduğu, bu marketin davacının müşterisi olduğu, tarafların tacir olması ve sözleşmenin geçerliliğine etki eden bir neden olmaması nedeniyle davacının … markete yapılan satışa ilişkin davasının haklı olduğu anlaşılmıştır.
Davalı taraf sözleşmenin 7. Maddesinin kanuna aykırı olduğunu ileri sürerek geçersizliğini iddia etmiş ise de, sözleşmenin bu maddesi ile sadece davacının müşterilerine 10 yıl süre ile satış yapılmasının yasaklandığı, toptan ve perakende müşterilere yönelik bir kısıtlama olmadığı, bu işe yatırım yapan ve malzemeyi kendisi tedarik eden davacının bu konudaki ticari riskine karşı koruyucu hüküm sözleşmeye yazmasının olağan olduğu anlaşılmış ve davalının geçersizlik itirazı kabul edilmemiştir. Böylece davanın kısmen kabul ve kısmen reddine karar vermek gerektiği vicdani kanaat hasıl olmuş ve aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM :Davacının davasının KISMEN KABUL, KISMEN REDDİ ile,
1-Davanın, davalı tarafça … Markete yapılan satış yönünden kabulü ile 06/01/2016 tarihli sözleşmeye aykırı olarak davalı tarafça… Marketler zincirine peynir helvası satıldığının tespitine ve bu eylemin önlenmesine,
2-Diğer müşteriler yönünden sözleşmeye aykırılık tespit edilemediğinden talebin reddine,
3- Yeterince harç peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına,
4-Davanın kabul edilen kısmı yönünden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesap ve takdir edilen 4.080,00TL TL vekalet ücretinin davalılardan müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
5-Davanın red edilen kısmı yönünden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesap ve takdir edilen 4.080,00TL TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara eşit oranda verilmesine,
6- Davacı tarafından tebligat, müzekkere, bilirkişi ücreti ve sair giderler için sarfedilen toplam 1.888,20TL yargılama giderinin ve davacı tarafça peşin ödenen 88,80 TL harcın toplamı olan 1977,00TL’ni kabul ve red durumu nazara alınarak takdiren yarısı olan 988,50TL’nin davalılardan müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, geri kalan kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
7-Dosyada artan gider avansının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
İlişkin, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere başka yer mahkemesine verilecek bir dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere oy birliği ile verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 09/12/2020
Başkan …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Katip …
¸e-imzalıdır