Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 21. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/542 E. 2021/136 K. 23.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
21. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/542
KARAR NO : 2021/136

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 25/09/2019
KARAR TARİHİ : 23/02/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
A. Tarafların Talepleri
Davalı vekili 25.09.2019 tarihli dava dilekçesinde, müvekkili firmanın bitki ve bitki tasarımları üzerine ithalat ve ihracat ve yurt içine pazarlama, peyzaj yapan ticari faaliyetlerini bu şekilde yürütmekte olan şirket olduğunu, müvekkili firmanın davalı firma ile çeşitli bitki ürünlerinin satımı konusunda anlaştığını, satımın gerçekleştirildiğini, davalı tarafından alınan malların bedeli olarak faturaların tanzim edildiğini, müvekkilinin tanzim edip davalı yana yollamış olduğu faturaların ödenmediğini, müvekkilinin borçlu ile şifai görüşmeleri neticesinde borcun ödemediğini bu borç için İstanbul…İcra Müdürlüğünün …E. Sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, başlatılmış olan icra takibinden gönderilen ödeme emrinin borçlu tarafından tebellüğ edildiğini, borçlu tarafından borcun kapatılmadığını ve yapılan icra takibine itirazda bulunulduğunu ve icra takibinin durdurulduğunu belirterek borçlunun müvekkili firmaya olan borcundan dolayı başlatılmış olan İstanbul …İcra Müdürlüğünün … E. sayılı dosyasına yapmış olduğu itirazın iptalini ve takibin takip tarihinden işleyecek olan ticari reeskont faizi ile birlikte devamını, borçlunun yaptığı itirazdan dolayı takip miktarının %20 den aşağı olmamak üzere icra inkâr tazminatına mahkûm edilmesini, yargılama harç ve giderleri ile ücreti vekâletin davalı yana tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalının 22/10/2019 tarihli cevap dilekçesinde, icra takibine konu edilen faturaların tümünün müvekkili şirketçe ödendiğini, işbu nedenle de müvekkili tarafından borca itiraz edildiğini, davacı yanın dava dilekçesinde müvekkilinin kötü niyetli şekilde şirket hesap mutabakatına rağmen ödeme yapmadığını ve takibe itiraz ettiğini ileri sürdüğünü, dava tarafları arasında davacı yanın iddia ettiği gibi şirket hesap mutabakatının bulunmadığını, davacı yanın bu yöndeki beyanlarının gerçeğe aykırı olduğunu belirterek davanın reddini, davacı yanın %20’den az olmamak kaydıyla kötü niyet tazminatına mahkum edilmesini ve yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı yana yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
B.Uyuşmazlık, Deliller, Delillerin Değerlendirilmesi ve Gerekçe
Huzurdaki dava hukuki niteliği itibari ile; İİK.nun 67.maddesinde düzenlenen itirazın iptali davasıdır. Dava dilekçesi ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde uyuşmazlığın davacı şirket ile davalı şirket arasındaki ilişki kapsamında davacı tarafın davalı davalı taraftan alacaklı olup olmadığı, davacı taraf alacaklı ise bu alacağın miktarının ne olduğu, alacağın takip tarihi itibari ile likit olup olmadığı, icra inkar tazminatı şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği hususlarında toplandığı anlaşılmaktadır.
Davanın itirazın iptali davası olması sebebi ile öncelikle itirazın yapıldığı icra dosyası mahkememiz dosyası arasına alınmış, yapılan incelemede İstanbul … İcra müdürlüğünün…Esas sayılı takip dosyası ile mahkememiz dosyasının taraflarının aynı olduğu, icra dosyasında borçlu olarak yer alan kişinin dosyamızda davalı konumunda olduğu, dosyamız davacısının alacaklı ve dava değerlerinin aynı olduğu, icra dosyası takip talebinde bedelleri gösterilmek suretiyle fatura alacaklarının takibe konu edildiği, davalı tarafından süresinde ve geçerli bir şekilde dosyada yapılan takipte borca dair itiraz dilekçesi sunulduğu görülmüştür.
Dilekçeler aşaması tamamlanmakla mahkememizin ön inceleme duruşmasında dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiştir. Dava şartlarına ilişkin eksik ve incelenmesi gereken ilk itiraz bulunmadığı anlaşıldıktan sonra tarafların sulh olma imkanı bulunmadığından uyuşmazlık noktaları belirlenip tahkikat aşamasına geçilmiş, deliller toplanıp bilirkişi raporu alınmak suretiyle sonuca gidilmiştir.
Mahkememizce görevlendirilen mali müşavir bilirkişi …tarafından hazırlanan 10/07/2020 tarihli raporda özetle, davacı şirketin TTK ya göre tutulması gereken ticari defterlerini yasal süreleri içerisinde tasdik ettirdiği, dolayısıyla davacı şirketin ticari defterlerinin sahibi lehine delil olma özelliğini taşıdıkları icra takibine ve sonrasında davaya konu faturanın davacı şirket defterlerinde usulüne uygun olarak kayıt altına alındığı görüldüğü, davalı şirketin TTK ya göre tutulması gereken ticari defterlerini yasal süreleri içerisinde tasdik ettirdiği, ancak davalı şirket defterlerinde davacı şirket kayıtlarının devir tutarlarının birbirleri ile uyumlu olmadığı, davalı şirket defterlerinin muhasebenin temel kavramlarından tutarlılık kavramına uygun olmadığı, dolayısıyla sahibi lehine delil niteliğine haiz olmadığının tespit edildiği, davacı şirketin davalı şirketten takip tarihi 31/01/2019 itibariyle 6.353,16-TL alacaklı olduğu, bu tutar davacının açmış olduğu icra takip tutarını doğruladığı, davalının temerrüde düşmemesi sebebiyle davacının icra takibinde talep ettiği işlemiş faiz tutarına yer olmadığına, davacının alacağına takip tarihinden itibaren 3095 sayılı yasa gereği yıllık %19,50 oranında başlayacak değişen oranlardan faiz işletilmesinin uygun olduğu mütalaa edilmiştir.
Mahkememizce bilirkişi raporu taraflara tebliğ edilmiş davacı taraf /14/07/2020 tarihli dilekçe ile bilirkişinin dosya kapsamına ve olgulara uygun rapor hazırladığını, raporla alacaklarının ispat edildiğini belirtmiştir. Davalı taraf 03/09/2020 tarihli dilekçe ile bilirkişinin dosya kapsamına ve olgulara uygun rapor hazırlamadığını, müvekkilinin muhasebecisini değiştirmesi sebebiyle farkın oluştuğunu, faturalardan 1.400,00 TL meblağlı olanının banka havalesi ile ödendiğini ifade ederek rapora itiraz etmiştir.
İtirazlar üzerine ek rapor alınmasına karar verilmiş, bilirkişi hazırladığı 23/10/2020 tarihli raporda özetle davalı tarafça yapıldığı bildirilen ödemelerin hangi alacağa istinaden yapıldığının anlaşılamadığını, yapılan ödemelerin birebir uymaması, banka kayıtlarında ve defter kayıtlarından hangi ödemenin hangi faturaya istinaden yapıldığının anlaşılamaması nedeniyle kök rapordaki görüşünün aynı olduğunu mütalaa edilmiştir.
Mahkememizce bilirkişi raporu taraflara tebliğ edilmiş davalı taraf 10/11/2020 tarihli dilekçe ile bilirkişinin dosya kapsamına ve olgulara uygun rapor hazırlamadığını, bilirkişi raporunda belirtilen mütalaanın kabul edilemez olduğunu, davacı tarafça mal teslimine ilişkin delil ibraz edilmediğini ve ayrıca tarafların ticari defterlerinin de bu yönüyle incelenmediğini ifade ederek rapora itiraz etmiştir.
Mahkememizce cari hesapta bulunan bir ibareye ilişkin bilirkişiden yazılı olarak bilgi istenmiş, bu konuda ek rapor alınmış ve davalı tarafça 01/02/2021 tarihli dilekçeyle itiraz edilmiştir.
Yapılan yargılama, toplanan deliller, tarafların dilekçe ve beyanları ile duruşma esnasındaki sözlü açıklamaları, davalının icra dairesine sunduğu itiraz dilekçesi hep birlikte değerlendirildiğinde, taraflar arasındaki ticari ilişkinin varlığına dair bir ihtilaf bulunmadığı anlaşılmaktadır. Davalı itiraz dilekçesinde ilişkinin bulunmadığına dair bir savunma ileri sürmemekte, faize ve asıl borca dair itirazda bulunmaktadır.
TTK’nın 18. maddesinde tacir olmanın hükümleri arasında sayılan yükümlülüklerin biri de kanun hükümleri uyarınca gerekli ticari defterleri tutmaktır. Defter tutma yükümlülüğü Kanunun 64. maddesinde ayrıca düzenlenerek her tacirin, ticari defterleri tutmak ve defterlerinde ticari işlemleriyle ticari işletmesinin iktisadi ve mali durumunu, borç ve alacak ilişkilerini ve her hesap dönemi içinde elde edilen neticeleri, bu kanuna göre açıkça görülebilir bir şekilde ortaya koymak zorunda olduğu belirtilmiştir.
Her iki tarafın da tacir olması nedeni ile her iki taraf vekillerinin hazır bulunduğu 24/12/2019 tarihli ön inceleme celsesinde tarafların ticari defterleri üzerinde inceleme yapılmasına, tarafların inceleme gün ve saatinde ticari defterlerini incelemeye esas olmak üzere HMK 222 gereği sunmasına, bu süre içerisinde gereği yerine getirilmediği takdirde bu delile dayanmaktan vazgeçmiş sayılacağının taraflara ihtarına karar verilmiştir.
Tüm dosya kapsamı, toplanan deliller, davacı tarafın ticari defterleri ve aldırılan bilirkişi raporundan davacının ticari defterlerinin sahibi lehine delil vasfında olduğu, davalının ticari defterlerinin lehine delil niteliği taşımadığı ve tutarlılık ölçütünü karşılamadığı, taraflar arasında ticari ilişki olduğu, dava konusu alacağın fatura bedellerinden kaynaklandığı, davalı tarafça 1.400,00 TL bedelli faturanın ödendiğine dair hesap dökümü sunulduğu görülmüştür. görülmüştür.
TTK’nın 21. Maddesine göre “Ticari işletmesi bağlamında bir mal satmış, üretmiş, bir iş görmüş veya bir menfaat sağlamış olan tacirden, diğer taraf, kendisine bir fatura verilmesini ve bedeli ödenmiş ise bunun da faturada gösterilmesini isteyebilir. Bir fatura alan kişi aldığı tarihten itibaren sekiz gün içinde, faturanın içeriği hakkında bir itirazda bulunmamışsa bu içeriği kabul etmiş sayılır. “
Öte yandan huzurdaki uyuşmazlığın çözümlenebilmesi için itirazın iptali dava türünün iyice anlaşılması gerekir. İtirazın iptali davası, müddeabihi takip konusu yapılmış ve borçlunun itiraz ettiği alacak üzerine açılan bir eda davasıdır. Madde metninde de açıkça belirtildiği üzere, takip alacaklısı tarafından ödeme emrine süresi içinde itiraz etmiş olan takip borçlusuna karşı, genel mahkemede açılır ve genel hükümlere göre görülür. Alacaklı bu davada genel hükümler çerçevesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava etmektedir.
İtirazın iptali davası, itirazın hükümden düşürülmesi ana başlığı altında düzenlendiğinden, takip hukuku içinde ve takip talebiyle sıkı sıkıya bağlantılı olarak ele alınması gereken, sonucuyla takibin devamına etkili bir dava türü olup, takip talepnamesinde dayanılan borç ve borcun sebebi ile bağlılık asıldır.
Bu davada, ispat yükü kural olarak davayı açan alacaklıda olup, alacaklı alacağını ispatla yükümlüdür. Genel hükümler çerçevesinde ispat edilecek alacak da yine takip talepnamesine konu olan ve borçlu tarafça itiraza uğrayan alacaktır. Zira, aynı maddede itirazın haksızlığı borçlu açısından, takibin haksız ve kötü niyetli yapılması da alacaklı açısından tazminat müeyyidesine bağlanmıştır.
Yeri gelmişken belirtilmelidir ki, genel hükümlere göre ispat olanağının varlığı, takip talepnamesinde yer alan borç sebebinden ve takip dayanağından uzaklaşmak anlamında düşünülmemelidir. Burada sadece icra hukuk mahkemelerinin dar yetkisi nedeniyle inceleyemediği delillerin genel mahkemede serbestçe ancak, borca bağlı olarak ileri sürülmesi olanağının varlığı söz konusu olmaktadır. (Yargıtay Hukuk Genel Kurulu Tarih: 18.09.2013 Esas: 2013 / 19-142 Karar: 2013 / 1371)
Öte yandan davacının takip talebinde belirttiği alacak dışında bir alacak isteyemeyeceği de açıktır. Hukuk Genel Kurulu’nun 2017/19-919 Es sayılı dosyasında verilen … sayılı kararda da aynı hususa yer verilmiştir. Şöyle ki daire kararında “…Oysa ki; itirazın iptali davaları icra takibine sıkı sıkıya bağlı olduğundan, alacaklının takipte dayandığı belgeler dışında başka belgelere dayanılamayacağı açıktır…. Aksine ödeme emrinde 11.02.2011 tarihli 8.843,63TL tutarında fatura açıklamasına yer verildiğinin somut durumdan anlaşılmasına binaen alacaklı mevcut bu hâlde ilerleyen takibe itirazın iptali davası açmıştır. Bu durumda mahkemece yapılacak iş; takip konusu edilen fatura ile ilgili olarak davacının alacaklı olup olmadığı belirlenerek varılacak sonuca göre bir karar vermekten ibarettir. “
Bu açıklamalar ve içtihatlar ışığında dosya incelendiğinde her ne kadar davacının defterlerinde 6.353,16 TL alacak görünmekte ise de takibin cari hesap alacağına değil, faturaya dayandığı, davacının 12 adet faturaya istinaden takip başlattığı, takip talebinde fatura tarihinden itibaren faiz talep edilmiş ise de huzurdaki davada faize ilişkin herhangi bir talepte bulunmadığı görülmektedir. Böylece mahkememizce yapılacak olan takip talebinde belirtilen faturalar kapsamında inceleme yapmak buna göre değerlendirerek sonuca ulaşmaktır.
Davalı tarafça sunulan banka hesap dökümünden davalı tarafça davacıya 09/01/2018 tarihinde 1.400,00 TL ödeme yapıldığı anlaşılmaktadır. Takip talebinde de aynı 09/01/2018 tarihinde davacı tarafça davalıya 1.400,00 TL bedelli fatura tanzim edildiği anlaşılmaktadır. Davacı tarafça davalıya 1.400,00 TL bedelli fatura tanzim edilmesi, davalı tarafça da aynı gün içerisinde bu fatura bedeli kadar meblağın banka hesabından ödenmiştir. Bu durumda bu bedelin anılan faturaya istinaden yapıldığı iddiası ticari ve sosyal hayatın olağan akışına uygun olup mahkememizde de bu yönde kanaat hasıl oluşmuştur.
Böylece davacının üzerine düşen ispat koşulunu kısmen ifa ettiği anlaşılmış, kendi lehine delil niteliği taşıyan ticari defterlerinde davacının alacağının kayıtlı olduğu görülmüş, davalı tarafça sunulan ticari defterlerin delil niteliği bulunmadığından, davacının defterlerine ve davalının ödemeye yönelik savunmasına ayrı ayrı itibar edilerek davanın kısmen kabulüne dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile; İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün…Es sayılı takibine vaki itirazın;
a. 4.955,00 TL alacak yönünden İPTALİNE; takibin bu alacak yönünden kaldığı yerden DEVAMINA
b. Fazlaya ilişkin istemin REDDİNE,
c. İcra takibinde belirtilen vade farkı yönünden harcı ödenip de açılmış bir dava bulunmadığından KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA
2- Davalının itirazında haksız ve alacağın likit olması nedeniyle hükmedilen bedel üzerinden takdiren %20 üzerinden hesaplanan 991,00 TL icra inkar tazminatının davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
3-Alınması gereken 338,47-TL karar ve ilam harcından, peşin alınan 71,95-TL nin mahsubu ile bakiye kalan 266,52-TL harcın davalıdan alınarak Hazineye irat kaydına,
4-Davacı tarafından dava açılırken yatırıldığı anlaşılan 71,95-TL peşin harç, 44,40-TL başvurma harcı olmak üzere toplam 116,35-TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan 750,00-TL bilirkişi ücreti, 92,20-TL tebligat ve posta masrafı olmak üzere toplam 842,20-TL yargılama giderinden kabul-red oranına göre hesaplanan 656,66-TL nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacı lehine hüküm tarihindeki AAÜT uyarınca hesaplanan 4.080,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Davalı lehine hüküm tarihindeki AAÜT uyarınca hesaplanan 1.400,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
8-6100 sayılı HMK.nun 333. maddesi gereğince peşin alınan ve harcanmayan gider avansının karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
9-Arabuluculuk ücreti olan 1.320,00 TL nin kabul red oranına göre 1.029,20-TL sinin davalıdan, 290,79-TL sinin davacıdan alınarak Hazineye irat kaydına,
İlişkin gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere başka yer mahkemesine verilecek bir dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.23/02/2021

Katip …
E-imzalıdır

Hakim …
E-imzalıdır