Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 21. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/564 E. 2020/684 K. 22.12.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
21. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/564 Esas
KARAR NO : 2020/684
DAVA : İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 26/09/2019
KARAR TARİHİ : 22/12/2020

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
A. Tarafların Talepleri
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili banka borçlu … arasında 17.02.2017 tarihinde akdedilen GKS uyarınca kredi kullandırıldığını, diğer davalının ise kefil olduğunu, davalıların geri ödemeleri zamanında yapmamaları üzerine yapılandırılma yapıldığını ancak bu taksitlerinde ödenmediğini, kullandırılan kredi hesabı kat edildiğini bu hususta … noterliğinden 226.739,53TL nakdi kredilerin ödenmesinin ihtar edildiğini, tarafların ihtara rağmen ödeme yapmamaları sonucunda icra takibi başlatıldığını, davalılar tarafından tüm borca ve ferilerine itiraz edildiğini, dava şartı olan arabuluculuğa başvurulduğunu ancak anlaşma sağlanamadığını, bu nedenlerle itirazın iptalini takibin devamına karar verilmesini ve icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının belirttiği gibi bir yapılandırma teklifini içeren usulüne uygun ihtarname olmadığını, banka ile kredi sözleşmesi imzalandığını, gönderilen hesap kat ihtarnamesi adresten iade döndüğünü, dolayısıyla borçluya hesap kat ihbarnamesi tebliğ edilmediğini, daha sonra hem asıl borçlu hemde kefile ihtarname gönderilmiş ancak bu tebligatlardan … adına olanı yine tebliğ edilmediğini, gönderilen ihtarnamenin sadece borçluları temerrüde düşürmek için gönderildiğini, yapılandırma metni olmadığını, ihtarların müvekkiline ulaşmadığı sebebiyle yasal takibe geçmek için temerrüde düşme şartını da sağlamadığını, bu nedenle takip başlatılmasının kanuna aykırı olduğunu, müvekkilerinin bu krediyi bankadan kredi … nun borç tutarının %80 ine teminat sağlaması suretiyle aldığını, KGF borcun %80 inden krediden yararlanan kişi de borcun %20 sinden sorumlu olduğunu, mevcut yasal düzenlemelere göre kredi kullanan, şayet kredi sözleşmesinde öngörülen borcu ödemez ise banka öncelikle borçluya davet mektubu göndererek borcu yapılandırmak için teklifte bulunmak zorunda olduğunu, borçlu bu teklifi kabul etmez ise yapılandırma teklifini kabul etmediğine dair kendisinden imza almak zorunda olduğunu, daha sonra ise kendisine teminat veren KGF ye başvurup borç tutarının %80 ini KGF den aldıktan sonra bankanın borçlu hakkında yasal takibe başvurma hakkı bulunmadığını, bankanın bu yasal yükümlülüklerinin hiç birini davalı müvekkillerine karışı yerine getirmediğini, doğrudan ihtiyati haciz kararı alıp icra takibi başlattığını, bu nedenle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
B.Uyuşmazlık ve Deliller
Davanın itirazın iptali davası olması sebebi ile öncelikle itirazın yapıldığı icra dosyası mahkememiz dosyası arasına alınmış, yapılan incelemede …. İcra Müdürlüğü’nün 2019/… esas sayılı dosyası ile mahkememiz dosyasının taraflarının aynı olduğu, icra dosyasında borçlu olarak yer alanların dosyamızda davalı konumunda olduğu, dosyamız davacısının alacaklı ve dava değerlerinin aynı olduğu, davalılar tarafından süresinde ve geçerli bir şekilde borca dair itiraz dilekçesi sunulduğu görülmüştür.
Mahkememizce resen görevlendirilen Bankacı bilirkişi … marifetiyle hazırlanan 21/05/2020 tarihli bilirkişi raporunda özetle; “…Davacı bankanın davalılar aleyhine başlatılan icra dosyası kapsamında 09.04.2019 takip tarihi itibariyle toplam 229.669,10 TL tutarında alacağı olduğunu, tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla bu miktar üzerinden davalıların borca ve eklentilerine itirazının iptaline karar verilebileceğini, taraflar arasında kadedilen GKS hükümlerine uygun olarak ve serbetçe belirlendiği şekilde asıl alacak 191.549,67 TL ye yıllık %32,88 oranında temerrüt faizi işletilebileceğini…” mütalaa etmiştir.
Mahkememizce bilirkişi raporu taraflara tebliğ edilmiş davacı taraf sunduğu 27/05/2020 tarihli dilekçesiyle raporu kabul ettiğini, raporla davanın haklılığının ispatlandığını ifade etmiştir. Davalı vekili sunduğu 17/06/2020 tarihli dilekçesinde 162 sayılı KHK ile getirilen yapılandırma teklifinin usulüne uygun olarak yapılmadığı bu nedenle takip başlatılamayacağına dair itirazlarının raporda değerlendirilmediğini ifade etmiş ve yeniden rapor alınmasını talep etmiştir.
Mahkememizce aldırılan ek raporda bilirkişi “davacı tarafça yapılandırma teklifinde bulunulduğunu, ancak davalılarca kabul edilmemesi nedeniyle KGF’ye bildirimde bulunulduğunu mütalaa etmiştir.
Mahkememizce ek bilirkişi raporu taraflara tebliğ edilmiş davacı taraf sunduğu 17/11/2020 tarihli dilekçesiyle raporu kabul ettiğini, raporla davanın haklılığının ispatlandığını ifade etmiştir. Davalı vekili sunduğu dilekçesinde 162 sayılı KHK ile getirilen yapılandırma teklifinin usulüne uygun olarak yapılmadığını, geçerli bir yapılandırma teklifi bulunmadığını ve yeniden rapor alınmasını talep etmiştir.
C. Delillerin Değerlendirilmesi ve Gerekçe;
Huzurdaki dava hukuki niteliği itibari ile; İİK.nun 67.maddesinde düzenlenen itirazın iptali davasıdır. Dava dilekçesi, cevap dilekçesi ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde uyuşmazlığın davacı banka ile davalılar arasındaki kredi sözleşmesi kapsamında davacı tarafın davalı taraftan alacaklı olup olmadığı, davacı taraf alacaklı ise bu alacağın miktarının ne olduğu, alacağın takip tarihi itibari ile likit olup olmadığı, icra inkar tazminatı şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği hususlarında toplandığı anlaşılmaktadır.
Dilekçeler aşaması tamamlanmakla mahkememizin ön inceleme duruşmasında dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiş, tarafların sulh olma imkanı bulunmadığından uyuşmazlık noktaları belirlenip tahkikat aşamasına geçilerek deliller toplanıp bilirkişi raporu alınmak suretiyle sonuca gidilmiştir. Yapılan yargılama, toplanan deliller, takip dosyası, davacının dilekçe ve beyanları ile duruşma esnasındaki sözlü açıklamaları, mahkememize sunulan bilirkişi raporu hep birlikte değerlendirildiğinde, davacı ile davalılar arasında kredi sözleşmesi imzalandığı, davalı …’ın asıl borçlu, diğer davalı …’in ise bu sözleşmede kefil sıfatıyla yer aldığı, davalı …’a davacı bankaca bu sözleşmeye istinaden kredi verildiği, davalıların kredileri ödemedikleri, bu nedenle davacının davalılardan 229.669,10 TL alacaklı olduğu anlaşılmaktadır.
Anılan borçların ödenmemesi nedeniyle davacı tarafça davalılara … Noterliği’nin 28/03/2019 tarihli … numaralı ihtarnamenin gönderildiği, ihtarnamede de hesabın kat edildiği husus ile belirtilen sürelerde ödeme yapılmasının ihtar edildiği, borçlu …’a tebligatın 03/04/2019 tarihinde, kefil …’e tebligatın 0/04/2019 tarihinde yapıldığı görülmektedir. Ne var ki davalı tarafça herhangi bir ödeme yapılmadığı banka kayıtlarından anlaşıldığı gibi, davalı tarafça buna ilişkin bir ödeme belgesi de sunulmamıştır.
Her ne kadar davalı tarafça yapılandırma teklifinin yapılmadığı ifade edilmiş ise de, her iki raporda da davalılara yapılandırma imkanının tanındığı, ancak davalıların bu imkandan istifade etmedikleri bu nedenle KGF’ye bildirimde bulunulduğu ifade edilmekle bu itirazlara itibar edilmemiştir.
Son tahlilde davalıların sözleşmeye aykırı davrandığı ve kat ihtarına rağmen borçlarını ödemediği anlaşılmakla; davanın dosya kapsamına uygun ve denetlenebilir olduğu değerlendirilen bilirkişi raporunda belirtilen alacak miktarları üzerinden kabulüne, itiraz haksız ve davacı tarafça tazmin edilen alacak likit olduğundan bu alacak toplamı üzerinden hesaplanan icra inkar tazminatına hükmedilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın Kabulüne, davalıların …. İcra Müdürlüğü 2019/… Esas sayılı dosyasına yaptıkları itirazların ayrı ayrı iptaline, takibin devamına,
2-Alacak likit ve itirazlar haksız olduğundan kabul edilen alacak üzerinden %20 oranında hesaplanan 45.933,82 TL icra inkar tazminatının davalılardan müştereken müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
3-Alınması gereken 15.688,69-TL harçtan peşin alınan 2.773,83-TL harcın mahsubu ile bakiye 12.914,86-TL harcın davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
4-Davacı tarafça yapılan 44,40-TL başvuru harcı, 2.773,83-TL peşin harç, 700-TL bilirkişi ücreti, tebligat ve posta masrafından oluşan 128,10-TL olmak üzere toplam 3.646,33-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Yürürlükte bulunan A.A.Ü.T.’ne göre 24.526,84 T-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Kullanılmayan gider avansının hükmün kesinleşmesi halinde ödeyen tarafa iadesine
7-Dava açılmadan evvel sonradan haksız çıkan taraftan alınmak üzere suç üstü ödeneğinden ödenen 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin davalıdan alınarak hazineye irat kaydına dair,
Dair, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.28/12/2020

Katip …
e-imzalıdır.

Hakim …
e-imzalıdır.