Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 21. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/563 E. 2021/867 K. 18.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL 21.

ESAS NO : 2019/563 Esas
KARAR NO : 2021/867
DAVA : Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 26/09/2019
KARAR TARİHİ : 18/11/2021

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesi ile, davacı şirket ile davalı taraf arasında Kırıkkale İli, … İlçesi, … Mahallesinde kain, tapuda … ada, 6 parselde kayıtlı taşınmaz üzerinde bulunan akaryakıt istasyonunun ileticiliği hususunda 07.05.2012 tarihli 5 yıl süreli Bayilik Sözleşmesi ve yine aynı tarihli Protokol akdedildiğini, davalı tarafın Bayilik Sözleşmesi ve Protokol’e ilave olarak düzenlediği Ürün Alım Taahhütnamesi ile; sözleşme süresince yıllık asgari 250 ton beyaz ürünü …’den almayı, eksik kalan ton üzerinden 100 USD tutarınca kar mahrumiyetini ödemeyi kabul ve taahhüt ettiğini, dava konusu sözleşme 05.07.2017 tarihine kadar yürürlükte kaldığını, davalının taahhüdü uyarınca bu dönemde 1250 ton ürün alması gerektiğini, ancak davalının bu dönemde 880,62 ton ürün alımında bulunduğunu, bu kapsamda davalının eksik aldığı 369,36 ton ürün için 36.935,80 USD kar kaybı borcunun doğduğunu, neticeten; yukarıda açıklanan nedenlerle ikame edilen iş bu davada fazlaya dair tüm dava ve talep haklarının saklı kalması kaydıyla, ürün alım taahhütnamesi uyarınca eksik kalan ürün miktarı için hesaplanan 36.935,80 USD kar mahrumiyeti alacaklarının şimdilik 1.000,00 USD’ sinin temerrüt tarihinden itibaren yabancı paraya işleyecek en yüksek mevduat faizi ile birlikte davalıdan tahsilini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmişlerdir. Davalı usulüne uygun dava dilekçesi tebliğine rağmen davaya cevap vermemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava : akaryakıt bayilik sözleşmesinden kaynaklanan alacak istemine ilişkindir.
Taraf delillerinin toplanmasına geçilmiş, davacı, yanlar arasındaki imzalanan bayilik sözleşmesinin bir suretini, protokol, ürün alım taahhütnamesi, davalıya keşide edilen ihtarname örneklerini dosyaya sunmuştur.
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın halli için bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verilmiş, bilirkişi 04.03.2021 tarihli raporunda özetle; “…davacı yan vekili tarafından incelemeye sunulan 2012-2013-2014-2015-2016-2017 yıllarına ait ticari defterlerinin 6102 sayılı TTK. İlgili hükümleri yönünden usulüne uygun tutulmuş olduğu kanaatine varıldığını, davalı yan 2012-2013-2014 yılları 6102 sayılı TTK. İlgili hükümleri yönünden usulüne uygun tutulmadığını, 2015-2016 ve 2017 yılları 6102 sayılı TTK. İlgili hükümleri yönünden usulüne uygun tutulmuş olduğu kanaatine varıldığını, davalının taahhüdü uyarınca bu dönemde yıllık bazda 250 ton, sözleşme süresinde 5 toplam 1.250 ton ürün alması gerektiğini, davacı yanın incelenen ticari defterlerinde ve aşağıdaki tabloda görüleceği üzere davalının sözleşme
süresinde 5 yılda 1.253,90 ton ürün alımında bulunduğunu, her yıl 250 ton alın yapması gerekirken davalının 5. Sözleşme yılında 56,45 ton eksik ürün için 5.644,80 USD olduğu, (31.982,87 TL) kar kaybı borcunun olduğunu, davacı yan dava tarihi olan 26.09.2019 tarihinden itibaren; USD (Amerikan Doları) alacaklarına 3095 sayılı kanuna göre T.C. Merkez Bankası’nın 1 yıl vadeli USD (Amerikan Doları) mevduata verdiği en yüksek faiz oranı (md.: 4/A) üzerinden faiz talep edebileceğini, TL alacaklarına ise 3095 sayılı kanuna göre 3095 sayılı kanuna (md.2) göre değişen oranlarda avans faiz talep edebileceği…” şeklinde görüş bildirmiştir.
Tarafların itirazları üzerine dosyanın ek rapor tanzim etmek üzere kök rapor düzenleyen bilirkişiye tevdiine karar verilmiş, bilirkişi 03.06.2021 tarihli bilirkişi ek raporunda özetle; “…mahkememizce kar mahrumiyetinin aylık bazda hesaplanmasına karar verilmesi halinde, her ay 20,833 ton alın yapması gerekirken, aylık bazda hesap edildiğinde 369,419 ton eksik ürün aldığını, bunun için ton başına 100 USD cezai şart olduğunu, cezai şart toplamının 36.941,94 USD olduğunu, talebe bağlılık ilkesi gereği 36.935,80 USD olduğunu, (26.09.2019 dava tarihi itibariyle 1 USD 5,6659 TL olup 36.935,80 USD x 5,6659 TL=) 209.274,55 TL kar kaybı borcunun olduğunu, davacının davasında haklı görülmesi ve alacağına karar verilmesi halinde, davacının temerrüt tarihi olan 01.08.2017 tarihi itibariyle davalıdan, USD (Amerikan Doları) alacaklarına 3095 sayılı kanuna göre T.C. Merkez Bankası’nın 1 yıl vadeli USD (Amerikan Doları) mevduata verdiği en yüksek faiz oranı (md.: 4/A) üzerinden faiz talep edebileceğini, TL alacaklarına ise 3095 sayılı kanuna göre 3095 sayılı kanuna (md.2) göre değişen oranlarda avans faiz talep edebileceği…” şeklinde görüş bildirmiştir.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; davacı ile davalı arasında bir sureti dosyaya sunulan akaryakıt bayilik sözleşmesi, protokol ve ürün alım taahhütnamesinin akdedildiği hususunda bir ihtilaf bulunmamaktadır. Taraflar arasındaki uyuşmazlık davacının davalıdan talep gibi kar mahrumiyeti alacağı bulunup bulunmadığı ile bunun miktarı hususlarındadır. Sözleşme ve davalı yanca imzalanan ürün alım taahhütnamesi incelendiğinde davalının taahhüt ettiği miktarda akaryakıt alımında bulunmadığı anlaşılmaktadır. Dosyada mevcut sözleşmenin ve ürün alım taahhütnamesinin incelenmesinden davalının her yıl 1.250 ton beyaz ürünü …’ den almayı, eksik kalan ton üzerinden 100,00 USD tutarınca kar mahrumiyeti ödemeyi kabul ve taahhüt ettiği görülmüştür. Taraflar her ne kadar ödenecek bedeli kar mahrumiyeti olarak adlandırmışlarsa da aslında sözleşmenin düzenleniş şekline bakıldığında bunun özel cezai şart olduğu açıktır.( Yargıtay 19. Hukuk Dairesi’ nin 12/09/2019 tarih 2017/3732 Esas, 2019/4342 Kara sayılı ilamı) Alınan kök bilirkişi raporunda davacının yıllık bazda ilk dört yıl için tüm alım taahhütlerini yerine getirdiği, 5. yılında 56,45 ton eksik ürün alım yapıldığı ve yapılan hesaplamaya göre ödenmesi gereken tutarın
5.644,80 USD olduğu belirlenmiştir. Davacı itirazında her ne kadar taraflar arasındaki protokole göre eksik ürün alımının aylık bazda hesaplanması gerektiği itirazında bulunmuş ve buna göre mahkememizce hesaplama yaptırılmış ise de taraflar arasında özel olarak düzenlenen ve daha özel nitelikte bulunan ürün alım taahhütnamesinde ürün alımının yıllık bazda alınmasının kararlaştırıldığı, aylık alım ve bunun miktarına ilişkin bir düzenlemeye yer verilmediği, dikkate alınarak hesaplamanın kök rapor gibi yapılmasının ve buna göre davalının son yıl gerçekleştirmediği eksik ürün alımına göre 5.644,80 USD özel cezai şart borcu olduğu kabul edilmiştir. Davacı davayı ıslah etmek üzere süre talep etmiş ancak davayı ıslah etmemiştir. Davadan önce davalıya sözleşme gereği eksik ürün alım taahhüdünden kaynaklanan borcun ödenmesi için ihtarname keşide edilmiş ve davalı 01.08.2017 tarihinde temerrüde düşmüştür. Açıklanan nedenlerle davacının davasının taleple bağlı kalınarak 1.000,00 USD üzerinden temerrüt tarihinden itibaren 3095 Sayılı yasa 4/A maddesine göre işleyecek faizi ile birlikte kabulü cihetine gidilmiş ayrıca her ne kadar kısa kararda sehven kararın istinaf yasa yoluna tabi olduğu yazılmış ise de dava tarihindeki kur üzerinden hesaplandığında verilen kararın kesin olduğu dikkate alınarak aşağıdaki şekilde hüküm tesis etmek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının davasının KABULÜ İLE; taleple bağlı kalınarak 1.000,00 $ kar kaybı alacağının temerrüt tarihi olan 01.08.2017 tarihinden itibaren 3095 sayılı yasanın 4A maddesi uyarınca T.C Merkez Bankasının 1 yıllık Dolar Cinsinden Mevduata uyguladığı en yüksek faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin hakkın saklı tutulmasına,
2-Davalının kötü niyet tazminat talebinin reddine,
3-Alınması gerekli 388,89 ₺ harçtan peşin alınan 97,23 ₺ harcın mahsubu ile bakiye kalan 291,66 ₺’nin davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
4-Davacı tarafın yatırmış olduğu 97,23 ₺ peşin harç ile 44,40 TL başvurma harcının davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
5-Davacının yapmış olduğu posta, bilirkişi ve müzekkere masrafı toplam 1.014,80 ₺’nin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, artan gider avansının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
6-Davacı tarafça yatırılan gider ve delil avansından arta kalan kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacı tarafa iadesine,
7-Arabulucu ücreti olan 1320,00 TL’nin davalı taraftan alınarak hazineye irat kaydına,
8-Davacı yargılamada kendilerini vekil ile temsil ettirdiğinden AAÜT’ne göre tespit olunan 5.693,10 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı HMK 341. Maddesi uyarınca miktar itibari ile KESİN olmak üzere karar verildi, verilen karar usulen okundu, anlatıldı. 18/11/2021

Katip … Hakim …
¸e-imzalıdır ¸e-imzalıdır