Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 21. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/33 E. 2020/143 K. 27.02.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
21. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/33 Esas
KARAR NO : 2020/143 Karar

DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 03/09/2019
KARAR TARİHİ : 27/02/2020

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı tarafından müvekkil şirketçe tanzim edilen faturaların ödenmediğini, bakiye alacağa ilişkin başlatılan icra takibine de haksız ve mesnetsiz olarak itiraz ettiğini, müvekkili şirketin reklamcılık alanında hizmet veren bir firma olduğunu, bu kapsamda davalıya reklamcılık hizmeti verildiğini, “Suntimes” isimli derginin Haziran ve Eylül 2018 sayılarında davalının yayımlanmasını talep ettiği “…” otellerinin ilanının yayımlandığını, davalıya verilen bu hizmet doğrultusunda 14.06.2018 tarih, … numaralı 5.605,00-TL bedelli, 05.09.2018 tarih, … numaralı 5.605,00-TL bedelli faturalar keşide edildiğini, ilk fatura davalıya 22.06.2018 tarihinde tebliğ olunarak kayıtlara alındığını, ikinci fatura ise 12.09.2018 tarihinde tebliğ olunarak kayıtlara alındığını, Haziran ayında kesilen faturanın 5.000,00-TL’sinin ödendiğini, Eylül faturasının ise ödenmediğini, neticeten ödenmeyen toplam bedel olan 6.210,00-TL için icra takibi başlatıldığını, davalı takibe haksız bir şekilde itiraz ettiğini, davalı faturaya 8 gün içinde veya daha sonrasında itiraz etmediğini, faturayı ticari kayıtlarına aldığını, fatura alan kişinin sekiz gün içinde itiraz etmemesi halinde fatura içeriğini kabul etmiş sayılmasının(TTK m. 21/2) kanunî bir karine olduğunu, müvekkili şirketin usulüne uygun tutulmuş ticari defter kayıtları incelendiği takdirde davalı şirketin, müvekkil şirkete borçlu olduğunun görüleceğini, davalıya gönderilen faturalar ticari defterlere alacak olarak kaydedildiğini ve muhasebeleştirilridiğini, davalının itirazı haksız ve kötü niyetli olup alacağın likit olmasından dolayı icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerektiğini, davalı takip borçlusu, icra takibine karşı haksız ve kötü niyetle itiraz ettiğini, davalıya ilgili fatura tebliğ edildiğini ve borç olarak muhasebeleştirildiğini, dolayısıyla davalı ticari ilişkiyi ve borcun sebebini bildiğini, müvekkili şirketin alacağına kavuşmasını engellemek amacıyla borca haksız olarak itiraz ettiğini, müvekkili şirketin alacağı likit olduğundan davalının itirazının kötü niyeti de göz gönünde bulundurularak davalı borçlu aleyhine %20 icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerektiğini, bu nedenlerle takibe haksız ve kötü niyetli olarak, takibe ilişkin haklarını sekteye uğratmak amacıyla itiraz eden ve ne takipten önce ne de takipten sonra borç bakiyesini ödemeyen davalının itirazının iptali ile takibin devamına ve icra inkâr tazminatına hükmedilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı davaya cevap vermemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, davacı tarafından davalıya verildiği belirtilen reklam hizmetine ilişkin düzenlenen faturalar nedeni ile başlatılan icra takibine davalı tarafından yapılan itirazın İİK.m67 uyarınca iptaline karar verilmesi istemine ilişkindir.
Mahkememizce taraflar arasında mevcut ve uyuşmazlık konusu olan … 25. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası celp edilmiş, yine tarafların fatura konusu yıllara ilişkin olarak BA-BS formları şirket merkezi vergi dairesi müdürlüğünden getirtilerek dosyamız arasına alınmış ve bilirkişi incelemesi yoluna gidilmiştir.
Davanın esasına ilişkin incelemeye geçmeden önce 6100 Sayılı HMK’ nın 114. Maddesi uyarınca dava şartlarının mevcut olup olmadığının incelenmesi gerekmiştir.
İtirazın iptali davasında öncelikle taraflar arasında geçerli bir icra takibinin ve bu takibe yönelik geçerli bir itirazın bulunması zorunludur, aksi halde icra takibine yönelik işlemler davaya gerek kalmadan devam edebileceğinden davacının dava açmakta hukuki yararı bulunduğundan söz edilemeyecektir.
Burada sözü edilen hukuki yarardan maksat, davacının subjektif hukuki hakkına hukuki korunma sağlanması hususunda mahkemeye başvurmasında hali hazırda hukuken korunmaya değer bir yararın bulunmasıdır. Bir başka ifadeyle, davacı hakkına kavuşmak için, hali hazırda mahkeme kararına muhtaç konumda değilse onun hukuki yararının bulunduğundan söz etmek mümkün değildir. (HMK m.114 gerekçesinden)
Buna yönelik yapılan incelemede dosyamız arasına alınan … 25. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında; davalı borçluya ödeme emrinin 16/01/2019 tarihinde tebliğ edildiği, davalı tarafından ise 7 günlük yasal itiraz süresi geçtikten sonra, 15/02/2019 tarihinde kendisine gönderilen ödeme emrine itiraz ettiği görülmüştür. İlgili müdürlük tarafından belirtilen itiraza ilişkin olarak 10/05/2019 tarihli karar ile “borçlu tarafından yapılan itirazın süresinde yapılmadığı anlaşılmakla bu aşamada müdürlük dosyasında yapılan itirazın reddine” şeklinde karar verilmiştir.
…Borçlunun itirazı süresinde olmadığından reddedilmiştir. Davanın açıldığı tarihte kesinleşmiş bir icra takibi mevcuttur. Ortada süresinde yapılmış ve icra takibini durdurmuş bir itiraz mevcut olmadığından İİK 67. maddesi anlamında itirazın iptali davası da açılamaz. Aynı konuda kesinleşmiş derdest icra takibi mevcut olduğundan dava genel hükümlere göre alacak davası olarak da görülemez. Bu nedenle açılan davanın dava şartları mevcut olmadığından hukuki yarar yokluğundan reddi gerekirken yazılı gerekçe ve eksik inceleme ile davanın kabulü yönünde hüküm kurulması isabetsiz olmuştur…(Yargıtay 22. Hukuk Dairesi’ nin 21/01/2020 tarih 2016/32746 E., 2020/865 K. Sayılı kararı)
Tüm dosya kapsamı ile birlikte değerlendirildiğinde davalı tarafından icra dosyasına süresi içinde yapılan geçerli bir itiraz bulunmadığı, dava konusu icra takibine ilişkin geçerli bir durdurma kararı bulunmadığı anlaşıldığından dava açmakta hukuki yararı bulunmayan davacının davasının reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının davasının hukuki yarar yokluğu nedeni ile REDDİNE,
2-Alınması gereken 54,40-TL ret harcından peşin alınan 75,58-TL harcın mahsubu ile artan 21,18-TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya İADESİNE,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde BIRAKILMASINA,
4-Kullanılmayarak artan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
5-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirmiş olduğundan karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’nin 7 ve 13.maddeleri uyarınca hesap ve takdir olunan 3.400,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliyesi nezdinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar usulün okundu anlatıldı.27/02/2020

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır