Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 21. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/510 E. 2019/35 K. 02.10.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
21. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/510 Esas
KARAR NO : 2019/35

DAVA : Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 24/09/2019
KARAR TARİHİ : 02/10/2019

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkil firmanın davalı yana hiçbir borcu bulunmadığını aksine müvekkilinin davalıdan alacaklı olduğunu, dava taraflarının muhasebecileri arasında yapılan cari hesap mutabakatının incelenmesi ile net bir şekilde anlaşılacağını, müvekkilinin dava konusu çeki davalı yana vermediğini, ayrıca alacaklı olarn tarafından alacğaını alamadan borçluya 369.500,00 TL gibi büyük meblağlı bir çek vermesinin hayatın olağan akışınada aykırı olduğunu, davalı yanın … 21. Asliye Ticaret Mahkemesi’ne tedbiren ödenmeyen çeki iade etmek ve mahkemeye başvurması gerekirken çeke ilişkin kambiyo senetlerine chaciz yolu ile icra takibi başlatması davalı yanın kötü niyetini gözler önüne serdiğini, … Bankası … Şubesi Keşide yeri: …, tarih: 12/09/2019 olan, miktarı: 369.500,00 TL olan seri nosu: … olan tedbiren ödenmeyen zayi çekin davalı tarafından … 37. İcra Müdürlüğü’nün .. E. sayılı dosya ile takibe konulduğunu, müvekkil firmanın kaybolan çekinin arkasında müvekkil firma yetkilisinin cirosu bulunduğunu, hiçbir hak ve alacağa dayalı olmayan çekin bedelini davalı yana ödemesi durumunda ödemiş olduğu bedelleri geri almasının söz konusu olmadığını, müvekkil firma tarafından tedbir kararının arabuluculuk sistemi kapsamında arabulucular tarafından verilmesi kanunen söz konusu olmadığını ve müvekkil firmanın geri dönülemeyecek zararlara uğramaması için arabuluculuk dosyasının sonuçlanmadan davanın Mahkememizde açılması zorunluluk hasıl ettiğini, müvekkil firma tarafından arabuluculuk sistemine başvuru yapacağını, bunun için süre verilmesini, ivedilikle teminatsız veya teminatlı olarak tedbiren … 37. İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı icra dosyasının tedbiren durdurulmasını, davanın kabulünü, … 37. İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı icra takibinin iptalini, davalı yanın kötü niyet tazminatına mahkum edilmesini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yüklenilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Dava; Davacı aleyhine başlatılan … 37. İcra Müdürlüğü’nün … E. Sayılı dosyasının tedbiren durdurulması ve dava sonunda iptali ile davacının davalıya herhangi bir borcunun bulunmadığının tespiti istemine ilişkin menfi tespit davasıdır.
Tüm dosya kapsamı bir bütün olarak değerlendirildiğinde;
1.1.2019 tarihinde yürürlüğe giren ve 3/1/2011 tarihli ve 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 5 inci maddesinden sonra gelmek üzere eklenen maddeye göre :
MADDE 5/A- (1) Bu Kanunun 4 üncü maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır.
6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanununun 3 üncü maddesinin birinci fıkrasına eklenen cümle ile
“Dava şartı olarak arabuluculuk
MADDE 18/A- (1) İlgili kanunlarda arabulucuya başvurulmuş olması dava şartı olarak kabul edilmiş ise arabuluculuk sürecine aşağıdaki hükümler uygulanır.
(2) Davacı, arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağın aslını veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğini dava dilekçesine eklemek zorundadır. Bu zorunluluğa uyulmaması hâlinde mahkemece davacıya, son tutanağın bir haftalık kesin süre içinde mahkemeye sunulması gerektiği, aksi takdirde davanın usulden reddedileceği ihtarını içeren davetiye gönderilir. İhtarın gereği yerine getirilmez ise dava dilekçesi karşı tarafa tebliğe çıkarılmaksızın davanın usulden reddine karar verilir. Arabulucuya başvurulmadan dava açıldığının anlaşılması hâlinde herhangi bir işlem yapılmaksızın davanın, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilir.
Her ne kadar davacı vekili menfi tespit davalarında arabuluculuk başvurusunun dava şartı olmadığını ifade ederek davanın esasına girilmesini talep etmiş ise de menfi tespit davalarının gerek taraflar arasındaki hukuki sonucun niteliği, gerek zorunlu arabuluculuk yasasının ve gerekse TTK’nun 5.maddesinde arabuluculuğa ilişkin yapılan düzenlemenin hedefi şekil ve öz açısından bir arada düşünüldüğünde, ticari davalarda menfi tespit davalarının da zorunlu arabuluculuk kapsamında olduğunun kabulü sonuç ve kanısına varılmıştır. Nitekim İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 19. Hukuk Dairesi’nin 2019/1734 Es sayılı dosyasında “… TTK nun 5/A maddesindeki düzenleme ile talep sonucuna değil dava konusuna açıkça vurgu yapılarak dava konusunun bir miktar paranın ödenmesi olması şartı aranmış olduğu, menfi tespit davalarının esas itibariyle bir miktar paranın ödemesine ilişkin olmaları da dikkate alındığında dava şartı arabuluculuk kapsamında kaldığının kabulü gerekir. Aksinin kabulü halinde hem kanun koyucunun amacına aykırı yorum yapılmış olacak hem de uygulamada büyük bir kargaşa yaşanacağından mahkemece taraflar arasındaki davanın zorunlu dava şartı arabuluculuk kapsamında kabul edilerek dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilmesi usul ve yasaya uygun bulunmuştur.” denilmekle belirttiğimiz doğrultuda içtihat oluşturulmuştur. Aynı doğrultuda Samsun Bölge adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi’nin 2019/1044 es sayılı dosyasında da “… ticari davalarda menfi tespit davalarının da zorunlu arabuluculuk kapsamında olduğunun kabulü sonuç ve kanısına varılmıştır.” denilmekle aynı husus vurgulanmıştır.
Dava dilekçesinin incelenmesi neticesinde; davanın 7155 sayılı Kanunun 26. Maddesinde belirtilen yürürlük tarihi olan 01.01.2019 tarihinden sonra açıldığı, davanın tazminat davası olduğundan zorunlu arabuluculuk durumunun söz konusu olduğu ve davacının arabuluculuğa başvurmadan doğrudan dava açtığı anlaşılmakla 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanununun m.18/A-f.2 hükmü gereğince davanın dava şartı yokluğu nedeni ile usulden reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle ve dosya içeriğine göre;
1-7155 sayılı Kanunun 20.maddesi ile 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununa eklenen 5/A maddesi ve 7155 sayılı Kanunun 23.maddesi ile 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanununa eklenen 18/A-2.maddesi uyarınca Arabulucuya başvurulmadan dava açılmış olması karşısında, davanın TTK’nun 5/A., 6325 sayılı Kanunun 18/A-2., HMK’nun 114/2 ve 115/2.maddeleri uyarınca dava şartı yokluğu nedeniyle usulden REDDİNE,
2-Alınması gereken 44,40 TL ret harcından peşin alınan 6.310,14 TL harcın mahsubu ile arta kalan 6.265,75 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya İADESİNE,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde BIRAKILMASINA,
4-Davacı tarafından yatırılan gider avansının arta kalan kısmının karar kesinleştiğinde davacıya İADESİNE,
Dair; tarafların yokluğunda HMK’nun 341/1 vd. maddeleri uyarınca gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere başka yer mahkemesine istinaf dilekçesi sunulmak suretiyle, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda TENSİBEN oy birliği ile karar verildi. 07/10/2019

Başkan …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Katip …
¸e-imzalıdır

“Bu belge 5070 Sayılı Kanun hükümlerince elektronik imza ile imzalanmıştır.”