Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 21. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/434 E. 2020/704 K. 30.12.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
21. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/434 Esas
KARAR NO : 2020/704
DAVA : Alacak (Satım Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 19/09/2019
KARAR TARİHİ : 30/12/2020

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Satım Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili sunduğu dava dilekçesi ile, Müvekkili … A.Ş. (…) ile davalı … San. Tic. Ltd. Şti. (…) arasında 16.12.2010 tarihinde “… A.Ş. Hurda Tedariki Sözleşmesi” imzalandığını, bu sözleşme ile davalı …nin davacıya nitelikleri sözleşmenin ikinci ekinde belirtilen hurdayı tedarik etmeyi, davacı ise bu edime karşılık olarak sözleşmenin üçüncü ekinde belirtilen “… Hurda Fiyat Listesi” ve “… Hurda Fiyat Listesi”ne göre bedel ödemeyi taahhüt ettiğini, davalı … nin sözleşme ilişkisi çerçevesinde müvekkili şirkete teslim ettiği hurdaları; irsaliye karşılığında her kamyon için cins ve miktarını gösterir şekilde faturalandırdığını ve kantar teslim fişlerini de aldığını, düzenlenen kantar fişleri uyarınca faturalandırma yapıldığını ve … için: 0,070 TL/KG, … için: 0,070 TL/KG ilave bedel tahakkuk ettirecek ve ilave bedel için fark faturası kesildiğini, teslim edilen hurda fiyat farkı faturalarının tamamının ödendiğini, ancak daha sonra 08.11.2017 tarihinde Şirket bünyesinde yapılan iç denetim sonucunda, Şirket çalışanlarının tedarikçi şirketlerle iş birliği yaparak, tedarikçi şirketlere mükerreren ya da fazla ödeme yapılmasını sağladıklarının tespit edildiğini, tespit sonucunda 15.11.2017 tarihinde … Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulunulduğunu, … Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından halen devam eden 2017/… S. sayılı soruşturma başlatıldığını, bu soruşturma sürerken davacı şirket bünyesinde sürdürülen özel denetim neticesinde Davalı Şirketin de dâhil olduğu pek çok tedarikçi şirketin Müvekkili Şirketten mükerreren tahsilat yaptığının tespit edildiğini, anılan incelemeler sırasında, davalı Şirketin 30.04.2011 tarihinde düzenlemiş olduğu … sayılı “Hurda Fiyat Farkı Faturası” ile müvekkili Şirketten 434.358,50 TL fark bedeli tahsil edildiğini, ancak … sayılı “Hurda Fiyat Farkı Faturası” kapsamında 429.003,50 TL fiyat farkı hesaplanan 147 adet irsaliyenin evvelce tanzim edilen 26.04.2011 tarihli … sayılı fatura ve 30.04.2011 tarihli … sayılı faturalara da birim fiyatı 70 TL olacak şekilde konu edildiğinin anlaşıldığını, davalı Şirketin bu iki faturayla 429.003,50 TL’yi mükerreren ve fazlasıyla tahsil ettiğinin tespit edildiğini, devamında davalı şirketin 18.05.2011 tarihinde düzenlemiş olduğu … sayılı “Hurda Fiyat Farkı Faturası” faturası ile müvekkili Şirketten 469.765,25 TL fark bedeli tahsil ettiğini, ancak … sayılı “Hurda Fiyat Farkı Faturası” kapsamında 467.160,00 TL fiyat farkı hesaplanan 169 adet irsaliyenin evvelce tanzim edilen 11.05.2011 tarihli … sayılı faturaya da birim fiyatı 70 TL olacak şekilde konu edildiğinin anlaşıldığını, davalı Şirketin bu faturayla 467.160,00 TL’yi mükerreren ve fazlasıyla tahsil ettiğinin görüldüğünü, kendilerince davalı tarafa 18.04.2019 tarihinde … Noterliği’nden … yevmiye sayılı ihtarname keşide edilerek, sözleşmeye aykırılığın giderilmesi ve mükerreren tahsil edilen 896.163,00 TL’nin iade edilmesinin ihtar edildiğini, davalı tarafın keşide ettiği … Noterliği’nin 17.06.2019 tarihli ve … yevmiye sayılı cevabi ihtarnamesinde aynı irsaliyeler üzerinden mükerreren fatura kesildiğini kabul ettiğini ancak bu faturaların “teslim tarihine göre doğan fiyat farkından kaynaklandığını” ileri sürdüğünü, davalının ikrarını da içeren bu iddiasındaki savunması hem sözleşmeye aykırı hem de düzenlenen faturalar ile çelişmekte olduğunu, taraflar arasında imzalanan sözleşmenin 2/g fıkrasının; “Hurda fiyatlarının artışı veya düşüşü halinde Yüklenici’nin … için tedarik ettiği hurdanın cinsi ve tedarik miktarlarını anılan fiyat artışı veya düşüşü tarihinden önce, …’na yazılı olarak bildirdiği ancak henüz sevk etmediği hurdanın fiyatı, fiyat değişikliğinden artı veya eksi yönde etkilenmeyecek olup, anılan hurda fiyatının tespitinde bildirim tarihindeki liste fiyatı esas alınacaktır.” yolundaki hükmü uyarınca “teslim tarihine göre” bir fiyat farkı doğmasının mümkün olmadığını beyanla, davalının sözleşmeye aykırı olarak tahsil etmiş olduğu 896.163,50 TL’nin davalının tahsil tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile beraber müvekkil şirkete iade edilmesine, yargılama giderinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevabında, Davanın 2011 yılı tarihli faturaya dayalı olarak sebepsiz zenginleşme hukuki nedenine dayalı olduğunu, 2 yıllık zaman aşımının geçtiğini, bu nedenle davanın reddi gerektiğini, taraflar arasında sözlü olarak meydana gelen fiyat farkı dolayısıyla anlaşma yapıldığını, bu anlaşma uyarınca … isimli şirketin yansıttığı farklar nedeniyle kendilerinin de davacıya fiyat farkı faturası kestiğini, davalının ara tedarikçi olduğunu, hurdayı … şirketinden alıp davacıya sattığını ve anlaşma uyarınca fiyat farkı faturalarının kesildiğini, Ticaret Kanununun 21/2.maddesi uyarınca davacının 8 gün içerisinde aldığı faturaya itiraz etmesi gerekirken bunu yapmayarak fatura içeriğini kabul ettiğini, Yargıtay 15. Hukuk Dairesinin 2016/944 Esas – 3009 Karar sayılı içtihadında da bu hususa vurgu yapıldığını, yine Yargıtay Hukuk Genel Kurulu kararlarının da bu doğrultuda olduğunu, davacı taraf fiyat farkını kabul ettiği için ödemeyi yaptığını, dolayısıyla haksız bir ödemeden bahsedilemeyeceğini beyanla, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Taraflar arasındaki sözleşme örnekleri dosyamız arasına sunulmuş ve incelenmiştir.
Dosyamız bilirkişiye verilmiş, bilirkişi verdiği raporunda, dava edilen miktarın ikinci kez farklı birim fiyat üzerinden düzenlenmiş olduğunu, ancak fiyat farkı mı mükerrer fatura mı olduğunun tespit edilemediğini, davacının bu faturaları kayıtlarına alarak davalıya ödeme yaptığını, bu nedenle takdirin mahkemeye ait olduğunu bildirmiştir.
Kesilen örnek faturalar, irsaliye listeleri, defter örnekleri bilirkişi tarafından rapor ekinde dosyamıza sunulmuştur.
Bilirkişi raporuna yönelik itirazlar mahkememizce esasa etkili görülmemiş ve reddedilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, taraflar arasında yapılmış hurda alım satım sözleşmesine ilişkin mükerrer fatura kesilip çalışanların kötü niyeti dolayısıyla mükerrer ödeme yapıldığından bahisle alacak istemine ilişkindir.
Alınan bilirkişi raporunda faturaların her iki tarafın da kayıtlarına işlendiği ve davacı tarafça 2011 yılında ödeme yapıldığı görülmüştür.
Davacı taraf iddiasında, ödemenin mükerrer faturalandırma dolayısıyla sehven yapıldığı ve bunun çalışanların kötü niyetiyle gizlenip 2017 yılında farkedildiğini ileri sürmüş, ancak davasını 19.09.2019 tarihinde açmıştır.
Davalı taraf ise fiyatlarda meydana gelen artış dolayısıyla … şirketinin yaptığı fiyat farkı dolayısıyla kendisinin de sözleşme uyarınca davacıya fiyat farkı faturası düzenlediği, ödemenin de bu kapsamda olduğu ve tarafların bu konuda sözlü olarak anlaştığını savunmuştur.
TTK’nın 21/2.maddesinde, bir fatura alan kişinin faturayı aldığı tarihten itibaren 8 gün içerisinde fatura içeriği hakkında bir itirazda bulunmaması halinde bu içeriği kabul etmiş sayılacağı hüküm altına alınmıştır.
Davacı tarafın da kabulünde olduğu üzere faturalar 2011 yılının Mayıs ayında tanzim edilmiş ve 2019 yılına kadar bu konuda herhangi bir itirazda bulunmadığı anlaşılmıştır.
Taraflar arasında yazılı bir anlaşma olduğu, davacı tarafın mükerrer fatura iddiasına karşılık 8 günlük yasal süre içerisinde itiraz etmediği, davalı tarafça bu faturaların fiyat farkı dolayısıyla kesilmiş faturalar olduğunun bildirildiği, faturaların içeriğinde de fiyat farkı ibaresinin olduğu, bu durumda davalının iddiasının aksini davacının ispatlaması gerektiği, davacının bu konuda herhangi bir ispat vasıtası sunmadığı, davalı tarafın kötü niyetini ortaya koyan bir delil de bulunmadığı, davacı çalışanları ile davalının danışıklı işlem yaptığını ortaya koyan herhangi bir karar ve belge olmadığı, çalışanların kusuru var ise bunun davacı ile çalışanları arasındaki bir sorun olduğu, bu durumda fiyat farkının davacı tarafça kabul edilerek ödeme yapıldığının kabulü gerektiği, davanın ispatlanamadığı ve reddi gerektiği vicdani kanaat hasıl olmuş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
Her ne kadar davalı taraf zaman aşımı itirazında bulunmuş ise de, davacının iddiasının kötü niyetli ve haksız eylem niteliğinde bir fiil nedeniyle uğradığı zarara dayandığı, bu durumda öğrenme tarihinden itibaren 2 yıl ve her halükarda 10 yıllık zaman aşımı süresinin bulunduğu, bu durumda haksız fiil nedeniyle oluşan zarara ilişkin zaman aşımı süresinin dolmadığı anlaşılmış ve davalının zaman aşımı defi mahkememizce kabul edilmemiştir.
HÜKÜM :
1-Davacının davasının, mükerrer tahsilat olduğu hususu ispatlanamadığından REDDİNE,
2-Harçlar Yasasına göre alınması gereken 54,40TL ret karar harcının peşin alınan 15.304,24TL harçtan mahsubu ile ‭15.249,84‬TL fazla harcın karar kesinleştiğinde ve istek halinde davacı tarafa iadesine,
3-Zorunlu Arabuluculuk başvurusu nedeniyle harcanan 1.320,00TL’nın davanın açılmasına sebebiyet veren davacıdan alınarak hazineye ödenmesine,
4-Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesap ve takdir edilen 61.858,18TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Davacı tarafça sarfedilen yargılama giderinin kendisi üzerinde bırakılmasına,
6-Dosyada artan gider avansının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
İlişkin gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere başka yer mahkemesine verilecek bir dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere oy birliği ile verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 30/12/2020

Başkan …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır
Üye …
e-imzalıdır

Katip …
e-imzalıdır