Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 21. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/515 E. 2020/179 K. 12.03.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
21. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/155
KARAR NO : 2020/146

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 10/09/2019
KARAR TARİHİ : 27/02/2020

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde; ilamsız icra takibi sırasında ödenen 69,34 TL peşin harcın Harçlar Kanunu’nun 29/III hükmüne istinaden iş bu dava nedeniyle ödenmesi gereken peşin harçtan mahsubunu, davacı otel ile davalı şirketin, 28.04.2019 tarihinde davacı otel nezdinde gerçekleşecek müzayede etkinliğine ilişkin olarak 03.04.2019 tarihli otel etkinlik kontratını akdettiğini, buna göre sözleşme konusu organizasyon planlanan gün ve saatte sözleşmeye uygun olarak geçekleştiğini ve giderek davacı otel tarafından davalı şirket adına … numaralı ve 13.868,80 TL’lik e-fatura düzenlenerek düzenlenen ticari e-fatura, davalı şirkete Kanun’da belirtilen yöntem ile tebliğ edildiğinde davalı şirket tarafından herhangi bir itiraza uğramadığını, davalı şirket tarafından herhangi bir itiraza uğramayan e-fatura bedelinin ödenmemesi üzerine, davacı otel … 1. Noterliği’nin … tarihli ve … yevmiye numaralı ihtarnamesini keşide ettiğini ve fatura bedelinin ödenmesini talep ettiğini, davalı şirket ile vaki tüm yazılı/sözlü iletişime rağmen bedelin ödenmemesi üzerine, … 18. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyası ile ilamsız icra takibine girişildiğini, davalı şirket itirazı ile takibi durdurduğunu, bunun üzerine davacı otelin, 7155 sayılı Kanun’un 20. Maddesi ile 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’na eklenen 5/A maddesi kapsamında, dava şartı olarak arabuluculuğa başvurduğunu ve müracaat neticesinde davacı otel ve davalı şirketin anlaşmaya varamadığını, davalı şirketin kabulündeki borca ilişkin herhangi bir ödeme yapmaması ve takibe vaki itirazı üzerine, evvela arabuluculuğa başvurulduğunu ve giderek davalı şirketin anlaşmama doğrultusundaki iradesi kapsamında iş bu davanın açılması zorunluluğunun doğduğunu, davalı şirketin ilamsız icra takibine vaki itirazında haksız ve alacağın likit olduğunun kabulü ile davalı şirket aleyhine % 20’den az olmamak üzere, icra inkâr tazminatına hükmedilmesi gerektiğini, zira davalının dürüstlük kurallarına, ve hakkın kötüye kullanması yasağına aykırılık teşkil eden davranışlarının hukuk düzeni tarafından korunmaması gerektiğini, sonuç olarak açıklanan nedenlerle ve fazlaya ilişkin hakları saklı kalması kaydıyla; … 18. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyasının celbini, itirazın iptali ile takibin devamını, asıl alacağın %20’sinden az olmamak üzere tespit ve takdir olunacak icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesini, davanın kabulünü ve yargılama masrafların ile vekâlet ücretinin davalıdan tahsiline karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; karşı tarafın dava dilekçesinde sunduğunu iddia ettiği delillerin taraflarına tebliğ edilmediğini, HMK 121 gereği savunma haklarının kısıtlandığını, müvekkilinin … 18. İcra Müdürlüğü … Esas sayılı icra dosyasına istinaden borcunun bulunmadığını, davacının icra inkâr tazminatı isteminin hukuka aykırı olduğunu, Sözleşmenin 2. Sayfasının 8. Paragrafında servis ücretlerinin davet günündeki otelin belirleyeceği fiyatlar üzerinden hesaplanarak fatura edileceğini, bu hususta otel tarafından tutulan kayıt ve belgeler ile fiyatlandırmanın HUMK madde 287 anlamında bir delil niteliğinde olacağının düzenlendiğini, ancak bu hükmün kabulünün mümkün olmadığını, sonuç olarak açıklanan nedenlerle; müvekkilinin davacı yana borcu bulunmadığından haksız davanın reddini, takipte haksız ve kötü niyetli olan davacının İcra ve İflas Kanunu md. 67/2 uyarınca %20’den aşağı olmamak üzere tazminata mahkum edilmesini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; davacı tarafından davalı hakkında başlatılan icra takibine yapılan itirazın İİK.m67 ve devamı maddeleri uyarınca iptaline karar verilmesi istemine ilişkindir.
… 18. İcra Müdürlüğü’ nün … E. Sayılı dosyası celp edilmiş ve incelenmesinde; alacaklısı … A.Ş. Tarafından, borçlu … A.Ş. aleyhine 13.068,80 TL asıl alacak üzerinden belirtilen tutara takip tarihi olan 21.06.2019 tarihinden itibaren %18 oranında akdi faiz işletilmek kaydıyla tahsili talebi ile icra takibi başlatıldığı, takip öncesi işlemiş faiz talebinin bulunmadığı, yasal süresinde borçlu vekilinin borca ve ferilerine itiraz ettiği, itiraz sonucu icra takibinin durduğu, mahkememiz nezdinde görülen davanın İİK.m67 uyarınca 1 yıllık hak düşürücü süre içinde açıldığı anlışılmıştır.
Tarafların uyuşmazlık konusu dönemi kapsar BA/BS kayıtlarının celbi için … Vergi Dairesi ve Büyük Mükellefler Vergi Dairesi’ne müzekkere yazılmış ve anılan kayıtları dosyamız arasına alınmıştır.
Taraf delilleri toplanmış ve davacı, fatura ve ticari defter deliline dayanmış olmakla, taraflar arasında ticari ilişki olup olmadığı, alacak olup olmadığının tespiti açısından taraf defterlerinin incelenmesine karar verilmiş olup, davalı taraf ön inceleme duruşmasında hazır olduğu halde belirlenen inceleme gününde defter ibrazında bulunmamış, defterlerini ibraz etmemesine ilişkin haklı veya geçerli bir mazeret de ileri sürmemiş ve defter ibrazından kaçınmıştır.
Mahkememizce görevlendirilen mali müşavir bilirkişi … marifetiyle hazırlanan 20/01/2020 tarihli bilirkişi raporunda özetle; “…Taraflar arasında hizmet ticari hizmet alış-veriş ilişkisinin Özel Etkinlik Kontratı ile başlayarak davacı tarafça yapılan hizmet karşılığında davalı şirkete 30.04.2019 tarihinde 13.868,80 TL’lik … no.lu fatura düzenlediğini ve bu fatura bedelinin davalı tarafça ödenmediğinin mevcut dosyadaki belgelerden anlaşıldığını, davalı tarafça bu faturaların ödendiğini gösteren herhangi bir somut delillerin olmadığını, tarafların bağlı bulundukları vergi dairelerinden yazı ekinde dosyaya gelen BA/BS Bildirim Formlarında her iki tarafça alacağa konu olan faturanın bildirildiğinin görüldüğünü ve bununla taraflar arasında faturalaşmanın gerçek olduğunu, davacı taraf ticari defter incelemeleri neticesinde 2019 yılına ait ticari defterlerin tasdiklerinin ve davalı şirkete kesilen fatura kayıtlarının 6102 sayılı TTK’mm 64. Maddesi ve 213 sayılı VUK’nun 219, 224, 225 maddelerindeki hükümlerine göre usulüne uygun olarak işlendiğini, buna rağmen davalı şirketçe ödeme yapılmadığı ve davacının icra takibindeki alacak tutarı ile câri hesap bakiye alacağının örtüştüğünü, davacının ticari defterlerine göre davacının takip tarihi itibariyle davalıdan 13.868,80-TL alacaklı göründüğü anlaşılmıştır.” şeklinde mütalaa verilmiştir.
Ticari davalarda, ticari defterler ile sözleşme ilişkisinin veya alacak miktarının ispatı mümkündür. Ticari defterler kesin delillerdendir ancak sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması ve defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir.
Davalı rapora karşı itirazlarında; sözleşmede toplam organizasyon bedelinin 1.357 Euro olduğu, sözleşme bedelinin yabancı para üzerinden belirlendiği, Türk Lirası karşılığı takip başlatılamayacağı, yine icra takibinde talep edilen rakamı ve alacağı kabul etmediğini, bunun davacı tarafından ispat edilmesi gerektiği iddiasında bulunmuş ise de 6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunu’ nun 98. Maddesi uyarınca alacağın Türk Lirası üzerinden talep edilmesi yönünden, sözleşmenin 2. Sayfasının “Garanti Edilen Kesin Konuk Sayısı” başlıklı kısmında “…davet günü gelen misafirlerin kontratta belirtilenler dışında ekstra yemek ve benzeri servislerin ücretleri davet günüdeki Otelin belirleyeceği fiyat üzerinden faturalandırılacığı… ” belirtildiğinden ve davalı yanca kendisine gönderilen fatura içeriğine de itiraz edilmediği, buna ilişkin bir iddiada bulunulmadığı, aksine fatura içeriğinin vergi dairesine bildirildiği, iade faturası düzenlendiği veya başkaca bir yazılı belge de dosyamıza ibraz edilmediğinden bu yöndeki iddialarına da itibar edilmemiştir.
Tensip zaptı uyarınca dosyamıza kazandırılan davacı ve davalı BA/BS kayıtlarının incelenmesinde, bilirkişi raporunda da değinildiği üzere davacı ve davalının kayıtlarının birbirini doğruladığı ve davacı tarafından davalıya düzenlenen faturaların davalı tarafından ticari defterlerine işlenerek vergi dairesine beyan edildiği belirlenmiştir.
“…Davacı tarafın ticari defter ve kayıtların alacağın varlığı hususunda tek başına ispata yeterli değil ise de; davalının bağlı bulunduğu … Vergi Dairesinin cevabi yazısına göre, takibe konu faturanın davalı tarafça beyan edildiği dikkate alındığında bu husus teslime karine teşkil ettiğinden aksi yöndeki iddiayı ispat yükü davalı taraftadır. Davalı taraf, ticari defterlerini ibraz etmemiş, keza istinafa konu iddiası yönünden yargılama aşamasında taraflar arasında süre gelen ticari ilişkideki fatura örneklerini yahut ödeme belgelerini de ibraz etmemiştir. Dosyada mevcut SMM bilirkişi raporunda, salt davacı tarafın ticari defterleri incelenmiş olup takip tarihi itibariyle davacının alacak iddiası yerinde görülmekle davalı vekilinin istinaf isteminin HMK’nın 353-1-b-1 maddesi gereğince reddine karar vermek gerekmiştir…” (İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’ nin 30.01.2020 tarih 2017/3832 E., 2020/227 Karar sayılı kararı)
Davacının dosyaya ibraz ettiği mail yazışmalarında, davalı taraf sözleşme ilişkisini ve hizmetin verildiği ilişkisini inkar etmeden 16/05/2019 tarihli mailde ” milinizi muhasebe ve finans departmanlarına iletim. Haftaya ödeme yapılacağını belirttiler…” açıklamasında bulunmuştur.
Tüm dosya kapsamına göre, davacı tarafından hizmetin verilmesine rağmen, davaya konu fatura ödemesinin davalı tarafından yapılmadığı, sözleşmenin 3. Sayfasında süresinde yapılmayan ödemeler için aylık %1,5(yıllık %18) faiz kararlaştırılmış olduğu anlaşılmakla davanın kabulüne karar verilmiş, ayrıca İİK 67 maddesi uyarınca itirazın iptali davasında alacaklı-davacı yararına icra inkar tazminatına hükmedilebilmesi için borçlunun itirazında haksız ve alacağın da likit olması, borçlu-davalı yararına kötü niyet tazminatına hükmedilebilmesi için alacaklının takibe geçmede haksız ve kötü niyetli olması zorunludur. Alacağın likit ve hesaplanabilir olması, davalı/borçlunun itirazlarında haksız olduğunun anlaşılması karşısında hüküm altına alınan asıl alacak ve işlemiş faiz miktarı toplamının %20’si oranında İİK 67/2 maddesi uyarınca icra inkar tazminatına karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının davasının KABULÜ ile … 18. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasına davalı tarafından yapılan itirazın iptali ile takibin takip talebindeki şartlar ile devamına,
2-Alacağın %20 si nispetinde hesaplanan 2.773,76-TL icra inkar tazminatının davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
3-Davalının kötü niyet tazminatı talebinin reddine,
4-Alınması gereken 947,37-TL harçtan peşin alınan 167,51-TL harcın mahsubu ile bakiye 779,86-TL harcın davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
5-Davacı tarafça yapılan 44,40-TL başvuru harcı, 167,51-TL peşin harç, 800-TL bilirkişi ücreti, tebligat ve posta masrafından oluşan 41,70-TL olmak üzere toplam 1.053,61-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Yürürlükte bulunan A.A.Ü.T.’ne göre 3.400,00-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Kullanılmayan gider avansının hükmün kesinleşmesi halinde ödeyen tarafa iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İstinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar usulen okudu, anlatıldı.27/02/2020

Katip …
¸

Hakim …
¸