Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 21. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/571 E. 2020/205 K. 17.06.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
21. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/571
KARAR NO : 2020/205

DAVA : Tazminat (Sözleşmeden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 12/10/2018
KARAR TARİHİ : 17/06/2020

Yetkisizlik kararı üzerine gelen ve mahkememizde görülmekte olan Tazminat davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu ve 5346 sayılı Yenilenebilir Enerji Kaynaklarının Elektrik Enerjisi Üretimi Amaçlı Kullanımına İlişkin Kanuna dayanılarak hazırlanan Elektrik Piyasasında Lisanssız Elektrik Üretimine İlişkin Yönetmelik hükümleri doğrultusunda satıcı taraf olarak elektrik üretim izinlerinin alındığını, 8 şirketin davacı ve ortakları tarafından kurulduğunu, bu şirketler üzerine toplam 18 MW proje için izin alındığını, 17.09.2015 tarihli protokol ve buna bağlı olarak düzenlenen 17.09.2015 tarihli “Taahhüt ve Sorumluluk Protokolü” hükümlerinin sağlanmış olması neticesinde davacı ve davalı arasında 26.10.2015 tarihli “Şirket ve Proje Devir Sözleşmesi ve Ödeme Protokolü” imzalandığını, 8 şirket ve üzerindeki 8 adet proje ile birlikte davalı alıcıya davacı tarafından devredildiğini, devire konu edilmeyen 10 MW elektrik üretim izni alınmış projeler 10 adet projenin, yasal izinlerin tamamlanması için davacının temsilcisine yetki verildiğini, bu yetkiye dayanarak 10 adet projenin tüm masraf ve harcamalarının davacı ve ortakları tarafından yapıldığını, davaya konu tüm projelere yatırıma hazır hale getirilerek değer kazandırıldığını, 10 adet projenin haklarının alıcı davalı tarafından iade edilmemesi nedeniyle; projelerin yasal tamamlanma sürelerinin bittiğini ve yatırıma geçme imkanlarının ortadan kalktığını belirtmiş, davalı şirketin edimini yerine getirmemesi nedeniyle zararın tespitini ve tahsilini dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; İstanbul Mahkemelerinin yetkili olduğunu, davanın temelini oluşturan sözleşmelerin tarafların imzalarının noterce onanması şartına bağlı olduğunu, davaya konu sözleşmelerin noter tasdiki aşamasından geçirilmediğini, sözleşmelerin hüküm ifade etmeyeceğinden davacının taleplerinin dayanaktan yoksun olduğunu, sözleşme geçerli kabul edilse dahi davalının davacıya karşı borcunu tümüyle ifa ettiğini belirtmiş, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davanın ilk açıldığı İstanbul Anadolu … Asliye Ticaret Mahkemesinin… Esas …Karar Sayılı ilanı ile “Şirket ve Proje Devir Sözleşmesi ve Ödeme Protokolü (Ek-B)” ile “Protokol (Ek-B)” akdedildiği ve uyuşmazlığın temelini bu iki sözleşmenin oluşturduğu hususunda uyuşmazlık bulunmadığı, yetki sözleşmesi tacirler veya kamu tüzel kişileri arasında yapıldığı takdirde HMK’nın 17. maddesi uyarınca geçerli olduğunu, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun (HMK) 19. maddesinin 2. bendi “Yetkinin kesin olmadığı davalarda, yetki itirazının, cevap dilekçesinde ileri sürülmesi gerektiği, somut olay incelendiğinde; davacı ile davalının aralarında akdedilen “Protokol” 16. Maddesi ve “Şirket ve Proje Devir Sözleşmesi ve Ödeme Protokolü” 7. Maddesi gereği münhasır olarak İstanbul Mahkemeleri’ni yetkili kıldıkları, mahkememiz İstanbul Anadolu Mahkemesi olup, yargılamaya İstanbul Merkez Mahkemeleri’nde devam edilmesi gerektiği” gerekçesi ile yetkisizlik kararı verilmiş ve kesinleşmesi üzerine mahkememize dosya tevzi edilmiştir.
Taraflara tebligat yapılmış, şirketlerin sicil kayıtları, sözleşmeler davalı tarafça davacı tarafa verilen vekaletname örnekleri dosyamız arasına alınmış, incelenmiştir.
Her ne kadar davacı taraf emsal olacağını bildirdi dava dışı bir kısım şirketlere ilişkin evrakların ilgili elektrik kurumlarından celbini talep etmiş ise de, taraflar arasındaki sözleşme, protokol ve davanın konusu nazara alınarak davacı tarafın bu talebi yerinde görülmemiştir.
Dosyanız bilirkişiye verilmiş, bilirkişi sunduğu raporunda taraflar arasındaki sözleşmeler ve kayıtlar itibariyle 26/10/2015 Tarihli protokole göre 10 adet projenin davacıya veya davacının göstereceği kişilere devri hususunda davalı tarafın taahhütte bulunması gerektiği, sözleşme uyarınca vekaletnamelerin verildiği, ancak davacı tarafça tamamlanması gereken projelere ilişkin herhangi bir işlem kaydına rastlanmadığı, geçici kabule hazır edilmediği, sürelerinin geçtiği bu durumda artık projelerin geçici kabule sunulmasının mümkün olmadığını, devredilen şirketlere ilişkin toplam 8 şirket ve proje için davalı tarafça 574.705,00 USD ödeme yapıldığı, davacıya düşen hissenin 149.116,50 USD olduğu, bu miktarların ödendiği, davacı tarafın tamamlanamayan projeler yönünde alacak hakkının kıyas yoluyla hesaplanması sonucunda 10 proje için toplam 186.779,13 USD olup TL karşılığının ise dava tarihi itibariyle 1.058.271,84 TL olacağı bildirilmiştir.
Bilirkişi raporuna yönelik sunulan itirazlar mahkememizce kabul edilmemiştir.
Davacı vekili duruşmadaki: “Rapora ilişkin beyan ve itirazlarımızı tekrar ediyoruz, itiraz dilekçemizin eklerinin muhabere aracılığı ile göndermek zorunda kaldık dosyaya ulaştığında dosyanın ek rapor için bilirkişiye verilmesini talep ediyoruz, sunduğumuz eklerin bir kısmını daha önce sunmuştuk, bir kısmının celbini istemiştik ancak celp edilmemiş belgelerdir bunlar yapılan işlemlere ve maillere ilişkindir, bu rapora karşı yazılı beyanlarımızı tekrar ederiz, 26/10/2015 tarihli sözleşmenin 5. Maddesinde vekaletnamenin kapsamı belirtilmiştir. Davalı yan bu kapsamda bir vekaletname vermemiş ve edimini gerçekleştirmemiş, bu projelerinin geçici kabulleri yapıldığına dair bir iddiamız yoktur. Davalı taraf tasfiye edimini yerine getirmediği için bu işlemler yapılamamıştır. Bu hususun mahkemece değerlendirilerek talebimizin kabulüne karar verilmesini talep ederiz” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Davalı vekili duruşmadaki; “Raporu inceledik itiraz süremiz henüz geçmedi, yabancı sermayeli şirket olduğu için Çin’deki muhataplarımızla görüşmek ve sonrasında bilirkişiye soracağımız soruları sormak istiyoruz bu konuda tarafımıza 15 günlük ek süre verilsin akabinde bilirkişiden ek rapor alınsın, yazılı beyanlarımızı tekrar ederiz, bilirkişi raporunun 6 ve 7 sayfalarında davacı tarafın herhangi bir işlem ve geçici kabule hazır hale getirmeye ilişkin çalışması olmadığının ve bu haliyle devredilmesinin de mümkün olmadığını belirtmiştir. Müvekkil sözleşme uyarınca vekaletname vererek edimini yerine getirmiştir. Usulüne uygun bir vekaletname olmadığı düşüncesi ise davacı tarafın geçen 3 yıl boyunca bu konuyu neden dile getirmedi ? davacının uğradığı herhangi bir zarar da yoktur. Yeni bir rapora gerek de yoktur davanın haksızlığı ortaya çıkmıştır reddini talep ederiz.” şeklinde beyanda bulunmuştur.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, davacı ve ortakları tarafından kurulan şirketler üzerinden gerçekleştirilen elektrik üretim projelerinin, şirketlerle birlikte ücreti mukabilinde davacıya devrine ilişkin sözleşmeden kaynaklanmaktadır. 17/09/2019 tarihli Protokol ve Taahhütname ve Sorumluluk Protokolü başlıklı sözleşmeler uyarınca, yüklenici davacı ve arkadaşları tarafından kurulann şirketler ve üretilen projelerin tamamlanarak davalıya devrinin taahhüt edildiği, daha sonra 26/10/2019 tarihli

ŞİRKET VE PROJE DEVİR SÖZLEŞMESİ VE ÖDEME PROTOKOLÜ yapıldmıştır. 26/10/2019 tarihli sözleşme ile; davacı tarafça tamamlanamayan bir kısım projelerin davalı tarafça alınmayıp; davalı adına davacı veya göstereceği kişilere davalı tarafça vekaletname verilmesi, vekaletnameler ile davalı adına eksik işlemlerin tamamlanması, projelerin geçici kabule hazır hale getirilmesi ve sonrasında devralınan şirketlerin bölünme veya proje devri suretiyle, davacı veya göstereceği kişilere bu projelerin devredilmesine ilişkin işlemlerin yapılması gerektiği ancak davalının yükümlülüklerini yerine getirmediği ve tamamlanamayan projelerin izin süresinin bitmesi nedeniyle artık devrinin mümkün olmadığı gerekçesiyle uğranılan kayıp ve zararların tazminine ilişkin olup, belirsiz alacak davası olarak 10.000,00 TL olarak tazminat talep edilmiştir.
Bilirkişi tarafından yapılan hesaplama ile devredilen projelerden davacıya düşen paylar üzerinden yapılan kıyas ile, devredilemeyen projelerden beklenen olası gelir miktarları hesaplanmıştır.
Taraflar arasındaki 17/09/2015 Tarihli PROTOKOL ve ekleri ile 26/10/2015 Tarihli ŞİRKET VE PROJE DEVİR SÖZLEŞMESİ VE ÖDEME PROTOKOLÜ başlıklı belge ile ödemelere ilişkin eki incelenmiştir.
Taraflar arasındaki 17/09/2015 Tarihli PROTOKOL’ün incelemesinde; protokol ile 16 şirket ve bu şirketler adına 35 adet elektrik üretim projesinin tamamlanması ve şirketlerle birlikte davalıya devrinin kararlaştırıldığı anlaşılmaktadır. Davacı ve arkadaşları olan …, …ve … tarafından projelerin geliştirileceği, devralacak davalının bir kısım avans vermesi, projelerin olumlu sonuçlanması halinde de davalı tarafından devren alınmasının kararlaştırıldığı ve buna ilişkin aynı tarihli Taahhüt ve Sorumluluk Protokolü imzalandığı anlaşılmıştır. 17/09/2015 Tarihli Protokol’ün 1. Maddesinde sayılan ve devre konu şirketler, … ELEKTRİK, …ELEKTRİK, …, … ELEKTRİK, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, … ve …
ŞTİ olan 16 adet şirkettir.
17/09/2015 Tarihli PROTOKOL’ün 9 maddesi ile, serbest kalan projelerle ilgili borçlandırıcı işlem yapmamak şartıyla devredilen şirketler adına davacının yeğeni Hakan SARPKAYA’ya davalı tarafından verilecek vekaletnamenin kapsamı belirtilmiş, 14. Maddede de davacının kefaleti düzenlenmiştir. Bu protokol ile devredilen yukarıda sayılan 16 adet şirkettir.
Daha sonra 26/10/2015 Tarihli ŞİRKET VE PROJE DEVİR SÖZLEŞMESİ VE ÖDEME PROTOKOLÜ başlıklı sözleşme ile 17/09/2019 tarihli sözleşme tadil edilerek yeniden devir ve şartlar belirlenmiştir. Buna göre 8 adet şirket ve 8 adet proje devredilmiştir. Bunlar … ELEKTRİK, … ELEKTRİK, … ELEKTRİK, …, …, …, …ŞTİ olan 8 adet şirkettir. Bedel olarak da 574.705USD belirlenmiştir. Bu protokolün 4 ve 5. Maddelerinde de devralınmayan 8 adet şirket dışında, iadesi yapılacak projeler için verilecek vekaletname ve yetki hususu belirtilmiştir. Devredilmeyen 8 şirket yanında, devredilen şirketler üzerindeki 10 adet projenin iadesine ilişkin işlemler için vekaletname verilmesi kararlaştırılmıştır.
Sözleşmenin 5 maddesinde belirtilen ve iade edilecek projeler … ELEKTRİK adına olan Kızıllar 17 projesi, , …adına olan Kızıllar 21 Projesi, SILANUR ELEKTRİK adına olan Kemer 3 ve Kızıllar 14 projeleri, … adına olan …, … ve … projeleri, … adına olan …projeleri, … ENERJİ adına olan … ve … projeleri, … adına olan … ve… projeleri ve …ŞTİ adına olan …ve … projeleri olarak belirtilmiştir.
Davacı taraf ise bunlardan; …ELEKTRİK adına olan Kızıllar 17 projesi, , … ELEKTRİK adına olan …Projesi, … ELEKTRİK adına olan … ve …projeleri, … adına olan… ENERJİ adına olan …, … ENERJİ adına olan … ENERJİ adına olan … ve …ŞTİ adına olan … ve… projelerini dava konusu etmiştir.
26/10/2015 Tarihli ŞİRKET VE PROJE DEVİR SÖZLEŞMESİ VE ÖDEME PROTOKOLÜ ile, devralan tarafından feragat ve vekaletname verildikten sonra bir sorumluluğu kalmayacağı belirtilmiştir.
Sözleşme ve protokole göre davacı tarafça tamamlanan projelerin sekiz adedinin davalı tarafa devredildiği, devralınmayan 15 projeden 10 adedinin dava konusu edildiği, davalı tarafça protokol uyarınca 23/11/2015 Tarihinde …, …, …, … ve …’e vekaletnameler verildiği, bu vekaletnamelerde; devredilmeyen projelere ilişkin şirket adına bütün bağlantı çalışmasına çağrı mektubu, alınmış veya alınacak Ges projelerinin imar çalışmaları için her türlü kamu kurum ve kuruluşu nezdinde başvuru yapmaya, iptal etmeye, evrak takip etmeye, şirket adına her türlü ücret, harç, vergi ve bedel ödemeye yetkili kılındıkları, ancak daha sonra davalı tarafça 04/02/2019 Tarihinde azilname gönderildiği anlaşılmıştır.
Davalının sözleşmeye uygun olarak vekaletname vermesine rağmen davacı tarafın işlemlere devam etmediği, herhangi bir geçici kabul başvurusu yapmadığı ve taraflar arasında ihtilaf konusu olmayan yönetmelik uyarınca izin süresinin dolduğu anlaşılmaktadır.
Bilirkişi tarafından yapılan incelemede de, davacının bir gider veya zararının belgelendirilmediği, davacının edimini yerine getirmediği, bu durumda davanın bir sorumluluğu olmayacağı, davacı tarafından alınan vekaletname ile projelerin tamamlanması için gerekli edimin yerine getirildiği, vekaletname içeriğinin sözleşmeye uygun olduğu, proje tamamlanmadığı için bir feragatin beklenmesinin de abes olacağı, bu durumda davalının sebebiyet verdiği bir zararın olmadığı, davalının yatırımcı olduğu ve satılan şirketleri satın aldığı, bedelini de ödediği, bu nedenle davanın yersiz olduğu ve iddianın ıspatlanamadığı anlaşılmış, oluşan vicdani kanaate göre aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM:
1-Davacının davasının, davalı tarafın kusurundan kaynaklı bir zararı sabit bulunmadığından reddine,
2-Harçlar yasası uyarınca belirlenen başvurma harcı olan 54,40 TL’nin, peşin alınan 170,78 TL harçtan mahsubu ile fazla harç olan 116,38 TL’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’nin gereğince hesap ve takdir olunan 3.400,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı tarafa verilmesine,
5-Artan gider avansının kararın kesinleşmesi halinde yatırana iadesine,
İlişkin, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere başka yer mahkemesine verilecek bir dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere oy birliği ile verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.

Başkan …¸

Üye …¸

Üye …¸

Katip …
¸

“Bu belge 5070 Sayılı Kanun hükümlerince elektronik imza ile imzalanmıştır.”