Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 21. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/432 E. 2021/684 K. 12.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
21. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/432 Esas
KARAR NO : 2021/684
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 19/09/2019
KARAR TARİHİ : 12/10/2021
YAZILDIĞI TARİH : 09/11/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
A. Tarafların Talepleri
Davacı vekili 19/09/2019 tarihli dava dilekçesinde özetle;Taraflar arasında imzalanan ortak sağlık ve güvenlik birimi hizmetine ilişkin sözleşmesi uyarınca müvekkilinin 25.768,53.-TL tutarındaki hizmet bedelinin ödenmemesi üzerine icra takibi başlatıldığını borçlu tarafça takibe kötüniyetli olarak itiraz edildiğini, davalı tarafa sözleşmede belirtilen hizmetlerin eksiksiz olarak verildiğini, kesilen faturalara davalı tarafından itiraz edilmediğini, bir kısım ödemelerin alındığını, taraflar arasındaki cari hesap ekstresinde faturalar ve yapılan ödemeler görüldüğünü, taraflar arasındaki sözleşmede bu sözleşmeden kaynaklanan uyuşmazlıklarda istanbul mahkemeleri ve icra dairelerinin yetkili olacağını, belirterek davalarının kabulünü talep etmiştir.
Davalı şirket tarafından 09/10/2019 tarihli cevap dilekçesinde özetle; yetkili mahkemenin anadolu Mahkemeleri olduğunu, taraflar arasında ticari ilişki bulunmadığını, davacı tarafça sunulan belgeleri kabul etmediklerini, ekstrelerin davalıya tebliğ edilmediğini, kötüniyet tazminatı şartlarının bulunmadığını, arabuluculuk belgelerinde kalem kalem alacakların yazılmadığını belirterek davanın reddini talep etmiştir.
B.Uyuşmazlık, Deliller, Delillerin Değerlendirilmesi ve Gerekçe
Dava itirazın iptali davasıdır. Uyuşmazlık davacı şirket ile davalı şirket arasında akdedilen ortak sağlık ve İş güvenliği birimi sözleşmesi kapsamında davalı şirketin edimlerini sözleşmeye uygun olarak ifa edip etmediği, bu nedenle davacının alacağının bulunup bulunmadığı, ihbar sürelerine uyulup uyulmadığı, tarafların temerrüde düşüp düşmediği, icra takibine yapılan itirazın haklı olup olmadığı, kötüniyet ve icra inkar tazminatlarının şartlarının oluşup oluşmadığı hususlarına ilişkindir.
Davanın itirazın iptali davası olması sebebi ile öncelikle itirazın yapıldığı icra dosyası mahkememiz dosyası arasına alınmış, yapılan incelemede … İcra Müdürlüğü’nün 2019/… esas sayılı dosyası ile mahkememiz dosyasının taraflarının aynı olduğu, icra dosyasında borçlu olarak yer alanın dosyamızda davalı konumunda olduğu, dosyamız davacısının alacaklı, olduğu, davalı tarafından süresinde ve geçerli bir şekilde borca ve yetkiye dair itiraz dilekçesi sunulduğu görülmüştür.
Dilekçeler aşaması tamamlanmakla mahkememizin ön inceleme duruşmasında dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiştir. Dava şartlarına ilişkin incelemede davalının icra takibine yetki yönünden itiraz ettiği anlaşılmıştır. Bilindiği üzere geçerli bir takip bulunması itirazın iptali davalarında dava şartıdır. Yetkili icra dairesinde takip yapılmaması da geçerli bir takibin bulunmadığı anlamına gelmektedir. Bu durumda icra dairesinin yetkisi öncelikle incelenmelidir. 6100 s. HMK’nın 17. maddesi uyarınca yalnız tacirler ve kamu tüzel kişileri tarafından yetki sözleşmesi yapılabilir. Huzurdaki davada taraflar arasında sözleşme imzalandığı, anılan sözleşmede İstanbul Mahkemeleri’nin yetkili olacağı kararlaştırıldığı görülmektedir. Bu durumda davalının bu yetki sözleşmesi ile bağlı olacağının kabulü gerekir. Bu nedenle tarafların istanbul mahkemelerinin yetkili kıldığı anlaşılmakla icra dairesinin yetkisine itirazının reddine karar verilerek ilk itirazların incelemesine geçilmiştir.
İlk itirazların incelemesinde davalının mahkememiz yetkisine de itiraz ettiği anlaşılmış, yukarıda belirtilen sebeplerle mahkememiz yetkisine itirazın da reddine karar verilmiştir.
Dava şartına dair eksiklik bulunmaması ve davalı tarafça haklı bir sebebe dayalı olan herhangi bir ilk itiraz ileri sürülmemesi nedeniyle ön inceleme tamamlanmış, tarafların sulh olma imkanı bulunmadığından uyuşmazlık noktaları belirlenip tahkikat aşamasına geçilerek dosyamızın delillerini oluşturan, sözleşme, tarafların ticari defterleri, BA BS formları, Çalışma Bakanlığı Yazısı, Tanık beyanları ve ticaret sicil kayıtlarından oluşan dosyamız delilleri üzerinden bilirkişi incelemesi yaptırılmak suretiyle sonuca gidilmiştir.
Mahkememizce görevlendirilen Mali müşavir bilirkişi … hazırladığı 08/03/2020 tarihli bilirkişi raporunda özetle; “Davalı tarafın ticari defter ve kayıtlarını sunmadığını, 2018 yılı hesap dönemine ilişkin tutulması zorunlu ticari defterlerinin, kanuna uygun, eksiksiz olarak tutulduğunu, açılış ve kapanış onaylarının yetkili makamlarca zamanında yapıldığının tespit edildiğini, taraflar arasındaki uyuşmazlığın fatura ve cari hesap bakiyesi alacağı konusu olduğunun görüldüğünü, davacının icra takip tarihi itibariyle davalıdan kaydi olarak asıl alacak 25.768,53TL alacaklı olduğunu, davacının %20 oranında olmak üzere 5,153,70TL icra inkar tazminatı talebinde bulunabileceğini” mütalaa etmiştir.
Mahkememizce bilirkişi raporu taraflara tebliğ edilmiş taraflarca rapora karşı herhangi bir itiraz dilekçesi sunulmamıştır. Ancak mahkememizce yapılan tespitlerden dosyanın bu haliyle denetime elverişli olmadığı değerlendirilerek yeniden ek rapor alınmasına karar verilmiştir.
Mahkememizce görevlendirilen Mali müşavir bilirkişi … marifetiyle hazırlanan 18/05/2021 tarihli bilirkişi ek raporunda özetle; “davalı tarafından borcun olmadığına dair herhangi bir belge sunulmadığını, …nden gelen yazı incelendiğinde davacı tarafından kesilen fatura tarihleri ile … Ltd Şti Ünvanlı işyerine ait genel müdürlüğüne bildirilen sözleşme kayıtları incelendiğinde aynı dönemler olduğunun tespit edildiğini, davacı tarafında hizmetlerin verildiğinin tespit edildiğini, kök rapordaki görüşlerinin aynen geçerli olduğunu” mütalaa etmiştir.
Devam eden duruşmanın 5 numaralı celsesinde davacı tanığı … dinlenmiş, tanık yeminli beyanında davacı firma nezdinde davalı firmanın şantiyesinde iş güvenliği uzmanı olarak çalıştığını, çalışmasının onbir ay sürdüğünü ifade etmiştir.
… Müdürlüğü’nün 29/03/2021 tarihli yazısından …’nun davalı firmada iş sağlığı ve güvenliği uzmanı olarak çalıştığının bildirildiği anlaşılmıştır.
Yapılan yargılama, toplanan deliller, tarafların dilekçe ve beyanları ile duruşma esnasındaki sözlü açıklamaları, davalının icra dairesine sunduğu itiraz dilekçesi hep birlikte değerlendirildiğinde, taraflar arasındaki ticari ilişkinin varlığına dair bir ihtilaf bulunmadığı anlaşılmaktadır. Davalı itiraz dilekçesinde ilişkinin bulunmadığına dair bir savunma ileri sürmekte ise de gerek sözleşme kayıtları gerekse …’nün 29/03/2021 tarihli yazısından bu savunmanın isabetsiz olduğu anlaşılmaktadır. Diğer yandan davalı faize ve asıl borca dair itirazda bulunmaktadır.
TTK’nın 18. maddesinde tacir olmanın hükümleri arasında sayılan yükümlülüklerin biri de kanun hükümleri uyarınca gerekli ticari defterleri tutmaktır. Defter tutma yükümlülüğü Kanunun 64. maddesinde ayrıca düzenlenerek her tacirin, ticari defterleri tutmak ve defterlerinde ticari işlemleriyle ticari işletmesinin iktisadi ve mali durumunu, borç ve alacak ilişkilerini ve her hesap dönemi içinde elde edilen neticeleri, bu kanuna göre açıkça görülebilir bir şekilde ortaya koymak zorunda olduğu belirtilmiştir.
Her iki tarafın da tacir olması nedeni ile 17/01/2020 tarihli celsede tarafların ticari defterleri üzerinde inceleme yapılmasına, tarafların inceleme gün ve saatinde ticari defterlerini incelemeye esas olmak üzere HMK 222 gereği sunmasına, bu süre içerisinde gereği yerine getirilmediği takdirde bu delile dayanmaktan vazgeçmiş sayılacağının taraflara ihtarına, ihtarın davalıya tebliğine karar verilmiş ve davalıya ihtar duruşma tutanağının tebiği ile gerçekleştirilmiştir.
Tüm dosya kapsamı, toplanan deliller, davacı tarafın ticari defterleri ve aldırılan bilirkişi raporundan davacının ticari defterlerinin sahibi lehine delil vasfında olduğu, davalı tarafın ticari defterlerini sunmadığı ve sunmayacağını beyan ettiği, taraflar arasında ticari ilişki olduğu, dava konusu alacağın iş sağlığı ve güvenliği hizmetine dair cari hesap bedellerinden kaynaklandığı görülmüştür. Davalı taraf her ne kadar hizmetin verilmediğine veya ticari ilişki bulunmadığına dair iddiada bulunmakta ise de dosya kapsamından ve tanık beyanından bu iddianın doğru olmadığı anlaşılmıştır. Hal böyle iken davalı tarafın cari hesap dolayısıyla davacıya 25.768,53 TL borcunun bulunduğu anlaşılmaktadır.
Böylece davacının üzerine düşen ispat koşulunu ifa ettiği anlaşılmış, kendi lehine delil niteliği taşıyan ticari defterlerinde davacının alacağının kayıtlı olduğu görülmüş, usulüne uygun tebligata rağmen davalı tarafça ticari defterler sunulmadığından davacının defterlerine ve … ‘nün 29/03/2021 tarihli yazısına ve tanık beyanına itibar edilerek davanın kabulüne dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:
1-Davacının davasının KABULÜ ile; davalının … İcra Müdürlüğü’nün 2019/… esas sayılı dosyasına yaptığı itirazın iptaline, takibin kaldığı yerden devamına,
2- Davalının itirazında haksız ve alacağın likit olması nedeniyle hükmedilen bedel baz alınarak takdiren %20 üzerinden hesaplanan 5.153,70 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Alınması gereken 1.760,24-TL harçtan peşin alınan 311,23-TL harcın mahsubu ile bakiye 1.449,01-TL harcın davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
4-Davacı tarafça yapılan 44,40-TL başvuru harcı, 311,23-TL peşin harç, 750,00-TL bilirkişi ücreti, tebligat ve posta masrafından oluşan 112,70-TL olmak üzere toplam 1.218,33-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Yürürlükte bulunan A.A.Ü.T.’ne göre 4.080,00-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Kullanılmayan gider avansının hükmün kesinleşmesi halinde ödeyen tarafa iadesine,
7-Dava açılmadan evvel sonradan haksız çıkan taraftan alınmak üzere suç üstü ödeneğinden ödenen 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
Dair; gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki haftalık yasal süre içerisinde, mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere her hangi bir Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İSTİNAF kanun yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı.12/10/2021

Katip …
E-imzalıdır

Hakim …
E-imzalıdır