Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 21. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/493 E. 2019/80 K. 22.10.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
21. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/493
KARAR NO : 2019/80

DAVA : Menfi Tespit (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 24/09/2019
KARAR TARİHİ : 22/10/2019

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı tarafından müvekkilİ şirketler aleyhine 29/09/2018 keşide tarihli 18.000,00TL meblağlı çekin karşılığının ödenmediği gerekçesi ile İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile icra takibine geçildiğini, müvekkili şirketlerin çeşitli sebeplerle itiraz etmediğini veya edemediğini haklarındaki takibin kesinleştiğini, borçlarının bulunmadığını, anılan çek üzerindeki hiçbir yazı ve imzanın müvekkillerine ait olmadığını, yapılacak bir bilirkişi incelemesi ile yazı ve imzaların müvekkillerinin el ürünü olmadığının görüleceğini, bu çeklerin adres olarak belirtilen şirket merkezinden çalınmak suretiyle elde edildiğini, müvekkillerinin ne kendilerinden sonraki cirosu bulunan şirketi, ne de ondan devralmış görünen alacaklı şirketi tanımadığını, aralarında alacak-verecek doğuracak bir ticari münasebetin bulunmandığını, çeklerin mahalden bilinmeyen bir zamanda çalındığını, çalınma eyleminin tüm kocanın alınması şeklinde değil aradan birkaç nüsha çekilerek alınması gibi yapıldığını bu yüzden müvekkillerinin haberi olmadığını, bu durumdan icra dosyası tebligatları ellerine ulaştığından haberdar olduklarını bu nedenle suç duyurusunda da bulunma imkanlarının olmadığını, çeklerin çalındığında boş halde olduğunu, eylemi yapanların muhtemelen yine bir süre fark edilmemesi için şirketlerin kaşelerini çalmadığını ancak kaşe örneklerini de alarak kaşe oluşturup ve kullandıklarını, bilinmeyen bir kişiye imzalatılması ile de çeklerin piyasaya sürüldüğünü, ve bu sebeple müvekkilerinde alacaklı şirket kadar bu olayın mağduru olduğunu, takiplerinde kesinleşmiş olduğundan haciz ihtimali ile de karşı karşıya olduklarını, müvekkili şirketlerin İstanbul… İcra Müdürlüğünün… Esas sayılı dosyasına borçlu bulunmadıklarının tespitine, gösterilecek teminat mukabilinde icra dosyasınca yapılan tahsilatın davalıya ödenmesinin durdurulması için tedbir kararı verilmesini, karşı tarafın takip meblağınını %20’si tutarında tazminata mahkumiyetine, yargılama gideri ve ücreti vekaletin karşı tarafa yükletilmesini talep ve dava etmiştir.
Tüm dosya kapsamı bir bütün olarak değerlendirildiğinde;
01/01/2019 tarihinde yürürlüğe giren ve 03/01/2011 tarihli ve 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 5 inci maddesinden sonra gelmek üzere eklenen maddeye göre; ” MADDE 5/A- (1) Bu Kanunun 4 üncü maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır.
6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanununun 3. maddesinin birinci fıkrasına eklenen cümle ile “Dava şartı olarak arabuluculuk”
MADDE 18/A- (1) İlgili Kanunlarda arabulucuya başvurulmuş olması dava şartı olarak kabul edilmiş ise arabuluculuk sürecine aşağıdaki hükümler uygulanır.
(2) Davacı, arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağın aslını veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğini dava dilekçesine eklemek zorundadır. Bu zorunluluğa uyulmaması hâlinde mahkemece davacıya, son tutanağın bir haftalık kesin süre içinde mahkemeye sunulması gerektiği, aksi takdirde davanın usulden reddedileceği ihtarını içeren davetiye gönderilir. İhtarın gereği yerine getirilmez ise dava dilekçesi karşı tarafa tebliğe çıkarılmaksızın davanın usulden reddine karar verilir. Arabulucuya başvurulmadan dava açıldığının anlaşılması hâlinde herhangi bir işlem yapılmaksızın davanın, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilir.” hükümlerinin cari olduğu tespit edilmiştir.
TTK nun 3.kitabında düzenlenen kıymetli evrakla (TTK madde 645-849) ilgili ticari davalar mutlak ticari dava niteliğindedir. Bu davalar tacir olup olmadıklarına ve uyuşmazlığın ticari işletme ile ilgili olup olmadığına bakılmaksızın ticari dava olarak kabul edilir. Kıymetli evrakla ilgili ticari davaların niteliği gereği, taraflar dava konusu hak üzerinde çoğunlukla serbestçe tasarruf edebilmektedirler. Dava arabuluculuğa elverişli olmakla beraber dava şartı arabuluculuk kapsamında kalabilmesi için uyuşmazlık konusunun para alacağının ödenmesine ilişkin olması ve talep sonucunun tazminat veya alacağa ilişkin olması ya da her ikisini birlikte içermesi gerekir. Çek ve bono ile ilgili ticari davalar ise çoğunlukla menfi tespit talepli olarak ortaya çıkmaktadır. Her ne kadar davacı eldeki menfi tespit davasında zorunlu dava şartı arabuluculuk kapsamında kalmadığını ileri sürmüş ise de, TTK nun 5/A maddesindeki düzenleme ile talep sonucuna değil dava konusuna açıkça vurgu yapılarak dava konusunun bir miktar paranın ödenmesi olması şartı aranmış olduğu, menfi tespit davalarının esas itibariyle bir miktar paranın ödemesine ilişkin olmaları da dikkate alındığında dava şartı arabuluculuk kapsamında kaldığının kabulü gerekir. Aksinin kabulü halinde hem kanun koyucunun amacına aykırı yorum yapılmış olacak hem de uygulamada büyük bir kargaşa yaşanacağından mahkemece taraflar arasındaki davanın zorunlu dava şartı arabuluculuk kapsamında kabul edilerek dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilmesi usul ve yasaya uygun bulunmuştur.”. (İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 19. H.D.nin 28/06/2019 tarih 2019/1734 E. Ve 2019/1521 K.) Aynı doğrultuda Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi’nin 2019/1044 Esas sayılı kararında da “… ticari davalarda menfi tespit davalarının da zorunlu arabuluculuk kapsamında olduğunun kabulü sonuç ve kanısına varılmıştır.” denilmekle aynı husus vurgulanmıştır.
Somut olayda davacı tarafından dava konusu kambiyo senedi nedeni ile borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ettiği ve dava açmadan önce arabulucuya başvurmadığı anlaşılmaktadır. Mahkememizce davacı yana arabuluculuk başvurusuna ilişkin son tutanağın aslını bir haftalık kesin süre içerisinde içerisinde mahkememize sunması aksi halde davanın usulden reddedileceği 04/10/2019 tarihli muhtıra içeriği ile ihtar edilmiştir. Buna karşın davacılar vekili 10/10/2019 tarihli dilekçesi ile arabuluculuğa başvurmamış olduklarını bildirmiştir.
Yukarıdaki açıklamalar doğrultusunda; davanın 7155 sayılı Kanunun 26. Maddesinde belirtilen yürürlük tarihi olan 01.01.2019 tarihinden sonra açıldığı, zorunlu arabuluculuk durumunun söz konusu olduğu ve davacının arabuluculuğa başvurmadan doğrudan dava açtığı anlaşılmakla 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanununun m.18/A-f.2 hükmü gereğince davanın dava şartı yokluğu nedeni ile usulden reddine karar vermek gerekmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-7155 Sayılı Kanunun 20’nci maddesi ile 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’na eklenen 5/A maddesi ve 7155 Sayılı Kanunun 23’üncü maddesi ile 6325 Sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’na eklenen 18/A-2 maddesi uyarınca arabulucuya başvurulmadan dava açılmış olması karşısında, davanın Türk Ticaret Kanunu’nun 5/A, 6325 sayılı Kanunun 18/A-2, Hukuk Mahkemeleri Kanunu’nun 114/2 ve 115/2 maddeleri uyarınca DAVA ŞARTI YOKLUĞU NEDENİ İLE USULDEN REDDİNE,
2-Alınması gereken 44,40-TL ret harcından peşin alınan 307,40-TL harcın mahsubu ile artan 263,00-TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya İADESİNE,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde BIRAKILMASINA,
4-Kullanılmayarak artan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Dair; tarafların yokluğunda HMK’nın 341/1 vd. maddeleri uyarınca gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere başka yer mahkemesine istinaf dilekçesi sunulmak suretiyle, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere dosya üzerinden yapılan inceleme sonucu karar verildi.22/10/2019

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır