Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 21. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/415 E. 2020/279 K. 02.07.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
21. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/415 Esas
KARAR NO : 2020/279 Karar

DAVA : Alacak
DAVA TARİHİ : 19/09/2019
KARAR TARİHİ : 02/07/2020

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirket … Ltd. Şirketi ile davalı şirket…A.Ş. arasında 01.06.2016 tarihinde sözleşme imzalandığını, taraflar arasında yapılan sözleşmenin davalı şirket tarafından ihlal edildiğini, müvekkili şirket …Ltd. şirketi ile… A.Ş şirketi arasında 01.06.2016 tarihinde İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu’na uygun olarak, işyeri hekimi ve işyeri güvenliği uzmanı hizmetlerinin verilmesi amacıyla sözleşme imzalandığını, müvekkili şirket tarafından sözleşmeden kaynaklanan her türlü yükümlülüğün yerine getirildiğini, müvekkili şirket tarafından sağlanması gereken tüm hizmetlerin sağlandığını, sözleşme gereğince yerine getirilmesi taahhüt edilen tüm edimlerin yerine getirildiğini, şirkete sağlanan hizmetlere ilişkin ziyaret raporlarının tutulduğunu, şirkete her türlü bildirimin düzenli olarak yapıldığını, taraflar arasındaki sözleşmenin devam etmesine rağmen davalı şirketin herhangi bir yasal bildirim yapmadan başka bir firma ile anlaştığını, müvekkili şirketin hizmet vermesine engel olduğunu, bu durumun davalı şirkete noter ihtarnamesi yolu ile resmi bir şekilde bildirildiğini, davalı şirket vekili tarafından gönderilen karşı ihtarname de fesih işleminin elektronik posta yolu ile yapıldığını, böylece sözleşme şartlarına uyulmadığını, davalı şirketin kendi beyanları ile de kabul edildiğini, müvekkili şirketin sözleşme şartlarını eksiksiz olarak yerine getirdiğini, davalı tarafın kötü niyetli olduğunu, sözleşmeyi fesih etmeden kötü niyetle başka bir firma ile anlaşan ve müvekkil şirketin zarara uğramasına sebep olan davalı şirketin kötü niyet tazminatı ödemesini, tüm avukatlık ücreti ve mahkeme masraflarının karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafça iddia edilenin aksine taraflar arasındaki sözleşmesel ilişkinin 01.06.2016’da değil, 01.05.2014’de başladığını, daha sonra taraflarca 09.04.2015 tarihinde yeni bir sözleşme imzalandığını, sözleşmenin 01.05.2015 itibarıyla yenilendiğini, davacı tarafın sunduğu, 01.06.2016 tarihli sözleşmenin 9.2. Nolu maddesine bakıldığında farklı bir hüküm sevk edildiğinin görüleceğini, ancak dikkat edilirse bu sözleşmenin son sayfası dışındaki sayfalarında müvekkilinin şirket yetkililerinin imzasının bulunmadığını, ilgili 9. Maddeninde imza yer almayan sayfalar arasında olduğunu, davacı yanın tamamen kötüniyetli olarak müvekkil şirket yetkililerinin imzaların bulunduğu son sayfa dışındaki kısımları yeniden kaleme alarak aradaki anlaşmaya aykırı surette farklı bir şekilde düzenlediğinin anlaşıldığını, önceki sözleşmelere kıyasen farklı bir şekilde düzenlemiş olan bu maddelerde, müvekkil şirket yetklililerin imzası bulunmadığı dikkate alındığında bu hükümlerin müvekkil şirket yönünden bağlayıcılığından söz edilmemesi gerektiğini, müvekkili şirketin sözleşmenin 9.2 maddesi uyarınca, davacı firmaya, 06.02.2018 tarihinde elektronik posta aracılığıyla “sözleşmeyi 06.03.2018 tarihinden itibaren geçerli olacak şekilde feshettiğini” bildirdiğini, anılan tarihten sonra davacı tarafından müvekkil firmaya herhangi bir hizmet verilmediğini, sözleşmenin asli unsuru olan işyeri hekimi ve iş güvenliği uzmanı görevlendirmesi yapılmadığını, herhangi bir fatura da kesilmediğini, hal böyleyken davacı yan, fesih işleminden yaklaşık 6 ay sonra keşide etmiş olduğu Beşiktaş …Noterliğinin 25.07.2018 tarih ve…yevmiye numaralı ihtarnamesi ile müvekkilinin gönderdiği fesih bildiriminin TTK m.18 gereğince geçersiz olduğunu belirterek sözleşmenin yenilenmiş olduğunu bildirdiğini ve vadesi gelmiş ödemelerin yapılmasını talep ettiğini, davacı yan fesih bildiriminin yapılmadığını ileri sürmediğini, feshin geçersiz olduğunu iddia ettiğini, müvekkilinin fesih bildiriminde bulunduğu zımnen kabul edilmiş olduğunu, yazılı bildirimin şekil şartı değil ispat şartı olması sebebiyle müvekkilinin elektronik posta yoluyla gönderdiği fesih bildiriminin geçerli olduğunu, taraflarınca davacının bu ihtarnamesine mukabil Kadıköy …Noterliğinin 07.08.2018 tarih ve … yevmiye numaralı ihtarnamesi keşide edilerek aynı hususlar ifade edildiğini, bu nedenlerle haksız ve hukuki dayanaktan yoksun davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı üzerine tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, davacı tarafça davalı ile aralarında akdedilen iş sağlığı ve güvenliği hizmeti verilmesine ilişkin … sözleşmesi uyarınca davalıya verilen hizmet bedelinin davalıdan tahsiline karar verilmesi istemine ilişkindir.
Davacı tarafça 01/06/2016 tarihli on dört maddeden ibaret … Sözleşmesi başlıklı sözleşme dava dilekçesi ekinde ibraz edilmiştir. Davalı, davacının sunduğu sözleşmeye karşılık aralarındaki ilişkinin 01/06/2016 tarihinde değil 01.05.2014 tarihinde başladığını ve 01/06/2015 tarihinde yenilendiğini cevap dilekçesi ile bildirmiş ve her iki sözleşmeyi dava dosyasına sunmuştur. Sözleşmelerin incelenmesinden 2014 ve 2015 yıllarına ait sözleşmelerde davacı ve davalı tarafın karşılıklı olarak imzalarının yer aldığı, bunu karşın davacı tarafça dava dilekçesi ekinde sunulan 2016 tarihli sözleşmenin sadece son sayfasında davalının imzasının yer aldığı, önceki sayfalarında ise davalı imzalarının yer almadığı görülmüştür. Tarafların karşılıklı olarak keşide ettikleri ihtarnameler dosyamıza girmiştir.
Mahkememizce verilen 28/11/2019 tarihli celse ara kararı gereğince, dosyanın mali müşavir bilirkişiye tevdine karar verilmiştir.
Mahkememizce resen görevlendirilen mali müşavir bilirkişi… marifetiyle hazırlanan 16/01/2020 tarihli bilirkişi raporunda özetle; “Hizmet Alan sözleşmenin herhangi bir evresinde 1 ay önceden feshi ihbar etmek kaydıyla herhangi bir neden göstermeksizin sözleşmeyi tek taraflı olarak feshetme hakkına sahiptir Denildiği ve davalı tarafın buna istinaden sözleşmeyi feshettiğini, davalı şirketçe fesih işlemi önce 06/02/2018 tarihinde elektronik posta yolu ile daha sonrasında Kadıköy … Notarliğince 07/08/2018 tarihinde noterden ihtar edildiğini, kayıt incelemelerinde davacı tarafça en son Şubat ayına ait hizmet faturası düzenlendiği bu tarihten sonra davacı tarafından davalı şirkete herhangi bir hizmet faturası kesilmediği ve fatura alacağının olmadığını, davacı taraf ve davalı taraflarca birbirlerini kötü niyetli olarak suçladıkları, yapılan sözleşmelerde tüm sayfaların imzalanıp, imzalanmaması ve sözleşmelerin geçerli olup olmadıkları, sözleşme feshi ile ilgili maddenin iki tarafın sunmuş olduğu sözleşmelerde farklı farklı olup, birden fazla sözleşmelerin yapıldığı, hususunda ve yine davacı şirketin davalı şirketten tarafından kötü niyet tazminatı talebi ve avukatlık ücreti ile diğer mahkeme masraflarının karşı tarafa yükletilmesi ve sözleşme feshinden doğan olumsuz zarar gibi hususlarda Mahkemenin takdir, yetkilerinde olmak üzere…” Şeklinde rapor tanzim edilmiştir.
Mahkememizce verilen 27/02/2020 tarihli celse ara kararı gereğince, dosyanın daha önce rapor aldırılan mali müşavir bilirkişiden “Dosyanın raporu tanzim eden bilirkişiye davacı ile davalı arasındaki sözleşemnin 2018 mayıs ve davacı tarafın iddiası doğrultuusnda bu tarihte de usulüne uygun fesihden dolayı yenilenemdiği iddiası da göz önünde bulundurularak 2018 mayıs ve 2019 mayıs aylarını kapsar şekilde sözleşmenin usulüne uygun şekilde fesih edilemdiğinin kabulü halinde davacının var ise hak ettiği ücretinin nelerden ibaret olduğu ve bunu miktarının hesaplanması hususlarında” ek rapor aldırılmasına karar verilmiştir.
Mahkememizce daha önce görevlendirilen mali müşavir bilirkişi … marifetiyle hazırlanan 03/06/2020 tarihli ek bilirkişi raporunda özetle;
“Dosya içerisinde bulunan ve en son düzenlenen faturanın 28/02/2016 tarihinde KDV dahil 619,00TL olduğunu, mahkeme ara kararında Mayis-2018 ayından Mayıs-2019 ayına kadar olan 1 (bir) yıllık hizmet bedelinin hesaplanması istenmiş olup, bu tutarın hesaplamasında Mayıs-2017-Mayıs-2018 aylarındaki bir yıllık sürede 619,00TL olan tutara sözleşmenin 7. Maddesine göre her yıl artışın TEFE+ÜFE ortalamasına göre artış belirtildiğini, buna göre; 2018 Yılı Mayrs Ayının Enflasyon, TÜFE ve ÜFE Oranları: Türkiye İstatistik Kurumu (TÜÎK), Mayıs ayında tüketici fiyatları endeksinin (TÜFE) % 1,62 arttığını, Yurt içi üretici fiyatları endeksinin de (Yİ-ÜFE) % 3,79 arttığını açıkladı, TÜİK’e göre, Mayıs ayı itibariyle yıllık enflasyon ise TÜFE’de % 12,15 ve ÜFE’de %20,16 oldu. İkisinin ortalaması ise; 16,15 olduğu ve buna göre;
619,00*16,15/100=99,96+619=718,96TL yapar.
Mart-2018=619,00, Nisan-2018=619,00, Mayıs-2018=718,96, Haziran-2018=718,96, Temmuz-2018=718,96, Ağustos-2018=718,96, Eylül-2018=718,96, Ekim-2018=718,96, Kasım-2018=718,96, Aralık-2018=718,96, Ocak-2019=718,96, Şubat-2019=718,96, Mart-2019=718,96, Nîsan-2019=718,96
TOPLAM= 9.856,52-TL yaptığını, …” Şeklinde ek rapor tanzim edilmiştir.
Davacı yan bilirkişi raporlarına karşı beyanlarında özetle; davalı tarafça sözleşmenin usulüne uygun şekilde fesih edilmediğini ve sözleşmenin yenilenmiş sayıldığını, aralarındaki sözleşme uyarınca fesih ihbarnamesinin noter marifetiyle iletilmesi gerektiği, davalı tarafça ise mail yoluyla feshin gerçekleştirildiğini, ayrıca kendisine mail gönderilen …’ nın davacı çalışanı olmadığı, …A.Ş. İle… A.Ş. Nin tüzel kişiliklerinin farklı olduğunu, şirketi temsil etme yetkisi olmayan kişinin yaptığı işlemin yokluk ile malul olduğunu, davalının haksız fesih uyarınca temerrüde düştüğünü, müvekkili şirketin haksız fesih nedeniyle zarara uğradığını ve hukuka aykırı fesih nedeni ile aynen ifa ile gecikme tazminatı talep ettiğini, bilirkişi raporunun yetersiz olduğunu, ek bilirkişi raporu alınması gerektiğini talep etmiştir.
Davalı yan bilirkişi raporlarına karşı beyanlarında özetle; Bilirkişi raporunda yapılan hesaplamalarda hatalar bulunduğunu, ayrıca daha önce de tekrarlandığı üzere müvekkilinin 2016 tarihli sözleşmenin son sayfası hariç diğer sayfalarında imzasının bulunmadığını ve fesih ile ilgili hükümlerin yer aldığı sayfanın davacı yanca değiştirildiğini, sözleşmenin sona ermesinden 3 ay önce müvekkili tarafından fesih edildiğini, davacının…’ nın çalışanı olmadığı yönündeki iddiasının yerinde olmadığını, zira Kadıköy… Noterliği’ nin 07.08.2018 tarihli ihtarnamesi ile fesih bildiriminin onanmış olduğunu, sözleşmenin taraflar arasında 2015 yılında fesih ihbarında bulunulmadığından yenilenmesi nedeniyle iddia edildiği gibi 2016 yılında yeni bir sözleşme yapılmasının gerekmediğini, sözleşmenin müvekkili için ağırlaştırıcı hal teşkil edecek maddesinin kabulünün müvekkili için anlamsız olduğunu ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Dosya kapsamındaki tüm delillerin birlikte değerlendirilmesinde; Davacı davalı arasında dosyada mübrez 01/06/2014 tarihli sözleşme ile iş sağlığı ve güvenliği hizmeti alınmasına ilişkin …sözleşmesinin imzalanmıştır. Sözleşme süresinin sona ermesinin akabinde bu defa 01/06/2015 tarihinde sözleşme ilişkisinin yeni bir yazılı sözleşme ile yenilendiği ortaya konulmuştur. Bu nedenle davalının 2016 yılında müvekkilinin yeni bir yazılı sözleşme imzalamasının kendisi için anlamsız olduğu yolundaki beyanına mahkememizce itibar edilmemiştir. Ne var ki davalının savunmasında olduğu gibi anılan sözleşmenin incelenmesinden son sayfa dışındaki sayfalarda davalı imzasının yer almadığı tespit edilmiş ve davalı bu duruma özellikle de sözleşmenin fesih koşullarına itiraz etmiştir. 2016 tarihli sözleşmenin tüm sayfalarının imzalı hali davacı ve davalı taraftan talep edilmiş ise de dava dosyasına sunulmamıştır. Bu durumda davacı, sözleşme fesih şartının kendisini lehine ve karşı taraf aleyhine değiştiğini ve bu durumun tarafların kabulünde olduğunu ispat etmesi gerekmektedir. Davacı tarafça bu durum ispat edilememiştir. Bunlar ile birlikte davacı, sözleşmeyi davalı adına mail yolu ile fesih bildiriminde bulunan …’ nın davalı adına fesih bildiriminde bulunmaya yetkili olmadığını, …A.Ş. İle… A.Ş. Nin farklı tüzel kişilikler olduğunu, belirtilen nedenle bu fesih bildiriminin de usul ve yasaya aykırı olduğu iddiasında bulunmuş ise de dosya kapsamındaki bilirkişi raporu ile de sabit olduğu üzere davacı yanca davalıya en son 2018 yılı Şubat ayında fatura tanzim edildiği , sonrasında yeni bir fatura düzenlenmediği açıktır. Bu durum açıkça göstermektedir ki davalının mail yoluyla fesih bildirimi davacıya ulaşmıştır. Davalının fesih ile ilgili kısmında imzasının bulunmadığı 2016 yılı … sözleşmesi hariç diğer sözleşmelerde fesih bildiriminin noter marifetiyle yapılacağına ilişkin bir zorunluluk bulunmamaktadır.
İrdelenmesi gereken bir diğer husus ise davacının dayandığı, feshin geçersizliği halinde diğer tarafın hala sözleşmeyi fesih etmemesi halinde geçersiz fesih nedeniyle BK gereği yasal haklarını kullanabileceğidir. Özellikle tam iki tarafa borç yükleyen sözleşmelerde taraflardan birinin sözleşme gereği karşı taraftan talepte bulunabilmesi için öncelikle üzerine düşen edimleri yerine getirmesi zorunludur. Kendi edimini yerine getirmeyen taraf karşı taraftan edimini yerine getirmesi talebinde bulunamaz. Dosyanın incelenmesinden davacının, davalı tarafça mail yolu ile kendisine fesih bildiriminde bulunulmasından sonra davalıya yeni fatura tanzim edilmediği yani yeni hizmet sunulmadığı anlaşılmaktadır. Davacı yanca bu durumun aksini yansıtan bir delil de dosyaya sunulmamıştır. Davacının sunmadığı hizmetin bedelini davalıdan talep etmesi hukuken mümkün değildir. Kaldı ki …A.Ş. İle… A.Ş….şirketler olduğu, belirtilen nedenle fesih bildiriminin geçerli olduğu, zira davacı tarafça bildirimden sonra yeni fatura tanzim edilmemesi ile de fesih bildiriminin davacıya ulaştığı ve davacının kabulünde olduğu belirgindir. Öyleyse davalı yanca fesih bildiriminin zamanında yapıldığının da kabulü gerekir. Açıklanan nedenlerle davacı ve davalının yeniden bilirkişi raporu alınması yolundaki talepleri mahkememizce kabul görmemiş ve davacının davasının reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm tesis etmek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının davasının REDDİNE,
2-Alınması gereken 54,40-TL ret harcından peşin alınan 85,39-TL harcın mahsubu ile artan 30,99-TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya İADESİNE,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde BIRAKILMASINA,
4-Kullanılmayarak artan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilgili tarafa iadesine,
5-AAÜT tarifesi gereği hesap ve takdir olunan 3.400,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Dair, davacı ve davalı vekilinin yüzüne karşı HMK 341. Mad. Uyarınca miktar itibari ile kesin olmak üzere karar verildi, verilen karar usulen okunup, anlatıldı. 02/07/2020

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır