Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 21. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/534 E. 2020/555 K. 10.11.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
21. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/534 Esas
KARAR NO : 2020/555
DAVA : İtirazın İptali (Taşıma Sözleşmesi Kaynaklı)
DAVA TARİHİ : 25/09/2019
KARAR TARİHİ : 10/11/2020

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Taşıma Sözleşmesi Kaynaklı) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
A. Tarafların Talepleri
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili tarafından dava dışı … … San. A.Ş. Ye ait duble panel tel emtia, taşıma sırasında oluşabilecek rizikolara karşı Nakliyat Abonman Sözleşmesi ve Emtia Nakliyat Sigorta Poliçesi ile teminat altına alındığını, taşıma konusu tel panel cinsi emtianın sigortalı dava dışı şirket tarafından Hollanda’ da yerleşik … adlı firmaya sattığını, 475 adet tel panel cinsi emtia Türkiye’ den Hollanda’ ya taşınmak üzere 23/03/2018 tarihinde … plakalı tıra yüklendiğini, 13/04/2018 tarihinde nakliye aracının alıcı firmanın Almanya’ daki adresine vardığını, burada yapılan tahliye esnasında yapılan kontrolde emtianın 5 paletinin hasarlı olduğunu tespit ettiklerini, alıcı firma hasarlı emtiaların hasarlı olduğuna ilişkin sigortalı firmaya bildirimde bulunduğunu, hasar ile ilgili müvekkiline hasar bildiriminde bulunduğunu ve müvekkili tarafından eksperlerce hesap edilen 11.740,00- TL bedelin sigortalısına ödendiğini, bahsi geçen taşımaya ilişkin olarak davalı firma tarafından navlun faturası düzenlendiğini, davalının söz konusu taşımanın tamamını taahhüt ederek navlun ücretini bizzat tahsil ettiğini, bu sebeple taşıyan sıfatı ile meydana gelen zarardan sorumlu olduğunu, davalı yanın oluşan hasardan haberdar olduğunu, müvekkili tarafından icra takibi başlatıldığını ancak borçlu firma tarafından itiraz edildiğini, bu nedenlerle icra inkar tazminatına hükmedilmesini ve itirazın iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı şirkete usulüne uygun dava dilekçesinin tebliğ edildiği# davalı vekilince 28/10/2019 tarihli dilekçeyle cevap dilekçesi sunma süresinin uzatılmasını istediği, mahkememizce 31/10/2019 tarihli ara karar davalıya yasal cevap süresine ek iki haftalık süre verildiği ancak davalının bu sürede de cevap dilekçesini sunmadığı anlaşılmıştır.
B.Uyuşmazlık ve Deliller
Davanın itirazın iptali davası olması sebebi ile öncelikle itirazın yapıldığı icra dosyası mahkememiz dosyası arasına alınmış, yapılan incelemede … İcra Müdürlüğü’nün 2019/… esas sayılı dosyası ile mahkememiz dosyasının taraflarının aynı olduğu, dosyamız davacısının alacaklı, dosyamız davalısının borçlu olduğu, dava değerlerinin aynı olduğu, davalı tarafından süresinde ve geçerli bir şekilde itiraz dilekçesi sunulduğu görülmüştür.
Mahkememizce resen görevlendirilen Lojistik, Taşıma ve Sigorta Uzmanı bilirkişi Dr.Öğr. … hazırladığı 07.10.2020 tarihli bilirkişi raporunda özetle; “davacının TTK m.1472 gereği, sigortalısına halef olduğu ve rücuen tazmin talebi ve davası bakımından rücuen tazminat alacaklısı olduğunu, asıl davalının taşıma sürecine akdi olarak girdiğini ve davacı karşısında sorumlu olduğunu, dosyada CMR taşıma senedi bulunmamasına karışın sunulan taşıma faturasının uluslararası taşımada taşıyıcı sıfatını teyit ettiğini, davalıya izafeten husumet yöneltildiğini, TTK m.105 gereği yargılama soncunda verilecek hükmün ancak asıl davalıya karşı icra edilebilir olduğunu, davalının taşıyıcı sıfatı ile ancak doğrudan emtia zararlarından CMR m 23 hükümleri ve devamına göre sorumlu olabileceğini belirlenen zararın 2.200 EURO karşılığı 10.673,52 TL hesaplandığını bu miktarı aşan bedel artış farkı ödemesinin sigortacı ile sigortalısı arasında nispi sözleşme hükmü gereği olduğunu CMR hükümlerine göre taşıyıcıya rücu konusu edilemeyeceğini, davacının takip tarihinden itibaren ticari temerrüt faizi talep edebileceğini” mütalaa etmiştir.
Anılan bilirkişi raporu taraflara tebliğ edilmiş davacı vekili sunduğu 20/10/2020 tarihli itiraz dilekçesinde müvekkili sigorta şirketinin sigortalısına ödediği %10 ilave bedeli davalıdan talep etme hakkı bulunduğunu, ilave bedelin istenemeyeceği yönündeki tespite itiraz ettiklerini, %10 oranındaki bedelin kar kaybı, iş kaybı ve o mal için yapılmış diğer bedel içerisinde bulunduğunu ifade ederek talep gibi kabul kararı verilmesini istemiştir.
Davalı vekili sunduğu 26/10/2020 tarihli itiraz dilekçesinde özetle, aleyhlerine karar verilmesi halinde infazın yabancı şirkete yapılması gerektiğini, bilirkişinin müterafik kusura dair herhangi bir değerlendirme yapmadığını, yüklemenin kim tarafından yapıldığının bilirkişi tarafından tespit edilmediğini, raporun denetime elverişli olmadığını ifade ederek yeni bir bilirkişiden rapor alınmasını talep etmiştir.
C. Delillerin Değerlendirilmesi ve Gerekçe;
Huzurdaki dava sigortacının ikame ettiği rücu temelli itirazın iptali davasıdır. Dava dilekçesi ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde uyuşmazlığın davacı … sigortalısının emtiasında meydana gelen zarar nedeniyle yaptığı ödemeyi davalıda alep hakkı olup olmadığı, davalı şirketin edimlerini sözleşmeye uygun olarak ifa edip etmediği, bu nedenle davacının alacağının bulunup bulunmadığı, icra takibine yapılan itirazın haklı olup olmadığı, icra inkar tazminatlarının şartlarının oluşup oluşmadığı hususlarına ilişkin olduğu anlaşılmaktadır.
Dilekçeler aşaması tamamlanmakla mahkememizin ön inceleme duruşmasında dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiştir. Dava şartlarına ilişkin eksik ve incelenmesi gereken ilk itiraz bulunmadığı anlaşıldıktan sonra tarafların sulh olma imkanı bulunmadığından uyuşmazlık noktaları belirlenip tahkikat aşamasına geçilmiş, deliller toplanıp bilirkişi raporu alınmak suretiyle sonuca gidilmiştir.
TTK’nın 1472. Maddesi’ne göre sigortacı, sigorta tazminatını ödediğinde, hukuken sigortalının yerine geçer. Sigortalının, gerçekleşen zarardan dolayı sorumlulara karşı dava … varsa bu hak, tazmin ettiği bedel kadar, sigortacıya intikal eder. Sorumlulara karşı bir dava veya takip başlatılmışsa, sigortacı, mahkemenin veya diğer tarafın onayı gerekmeksizin, halefiyet kuralı uyarınca, sigortalısına yaptığı ödemeyi ispat ederek, dava veya takibi kaldığı yerden devam ettirebilir. Sigortalı, birinci fıkraya göre sigortacıya geçen haklarını ihlal edici şekilde davranırsa, sigortacıya karşı sorumlu olur. Sigortacı zararı kısmen tazmin etmişse, sigortalı kalan kısımdan dolayı sorumlulara karşı sahip olduğu başvurma hakkını korur.
Kanunun açık metni karşısında sigorta şirketinin sigortalısının tabii olduğu hukuki rejime tabi olacağının kabulü gerekir. Ancak öncelikle halefiyet şartlarının oluşup oluşmadığının araştırılması ve davacının bu davayı açma ehliyetinin bulunup bulunmadığı araştırılmalıdır. Dosyada yapılan inceleme sonucunda davadışı … … San AŞ ile davacı arasında Nakliyat Abonman Sözleşmesi bulunduğu, bu sözleşmeye istinaden … numaralı poliçenin tanzim edildiği, poliçenin 14/02/2018-14/02/219 tarihleri arasında cari olduğu ve sefer başına 10.000.000,00 kuvertür limiti içerdiği anlaşılmaktadır. Dava konusu hasarın 23/03/2018-13/04/2018 tarihleri arasında meydana geldiği anlaşılmaktadır. Yine dosyada bulunan … Bankasına ait dekonttan davacı … şirketince davadışı … … San AŞ’ye 29/11/2018 tarihinde 11.740,00 TL ödendiği anlaşılmaktadır. Böylece dava konusu hasarın poliçe kapsamında kaldığı, davacının da bu hasara istinaden ödeme yaptığı neticeten TTK1472 kapsamında halefiyet şartlarının oluştuğu anlaşılmıştır.
Araştırılması gereken diğer husus davalının bu zarardan sorumlu olup olmadığıdır. Hiç şüphesiz dava dışı … … San AŞ ile davalı şirket arasında taşımacılık sözleşmesi bulunmaktadır. Dosya kapsamından dava dışı şirket tarafından taşıma karşılığında davalı şirkete 2.000,00 EUR ödeme yapıldığı anlaşılmıştır.
Taşınan yük kısmi araç yüküdür. Kısmi araç yükü kamyonu tamamen (tam yük) doldurmayan, sadece kısmen dolduran yüke denir. Uluslararası alanda LTL olarak da geçer; LTL, “Less Than Truckload”‘un kısaltmasıdır ve “Eksik Kamyon Yükü” anlamına gelir. Tarafların kusur oranlarının belirlenmesinde CMR konvansiyonunun 17. Maddesi yol gösterici olacaktır. Konvansiyonun 17. Maddesinin ilk üç fıkrası aynen “Taşımacı, yükü teslim aldığı andan, teslim edinceye kadar, bunların kısmen veya tamamen kaybından ve doğacak hasardan sorumludur. Eğer kayıp, hasar veya gecikme istek sahibinin hatası veya ihmalinden, taşımacının hatasından değil de, istek sahibinin verdiği talimattan, yüke has bir kusurdan yahut da taşımacının önlenmesine olanak bulunmayan durumlardan ileri gelmiş ise, taşımacı sorumlu tutulamaz. Taşımacı taşımayı yapmak için kullandığı kusurlu taşıtları, bu taşıtı kiraladığı kişinin veya vekilinin yahut çalışanlarının hata ve veya ihmallerinden dolayı sorumludur.” şeklindedir.
Davalı hasarsız olarak teslim aldığı yükü hasarlı olarak teslim etmekle CMR Konvansiyonunun 17. Maddesi kapamında sorumlu olacaktır. Öte yandan davalı tarafça cevap dilekçesi sunulmamakla kusurun 17/2 gereği hasarın dava dışı sigortalı şirketin hatası veya ihmalinden, taşımacının hatasından değil de, istek sahibinin verdiği talimattan, yüke has bir kusurdan yahut da taşımacının önlenmesine olanak bulunmayan durumlardan ileri geldiğini de kanıtlayamamıştır.
Her ne kadar davalı tarafça bilirkişi raporuna kusur yönünden itiraz edilmiş ise de yapılan itirazların; sigortalıya izafe edilecek bir kusurdan bahsetmediği, genel geçer ibarelerden oluştuğu, somut herhangi bir vakıadan bahsedilmediği, soyut beyanlardan ibaret olduğu anlaşılmakla reddine karar verilmiştir.
Son olarak davacı tarafça istenen %10 oranındaki ilave bedel talebidir. Davacı tarafça sigortalısına ödenen bedelin davacı sigortacı ile dava dışı sigortalı arasında akdedilen Nakliyat Abonman Sözleşmesi’nin 2. Maddesine dayandığı anlaşılmaktadır. Gerçekten de ilgili maddede sigortalının %10 kar marjı isteyebileceği ifade edilmiştir. Ancak unutulmamalıdır ki huzurdaki dava sigortacı ile sigortalı arasında sözleşmeden kaynaklanan bir dava değil; sigortacının ikame ettiği TTK 1472 temelli bir davadır. Dolayısı ile sigortacı sigortalısının hukuki rejimine tabi olacak ve onun ispat şartlarını yerine getirmekle yükümlenecektir. Kısacası huzurdaki dava, dava dışı … … San AŞ ile davalı arasında görülüyormuş gibi çözümlenecektir. Sigortalı kendi sigorta şirketinden sözleşme gereği herhangi bir ispat koşuluna tabi olmaksızın kar marjı isteyebilir. Ancak sigortalı, taşımacıdan kar mahrumiyeti isteyebilmek için zararını ispatlamalıdır.
Nitekim davacı da huzurdaki davada dava dışı sigortalısının ilave bedele hak kazandığını ispat yükü altındadır. Ne var ki sunulan delillerden böyle bir zarara ulaşılamadığından ilave bedele dair talebin reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile
A. … İcra Müdürlüğü’nün 2019/… Es sayılı takibine vaki itirazın 10.672,52 TL asıl alacak yönünden İPTALİNE; takibin bu alacak yönünden kaldığı yerden DEVAMINA, Fazlaya İlişkin İstemin REDDİNE
B. Alacak likit ve itiraz haksız olduğundan kabul edilen alacak üzerinden %20 oranında hesaplanan 2134,4 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
2-Alınması gereken 729,03-TL harçtan peşin alınan 141,79-TL harcın mahsubu ile bakiye 587,24-TL harcın davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
3-Davacı tarafından dava açılırken yatırıldığı anlaşılan 186,19 TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan 600,00 TL bilirkişi ücreti, 81,70 TL tebligat ve posta masrafı olmak üzere toplam 681,70 TL yargılama giderinden kabul-red oranına göre hesaplanan 619,71 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6100 sayılı HMK.nun 326/2 maddesi gereğince bakiye yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Davacı lehine hüküm tarihindeki A.A.Ü.T. Uyarınca hesaplanan 3.400,00-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davalı lehine hüküm tarihindeki A.A.Ü.T. Uyarınca hesaplanan 1.067,48 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
7-Kullanılmayan gider avansının hükmün kesinleşmesi halinde ödeyen tarafa iadesine,
8- Dava açılmadan evvel sonradan haksız çıkan taraftan alınmak üzere suç üstü ödeneğinden ödenen 1.320,00- TL arabuluculuk ücretinin kabul red oranına göre 120,03- TL sinin davacıdan 1.199,97- TL sinin davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
Dair, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 10/11/2020

Katip …
e-imzalıdır.

Hakim …
e-imzalıdır.