Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 21. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/486 E. 2020/308 K. 10.07.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
21. AS
ESAS NO : 2019/486 Esas
KARAR NO : 2020/308

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 24/09/2019
KARAR TARİHİ : 10/07/2020
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
A. Tarafların Talepleri
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Dava konusu alacağın müvekkili ile davalı borçlu arasındaki cari hesap ilişkisinden kaynaklandığını, alacağının tahsili amacıyla İstanbul … İcra Müdürlüğünün …Esas sayılı ilamsız takip başlatıldığını, davalı borçlunun borçlu olmadığını iddia ederek borca itiraz ettiğini, arabuluculuğa başvuruda bulunduklarını ancak anlaşma sağlanamadığını, davalı borçlu aleyhine %20 sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerektiğini, davalının haksız hukuka aykırı ve kötü niyetli olarak itiraz ettiğini, bu nedenlerle itirazın iptali ile takibin vekalet ücreti faiz ve tüm ferileri ile birlikte devamını talep ve dava etmiştir.
Davalı şirkete usulüne uygun dava dilekçesinin tebliğ edildiği yasal süre içerisinde cevap dilekçesi sunulmadığı anlaşılmaktadır.
B. Toplanan Deliller
Davanın itirazın iptali davası olması sebebi ile öncelikle itirazın yapıldığı icra dosyası mahkememiz dosyası arasına alınmış, yapılan incelemede İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyası ile mahkememiz dosyasının taraflarının aynı olduğu, dosyamız davacısının alacaklı, dosyamız davalısının borçlu olduğu, dava değerlerinin aynı olduğu, davalı vekili tarafından süresinde ve geçerli bir şekilde itiraz dilekçeleri sunulduğu görülmüştür.
Tarafların BA/BS formları ilgili vergi dairelerinden istenmiş, yazılan müzekkerelere … Beyoğlu Vergi Dairesi Müdürlüğü ve İstanbul … Vergi Dairesi Müdürlüğü’nce cevap verilmiş, verilen cevaplara ek olarak tarafların BA BS formları gönderilmiştir.
Mahkememizce resen görevlendirilen mali müşavir bilirkişi… marifetiyle hazırlanan 16.03.2020 tarihli bilirkişi raporunda özetle; “Davacının tutması gereken defterleri elektronik ortamda tuttuğunu, defterlerin beratlarının alınmış olduğunu, defterlerin VUK ve TTK daki yükümlülüklere uygun olarak tutulduğundan sahibi lehine delil teşkil etme niteliğine haiz olduğunu, Ayrıca envanter defterlerinin de usulüne uygun olarak tutulduğundan HMK 222 gereği delil niteliğine haiz olduğunu, davacının yasal defterleri kayıtlarına göre 21.02.2019 takip tarihli asıl alacağının 14.653,55 TL olduğunu, davalı tarafın inceleme için defter ve belgeleri ibraz etmediğini, takip tarihinden öncesi işlemiş faiz tahakkukunun mümkün olmadığını, takip miktarının 15.232,87 TL olduğunu 579,32 TL fazlalığın işlemiş faiz talebinden kaynaklandığını, davacı asıl alacağı doğrultusunda kısa vadeli avans kredilerine uygulanan faiz oranları üzerinden basit usulde temerrüt faizinin uygun olacağını, tespit edilen miktarın tarafların BA BS formlarında da yer aldığını, bir kısmının ise beyan bildirim sınırının altında kalması nedeniyle bu formlarda yer almadığını ” mütalaa etmiştir.
C. Delillerin Değerlendirilmesi ve Gerekçe;
Huzurdaki dava itirazın iptali davasıdır. Dava dilekçesi ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde uyuşmazlığın davacı ile davalı arasında ticari ilişki bulunup bulunmadığı, davacı tarafın davalı taraftan bu aralarındaki ilişki nedeni ile alacaklı olup olmadığı, davacı taraf alacaklı ise bu alacağın miktarının ne olduğu, alacağın takip tarihi itibari ile likit olup olmadığı, icra inkar tazminatı şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği hususlarında toplandığı anlaşılmaktadır.
Yapılan yargılama, toplanan deliller, davacının dilekçe ve beyanları ile duruşma esnasındaki sözlü açıklamaları, davalının gerek icra dairesine sunduğu itiraz dilekçesi hep birlikte değerlendirildiğinde, taraflar arasındaki ticari ilişkinin varlığına dair bir ihtilaf bulunmadığı anlaşılmaktadır. Davalı itiraz dilekçesinde ilişkinin bulunmadığına dair bir savunma ileri sürmemekte, itiraz dilekçesinin sunulduğu gün itibariyle hukuken korunacak bir alacağın bulunmadığına dair itirazda bulunmaktadır.
TTK’nın 18. maddesinde tacir olmanın hükümleri arasında sayılan yükümlülüklerin biri de bu Kanun hükümleri uyarınca gerekli ticari defterleri tutmaktır. Defter tutma yükümlülüğü Kanunun 64. maddesinde ayrıca düzenlenerek her tacirin, ticari defterleri tutmak ve defterlerinde ticari işlemleriyle ticari işletmesinin iktisadi ve mali durumunu, borç ve alacak ilişkilerini ve her hesap dönemi içinde elde edilen neticeleri, bu kanuna göre açıkça görülebilir bir şekilde ortaya koymak zorunda olduğu belirtilmiştir.
Her iki tarafında tacir olması nedeni ile 20/12/2019 tarihli celsede tarafların ticari defterleri üzerinde inceleme yapılmasına, hazır bulunmayan davalıya ticari defter inceleme gün ve saatinde ticari defterlerini incelemeye esas olmak üzere HMK 222 gereği sunmak üzere iki haftalık kesin süre verilmesine, bu süre içerisinde gereği yerine getirilmediği takdirde bu delile dayanmaktan vazgeçmiş sayılacağının davalıya İHTARINA, ihtar yerine geçmek üzere iş bu duruşma tutanağının tebliğine karar verilmiş ve ilgili duruşma tutanağı davalı taraf tebliğ edilmiştir.
Davalı tarafa ara karar tebliğ edilmesine rağmen verilen süre içerisinde davalı tarafça karar gereği yerine getirilmediği gibi herhangi bir beyanda da bulunulmamıştır. Kendisine ihtar yapılmasına rağmen davalı tarafça ticari defterler sunulmamıştır. Hazırlanan 16/03/2020 tarihli bilirkişi raporundan ve dosya kapsamından taraflar arasındaki ticari ilişkinin varlığı konusunda herhangi bir ihtilaf bulunmadığı, davacının ticari defterlerinin açılışlarının usulüne uygun yapıldığı, davacının cari hesap alacağına ilişkin faturaların muhasebe programında muhasebe kayıtlarında yer aldığı, ticari defterlere göre takip tarihi itibari ile davacının davalıdan 14.653,55 TL TL alacaklı olduğu, davacı ve davalı tarafların BA BS formlarının birbirleri ile uyumlu olduğu, davacının takip tarihinden önce davalıyı temerrüde düşürecek bir işlem yapmadığı, bu nedenle takip öncesi faize hak kazanmadığı anlaşılmaktadır.
Her ne kadar anılan bilirkişi raporu yalnızca davacı tarafa ait ticari defterler üzerinden yapılmış ise de, davalı tarafa ihtar yapılıp süre verilmesine rağmen ticari defterlerinin incelenmesi için gerekli iş ve işlemleri yapmadığı, tarafların BA/BS formlarının uyumlu olduğu, davacının davalıdan alacaklı olduğu, davalının bu borcu ödediğine dair herhangi bir savunmasının bulunmadığı, davalı tarafça herhangi bir ödeme belgesinin sunulmadığı anlaşılmakla mevcut delillerden yeterli kanaat oluşmuş, davanın basit yargılamaya tabii olması, basit yargılama usulünde sözlü yargılama aşamasının bulunmaması, davalı tarafça hiçbir duruşmaya iştirak edilmemesi, verilen sürelere riayet edilmemesi nedeniyle araştırılacak ve incelenecek başka bir husus kalmadığından tahkikata son verilerek aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile
A. İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün… Es sayılı takibine vaki itirazın;
a. 14.653,55 TL alacak yönünden İPTALİNE; takibin bu alacak yönünden kaldığı yerden DEVAMINA
b. 579,32 TL’lik kısım yönünden takip öncesi davalı tarafın temerrüde düşürüldüğüne dair bir bildirimin dosyada bulunmaması nedeni ile REDDİNE,
c. Alacağın likit ve itirazın haksız olması nedeniyle takdiren %20 üzerinden hesaplanan 2.930,71 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Alınması gereken 1.000-TL harçtan peşin alınan 174,09-TL harcın mahsubu ile bakiye 826,89-TL harcın davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
4-Davacı tarafça yapılan 44,40-TL başvuru harcı, 174,09-TL peşin harç, 750-TL bilirkişi ücreti, tebligat ve posta masrafından oluşan 126,70-TL olmak üzere toplam 2.050,79-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Yürürlükte bulunan A.A.Ü.T.’ne göre 3.400,00-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Kullanılmayan gider avansının hükmün kesinleşmesi halinde ödeyen tarafa iadesine,
İlişkin, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere başka yer mahkemesine verilecek bir dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 10/07/2020

Katip … ¸

Hakim … ¸