Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 21. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/570 E. 2021/563 K. 14.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
21. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/570 Esas
KARAR NO : 2021/563
DAVA : İtirazın İptali (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 26/09/2019
KARAR TARİHİ : 14/09/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
A. Tarafların Talepleri
Davacı vekili tarafından sunulan 26/09/2019 tarihli dava dilekçesinde özetle; davalı şirket ile kurum içi iletişim sağlamaya yarayan … isimli lisanslı projenin satışı, özelleştirmesi, entegrasyonu, kuruluma ve şirket içi eğitimlerin verilmesi hususunda 21/05/2015 tarihli anlaşmaya varıldığını, müvekkili şirketin yükümlülüğünü yerine getirdiğini, kurulum yapıldıktan sonra da entegrasyon ve geliştirme işlemlerinin devam ettiğini, müvekkili şirket tarafından sözleşme kapsamında 1 yıl garanti sonrasında aylık hizmet bedeli karşılığında bakım hizmetleri verilmeye devam edildiğini, her ay düzenli olarak hizmet faturaları kesildiğini ve davalı şirkete tebliğ edildiğini, davalı şirketin uzun bir süre sözleşmeye uygun bir şekilde fatura bedellerini ödediğini, 6 adet faturaya 8 günlük süre içerisinde itiraz edilmediğini ve ödeme yapılmadığını, davalı şirketin 21 4/05/2015 tarihli sözleşmenin 2 maddesi ile proje bütçesinin 16.000 USD’lik kısmını nakit, 12.000 USD’lik bedelini ise barter ile ödenmesinin kabul edildiğini, barter anlaşması gereği 12.000 Dolar değerindeki reklamı şirketin televizyon kanalı … ‘de yayınlama taahhüdünü yerine getirmediğini, davalı şirkete ihtarname gönderildiğini, davalı şirket hakkında icra takibi başlatıldığını, davalı şirketin icra takibine itiraz ettiğini ve takibin durdurulduğunu, belirterek davanın kabulünü, takibin devamını, davalı aleyhine %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalıya yüklenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir
Davalı vekili tarafından sunulan 18/11/2019 tarihli cevap dilekçesinde özetle; davacıdan alınan fiili bir hizmetin olmadığını, davacı yanın müvekkili şirketin mali işler departmanına tebliğ edilmediği için iade edilemeyen faturalara dayandığını, müvekkili şirketin davacıdan herhangi bir hizmet almadığını, bu yüzden faturaların mali işler departmanına ulaştırılamamış olduğunu, davacının ihtarnamesi ile faturalardan haberdar olunduğunu, ve iade edildiğini, iade edilen faturalar karşılığında davacıdan herhangi bir hizmet alınmadığını, müvekkili şirket ile davacı arasındaki sözleşmenin sona erdiğini, davacının fiili hizmet vermediği halde fatura düzenlediğini, bu faturaların ödenmemesi sebepli 6 ay sonra müvekkili şirkete ihtarname gönderildiğini, muayyen ve belirlenebilir likit bir alacağın işbu davada söz konusu olmadığını belirterek davanın reddini, davacı aleyhine %20’den aşağı olmamak üzere kötüniyet tazminatına hükmedilmesini, yargılama masrafları ile vekalet ücretinin davacı yana yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
B.Uyuşmazlık, Deliller, Delillerin Değerlendirilmesi ve Gerekçe
Huzurdaki dava itirazın iptali davasıdır. Uyuşmazlık davacı şirket ile davalı şirket arasında sözleşme olup olmadığı, akdedildiği iddia edilen sözleşme kapsamında davalı şirketin edimlerini sözleşmeye uygun olarak ifa edip etmediği, bu nedenle davacının alacağının bulunup bulunmadığı, ihbar sürelerine uyulup uyulmadığı, tarafların temerrüde düşüp düşmediği, icra takibine yapılan itirazın haklı olup olmadığı, kötüniyet ve icra inkar tazminatlarının şartlarının oluşup oluşmadığı hususlarında toplandığı anlaşılmaktadır.
Davanın itirazın iptali davası olması sebebi ile öncelikle itirazın yapıldığı icra dosyası UYAP sistemi üzerinden mahkememiz dosyası arasına alınmış, yapılan incelemede … İcra Müdürlüğünün 2019/… Esas sayılı takip dosyası ile mahkememiz dosyasının taraflarının aynı olduğu, icra dosyasında borçlu olarak yer alan tüzel kişinin dosyamızda davalı konumunda olduğu, dosyamız davacısının alacaklı ve dava değerlerinin aynı olduğu, davalı tarafından süresinde ve geçerli bir şekilde dosyada yapılan takipte borca dair itiraz dilekçesi sunulduğu görülmüştür.
Dilekçeler aşaması tamamlanmakla mahkememizin ön inceleme duruşmasında dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiştir. Dava şartlarına ilişkin eksik ve incelenmesi gereken ilk itiraz bulunmadığı anlaşıldıktan sonra tarafların sulh olma imkanı bulunmadığından uyuşmazlık noktaları belirlenip tahkikat aşamasına geçilmiş, deliller toplanıp bilirkişi raporu alınmak suretiyle sonuca gidilmiştir.
Bu kapsamda … Kurumlar Vergi Dairesi ve … Vergi Dairesi Müdürlüğüne müzekkere yazılarak tarafların karşılaştırmalı olarak BA-BS Formları celp edilerek dosyamız arasına alınmıştır.
Mahkememizce resen görevlendirilen mali müşavir bilirkişi … marifetiyle hazırlanan 05/03/2020 tarihli bilirkişi raporunda özetle; “dosyada 16/04/2015 tarihli … Kurum İçi İletişim Portalı Proje Sözleşmesi” nin mevcut olduğunu, sözleşmenin altında davacı şirketin Genel Müdürü …’ın imzası ile … A.Ş. ibaresinin altında bir adet imzanın mevcut olduğunu, sözleşmenin süresi başlıklı 10. maddesine göre sözleşme bitiminden 15 gün önce taraflardan herhangi bitinin diğer tarafa sözleşmenin sona ereceğine ilişkin yazılı bildirimde bulunması gerektiğini, bulunmaz ise bakım hizmetine ilişkin sözleşme süresinin otomatik olarak bir yıl daha uzayacağının kararlaştırıldığının, davacının kendi defterlerinde takip tarihi itibari ile davalıdan 27.344 63.-TL alacaklı olduğunu, davalının ise kendi defterlerinde davacıya herhangi bir borç ya da alacağının bulunmadığını, taraflar arasındaki farkın 27.344,63.-TI. olduğu, bu farkın oluşma sebebinin davacının düzenlemiş olduğu (2018 yılı 3,44,5,6,7,8 ve 9. aylara ilişkin) takibe konu faturaların davacı ticati defterlerinde kayıtlı, davalı ticari defterlerinde kayıtlı olmamasından kaynaklandığını, dosyadaki taraflara ait BA/BS formlarına göre davacı tarafından davalıya düzenlenen ve Vergi Dairesine bildirilen KDV Hariç 5.000 TL üzerindeki tüm faturaların davalı tarafından da bildirilmiş olduğunu, ancak davacı ticari defterlerinde kayıtlı davalı ticari defterlerinde kayıtlı olmayan ihtilaf konusu faturalara bakıldığında faturaların KDV Hariç 5.000 TL üzerinde olmaması sebebiyle Vergi Dairelerine bildirilmemiş olduğunu, dosyaya davalı şirket ile yapıldığı iddia edilen 01/04/2016 tarihli ve 31/05/2016 tarihli Toplantı Tutanakları ile yine yapıldığı iddia edilen 2017 yılına ait e-mail yazışmalarının sunulmuş olduğunu, davacının, sözleşmenin 2. maddesine istinaden 12.000 USD lik bedelin barter olarak ödenmesi gerektiği taleplerine istinaden taraf defterlerinde bartere ilişkin herhangi bir ticari ilişkiye ve kayda rastlanılmadığını, davacı taleplerinin kabulü halinde davacının davalıdan cari hesap alacağı olarak 27.344,63-TL ile 14,61-TL İşlemiş faiz olmak üzere toplam 27.359,24-TL ve 12.000 USD Barter alacağı ile 6,41.USD İşlemiş faiz olmak üzere toplam 12.006,41 USD talep edebileceğini” mütalaa etmiştir.
Mahkememizce bilirkişi raporu taraflara tebliğ edilmiş davacı taraf 09/06/2020 tarihli dilekçe ile rapora beyanda bulunmuş, taraflar arasında sözleşme olduğunu, faturaların tamamının davalı şirkete tebliğ edildiğini, davalı itirazlarının hakkın kötüye kullanılması niteliğinde olduğunu beyan etmiştir. Davalı taraf 30/06/2020 tarihli dilekçe davacı tarafça hizmetin alınmadığını, ticari defterlerde de barter sözleşmesine dair herhangi bir verinin yer almadığını, alacağın likit ve belirlenebilir olmadığını, ifade etmiştir.
14/07/2020 tarihli ikinci celse HMK 31. Kapsamında hazır bulunan davacıya dava konusu faturaların ne zaman tebliğ edildiğine, bakım hizmetinin nasıl ve ne suretle verildiğine dair dava dilekçesinde belirttiği sevk belgelerini sunmak, eğer bu belgeler sunulmayacaksa bu belgeler dışında dosyada araştırılacak başka delil kalmadığı anlaşıldığından dava dilekçesinde yemin deliline dayandığı anlaşılmakla yemin teklif edip etmeyeceği, yemin teklif edecekse hangi konuda yemin teklif edeceği konusunda bilgi vermek ve yemin metnini mahkememize sunmak üzere iki haftalık kesin süre verilmesine karar verilmiştir.
Davacı tarafça sunulan 28/07/2020 tarihli dilekçeye bir kısım e- posta yazışmaları ve fatura örnekleri eklenmiş dilekçede yemin metnine de yer verilmiştir. Davacı tarafça sunulan belgeler ve yazışmaların dava konusu fatura dönemine ait olmaması nedeniyle davalı şirketin yemin etmeye yetkili yetkililerinin kim olduğunun tespiti amacıyla ticaret sicil müdürlüğüne müzekkere yazılmış, mahkememize verilen 01/12/2020 tarihli cevapta davalı şirket yetkililerinin …, …, … ve … olduğu anlaşılmıştır. Yetkililerden …, … ve …’nun müşterek imza ile şirketi temsil etmeye yetkili oldukları anlaşılmıştır. Mahkememizce 31/12/2018 tarihli ticaret sicil gazetesi incelenmiş ve … ve …’nin şirketi müştereken temsile yetkili oldukları anlaşılmıştır.
Davalı vekili 01/03/2021 tarihli dilekçeyi sunmuş ve ekinde temsile ilişkin iç yönergeyi ibraz etmiştir. Yeminin ifa edileceği 02/03/2021 tarihli celsede davalı vekili davalı şirket D grubu imza yetkilisi … ‘yi yemin etmek hazır etmiş ve yeminin kendisine teklifini istemiş, mahkememizce bu talep hazır edilen yetkilinin şirketi tek başına temsil ve ilzama yetkili olmaması nedeniyle reddedilmiştir.
Davacı vekili sunduğu 16/03/2021 tarihli dilekçesiyle davalının yemin konusunu ikrar ettiklerinin sayılması gerektiğini, şirket yetkililerinin geçerli bir özür bulunmaksızın hazır olmadıklarını ifade etmiştir. Davalı vekili sunduğu 18/06/2021 tarihli dilekçesiyle şirkette tek başına temsile yetkili olan kimse olmadığını, yeminden kaçınmadıklarını …’nun dinlenmesini talep etmiştir. Aynı taleplerini 22/06/2021 tarihli celsede de tekrarlamıştır.
Bir vakıayı ispat yükü kendisine düşen taraf o vakıayı başka delillerle ispat edemediği takdirde diğer tarafa yemin teklif edebilir. Ancak ispat yükü kendisine düşen taraf bütün delillerle iddiasını veya savunmasını ispatlamaya çalışıp bunu başaramadığı takdirde son çare HMK’nın 232/2. maddesi uyarınca olarak yemin deliline başvurur (Baki Kuru, Hukuk Muhakemeleri Usulü 6.baskı, cilt III, sh.2493).
6100 Sayılı HMK’nın 229. Maddesine göre yemin için davet edilen kimse, tayin edilen gün ve saatte mahkemede geçerli bir özrü olmaksızın bizzat hazır bulunmaz yahut hazır bulunup da yemini iade etmez ya da yemini eda etmekten kaçınırsa yemin konusu vakıaları ikrar etmiş sayılır.
Kanunun 232. Maddesine göre Taraflardan biri tüzel kişi yahut ergin olmayan veya kısıtlı bir kimse ise onlar adına yapılmış bir işleme ilişkin vakıanın ispatı için yemin, tüzel kişiyi temsile yetkili kişi veya organ yahut kanuni mümessil tarafından eda ya da iade olunabilir.
Doktrinde de kabul edildiği üzere HMK kapsamında kesin deliller senet, yemin ve kesin hükümdür. Yeminin kesin delil olduğu hakkında HMK’da açık bir düzenleme olmayıp yemin etmemenin sonucunda yemin konusu vakıaların ikrar edilmiş sayılacağı düzenlenmiştir.
Birlikte temsilin sözkonusu olduğu hallerde yeminin bağlayıcı olabilmesi için birlikte temsile yetkili kişilerin tamamının yemin etmesi zorunludur. Yargıtay … Hukuk Dairesi’nin Esas No: 2011/… Karar No: 2012/… sayılı kararında da “Davacı vekili, mahkemece yemin delilinin hatırlatılması üzerine davalı tarafa yemin teklif etmiştir. Tüzel kişilerin taraf olduğu davalarda tüzel kişiye teklif edilen yemin, tüzel kişinin yetkili organı tarafından eda edilir. Birlikte temsilin sözkonusu olduğu hallerde yeminin bağlayıcı olabilmesi için birlikte temsile yetkili kişilerin tamamının yemin etmesi zorunludur.” denilmektedir.
Aynı şekilde 23. Hukuk Dairesi de aynı şekilde içtihatta bulunmuştur. Tüzel kişiye teklif edilen yemin, tüzel kişinin yetkili organı tarafından eda edilir. Bu temsilci yemin konusu işlemin yapıldığı tarihteki değil, yemin teklif edildiği zamanki temsilcisidir. Ayrıca, birlikte temsil söz konusu olduğu takdirde yeminin bağlayıcı olabilmesi için birlikte temsile yetkili kişilerin tamamının yemin etmesi zorunludur. (Yargıtay 23. Hukuk Dairesi Esas No: 2015/5491 Karar No: 2016/506)
Mahkememizce davalı şirket yetkililerine yemin metni tebliğ edilmiş, yeminin ifa edileceği gün ve saat de bildirilerek yeminden kaçınmanın yaptırımı ihtar edilmiştir. Yeminin ifa edileceği gün ve saatte davalı … temsile yetkili olan yetkililerinin hiçbirinin hazır bulunmadığı, şirketi münferiden temsile yetkili olmayan D grubu imza yetkilisinin hazır bulunduğu anlaşılmıştır. Yukarıda belirtilen içtihatlarda da açıkça ifade edildiği üzere eminin bağlayıcı olabilmesi için birlikte temsile yetkili kişilerin tamamının yemin etmesi zorunlu iken davalı şirket ve davalı şirket yetkililerinin ihtara rağmen hazır bulunmadıkları görülmektedir. Bu nedenle mahkememizce HMK’nın 232. Maddesi gereği davalı şirketin yemin konusu vakıaları ikrar etmiş sayıldığı kabul edilerek davaya devam olunmuştur. İhtilaf konusu olan fatura bedellerine dair hizmetin verildiği ve barter sözleşmesinin gereklerinin yerine getirilmediği davalı tarafça ikrar olunmuş sayıldığından davanın kabulüne dair aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM
1-Davacının davasının KABULÜ ile, davalının … İcra Müdürlüğünün 2019/… Esas sayılı takip dosyasına yönelik itirazının İPTALİNE, takibin döviz alacağı yönünden takip tarihinden itibaren asıl alacağın 3095 sayılı Kanunun 4A maddesi uyarınca devlet bankalarının USD üzerinden açılmış bir yıl vadeli mevduat hesabına ödediği en yüksek faiz (icra dosyasında talep edilen oranı aşmamak kaydı ile) uygulanmak sureti ile devamına,
2-Alacağın likit ve itirazın haksız olması nedeniyle kabul edilen alacak miktarının dava tarihindeki karşılığı olan 5.6846 TL üzerinden takdiren %20 üzerinden hesaplanan (5.468,926 TL + 13.643,04-TL olmak üzere) toplam 18.931,966 icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Alınması gereken 6.552,01-TL harçtan peşin alınan 1.105,44-TL harcın mahsubu ile bakiye 5.446,57-TL harcın davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
4-Davacı tarafça yapılan 44,40-TL başvuru harcı, 1.105,44-TL peşin harç, 750-TL bilirkişi ücreti, tebligat ve posta masrafından oluşan 179,60-TL olmak üzere toplam 2.079,44-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Yürürlükte bulunan A.A.Ü.T.’ne göre 13.062,00-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Kullanılmayan gider avansının hükmün kesinleşmesi halinde ödeyen tarafa iadesine,
7-Dava açılmadan evvel sonradan haksız çıkan taraftan alınmak üzere suç üstü ödeneğinden ödenen 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
ilişkin gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere başka yer mahkemesine verilecek bir dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.14/09/2021

Katip …
E-imzalıdır

Hakim …
E-imzalıdır