Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 21. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/483 E. 2019/81 K. 22.10.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
21. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/483
KARAR NO : 2019/81

DAVA : Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 23/09/2019
KARAR TARİHİ : 22/10/2019

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirket yetkilisi ve yönetim kurluu başkanı … vatandaşı olduğunu, ailesinin orada yaşıyor olması nedeni ile sık sık Azerbaycan’a gidip gelmek zoruna kaldığını, müvekkili şirketin kurulduğu andan itibaren davalı …’ın müvekkili şirkette müdür konumunda bulunduğunu, şirket yetkilisinin Azerbaycan’a gitmeden önce kendisinin Edirne’de bulunmadığı dönemler içerisinde müvekkili şirkete ait ani ödemelerin yapılabilmesi için müdür konumundaki davalılardan …’ın talebi üzerine birden fazla çek yaprağının isim, soyisim ve imza bölümlerini doldurduğunu, geri kalan kısımlarını ise boş bir şekilde bırakarak davalı …’a teslim ettiğini, şirket yetkilisinin Edirne’ye döndükten sonra davalılardan Murat’a 30/09/2019 tarihli… A.Ş. 1064- İstanbul/…Şubesi… seri nolu 75.000,00TL bedelli, 30/10/2019 tarihli … A.Ş. 1064- İstanbul/…Şubesi … seri nolu 72.750,00TL bedelli, 30/11/2019 tarihli …Bankası A.Ş… şubesi … seri numaları 75.000,00TL bedelli çek yapraklarının akıbetini ve kimlere keşide ettiğini sorduğunda davalılardan … kayıp çek yapraklarına ilişkin herhangi bir açıklama yapmadığını yada yapmaktan kaçındığını, müvekkilinin davalılardan Murat ile yaptığı görüşmelerde çekleri davalı şirkete keşide ettiğini, çekler karşılığında davalı şirketten geri alarak müvekkile iade edeceğini belirtmesine karşı çeklerden sadece 30/12/2019 tarihli … A.Ş. … Şub. …seri numaralı 75.000,00TL bedelli çek yaprağını geri vereceğini taahhüt ettiğini, davalı …’ın müvekkilin iyi niyetinden faydalanarak çekleri kendisine bırakmasını sağladığını, çekleri haksız şekilde keşide ederek müvekkilini zarara uğrattığını, müvekkilinin güvenini kötüye kullanması nedenleri ile davalı ve diğer davalı … hakkında … CBS’nin … sayılı soruşturma dosyası ile suç duyurusunda bulunulduğunu, 30/09/2019 tarihli…A.Ş. …- İstanbul/… Şubesi … seri nolu 75.000,00TL bedelli, 30/10/2019 tarihli … A.Ş. …- İstanbul…Şubesi … seri nolu 72.750,00TL bedelli, 30/11/2019 tarihli … A.Ş … şubesi … seri numaları 75.000,00TL bedelli çeklerin tahsili amacıyla muhatap bankalara ibrazı halinde müvekkilinin borçlu bulunmadığı bir bedeli ödeme durumu söz konusu olacağını ve davalı şirket iflas aşamasında olduğundan müvekkili ve yanında çalıştırdığı 200 işçisinin mağdur olacağını, telafisi imkansız bir zarara uğrayacağını, bu nedenle bedelsiz olan iş bu çekler nedeni ile müvekkili şirketin borçlu olmadığının tespiti ile çeklerin müvekkili şirkete iadesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Tüm dosya kapsamı bir bütün olarak değerlendirildiğinde;
01/01/2019 tarihinde yürürlüğe giren ve 03/01/2011 tarihli ve 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 5 inci maddesinden sonra gelmek üzere eklenen maddeye göre; ” MADDE 5/A- (1) Bu Kanunun 4 üncü maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır.
6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanununun 3. maddesinin birinci fıkrasına eklenen cümle ile “Dava şartı olarak arabuluculuk”
MADDE 18/A- (1) İlgili Kanunlarda arabulucuya başvurulmuş olması dava şartı olarak kabul edilmiş ise arabuluculuk sürecine aşağıdaki hükümler uygulanır.
(2) Davacı, arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağın aslını veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğini dava dilekçesine eklemek zorundadır. Bu zorunluluğa uyulmaması hâlinde mahkemece davacıya, son tutanağın bir haftalık kesin süre içinde mahkemeye sunulması gerektiği, aksi takdirde davanın usulden reddedileceği ihtarını içeren davetiye gönderilir. İhtarın gereği yerine getirilmez ise dava dilekçesi karşı tarafa tebliğe çıkarılmaksızın davanın usulden reddine karar verilir. Arabulucuya başvurulmadan dava açıldığının anlaşılması hâlinde herhangi bir işlem yapılmaksızın davanın, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilir.” hükümlerinin cari olduğu tespit edilmiştir.
TTK nun 3.kitabında düzenlenen kıymetli evrakla (TTK madde 645-849) ilgili ticari davalar mutlak ticari dava niteliğindedir. Bu davalar tacir olup olmadıklarına ve uyuşmazlığın ticari işletme ile ilgili olup olmadığına bakılmaksızın ticari dava olarak kabul edilir. Kıymetli evrakla ilgili ticari davaların niteliği gereği, taraflar dava konusu hak üzerinde çoğunlukla serbestçe tasarruf edebilmektedirler. Dava arabuluculuğa elverişli olmakla beraber dava şartı arabuluculuk kapsamında kalabilmesi için uyuşmazlık konusunun para alacağının ödenmesine ilişkin olması ve talep sonucunun tazminat veya alacağa ilişkin olması ya da her ikisini birlikte içermesi gerekir. Çek ve bono ile ilgili ticari davalar ise çoğunlukla menfi tespit talepli olarak ortaya çıkmaktadır. Her ne kadar davacı eldeki menfi tespit davasında zorunlu dava şartı arabuluculuk kapsamında kalmadığını ileri sürmüş ise de, TTK nun 5/A maddesindeki düzenleme ile talep sonucuna değil dava konusuna açıkça vurgu yapılarak dava konusunun bir miktar paranın ödenmesi olması şartı aranmış olduğu, menfi tespit davalarının esas itibariyle bir miktar paranın ödemesine ilişkin olmaları da dikkate alındığında dava şartı arabuluculuk kapsamında kaldığının kabulü gerekir. Aksinin kabulü halinde hem kanun koyucunun amacına aykırı yorum yapılmış olacak hem de uygulamada büyük bir kargaşa yaşanacağından mahkemece taraflar arasındaki davanın zorunlu dava şartı arabuluculuk kapsamında kabul edilerek dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilmesi usul ve yasaya uygun bulunmuştur.”. (İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 19. H.D.nin 28/06/2019 tarih 2019/1734 E. Ve 2019/1521 K.) Aynı doğrultuda Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi’nin 2019/1044 Esas sayılı kararında da “… ticari davalarda menfi tespit davalarının da zorunlu arabuluculuk kapsamında olduğunun kabulü sonuç ve kanısına varılmıştır.” denilmekle aynı husus vurgulanmıştır.
Somut olayda davacı tarafından dava konusu kambiyo senedi nedeni ile borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ettiği ve dava açmadan önce arabulucuya başvurmadığı anlaşılmaktadır. Mahkememizce davacı yana arabuluculuk başvurusuna ilişkin son tutanağın aslını bir haftalık kesin süre içerisinde içerisinde mahkememize sunması aksi halde davanın usulden reddedileceği 04/10/2019 tarihli muhtıra içeriği ile ihtar edilmiştir. Buna karşın davacı vekili 10/10/2019 tarihli dilekçesi ile arabuluculuğa başvurmamış olduklarını bildirmiştir.
Yukarıdaki açıklamalar doğrultusunda; davanın 7155 sayılı Kanunun 26. Maddesinde belirtilen yürürlük tarihi olan 01.01.2019 tarihinden sonra açıldığı, zorunlu arabuluculuk durumunun söz konusu olduğu ve davacının arabuluculuğa başvurmadan doğrudan dava açtığı anlaşılmakla 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanununun m.18/A-f.2 hükmü gereğince davanın dava şartı yokluğu nedeni ile usulden reddine karar vermek gerekmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-7155 Sayılı Kanunun 20’nci maddesi ile 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’na eklenen 5/A maddesi ve 7155 Sayılı Kanunun 23’üncü maddesi ile 6325 Sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’na eklenen 18/A-2 maddesi uyarınca arabulucuya başvurulmadan dava açılmış olması karşısında, davanın Türk Ticaret Kanunu’nun 5/A, 6325 sayılı Kanunun 18/A-2, Hukuk Mahkemeleri Kanunu’nun 114/2 ve 115/2 maddeleri uyarınca DAVA ŞARTI YOKLUĞU NEDENİ İLE USULDEN REDDİNE,
2-Alınması gereken 44,40-TL ret harcından peşin alınan 3.804,02-TL harcın mahsubu ile artan 3.759,62-TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya İADESİNE,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde BIRAKILMASINA,
4-Kullanılmayarak artan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Dair; tarafların yokluğunda HMK’nın 341/1 vd. maddeleri uyarınca gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere başka yer mahkemesine istinaf dilekçesi sunulmak suretiyle, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda tensiben karar verildi. 22/10/2019

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır