Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 21. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/477 E. 2022/41 K. 24.01.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
21. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/477 Esas
KARAR NO : 2022/41
DAVA : Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 23/09/2019
KARAR TARİHİ : 24/01/2022

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin 23/09/2019 tarihli dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirket ile dvalı şirket arasında 01/02/2017 tarihinde 6331 sayılı İş Sağlığı Güvenliği Kanunu kapsamında iş güvenliği uzmanı ve iş yeri hekim hizmeti almak amacıyla … Hizmet Alım Sözleşmesi imzalandığını, davalı tarafından … Noterliği vasıtasıyla müvekkili firmaya ihtarname gönderildiğini ve bu ihtarnameyle 01/02/2017 tarihinde imzalamış oldukları hizmet sözleşmesini davalı tarafın tek taraflı olarak feshettiğini, müvekkili ile davalı arasında 01/02/2017 tarihinde imzalanan … Hizmet Sözleşmesinin konusunun iş yeri tehlike sınıfına göre 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu ve alt mevzuatında yer alan iş sağlığı ve güvenliği önlemlerinin iş yerinde alınmasına ilişkin sözleşmenin 4. Maddesi b fıkrasında belirtildiği gibi işverene danışmanlık hizmetinin verilmesi olduğunu, iş yerinde görevlendirilen personelerin 6331 sayılı iş sağılığı ve güvenliği kanunu ve iş güvenliği uzmanları görev ve sorumluluklarına ilişkin halihazırda yürürlükte olan yönetmeliklerde belirtildiğini, aralarındaki sözleşmenin kapsamında davalı şirketin özel ticari şirketlerle iş yerinde sosyal sorumluluk adı altında yapmış olduğu değerlendirmelerin müvekkili şirketi değerlendirme yetkisi bulunmadığını, iş yerinde görevlendirdikleri personellerin 6331 sayılı kanun ve ilgili mevzuat kapsamında ödev ve yükümlülükleri yerine getirip getirmediği hususunun tespiti ve denetiminin aile çalışma ve sosyal hizmetler bakanlığında olduğunu, …in yaptığı değerlendirmenin müvekkili şirketi bağlamadığını, davalı ile 01/02/2017 tarihinde imzalanan sözleşmenin 9. Maddesine yer alan sözleşmenin feshi başlıklı bölümde fesih usullerini nasıl olacağının açıkça belirtildiğini, davalı tarafından hem sözleşmenin feshi için bir neden bulunmadan hem de sözleşmede tanımlanan şekilde fesih usullerine uyulmadan sözleşmenin feshedildiğini, bu sebeple sözleşmenin 9. Maddesinin c fıkrasına istinaden fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla bir yıllık fatura bedeli olan 27.120,00 TL tutarın müvekkili şirkete talep tarihinden itibaren 10 gün içerisinde ödenmesi gerektiğini, bu hususta davalıya 05/02/2019 tarihinde ihtarname gönderdiklerini belirterek müvekkili şirketin erken fesih nedeniyle davalının … Noterliğinin 05/02/2019 tarih ve … yevmiye nolu ihtar tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faizi ile birlikte 27.120,00 TL’yi müvekkiline ödenmesini yargılama harç ve masrafları ile vekalet ücretinin davalı tarafça ödenmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekilinin 06/11/2019 tarihli cevap dilekçesinde özetle; dava şartı olan arabulucuk yoluna başvuru ve tarafların usulüne uygun bir şeklide arabuluculuk görüşmesine davet yöntemi izlenmediğinden davanın usulden reddi gerektiğini, davanın usulden reddine karar verilmemesi halinde ise müvekkili şirketin arabuluculuk görüşmesine katılmamasında bir kusuru olmadığını ve kusurun arabulucudan kaynaklanmış olması nedeniyle müvekkili şirket lehine arabuluculuk masraf ve yargılama giderlerine hükmedilmemesi gerektiğini, arabulucunun müvekkili şirketi telefonla hiç aramadığını ve önceden usulüne uygun bir davet yazısı göndermediğinden arabuluculuk görüşmelerine katılmasının mümkün olmadığını, açılan davanın kabul edilebilir olmadığını, müvekkili şirket ile davacı arasında 01/02/2017 tarihinde 6331 sayılı iş sağlığı ve güvenliği kanunu kapsamında iş güvenliği uzmanı ve iş yeri hekim hizmeti almak amacıyla … hizmeti alım sözleşmesi imzalandığını, davacının sözleşme gereğince vermesi gereken … hizmeti yükümlülüğünün gerektiği gibi yerine getirmemesi sonucu müvekkili şirketin fason iş yaptığı bayner şirketinin yapmış olduğu denetimler ve 10/10/2017 de grup sosyal uygunluk denetimi raporu sonucunda toplam puanı 76,18 ve derecesi B+ iken 13/11/2018 yılında yapılan grup sosyal uygunluk denetimi sonucunda müvekkili şirketin toplam puanının 63,75 ve derecesinin de B’ye düştüğünü, grup sosyal uygunluk denetim puanı düşmesi sonucunda müvekkili şirketin itibarının sarsıldığını, ve … ile aralarındaki fason iş ilişkisinin çok ciddi kayıplar oluşturduğunu ve adeta bitme noktasına geldiğini bu nedenle davacı tarafın sözleşme gereği göstermesi gereken özeni göstermemesi ve yükümlülüklerini yerine getirmemesi nedeniyle müvekkili şirketin haklı olarak ihtarname ile sözleşmeyi tek tarafları olarak feshettiğini belirterek, dava şartı olan arabuluculuk yoluna başvuru ve tarafların usulüne uygun bir şekilde arabuluculuk görüşmesine davet yöntemi izlenmediği için davanın usulden reddini, haksız ve hukuki dayanaktan yoksun davanın reddi ile haksız ve kötü niyetli takip nedeniyle %20’den az olmamak üzere müvekkili şirket lehine kötü niyet tazminatına hükmedilmesini, yargılama giderleri ve ücreti vekaletin davacı tarafa yükletilmesini, davanın reddine karar verilmemesi halinde ise müvekkilinin arabuluculuk görüşmesine katılmamasında bir kusuru olmadığı ve kusurun arabulucudan kaynaklanmış olması nedeniyle davalı lehine arabuluculuk görüşmesine katılmamasında bir kusuru olmadığı ve kusurun arabulucudan kaynaklanmış olması nedeniyle davalı lehine arabuluculuk masraf ve yargılama giderlerine hükmedilmemesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER:
-Nitelikli hesap uzmanı Doç. Dr. … tarafından hazırlanan 10/04/2020 tarihli bilirkişi raporu,
-Elektrik – Elektronik Yüksek Mühendisi B sınıfı İş Güvenliği Uzmanı … tarafından hazırlanan 31/01/2021 tarihli bilirkişi kök raporu ile 11/04/2021 tarihli bilirkişi ek raporu,
-Tıp Doktoru, İş Sağlığı ve Güvenliği Uzmanı Dr. … tarafından hazırlanan 19/08/2021 tarihli bilirkişi raporu,
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Yapılan yargılama, toplanılan deliller ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; Dava, sözleşmenin erken feshinden kaynaklı tazminat talebine ilişkindir.
Taraflar arasındaki sözleşmenin 01/02/2017 imza ve yürürlük tarihli olduğu, 10/10/2017 tarihli denetim raporunun kapsadığı dönem içerisinde de davacı şirketin 8 aylık bir çalışmasının bulunduğu, 13/11/2018 tarihli denetim raporundan sonra da davalı şirketin 24/01/2019 günü sözleşmeyi tek taraflı feshedinceye kadar sözleşmeyi devam ettirdiği ve 24/01/2019 günü sözleşmeyi sonlandırdığı anlaşılmaktadır.
Dosya kapsamındaki belgeler incelendiğinde,13/11/2018 tarihli denetim raporu ile 10/10/2017 tarihli denetim raporunun oluşturulmasına dayanak denetimin aynı kapsamda olmadığı anlaşılmaktadır.
Davacı vekilinin 29/06/2020 tarihli talep arttırım dilekçesi sunduğu görülmüştür.
Mahkememizce resen görevlendirilen bilirkişi Tıp Doktoru, İş Sağlığı ve Güvenliği Uzmanı Dr. … tarafından hazırlanan 19/08/2021 tarihli bilirkişi raporunda özetle; “…Taraflar arasında akdedilen sözleşmenin “Sözleşmenin Feshi” başlıklı 9. maddesinin (b) fıkrasında belirtildiği üzere; Davalı tarafından iddia edildiği gibi, “verilmesi gereken … hizmeti yükümlülüğünün gerektiği gibi yerine getirilmemesi sonucu” sözleşmenin feshedilmesi halinde; fesheden davalının önce “yazılı bildirimde bulunarak sözleşmenin şartlarına uyulması konusunda … ’ye bildirimde bulunup sözleşme şartları yerine getirilmez ise bildirimden 30 gün sonra sözleşmeyi feshetmesi” gerektiği, ancak davalı tarafın böyle davrandığına ve davacının … hizmeti yükümlüğünü sözleşmeye uygun şekilde vermediğini bildirdiğine dair herhangi bir tebligat yazısına dosya içerisinde rastlanılamadığı, dolayısıyla, “davalı tarafın sözleşmenin 9.b maddesine aykırı bir şekilde hareket ettiği”,Sözleşmenin “İŞVERENİN SORUMLULUKLARI” başlıklı 3. maddesine göre; “… ’nin 6331 sayılı Kanun ve ilgili mevzuat kapsamında tespit ettiği eksikliklerin veya önerilerin zamanında yerine getirilmemesi durumunda oluşabilecek tüm hukuki ve cezai durumlardan sorumlu olmadığının taraflar arasında kabul edildiği, bu maddeye göre … ’nin belirttiği eksikliklerin Davalı İşveren tarafından zamanında giderilmemesi ya da önerilerin zamanında yerine getirilmemesi halinde oluşacak zararlardan, örneğin dava dışı … şirketinin düşük puan vermesinden davacı …’nin sorumlu tutulmaması gerekeceği, Taraflar arasında akdedilen sözleşmede “… işbu sözleşme ile hizmetlerini yönetmelik kapsamında danışman sıfatı ile yapar.” ifadesinin yer aldığı, 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu’nun “Teftiş, inceleme, araştırma, müfettişin yetki, yükümlülük ve sorumluluğu” başlıklı 24. maddesinde; “Bu Kanun hükümlerinin uygulanmasının izlenmesi ve teftişi, iş sağlığı ve güvenliği yönünden teftiş yapmaya yetkili Bakanlık iş müfettişlerince yapılır.” denildiği ve “Kontrol ve denetimin usul ve esasları Bakanlıkça düzenlenir.” ifadesine yer verildiği, dolayısıyla davacı … ’nin, davalının işyerinde denetim gerçekleştiren dava dışı … firmasına karşı İş Sağlığı ve Güvenliği İşlemleri / Faaliyetleri yönünden herhangi bir sorumluluğu bulunmadığı, … Grup Sosyal Uygunluk Denetim Raporuna ekli tablolar incelendiğinde; İş Sağlığı ve Güvenliğine yönelik değerlendirmelerin yanı sıra; ücretler, mesai saatleri, izinler ve cezai işlemler gibi İş Sağlığı ve Güvenliği ile ilgisi olmayan kriterlerin de yer aldığı, bu durumda puan düşüklüğünün sadece Davacı …’nin yetersiz hizmetlerine bağlanamayacağı, İş Güvenliği Uzmanları tarafından hazırlanan ve dosyaya sunulan belgeler incelendiğinde; İş Güvenliği faaliyetleri açısından sözleşmenin 30 gün öncesinden düzeltme talebinde bulunulmadan feshedilmesini gerektirecek eksikliklerin olmadığı, Dava dosyasına sunulan tüm belgeler incelendiğinde ve konuya genel olarak bakıldığında; İş Sağlığı ve Güvenliği faaliyetleri açısından sözleşmenin 30 gün öncesinden düzeltme talebinde bulunulmadan feshedilmesini gerektirecek eksikliklerin olmadığı, mevcut eksikliklerin karşılıklı görüşme ve yazılı ihtar ile giderilebilecek olduğu, ancak ihtara rağmen yine de giderilmemesi halinde fesih yoluna gidilebileceği, Sayın Mahkeme tarafından Davacının taleplerinin kabulü halinde; dosyada mevcut evraklara göre, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 26. maddesinde düzenlenen Taleple Bağlılık İlkesi gereği nihai takdir Sayın Mahkemeye ait olmak üzere davacının davalıdan yasal faizi hariç 27.120,00 TL talep edebileceği…” yönünde kanaat bildirilmiş, işbu bilirkişi raporu dosya içeriğine toplanan delillere uygun ve karar vermeye elverişli bulunduğundan, davalının sözleşmeyi haksız bir şekilde erken feshedildiği anlaşıldığından davanın 27.120,00TL üzerinden kabulüne karar verilerek davacının gönderdiği … Noterliği’nin 05/02/2019 tarihli … yevmiye nolu ihtarnamesinin tebliğ tarihi olan 08/02/2019nin temerrüt başlangıç tarihi kabulü ile aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-)Davanın KISMEN KABULÜ ile,
27.120,00TL’nin temerrüt tarihi olan 08/02/2019 tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine,
2-)Alınması gereken 1.852,56TL harçtan peşin alınan 463,15TL harç ile 505,00TL ıslah harcı olmak üzere toplam 968,15TL harcın mahsubu ile bakiye 884,41TL harcın davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
3-)Davacı tarafından dava açılırken yatırıldığı anlaşılan 463,15TL peşin harç, 44,40 TL başvurma harcı ve 505,00 TL ıslah harcı olmak üzere toplam 1.012,55TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-)Davacı tarafından yapılan 2.500,00 TL bilirkişi ücreti, 133,60TL tebligat ve posta masrafı olmak üzere toplam 2.633,60 TL yargılama giderinden kabul-red oranına göre hesaplanan 1.275,04TL nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6100 sayılı HMK.nun 326/2 maddesi gereğince bakiye yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
5-)Arabuluculuk ücreti olan 1.320,00TL nin kabul red oranına göre 687,99 TL’sinin davacıdan, 632,01TL’sinin davalıdan alınarak Hazineye irat kaydına,
6-)Davacı lehine hüküm tarihindeki AAÜT uyarınca hesaplanan 5.100,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-)Davalı lehine hüküm tarihindeki AAÜT uyarınca hesaplanan 5.100,00TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Dair, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 345. maddesi uyarınca gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize sunulacak yahut mahkememize gönderilmek üzere bir başka mahkemeye verilecek bir dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 24/01/2022

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır