Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 21. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/348 E. 2019/198 K. 17.12.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
21. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/348 Esas
KARAR NO : 2019/198

DAVA : İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
DAVA TARİHİ : 17/09/2019
KARAR TARİHİ : 17/12/2019
Mahkememizde görülmekte olan Alacak davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili 17/09/2019 tarihli dava dilekçesi ile; dava dışı…’e ait taşınmaz… numaralı poliçesiyle davacı şirket tarafından sigortalandığını, sigortalının beyanına, olay anından tutulan tutanağa ve ekspertiz raporuna göre 15 .09.2017 tarihinde mezkur konutta yangın sonucunda hasar oluştuğunu, yangın itfaiye raporuna göre davalı tarafından üretilen Beko marka klima arızası nedeniyle meydana geldiğini, sigortalı konutta yapılan ekspertiz çalışmasına göre davalının kusuruna tekabül eden 57.500 TL’lik hasar meyadana geldiğini, ortaya çıkan zarar davacı şirket tarafından dava dışı sigortalı …’e ödendiğini, ödenen bu hasar bedeli dolayısıyla davalıdan kusur tazminat alacağı doğduğunu, bu alacağın tahsili için davalı aleyhine İstanbul … İcra Müdürlüğünün… E. Sayılı dosyası ile icra takibi yapıldığını, davalının vaki itirazı nedeniyle takibin durduğunu, davalının icra takibine yaptığı haksız ve mesnetsiz itirazın iptaline, takibin devamına ve alacağın tahsiline, davalı aleyhine %20’dan aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalıya usulüne uygun dava dilekçesi tensip zaptı ve duruşma gün ve saati tebliğ edilmiş olup, davalı tarafından süresi içinde verilen cevap dilekçesinde özetle; davacı …’nın işbu davayı sigortalısına halef olarak açmış olması sebebiyle, davanın ticaret mahkemesinde değil, sigortalının başvurması gereken tüketici mahkemesinde görülmesi gerektiğini, dava dilekçesinde de açıkça belirtildiği üzere davacı …, sigortalısı …’e ait konutta çıkan yangın sebebiyle yapmış olduğu hasar ödemesinin rücu için icra takibi başlattığını, bir başka deyişle davacı … kendi ticari alacaklarının tahsili amacıyla değil, sigortalısı …’ün halefi olarak sigortalısı adına hareket ettiğini, bu nedenle davacı …’nın halefıyet kuralları uyarınca sigortalısı gibi hareket etmesi gerektiğini, somut olayda davacı şirketin sigortalısı … müvekkil şirketin tüketicisi konumunda olduğunu, davacı tarafın, sigortalısının konutunda gerçekleşen yangının klimadaki üretim hatasından kaynaklı olarak başladığını kesin olarak ispat etmesi gerektiğini, müvekkili şirket, ürettiği yahut satışını yaptığı ürünlerden dolayı yangın çıkması halinde, ürünün ve olay yerinin incelenmesi için teknisyen görevlendirmekte ve ayrıca bağımsız eksperlerden yardım almadığını, dava konusu olay ise ne sigortalı … ne de davacı … tarafından müvekkili şirkete bildirilmediğini, bu olaydan ancak ödeme emrinin tebliğ alınması ile haberdar olunduğunu, müvekkili şirket kayıtlarında yangına sebebiyet verilen klimaya ilişkin herhangi bir kayda rastlanılmadığını, klima montajının ve bakımlarının yetkisiz kişilerce yapıldığını, yangının… marka klimadaki üretim ayıbından kaynaklandığının ispat edilememesi sebebiyle haksız davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yüklenilmesine, karar verilmesini talep etmiştir.
Dava; sigorta şirketinin sigortalısına ödediği bedelin zarar verene rücusuna ilişkin takibe itirazın iptali davasıdır. Uyuşmazlık dava dışı …’e ait taşınmazda meydana gelen yangın nedeni ile davacı … şirketince tazmin edilen zararının davalı şirketten rucu edilip edilemeyeceği, davalı kurumun pasif husumet ehliyetinin bulunup bulunmadığı, meydana gelen zarardan davalının sorumlu tutulup tutulamayacağı temerrüt ve faiz şartlarının oluşup oluşmadığı hususlarının tespitine ilişkin açılmış itirazın iptali davasıdır.
6335 Sayılı Kanunun 2.maddesi ile değişik 6102 sayılı TTK’nun 5/4 maddesinde; asliye ticaret mahkemesi ile asliye hukuk mahkemeleri ve diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişkinin görev ilişkisi olduğu, bu durumda göreve ilişkin usul hükümlerinin uygulanacağı düzenleme konusu yapılmıştır. Görev kamu düzenine ilişkin olup, dava şartıdır. Dava şartları mahkemece yargılamanın her aşamasında resen dikkate alınır.
Bu açıklamalar ışığında dosya incelendiğinde dava, konut sigorta poliçesi gereği sigortalısına ödeme yapan davacının ödediği bedelin, zarardan sorumlu olduğu iddia olunan davalıdan rücuen tahsili istemine ilişkin olduğu görülecektir.
Davacı …, bu davayı sigortalısının halefi olarak açtığına göre, görevli mahkemenin tayininde sigortalı ile davalı arasındaki ilişkinin hukuki mahiyeti nazara alınır.
Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararının 22.3.1944 Tarih E. 37, K. 9, RG. 3.7.1944 sayılı kararında bu husus “Sigortacının sorumlu kişi aleyhine açacağı dava, sigorta poliçesinden doğan bir dava değildir. Bu nedenle, halefiyet davası bir tüketici dava sayılamaz. Bu dava, aynen sigortalı kimsenin sorumlu kişiye karşı açmış olduğu bir dava gibidir. Sigortalının muhtelif mahkemelerde dava açma hakkı varsa, aynı hak sigortacının halefiyet hakkına dayanan rücu davası için de söz konusudur.” şeklinde vurgulanmaktadır.
Davacı … olup, davalılardan rücuen tazminat talebinin nedeni, yangına sebebiyet veren … marka klimanın üreticisi olan davalı … AŞ ile davacının sigortalısı arasındaki satım ilişkisinden kaynaklanmaktadır.
28.11.2013 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan ve 28.05.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un (TKHK) 2. maddesinde kanunun kapsamı “bu Kanun, her türlü tüketici işlemi ile tüketiciye yönelik uygulamaları kapsar” şeklinde açıklanmıştır. Kanun’un “tanımlar” başlıklı 3. maddesinde ise tüketici işlemi, “Mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemi ifade eder” biçiminde tanımlanmıştır.
6502 sayılı TKHK’nın 73. maddesi uyarınca tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğacak uyuşmazlıklara ilişkin davalarda tüketici mahkemesi görevli kılınmıştır. Bu nedenle HMK’nın 114/c ve 138 maddeleri uyarınca mahkememizin görevsizliğine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Mahkemenin görevine ilişkin dava şartı noksanlığı bulunduğundan Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE, davanın HMK 114/1-c ve 115/2.maddeleri uyarınca görev yönünden USULDEN REDDİNE,
2-Kararın kesinleşmesine müteakip talep halinde dosyanın görevli olan İSTANBUL TÜKETİCİ MAHKEMESİNE GÖNDERİLMESİNE,
3-HMK’nun 331 mad. uyarınca Harç, yargılama gideri ve gider avansının görevli mahkemece değerlendirilmesine, davaya başka bir mahkemede devam edilmediği takdirde talep üzerine harç yargılama gideri ve gider avansı konusunda mahkememizce karar oluşturulmasına,
4-HMK 20.maddesi gereğince; karar tebliğinden itibaren iki haftalık süre içerisinde görevli mahkemeye gönderilmesi talebinde bulunulmaması halinde davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğinin ihtaratına,
Dair; taraf vekillerinnin yüzülerine karşı, tebliğden itibaren 2 haftalık kesin süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İSTİNAF kanun yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı. 17/12/2019

Katip … Hakim …
¸e-imzalıdır ¸e-imzalıdır
5070 Sayılı Kanun gereğince e-imza ile imzalanmıştır.