Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 21. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/409 E. 2019/216 K. 26.12.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
21. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/409 Esas
KARAR NO : 2019/216 Karar

DAVA : Alacak
DAVA TARİHİ : 18/09/2019
KARAR TARİHİ : 26/12/2019

Mahkememizde görülmekte olan Alacak davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin … davalı … f- …-… İstanbul Şubesi müşterisi olduğunu, Davalı banka adına gelen mesaj da …, BDDK Kararı ile şimdiye kadar sizden almış olduğu dosya masrafını iade ettiğini, iade için https://… şeklinde mesaj geldiğini, müvekkilinin davalının kurumsal bir banka olması ve müşteri güvenliği bakımından müşteri bilgilerini de başka kişilerle paylaşmayacağı, davalının da güvenilirliğini dikkate almış ve … isimli şahsın hesabından 6.530,00TL’nin çektiği tespit edildiğini ve banka hesabını kontrol ettiğinde, söz konusu tutarın bilgisi ve onayı dışında hesabından çekilmiş olduğunu tespit etmiş ve kartının kullanıma kapatılması hususunda derhal şifahen talepte bulunduğunu, … isimli şahsın müvekkilinin bilgisi ve muvafakati dışında hileli işlemler sonucu müvekkilinin hesabından rızası dışında çekmiş olduğu paraya istinaden davalı bankanın müşteri temsilcileri ile yapmış olduğu görüşmeler sonucu, çekilen tutara hemen davalı tarafça bloke konulduğunu söylenmiş olması ve kısa süre içerisinde müvekkilinin bilgisi ve muvafakati dışında çekilen paranın iade edileceğini söylenmiş ise de müvekkilinin yapmış olduğu görüşmeler ve taraflarınca da davalıya 08.04.2019 tarihinde Bakırköy …Noterliği… Yevmiye No’lu ihtarnamesinde de cevap verilmediğini, müvekkilimin mağduriyetine sebebiyet verildiğini, yaşanan bu süreçte müvekkilince suç duyurusunda bulunulduğunu, … Cumhuriyet Başsavcılığı’nda suç duyurusunda bulunulduğunu,( Soruşturma No:…) yargılama … Asliye Ceza Mahkemesi’nde görüldüğünü, davalı tarafça müvekkilinin hesabından çekilen para neticesinde müvekkilinin kısa bir süre içerisinde bankanın müşteri hizmetleri ile yapmış olduğu görüşme de müvekkiline çekilen tutara bloke konulduğunun söylenmiş olmasına rağmen ne yazık ki tüm çabalarının sonuçsuz kaldığını ve davalı adına yaşanan güven sarsıcı bu duruma rağmen rızası ve muvafakati dışında tamamen müvekkilini mağdur etmeye yönelik işlemler uygulayarak hesabından çekilip, davalı tarafça bloke konulmuş olduğunun söylenmiş olmasına rağmen paranın müvekkiline iade edilmediği gibi tamamen davalının sorumluluğunda olup müvekkilinin mağduriyetine sebebiyet verdiğini, bu nedenlerle fazlaya dair her türlü yasal haklarının saklı kalmak kaydıyla müvekkilinin rızası dışında hesabından çekilen 6.530,00TL’nin zararın gerçekleştiği tarihten itibaren temerrüt faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilerek, vekalet ücreti ile yargılama giderlerinin karşı tarafa yüklenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; İşbu davanın havale işleminin yapıldığı hesap sahibine yöneltilmesi gerektiğini, zira davacı, sistemde kayıtlı telefon numarasından arayarak tüm güvenlik sorularına doğru cevaplar vererek transfer işlemi yaptığını, ancak bu transferi kabul etmediğini, davacının müvekkil bankaya yöneltebileceği bir kusur ve husumet bulunmadığını, bu nedenle davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle de reddini talep ettiklerini, davacı sahte sayfaya müşteri numarası, parola ile birlikte cep telefonuna gönderilen tek kullanımlık sms şifreyi girmesi neticesinde davaya konu havale işlemini gerçekleştirdiğini, davacı tarafından bilmediği sahte linke (… ait olduğunu zannettiği) tıklanmış ve müşteri numarası, parola bilgisi ile cep telefonuna gelen tek kullanımlık SMS şifre girmesi sonucunda bankalarının İnternet Şubesine erişim yapacağı zannıyla giriş yaptığını, müşteri tarafından bilmediği sahte linke tıklanmış ve müşteri numarası, parola bilgisi ile cep telefonuna gelen tek kullanımlık SMS şifre girmesi sonucunda bankalarının İnternet Şubesine erişim yapacağı zannıyla giriş yaptığını, ancak link sahte olduğundan linke giriş yaptığında müşteri numarası, parola bilgisi ve tek kullanımlık SMS şifresi 3. Kişilerin eline geçmiş ve şahıslarca internet Şubesine erişim yapılarak 20.03.2018 tarihinde …nolu hesabından 6.530,00TL … adına kredi kartı ödemesi işlemi yapıldığını, davacının transfer işlemlerinden haberinin olmadığı yönündeki iddiasının asılsız olduğunu, davacının transfer işlemlerine ilişkin herhangi bir bilgisi olmadığı yönündeki beyanları muğlâk ve dayanaksız olduğunu, kredi kartı, banka kartı, dialog / çağrı merkezi hizmeti, internet bankacılık hizmeti tahsis edilen müşterinin yapacağı transfer işlemlerinde güvenlik duvarı birtakım özel bilgilerden oluşmakta olduğunu, somut olayda da davacı kendisine ait özel bilgilerle para transferi işlemi gerçekleştirdiği veya bu bilgileri dava dışı şahıslarla paylaşarak kusurlu davrandığını, işbu davaya konu transfer işleminden kaynaklanan müvekkil bankaya atfedilebilecek hiçbir kusur ve sorumluluğun bulunmadığını, bankaları tarafından tüm müşterilerine şifre ve kişisel bilgilerini banka personeli dahil kimse ile paylaşmamaları gerektiğine dair bilgilendirme sms’leri gönderildiğini, bu hususa rağmen davacı tarafından internet bankacılığına giriş şifre ve bilgilerinin 3. Şahıslarla paylaşılması kusurlu davranışın açık bir göstergesi olduğunu, davacının kusurlu davranışı dolayısıyla uğradığını iddia ettiği zararı müvekkil bankamızdan tahsil edebilmek amacıyla ikame ettiği işbu davanın hukuki temelden yoksun olması nedeniyle reddi gerektiğini, davanın husumet yönünden reddine, hukuki temelden yoksun davanın reddine karar verilerek yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; davalı bankada hesabı bulunan diğer davalı …’in, davacının banka hesabından hukuka aykırı yolla kendi hesabına aktardığı belirtilen tutarın iadesi istemine ilişkindir.
HMK.nun 1. Maddesine göre, göreve ilişkin kurallar kamu düzeninde olup, aynı yasanın 114/1-c bendi uyarınca dava şartı olan bu husus, HMK.nun 115/1 maddesi gereğince mahkemece davanın her aşamasında kendiliğinden araştırılır.
HMK’ nın 138. Maddesine göre mahkeme, öncelikle dava şartları ve ilk itirazlar hakkında dosya üzerinden karar verir; gerektiği takdirde kararını vermeden önce, bu konuda tarafları ön inceleme duruşmasında dinleyebilir. Mahkememizce taraflar 26/12/2019 tarihli duruşmaya davet edilmiş, davalı tarafın yokluğunda ve davacı vekilinin katılımı ile belirtilen tarihte duruşma gerçekleştirilmiş ve davacının bu husustaki beyanı alınmıştır.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4. maddesinde mutlak ticari davalar belirtildikten sonra her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları nispi ticari davalar olarak sayılmış ve 5. maddesinde de “Aksine hüküm bulunmadıkça, dava olunan şeyin değerine veya tutarına bakılmaksızın asliye ticaret mahkemesi tüm ticari davalar ile ticari nitelikteki çekişmesiz yargı işlerine bakmakla görevlidir” hükmü getirilerek görev hususunun kapsamı düzenlenmiştir. Buna göre bir davada Asliye Ticaret Mahkemesinin görevli olabilmesi için mezkur kanunun 4. maddesinde sayılan mutlak bir ticari dava olması veya her iki taraf tacir olup uyuşmazlığın da her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili bir husustan doğması gerekmektedir.
6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun’un amaç başlıklı 1. maddesinde, “Bu Kanun’un amacı; kamu yararına uygun olarak tüketicinin sağlık ve güvenliği ile ekonomik çıkarlarının koruyucu, zararlarını tazmin edici, çevresel tehlikelerden korunmasını sağlayıcı, tüketiciyi aydınlatıcı ve bilinçlendirici önlemleri almak, tüketicilerin kendilerinin korucuyu girişimlerini özendirmek ve bu konulardaki politikaların oluşturulmasında gönüllü örgütlenmelerini teşvik etmeye ilişkin hususları düzenlemektir. Tanım başlıklı 3. maddesinin (1) sağlayıcı; Kamu tüzel kişileri de dahil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla tüketiciye hizmet sunan ya da hizmet sunanın adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiyi, (k) Tüketici; Ticari-veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişiyi, (1) Tüketici işlemi; Mal veya hizmet piyasalarında Kamu tüzel kişileri de dahil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzer sözleşmeler de dahil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemi.” düzenlemeleri bulunmaktadır.
Somut olayda, davalı bankada hesabı bulunan diğer davalı …’in, davacının banka hesabından hukuka aykırı yolla kendi hesabına aktardığı belirtilen tutarın iadesi için dava açtığı görülmüştür. Dava dilekçesi ve ekleri ile davalı banka tarafından sunulan cevap dilekçesinin incelenmesinde, davacı tarafın tacir olmadığı, diğer davalının tacir olduğuna ilişkin bir kayıt veya belgenin dosyaya sunulmadığı belirlenmiştir. Davalılardan sadece bankanın tüzel kişi tacir olması yargılamanın mahkememizde yürütülmesi için yeterli görülmemiştir.
Taraflar arasında 6502 sayılı yasa kapsamında bir tüketici ilişkisi ve bankacılık sözleşmesi bulunduğu, davacının kanunda tanımı yapılan tüketici sıfatına haiz olduğu, dolayısıyla davanın, tüketici mahkemesinde görülmesi gerektiği açıktır. Bir davanın ticari dava olarak nitelendirilebilmesi ve ticaret mahkemesinde görülebilmesi için ya mutlak ticari dava olması ya da her iki tarafın tacir olması ve işin her iki tarafın ticari işletmesi ile ilgili olması gerekmektedir. Bu durumda, mahkememiz dava konusunda uyuşmazlığa bakma konusunda görevli olmayıp, uyuşmazlığa bakma görevi Tüketici Mahkemesine aittir. Görev hususu kamu düzenine ilişkin olup, taraflarca ileri sürülmesi dahi yargılamanın her aşamasında kendiliğinden dikkate alınması gerektiğinden mahkememizce göreve ilişkin dava şartı yokluğundan davanın usul yönünden reddine ilişkin aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.

KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Mahkemenin görevine ilişkin dava şartı noksanlığı bulunduğundan Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE, davanın HMK 114/1-c ve 115/2.maddeleri uyarınca görev yönünden USULDEN REDDİNE,
2-Kararın kesinleşmesine müteakip talep halinde dosyanın görevli olan İSTANBUL TÜKETİCİ MAHKEMESİ’NE GÖNDERİLMESİNE,
3-HMK’nun 331 mad. uyarınca Harç, yargılama gideri ve gider avansının görevli mahkemece değerlendirilmesine, davaya başka bir mahkemede devam edilmediği takdirde talep üzerine harç yargılama gideri ve gider avansı konusunda mahkememizce karar oluşturulmasına,
4-HMK 20.maddesi gereğince; karar tebliğinden itibaren iki haftalık süre içerisinde görevli mahkemeye gönderilmesi talebinde bulunulmaması halinde davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğinin ihtaratına,

Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 26/12/2019

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır