Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 21. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/518 E. 2020/60 K. 29.01.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
21. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/553 Esas
KARAR NO : 2020/31 Karar

DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 26/09/2019
KARAR TARİHİ : 16/01/2020

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Sigorta Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacı ile davalı … şirketi arasında 18/11/2015 ve 30/06/2016 tarihlerinde uzun süreli işsizlik sigortası poliçesinin olduğunu, davacının çalıştığı… tarafından iş sözleşmesinin 12/04/2019 tarihinde haksız fesih yoluyla tazminatlı olarak feshedildiğini, kendisine kıdem ve ihbar tazminatı ödendiğini, davacının SGK’dan işsizlik maaşı alma hakkını kazandığı ve işsizlik maaşını aldığını, işsizlik sigorta sözleşmesi uyarınca davalı borçluya 18/04/2019 tarihinde başvuru yapıldığı, davacının talebinin 19/04/2019 tarihinde davalı şirket tarafından “davacının durumunun sigorta kapsamı dışında olduğu” iddiasıyla reddedildiğini, davalı borçluya Büyükçekmece …Noterliğinin 03/05/2015 tarih, … yevmiye nolu ihtarnamesi ile de durumun ihbar edildiğini, sonuç alınamaması üzerine takip tarihi itibarı ile hak edilen Nisan 2019 ayına ait 4.000,00-TL ve Mayıs 2019 ayına ait 6.666,67-TL bedelli işsizlik sigorta alacağı miktarı üzerinden davaya konu icra takibinin başlatıldığını, müvekkilinin… şubesinde şube müdürü olarak görev yaptığı esnada 13/02/2019 tarihinde şube içinde silahlı saldırıya uğradığını, müvekkilinin sağ bacağından yaralandığını, yaklaşık 45 gün tedavisinin sürdüğünü, bu süre zarfında müvekkilinin psikolojik destek aldığını, müvekkiline izinde olduğu dönemde mevcut çalıştığı şubesinin kapanacağı bilgisinin bildirildiğini, 01/04/2019 tarihinde müvekkili çalıştığı bankanın yetkilileriyle yaptığı görüşmede kendisine yetkinliğine uygun olmayacak şekilde başka bir şubede işine devam edeceği belirtildiğini, ancak yeni görevlendirmede müvekkilinin daha önceki şubesinde mevcut olan kobi-bireysel bankacılık olarak tabir edilen yani tam hizmet şubesi müşterilerinin devir olanmasına karşın kendisine sadece bireysel bankacılık şube müdürlüğü teklifi yapıldığını, müvekkiline teklif edilen şube mevcut bir şubenin içinde ayrı bir şubenin açılarak müvekkilinin oranın müdürü olması şeklinde olduğunu, müvekkilinin bu duruma karşı olduğunu belirttiğini ve benzer pozisyonda görevlendirme talebini tekrar etmesine karşılık ilgili banka iş sözleşmesini tek taraflı olarak feshettiğini, ilgili bankanın müvekklinin iş sözleşmesini haksız fesih yoluyla tazminatlı olarak feshettiğini, müvekkili kıdem ve ihbar tazminatlarını aldığını, davalı şirketin tazmin talebini reddetme gerekçesinin hukuka ve sözleşmeye aykırı olduğunu, müvekkillerinin davalı şirkete 18/04/2019 tarihinde sigorta poliçelerine istinaden işsizlik tazminatı talebinde bulunduğunu, müvekkilinin çalıştığı banka tayin şeklinde bir atama yerine mevcutta var olan ve halihazırda müdürü bulunan Mecidiyeköy şubesi lokali içinde sanal bir şube oluşturulduğunu ve şube içindeki şubeye müdür şeklinde tenzili rütbe-görev alanı organizasyonel yapı-ile görevlendirildiğini, bankanın …şubeyi kapatma kararının ardından müvekkili atayacak boş bir şube bulamadığını, müvekkili doğrudan işten çıkartmak yerine muhtemelen müvekilinin görevi başında iken banka ile bir müşterinin yaşadığı ihtilaf yüzünden şube lokalinde müvekkilin kurşunlanması konunun hem vicdanı hem de medya boyutunun olması nedeniyle bu şekilde zorlama bir teklif yaptığını, bu nedenlerle davalı tarafın İstanbul… İcra Müdürlüğünün …Esas sayılı dosyasına vaki itirazının 10.666,67-TL asıl alacak yönünden iptaline, takibin takip talebinde yazılı koşullar ile bu miktar için devamına, itirazın haksız ve kötü niyetli alacaklarının da likit olduğundan bu miktar üzerinden %20 icra inkar tazminatı ödemeye mahkum edilmesini, icra takibi tarihinden itibaren en yüksek ticari faiz işletilmesine karar verilerek, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya yüklenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı tarafından cevap dilekçesi sunulmamış, tarihi belirtilmeyen cevap süresinin uzatılması talebinde aynı dilekçede görev yönünden davanın usulden reddine karar verilmesi talep edilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; taraflar arasındaki işsizlik sigorta sözleşmesinden kaynaklı alacak istemine dayanan itirazın iptaline ilişkindir.
HMK.nun 1. Maddesine göre, göreve ilişkin kurallar kamu düzeninde olup, aynı yasanın 114/1-c bendi uyarınca dava şartı olan bu husus, HMK.nun 115/1 maddesi gereğince mahkemece davanın her aşamasında kendiliğinden araştırılır.
HMK’ nın 138. Maddesine göre mahkeme, öncelikle dava şartları ve ilk itirazlar hakkında dosya üzerinden karar verir; gerektiği takdirde kararını vermeden önce, bu konuda tarafları ön inceleme duruşmasında dinleyebilir. Mahkememizce taraflar 16/01/2020 tarihli duruşmaya davet edilmiş, davacı ve davalı vekilinin bu husustaki beyanları alınmıştır.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4. maddesinde mutlak ticari davalar belirtildikten sonra her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları nispi ticari davalar olarak sayılmış ve 5. maddesinde de “Aksine hüküm bulunmadıkça, dava olunan şeyin değerine veya tutarına bakılmaksızın asliye ticaret mahkemesi tüm ticari davalar ile ticari nitelikteki çekişmesiz yargı işlerine bakmakla görevlidir” hükmü getirilerek görev hususunun kapsamı düzenlenmiştir. Buna göre bir davada Asliye Ticaret Mahkemesinin görevli olabilmesi için mezkur kanunun 4. maddesinde sayılan mutlak bir ticari dava olması veya her iki taraf tacir olup uyuşmazlığın da her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili bir husustan doğması gerekmektedir.
6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun’un amaç başlıklı 1. maddesinde, “Bu Kanun’un amacı; kamu yararına uygun olarak tüketicinin sağlık ve güvenliği ile ekonomik çıkarlarının koruyucu, zararlarını tazmin edici, çevresel tehlikelerden korunmasını sağlayıcı, tüketiciyi aydınlatıcı ve bilinçlendirici önlemleri almak, tüketicilerin kendilerinin korucuyu girişimlerini özendirmek ve bu konulardaki politikaların oluşturulmasında gönüllü örgütlenmelerini teşvik etmeye ilişkin hususları düzenlemektir. Tanım başlıklı 3. maddesinin (1) sağlayıcı; Kamu tüzel kişileri de dahil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla tüketiciye hizmet sunan ya da hizmet sunanın adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiyi, (k) Tüketici; Ticari-veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişiyi, (1) Tüketici işlemi; Mal veya hizmet piyasalarında Kamu tüzel kişileri de dahil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzer sözleşmeler de dahil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemi.” düzenlemeleri bulunmaktadır.
Somut olayda davacı taraf, davalı ile aralarında işsizlik sigortasına ilişkin sözleşme akdedildiğini, bu sözleşmeye göre işsiz kalması nedeni ile davalı tarafından ödenmesi gereken sigorta sözleşmesi bedelinin kendisine ödenmediği gerekçesi ile başlattığı icra takibine davalı tarafından yapılan itirazın iptalini talep ve dava etmiştir. Dosya kapsamında davacının tacir olduğuna ya da ticari bir iş veya işlem yaptıklarına dair delil veya emare bulunmamaktadır. Uyuşmazlık taraflarından birinin tacir olmadığı ve 6502 Sayılı yasa kapsamında kalan sigorta sözleşmesinden kaynaklanmaktadır. Bu davada görevli mahkeme Tüketici Mahkemesidir. Nitekim Yargıtay 11. Hukuk Dairesi mahkememiz dosyası ile aynı uyuşmazlığa ilişkin inceleme yaptığı 10/05/2018 tarih 2016/10966 E. 2018/3453 K. Sayılı kararında yerel mahkemece( İzmir …Tüketici Mahkemesi) verilen hükmün esasına girerek usul ve yasaya uygun kararın onanmasına karar vermiş ve davalı tarafından görevli mahkemenin Ticaret Mahkemesi olduğuna ilişkin itirazı dikkate almamıştır. Yine aynı dairenin 19/02/2018 tarih 2016/15067 E. 2018/1172 Karar sayılı kararında da Tüketici Mahkemesi tarafından verilen kararın esasına girilerek değerlendirme yapılmıştır. Bu durumda, mahkememiz dava konusunda uyuşmazlığa bakma konusunda görevli olmayıp, uyuşmazlığa bakma görevi Tüketici Mahkemesine aittir. Görev hususu kamu düzenine ilişkin olup, taraflarca ileri sürülmesi dahi yargılamanın her aşamasında kendiliğinden dikkate alınması gerektiğinden mahkememizce göreve ilişkin dava şartı yokluğundan davanın usul yönünden reddine ilişkin aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM:
1-Mahkemenin görevine ilişkin dava şartı noksanlığı bulunduğundan Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE, davanın HMK 114/1-c ve 115/2.maddeleri uyarınca görev yönünden USULDEN REDDİNE,
2-Kararın kesinleşmesine müteakip talep halinde dosyanın görevli olan İSTANBUL TÜKETİCİ MAHKEMESİNE GÖNDERİLMESİNE,
3-HMK’nun 331 mad. uyarınca Harç, yargılama gideri ve gider avansının görevli mahkemece değerlendirilmesine, davaya başka bir mahkemede devam edilmediği takdirde talep üzerine harç yargılama gideri ve gider avansı konusunda mahkememizce karar oluşturulmasına,
4-HMK 20.maddesi gereğince; karar tebliğinden itibaren iki haftalık süre içerisinde görevli mahkemeye gönderilmesi talebinde bulunulmaması halinde davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğinin ihtaratına,

Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.16/01/2020

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır