Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 21. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/470 E. 2020/352 K. 17.07.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
21. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/544 Esas
KARAR NO : 2020/350

DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 25/09/2019
KARAR TARİHİ : 17/07/2020
YAZILDIĞI TARİH : 14/08/2020
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
A. Tarafların Talepleri
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili ile davalı şirket arasında 27.02.2017 tarihinde iş yeri güvenlik sistemi hizmet sözleşmesi akdedildiğini, müvekkilinin okulu devretmesi sebebi ile sözleşmeye konu aboneliğin iptal ettirildiğini, müvekkillinin abonelik iptalini davalı şirkete bildirmiş olmasına rağmen kredi kartından aylık ücretlerin tahsil edilmeye devam edildiğini, bu doğrultuda Kasım 2017 tarihli dilekçe ile kesintilerin iadesini ve kesinti yapılmaması gerektiğinin bildirildiğini, bu talebin dikkate alınmadığını, davalı şirketten iade alınamayan tahsilatlar için İstanbul … İcra Müdürlüğü …Esas sayılı icra takibi başlatıldığını, borçlu şirketin icra takibine ve borca haksız ve kötü niyetli itiraz ettiğini bu nedenlerle, itirazın iptalini ve takibin devamını dava değerinin % 20 sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkili ile 27.02.2017 tarihinde üç adet güvenlik sistemi hizmet sözleşmesi imzalandığını, güvenlik sistemini ve tüm teçhizatı çalışır vaziyette eksiksiz olarak teslim ettiğini, sözleşme uyarınca abonelik bedelleri her ay davacının sözleşmede belirtmiş olduğu kredi kartından tahsil edildiğini, sözleşme uyarınca teslim edilen tüm cihazların hala davacının zilyetliğinde ve kullanımında olduğunu, sözleşme devam ettiğinden tahsil edilen tutarların sözleşmeye uygun olduğunu, herhangi bir şekilde sözleşmenin feshi yönünde bir bildirimin ulaşmadığını, bu nedenlerle davacının iddialarının hukuka ve hakkaniyete aykırı olduğunu davanını reddine karar verilmesini, davacıya dava değerinin %20 sinden az olamamak üzere icra inkar tazminatı yükletilmesini yargılama giderlerinin ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesini talep etmiştir.
B.Uyuşmazlık ve Deliller
Davanın itirazın iptali davası olması sebebi ile öncelikle itirazın yapıldığı icra dosyası mahkememiz dosyası arasına alınmış, yapılan incelemede İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün …esas sayılı dosyası ile mahkememiz dosyasının taraflarının aynı olduğu, dosyamız davacısının alacaklı, dosyamız davalısının borçlu olduğu, dava değerlerinin aynı olduğu, davalı vekili tarafından süresinde ve geçerli bir şekilde itiraz dilekçeleri sunulduğu görülmüştür.
Mahkememizce resen görevlendirilen mali müşavir bilirkişi … marifetiyle hazırlanan 19.02.2020 tarihli bilirkişi raporunda özetle; ” Davacı ve davalı tarafın 2017 yılı hesap dönemine ilişkin tutulaması zorunlu ticari defterlerinin, kanuna uygun eksiksiz olarak tutulduğunu, açılış ve kapanış onaylarının yetkili makamlarca yapıldığını, taraflar arasında 27/02/2017 tarihli işyeri güvenlik hizmet sözleşmesi akdedildiğini, sözleşmenin 9. Maddesinde temerrüt ve sona erme bildirimlerinin sözleşmede belirtilen usullerle yapılacağının kararlaştırıldığı, davacı tarafın e-mail yolu ile davalı tarafa 14.07.2017 tarihli fesih bildiriminde bulunduğu, yapılan fesih bildiriminin ulaşıp ulaşmadığının bilgisayar mühendisi vasıtası ile incelenmesi gerektiğini, eğer fesih bildiriminin geçerli olduğu kabul edilirse 14.07.2017 tarihinden sonra kesilen faturaların geçersiz olacağını” mütalaa etmiştir.
Davacı ve davalı vekillerince bilirkişi raporlarına itiraz dilekçeleri sunulmuştur. Davacı vekili itiraz dilekçesinde bilirkişinin eksik hesaplama yaptığını, bazı faturalara dair kayıtların raporda yer almadığını, davalının fesih bildiriminin yapılmadığına ya da ulaşmadığına dair bir savunmasının bulunmadığını ifade edip ek rapor talebinde bulunmuştur.
Davalı vekili itiraz dilekçesinde raporun aksine fesih bildiriminin yapılmadığını, yapılan fesih bildiriminin usulüne uygun olmadığını, feshin TTK’da belirtilen usullere uygun olmadığını, davacıya kesilen faturalara itiraz edilmediğini, davacının faturalardan sorumlu olduğunu belirterek yeni bir rapor aldırılmasını talep etmiştir.
C. Delillerin Değerlendirilmesi ve Gerekçe;
Huzurdaki dava itirazın iptali davasıdır. Yapılan yargılama, toplanan deliller, tarafların dilekçeleri ve beyanları ile duruşma esnasındaki sözlü açıklamaları, davalının gerek icra dairesine sunduğu itiraz dilekçesi hep birlikte değerlendirildiğinde, uyuşmazlık davacı şirket ile davalı şahıs arasındaki İşyeri Güvenlik Hizmetleri Sözleşmesinin davacı tarafça usulüne uygun olarak feshedilip feshedilmediği, feshin hukuken geçerli olup olmadığı, davacı tarafından davalıya ödenen bedelinin istirdadının gerekip gerkemekdiği, icra takibine yapılan itirazın haklı olup olmadığı, icra inkar, kötüniyet tazminatı ve faiz şartlarının oluşup oluşmadığı hususlarına ilişkindir.
TTK’nın 18. maddesinde tacir olmanın hükümleri arasında sayılan yükümlülüklerin biri de bu Kanun hükümleri uyarınca gerekli ticari defterleri tutmaktır. Defter tutma yükümlülüğü Kanunun 64. maddesinde ayrıca düzenlenerek her tacirin, ticari defterleri tutmak ve defterlerinde ticari işlemleriyle ticari işletmesinin iktisadi ve mali durumunu, borç ve alacak ilişkilerini ve her hesap dönemi içinde elde edilen neticeleri, bu kanuna göre açıkça görülebilir bir şekilde ortaya koymak zorunda olduğu belirtilmiştir.
Her iki tarafında tacir olması nedeni ile 20/12/2019 tarihli celsede tarafların ticari defterleri üzerinde inceleme yapılmasına, tarafların inceleme gün ve saatinde ticari defterlerini incelemeye esas olmak üzere HMK 222 gereği hazır bulundurmalarına, bu süre içerisinde gereği yerine getirilmediği takdirde bu delile dayanmaktan vazgeçmiş sayılacağının taraflara ihtarına karar verilmiştir.
Hazırlanan 19.02.2020 bilirkişi raporundan ve dosya kapsamından taraflar arasındaki ticari ilişkinin varlığı konusunda herhangi bir ihtilaf bulunmadığı, ancak feshin yapılıp yapılmadığı, geçerli olup olmadığı hususunun ihtilaf konusu olduğu görülmektedir.
Taraflar arasında örneği dosyamız arasında bulunan 27/02/2017 tarihli işyeri güvenlik hizmet sözleşmesi akdedilmiştir. Anılan sözleşmenin 9. Maddesinde temerrüt ve sona erme bildirimlerinin sözleşmede belirtilen usullerle yapılacağının kararlaştırıldığı görülmektedir. Maddenin devamında usulüne uygun yapılmayan bildirimlerin dikkate alınmayacağı hususu yer almaktadır. Madde içeriğinde fesih bildiriminin sözleşmede belirtilen iletişim bilgilerine yazılı olarak yapılacağı ifade edilmiş, sözleşmede davalı tarafın siletişim bilgilerinin yazılı olarak yer aldığı, ancak iletişim bilgileri arasında davacının mail gönderdiği e-posta hesabının yer almadığı anlaşılmıştır.
Türk Ticaret Kanunu’nun tacir olmanın hükümlerini genel olarak düzenleyen 18. maddesinin 2. fıkrasına göre Her tacirin, ticaretine ait bütün faaliyetlerinde basiretli bir iş adamı gibi hareket etmesi gerekir. Devam eden fıkraya göre ise tacirler arasında, diğer tarafı temerrüde düşürmeye, sözleşmeyi feshe, sözleşmeden dönmeye ilişkin ihbarlar veya ihtarlar noter aracılığıyla, taahhütlü mektupla, telgrafla veya güvenli elektronik imza kullanılarak kayıtlı elektronik posta sistemi ile yapılır.
Kanunda belirtilen usullerin geçerlilik değil ispat şartı olduğunun kabulünde dahi davalı tarafın feshin ulaştığına dair açık bir kabulü bulunmayıp, tam aksine bildirimin yapılmadığı iddia edilmektedir. Davacı taraf fesih bildiriminin karşı tarafa ulaştığını ispat ile mükellef olup bu ispat külfetini yerine getirmemiştir. Bu durumda davacının feshin geçerli olduğunu ispat etmeyip, geçerli bir fesih oluştuğundan söz edilemeyeceğinden sözleşmenin devam ettiği, iadesi istenen faturaların sözleşmeye uygun olarak tanzim edildiği anlaşılmakla araştırılacak ve incelenecek başka bir husus kalmadığından tarafların ek rapora dair taleplerinin yargılamaya bir katkı sağlamayacağı değerlendirilip tahkikata son verilerek davanın reddine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
Her ne kadar davalı tarafça kötüniyet tazminatı talep edilmiş ise de davacının kötüniyetle hareket ettiğine dair herhangi bir husus dosyaya yansımadığından buna dair talebin de reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM:
1-Davanın REDDİNE,
2-Davalının kötüniyet tazminatı talebinin REDDİNE,
3-Harçlar Yasasına göre alınması gereken 54,40TL red karar harcının, davacı tarafça peşin yatırılan 44,40-TL harçtan mahsubu ile 10-TL davacıdan alınarak hazineye irat kaydına,
4-Yürürlükte bulunan A.A.Ü.T.’ nin 13/2 maddesine göre 2.217,98-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Davacı tarafından sarfedilen yargılama giderinin kendisi üzerinde bırakılmasına,
6-Kullanılmayan gider avansının hükmün kesinleşmesi halinde ödeyen tarafa iadesine,
Dair; davacı tarafın yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda, malvarlığına ilişkin davalarda 6763 sayılı kanununun 41. maddesi ile değişik 6100 sayılı HMK md. 341/2. maddesi gereğince dava miktarı veya değeri 5.390,00 TL’lik kesinlik sınırında kaldığından KESİN olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı. 17/07/2020

Katip
¸

Hakim
¸