Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 21. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/342 E. 2020/662 K. 15.12.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
21. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/342
KARAR NO : 2020/662
DAVA : Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 26/07/2018
KARAR TARİHİ : 15/12/2020

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili 26/07/2018 tarihli dava dilekçesinde özetle, müvekkilinin borçlu olarak yer aldığı … İcra Müdürlüğü’nün 2016/… Esas sayılı icra takip dosyasında borç dayanağı olarak 28/02/2016 ödeme tarihli 15.000,00.TL tutarındaki bono olduğunu, bonoda borçlu olarak yer aldığı gerekçesi ile icra takibine borçlu olarak dahil edilen müvekkiline ait olduğu iddia edilen imzanın müvekkiline ait olmadığını, takip konusu bononun borçlusunun müvekkilinin abisi diğer davalı … olduğunu, müvekkkilinin adı alacaklı veya diğer borçlu tarafından kendisinden habersiz olarak eklendiğini ve kendisi adına imza atıldığını, bonoda yer alan imzanın müvekkiline ait olmadığını, yapılan icra takibindeki alacaklı tarafın akrabası olduğunu, bu nedenle borca itiraz etmediğini ve alacaklı avukatların halledeceğini söylediğini ve müvekkilini borçlu konuma düşürenlerin takibi haksız olarak ilerlettiklerini bu nedenle işbu davayı açtıklarını, takibe konu bonoda yer alan isim … olarak yazılmış olup doğrusunun … olduğunu, müvekkilinin kendi adını yanlış yazmasının veya yanlış yazılanı düzeltmemesi halinin hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, ismin altına atılan imzanın da öylesine atılmış bir imza olduğunu belirterek davalıya karşı açılan davanın kabulünü, davacı müvekkilin 28/02/2016 tarihli ve 15.000,00-TL tutarlı bono kapsamında ve alacaklı durumunda olan …’a borçlu olmadığını, dava konusu bononun tahsili halinde müvekkilinin ileride telafisi imkansız maddi ve manevi zararlara uğrayacağı muhtemel olduğundan dava konusu senedin, teminatsız veya mahkemece uygun görülecek bir teminat mukabilinde ve bu dosya kapsımında yapılacak yargılama neticesi verilecek mahkeme kararının kesinleşmesine kadar davaya konu senedin ödenmesini engeller mahiyette ve muhtemel icra takiplerinin durdurulması amacıyla ihtiyat-i tedbir kararını, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili 04/09/2018 tarihli cevap dilekçesinde özetle, Bono ile ilgili uyuşmazlıklarda açılacak davalarda görevli mahkemenin Asliye Ticaret Mahkemeleri olduğunu, Davacı tarafın 2016 yılında aleyhine açılmış olan icra takibinden kaynaklı bonoya dayalı borca, aradan takip açılmasından 2 yılı aşkın süre geçtikten sonra işbu davayı açmasından ve imzaya itiraz etmesinde hukuki yararın olmadığını ve zamanaşamı itirazının bulunduğunu, davacının 2 yılı aşkın süredir borçtan haberdarken işbu davayı açarak icra borcunun ödenmesinin ötelemeye ve zaman kazanmaya çalıştığını, bu tarihe kadar akraba olduklarından dava açmadıkları bahanesine sığındıklarını, ticari hayatta böyle bir gerekçe ile ilgili borcun ödenmemesi hakkaniyete aykırı olduğunu belirterek davanın görevli mahkemede açılmaması nedeniyle davanın usulden reddini, zamanaşımı nedeniyle davanın usulden reddini, haksız açılan davanın hukuki dayanaktan yoksun olması nedeniyle reddini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesini talep etmiştir.
B.Uyuşmazlık ve Deliller, Delillerin Değerlendirilmesi ve Gerekçe
Davanın menfi tespit davası olması sebebi ile öncelikle dava konusu icra dosyası mahkememiz dosyası arasına alınmış, yapılan incelemede … İcra Müdürlüğü’nün 2016/… Esas sayılı dosyası ile mahkememiz dosyasının taraflarının aynı olduğu, dosyamız davacısının borçlu, dosyamız davalısı …’ın alacaklı olduğu, diğer davalı …’ın borçlu olduğu, dava değerlerinin asıl alacak yönünden aynı olduğu, takibin kambiyo senedine dayandığı görülmüştür.
Davacı tarafça dava konusu 28/02/2016 tarihli bonoda bulunan imza ve yazı inkar edilmiş, bonoda bulunan imzanın davalılardan biri tarafından bonoya eklendiği iddia edilmiştir.
Mahkememizce dava konusu bonoda bulunan imzaların davacı eli ürünü olup olmadığının incelenmesine karar verilmiş, bu kapsamda davacının imza örnekleri mahkememiz kaleminde alınmış, öte yandan davacıya ait imzaların bulunduğu yerlerden … Belediyesi’nden temizlik vergisine dair bildirim formu, … ‘ndan imza beyannamesi getirtilmiştir.
Mahkememizce görevlendirilen grafoloji bilirkişi … marifetiyle hazırlanan 10/06/2020 tarihli bilirkişi raporunda özetle; inceleme konusu borçlusu … …, kefili …, alacaklısı … olan, 12/01/2016 tanzim, 28/02/2016 vade tarihli 15.000-TL tutarlı senet aslında … adına atılı imza ile …’a ait imzalar arasında; tersim biçimi, işleklik derecesi, istif, eğim, doğrultu, alışkanlıklar, seyir, hız ve baskı derecesi bakımından uygunluk ve benzerlikler saptanmadığından söz konusu imzanın mevcut mukayese imzlarına kıyasla …’ın eli ürünü olmadığı mütalaa edilmiştir.
Anılan bilirkişi raporu taraflara tebliğ edilmiş davacı taraf sunduğu 04/08/2020 tarihli beyan dilekçesinde raporu kabul ettiğini, davalının beyanlarını kabul etmediğini, rapor ile haklılığının ortaya çıktığını ifade etmiştir. Davalı taraf sunduğu 26/06/2020 tarihli beyan dilekçesinde davacı yanın beyanlarını ve raporu kabul etmediğini, senedin … tarafından kendisine verildiğini, … ve …’ın kardeş olduklarını, davacının kötü niyetli olduğunu ifade etmiştir.
Dava icra takibine dayanak olan bono altındaki imzanın davacıya ait olmadığı iddiası ile İİK 72 maddesi uyarınca açılmış menfi tespit davasıdır.
Dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde, davaya konu bonoda davacıya atfen atılı bulunan imzanın davacının eli ürünü olmadığı tespit edildiğinden davacının davalı taraf aleyhine açtığı menfi tespit davasının kabulü ile … icra müdürlüğünün 2016/… E. Sayılı dosyasında takip konusu olan 15.000,00.-TL bedelli 12/01/2016 tanzim, 28/02/2016 vade tarihli bonodan dolayı, kefil sıfatıyla imzası bulunan davacı …’ın davalı …’a borçlu olmadığının tespitine, icra takibinin davacı yönünden iptaline, davalı alacaklının takibinde haksız ve kötüniyetli olduğu hususu davacı tarafından ispatlanamadığından İİK 72/5 maddesi koşulları oluşmadığından, davacının % 20 tazminat talebinin reddine, Gerek bonoda gerekse takipte …’ın da davacı gibi borçlu olarak yer alması ve davacının …’a huzurdaki davayı yöneltmesinde hukuki menfaatinin bulunmaması nedeniyle bu davalı yönünden hukuki yarar yokluğundan davanın reddine karar vermek gerekmiş, aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:
1-Davanın davalı … yönünden KABULÜ İLE; …. İcra Müdürlüğünün 2016/… esas sayılı takip dosyası ve takibe konu bono nedeniyle davacının bu davalıya borçlu olmadığının TESPİTİNE,
2- Davacının kötüniyet tazminat talebinin koşulları oluşmadığından REDDİNE,
3- Davanın davalı … yönünden hukuki yarar yokluğundan REDDİNE,
4- …. İcra Müdürlüğünün 2016/… esas sayılı takip dosyasının davacı … yönünden İPTALİNE,
5-Alınması gereken 1.024,65-TL harçtan peşin alınan 256,17-TL harcın mahsubu ile artan 768,48- TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
6-Davacı tarafça yapılan 35,90-TL başvuru harcı, 256,17-TL peşin harç, 800,00-TL bilirkişi ücreti, tebligat ve posta masrafından oluşan 638,60-TL olmak üzere toplam 1.730,67-TL yargılama giderinin davalı …’dan alınarak davacıya verilmesine,
7-Dosyada artan gider avansının karar kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine,
8-Davalı … tarafça yapılan yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
Dair; gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki haftalık yasal süre içerisinde, mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere her hangi bir Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İSTİNAF kanun yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı.15/12/2020

Katip …
E-imzalıdır

Hakim …
E-imzalıdır