Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 21. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/312 E. 2023/680 K. 24.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
21. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/312 Esas
KARAR NO : 2023/680
DAVA : Tazminat (Rücuen Tazminat)
DAVA TARİHİ : 16/09/2019
KARAR TARİHİ : 24/10/2023

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Rücuen Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili 16.09.2021 tarihli dava dilekçesinde özetle; Müvekkili kurum ile her bir davalı arasında özel güvenlik hizmet alımına ait sözleşme imzalandığını, söz konusu firmalarda görev yapan ve işten ayrılan güvenlik personeli … …’in idareye ve çalıştığı şirkete dava açarak kıdem/ ihbar tazminatı, fazla mesai vb.ücretleri talep ettiğini, açılan dava sonucunda … İş Mahkemesi’nin 2015/… E. 2018/… K. Sayılı kararıyla bir kısım taleplerin … …’e ödenmesine hükmedildiğini, … İcra Müdürlüğü 2018/… Esas numarasıyla açılan icra dosyasına müvekkili idarece 53.332,00-TL ödeme yapıldığını, müvekkili kurum ile her bir davalı arasında yapılan ihale sözleşmesine ekli şartnamelerde söz konusu işçi alacak ve haklarından yüklenici sıfatı ile davalı şirketlerin sorumlu olduğunun belirtildiğini, her bir davalı firmanın kendi sözleşme dönemlerine tekabül eden tutar kadar sorumlu olduklarını, ödenen tutarın … P…’in çalıştığı şirketlerden kendi dönemlerine karşılık gelen tutarların talep edilmesine rağmen olumlu cevap alınamadığını iddia ederek … Şirketi’nin kendi dönemi olan 12.02.2011-31.12.2011 ve 01.06.2014-31.12.2014 tarihleri arasını kapsayan 14.178,00-TL, … Şirketi’nin kendi dönemi olan 17.07.2010-11.02.2011 ve 01.01.2012-31.12.2013 tarihleri arasını kapsayan 25.854,00-TL, … Şirketi’nin 01.01.2014-31.05.2014 tarihleri arasını kapsayan 4.170,00-TL, … Şirketi’nin 01.01.2015-04.12.2015 tarihleri arasını kapsayan 9.174,00-TL olan rücu alacaklarının tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … A.Ş. Vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacının müvekkili şirkete rücu edebileceğini belirtir bir hükmün dosyaya sunulan ihale sözleşmesi ve ekli şartnamelerde olmadığını, müvekkili ile davacı arasındaki sözleşmenin işçi teminine yönelik olup dava dışı işçinin tek işverenin davacı olduğunu, davacı ile müvekkili arasındaki ilişkinin hizmet alım işi olmadığını, personel seçilmesinden, işin düzenlenmesine, emir ve talimat yetkisinden, denetime kadar işverenlikten kaynaklanan tüm özelliklerin tamamen davacıya tanındığını, işin fiili işleyişinde de ihale dokümanına uygun olarak tüm yetki ve yönetimin de davacıda olduğunu, davacı ile müvekkili arasında bir alt işveren – üst işveren ilişkisi kurulamadığını, dava dışı işçi lehine hükmedilen kıdem ve ihbar tazminatı ile yıllık izin, UGBT, hafta tatili, fazla mesai alacaklarından sadece davacının sorumlu olduğunu, davacının talep ettiği alacak kalemlerinin dava dışı işçinin davacı nezdinde gerçekleştirdiği çalışmalardan doğduğunu, davacı tarafından bu alacak kalemlerine karşılık müvekkili şirkete bir ödeme yapılmadığını, taraflar arasında imzalanan hizmet sözleşmesinde sözleşmeye dahil olan giderler bildirilmiş olup bu alacak kalemleri arasında kıdem ve ihbar tazminatı, UGBT alacağı, yıllık izin alacağı, hafta tatili alacağı belirtilmediğini, işbu alacakların müvekkiline yükletilmesi davacının sebepsiz zenginleşmesine sebep olacağını, 6552 Sayılı “İş Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması ile Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılmasına Dair Kanun” 10/09/2014 tarihinde kabul edilerek Resmi Gazetede yayımlandığını, yasa gereği kıdem tazminatı alacağından işçinin çalıştığı kurumun sorumlu olduğunu, müvekkilinin sorumluluğuna hükmedilecekse bile müvekkilini bu tutarın en fazla yarısından sorumlu olacağına ilişkin hesaplamanın dikkate alınması gerektiğini, taraflar arasında akdedilen sözleşmelerde kıdem ve ihbar tazminatından hangi tarafın ne oranda sorumlu olacağına dair bir hüküm bulunmadığından konuyla ilgili olarak 6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 167. Maddesinde müteselsil sorumluluktaki paylaşıma ilişkin düzenlemeyi dikkate alan hesaplamanın dikkate alınması gerektiğini, müvekkilinin sorumlu olduğunu kabul anlamına gelmemekle birlikte davacının ödeme yaptığı tarihte müvekkilinin temerrüde düştüğünden söz edilemeyeceğinden bu tarih itibariyle faiz işletilmesi mümkün olmadığını iddia ederek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … .Ltd.Şti. vekili 08.10.2019 tarihli cevap dilekçesinde özetle; Davanın görev yönünden reddi gerektiğini, dava dışı … …’in davasının derdest olup kesinleşmediğinden işbu rücu davasının hukuki dayanaktan yoksun olup reddi gerektiğini, dava dışı … …’in müvekkili şirkette 01.01.2015-04.12.2015 tarihleri arasında çalıştığını, … Genel Müdürlüğü’ne bağlı … Garajı’nda yaşanan 15.08.2015 tarihli hırsızlık olayı sonrası … tarafından yürütülen soruşturma sonucunun 01.12.2014’te müvekkili şirkete bildirildiğini, iş akdine son verilmesini istendiğini, tutanaklarda yapılan incelemeler sonucu meydana gelen olayda … P…’in ağır kusuru bulunması ve müvekkili şirketi zarara uğratması sebebiyle iş akdinin İş Kanunu 25/II uyarınca feshedildiğini, rücu talebinin müvekkili şirket yönünden reddi gerektiğini, davacının dava dilekçesinde dava dışı personele yapmış olduğu ödeme kalemlerinin neler olduğunu ve bu ödeme kalemlerinden hangilerini müvekkili şirkete yönelttiğini, 9.174,00-TL rücu alacağının hangi işçilik hak ve alacaklarına istinaden müvekkili şirketten talep edildiğinin açıklanmadığını, davacı ile müvekkili şirket arasındaki sözleşmenin 11.09.2014’ten sonra akdedildiğinden dava dışı personelin kıdem tazminatından, davacının bizzat sorumlu olduğunu, alt işveren konumundaki müvekkili şirketin hiçbir sorumluluğu bulunmadığını, sözleşmede yapılacak kıdem tazminatı ödemelerinden ötürü alt işverene rücu edebileceğine ilişkin bir hüküm bulunmadığını, yasa gereği davacının müvekkili şirketten kıdem tazminatına ilişkin rücu alacağı talep hakkı bulunmadığını, mahkemenin aksi kanaatte olması halinde müvekkili şirketin sadece kendi dönemindeki çalışmalardan, kendi döneminde ödediği ücret miktarıyla sorumlu olduğu ve bu sorumluluğun %50’sinin müvekkili şirkete, %50’sinin davacı üst işverene ait olduğu dikkate alınarak karar verilmesi gerektiğini, davacının müvekkili şirketten herhangi bir hak ve alacağı bulunmadığını iddia ederek davanın reddini talep etmiştir.
Davalı … Hizm.Ltd.Şti. vekili 07.10.2019 tarihli cevap dilekçesinde özetle; Müvekkili şirketin davacı tarafından ödendiği belirtilen kıdem tazminatı alacağına yönelik herhangi bir sorumluluğu bulunmadığını, taraflar arasındaki sözleşme ilişkisi çerçevesinde davacının yegane işveren durumunda olduğunu ve iddia konusu tazminat alacağından tek başına sorumlu olduğunu, müvekkili şirketlerde çalışan tüm işçiler gibi işçilerin işe alınmasında, işten çıkarılmasında, çalışmaları esnasında ücretlerin tespitine, yapacakları işin belirlenmesine, yapacakları işle ilgili alınması gereken eğitimlere davacıya bağlı idarecelerin karar verdiğini, dava dışı işçilerin de başlangıçtan itibaren tüm emir ve talimatları davacı kurumdan aldığını, davacı kurumun işçisi olduğunu, taşeron aracılığıyla işçi istihdam eden kamu kurum ve kuruluşlarının kıdem tazminatından tek başlarına sorumlu tutulmalarının açık hükme bağlandığını, kıdem tazminatının bu tür ihalelerde yüklenicinin maliyet hesabına dahil edilmediğini, sözleşme tarihi itibariyle öngörülebilir olmadığını, taraflar arasındaki sözleşmenin İhale İdari Şartnamesi’nin teklif fiyata dahil olan giderler başlıklı maddesinde işçilerin kıdem tazminatı ve diğer tali işçilik alacaklarının açıkça anılmayarak kapsam dışında bırakıldığını, sözleşme bedeline dahil olan giderler başlıklı maddesinde de durumun aynı olduğunu, davacı kurum tarafından dava dışı işçilere ödenen kıdem tazminatının müvekkili şirketlere rücu edilemeyeceğini, mahkeme aksi kanaatte ise 1475 sayılı İş Kanunu’nun 14.maddesinin 5.fıkrası ve TBK m.167 birlikte değerlendirildiğinde müteselsil borçlulukta iç ilişkide tarafların eşit paylarla sorumlu tutulmaları gerektiğinden müvekkili şirketin ödenen kıdem tazminatından sorumluluğunun dava dışı işçi ile ihale dönemi içerisinde çalıştıkları süre ve kendi çalıştırma dönemindeki ücret miktarı nazara alınarak asıl işverenle birlikte 1/2 oranında tayin edilmesi gerektiğini iddia ederek müvekkili şirket yönünden karar verilmesine yer olmadığına dair karar verilmesini ve davanın reddini talep etmiştir.
Davalı … Ltd.Şti.’nin dava dilekçesinin tebliğ edildiği, cevap dilekçesi sunmadığı görülmüştür.
B.Uyuşmazlık, Deliller, Delillerin Değerlendirilmesi ve Gerekçe
Dava; ödenen işçilik alacağının rücuen tahsiline ilişkin belirli alacak davasıdır. Uyuşmazlık davacı kurum ile davalılar arasında akdedilen güvenlik hizmeti alım sözleşmeleri kapsamında çalıştırılan dava dışı … … tarafından ikame edilen işçilik alacağı davası kapsamında ödenen bedelin rücu edilip edilemeyeceği, davacının davalılardan alacaklı olup olmadığı, temerrüt ve faiz şartlarının oluşup oluşmadığı hususlarında toplanmaktadır.
Dilekçeler aşaması tamamlanmakla ön inceleme duruşmasında dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiştir. Dava şartlarına ilişkin eksik ve incelenmesi gereken ilk itiraz bulunmadığı anlaşıldıktan sonra tarafların sulh olma imkanı bulunmadığından uyuşmazlık noktaları belirlenip tahkikat aşamasına geçilmiş, deliller toplanıp bilirkişi raporu alınmak suretiyle sonuca gidilmiştir.
Mahkememizce görevlendirilen bilirkişi Müge Uncuoğlu hazırladığı 17/12/2021 tarihli kök raporunda özetle;”…İş Mahkemesi 2015/… Esas 2018/… Karar sayılı dosyasındaki bilirkişi raporunda tespit edilen ücretler doğrultusunda her bir alt taşeron davalı şirket için işçiyi çalıştırdıkları dönemle ve bu dönemdeki ücret tutarında sorumlu oldukları kabulüyle hesaplama yapılması gerektiği, mahkeme ve icra masrafı toplamının 13.755,00-TL olduğu ve davalıların eşit oranda sorumlu oldukları,…” mütalaa etmiştir.
İtiraz üzerine alınan Ek Raporlarda ise; “…davacının iddia konusu taleplerine hak kazandığının Mahkemece kabul edilmesi olasılığı kapsamında, 1. Ek bilirkişi raporunda yapılan hesaplamanın yerinde olduğu kanaatine varılmıştır.
1.seçenek:Hizmet sözleşmesinde işçilik alacağı olarak ödenen tutarın tamamının rücu edilebileceğinin taraflarca kararlaştırılmış olması halinde hizmet süreleri doğrultusunda yapılan hesaplamadır.
2.seçenek:TBK 167.maddesı uyarınca davacının işçiye yaptığı ödeme tutarının yarısı oranında alt işverenlere rücu edebileceği rücuen tazminat meblağı:(53.318,88-TL/2)=26.659,44-TL olduğu kabul edilmesi halinde yapılan hesaplamadır.

Taşeronlar
Dönem
Hizmet süresi
Kıdem Tazminatı
İhbar Tazminatı
Fazla Mesai Ücreti
Mahkeme ve İcra Masrafları
Faiz
Toplam
(1.seçenek)
Toplam
(2seçenek)
16.07.2010-31.12.2010
01.01.2014-31.05.2014
5 ay 15 gün/
168 gün
5 ay/150 gün
toplam:318
2.715,72
1.165,97
1.995,42
1.481,00
7.358,11
3.679,06

01.01.2011
31.12.2011
12 ay/365 gün
3.117,10
2.290,35
1.361,90
6.769,35
3.384,68
… (davalı)
01.01.2012-31.12.2013
24 ay/730 gün
6.234,20
5.254,66
4.580,70
4.050,97
20.120,53
10.060,26
… (davalı)
01.06.2014-31.12.2014
7 ay/213 gün
1.819,02
1.655,68
1.336,57
1.212,91
6.024,18
3.012,09
… (davalı)
01.01.2015-04.12.2015
11 ay 3 gün/337 gün
2.876,89
4.143,19
1.399,19
2.114,66
2.512,78
13.046,71
6.523,35
…” görüş ve kanaati bildirilmiştir.
Tarafların iddia ve savunmaları, dosyaya sundukları deliller, kurumlara yazılan müzekkerelerin cevapları ve tüm dosya kapsamı bir arada değerlendirildiğinde; Davacı ile davalı şirketler arasında asıl işveren alt işveren ilişkisi bulunduğu, davacı kurumun dava dışı … …’e 53.332,00 TL ödeme yaptığı, dava dışı …’nin davalı alt işverenler döneminde de çalışmasının bulunduğu, davacı yanın yaptığı ödemenin davalılara rücusu amacıyla işbu davayı ikame ettiği anlaşılmıştır.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık, işçiye ödenen bu tazminattan hangi tarafın veya tarafların ne oranda sorumlu olduklarına ilişkindir. Uyuşmazlığın çözümünde öncelikle taraflar arasındaki sözleşme hükümleri ve genel hukuk prensipleri dikkate alınarak bir sonuca gidilmelidir. Bu cümleden olarak, davacı ile davalılar arasında düzenlenen sözleşmede işçilerin iş akitlerinden doğacak tazminattan hangi tarafın ne oranda sorumlu olduğu hususunda bir düzenlemenin bulunup bulunmadığı anlaşılmak amacıyla taraflara sözleşmeyi mahkememize ibraz etmeleri için kesin süre verilmiştir.
Tüm bu açıklamalardan sonra; tacir olan davalıların çalıştırdıkları işçilerin fiili işçilik dışında sair tazminat haklarından sorumlu olacaklarını bilebilecek durumda oldukları ancak, davacı kurumun da asıl işveren durumunu muhafaza etmesi nazara alındığında doğan zararlardan tarafların yarı yarıya sorumlu olduğunun kabulü gerekir.( Yargıtay 13. HD. 2012/6197E., 2012/16178K., 20/06/2012 T.)
Somut olayda davacı taraflar arasında farklı bir sorumluluk rejimi belirlendiğini ispatlayamadığından davalı ile davacıların yarı yarıya sorumlu olacakları gözetilerek davacının davalılara rücu edebileceği anlaşılmış ve temerrüt tarihi 07/11/2018 tarihi olarak belirlenmiş, davacı yanın sunduğu ıslah dilekçesinde bazı davalılar bakımından talep miktarını azalttığı, ıslah ile dava konusu miktarın azaltılamayacağı ancak artırılabileceği değerlendirilerek azaltılan kısmın yerleşik içtihatlar doğrultusunda feragat gibi sonuç doğurmasına karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜNE;
-Davalı … Ltd.Şti. yönünden talebin kısmen kabulü ile, 6.024,18 TL’nin 07/11/2018 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin feragat sebebiyle REDDİNE,
– Davalı … A.Ş. yönünden talebin kısmen kabulü ile, 20.120,53 TL’nin 07/11/2018 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin feragat sebebiyle REDDİNE,
– Davalı … Ltd.Şti. Yönünden 7.358,11TL’lik rücu talebinin kabulü ile, 4.170,00 TL’lik kısmına 07/11/2018 tarihinden itibaren, 3.188,11TL’lik kısmına ise ıslah tarihi olan 18/05/2022 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
– Davalı … Ltd.Şti. yönünden 13.046,71TL’lik rücu talebinin kabulü ile, 9.174,00 TL’lik kısmına 07/11/2018 tarihinden itibaren, 3.872,71TL’lik kısmına ise ıslah tarihi olan 18/05/2022 tarihinden itibaren işleyecek işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-Alınması gereken 3.179,78 TL harçtan peşin alınan 910,78 TL’nin mahsubu ile bakiye 2.269,00 TL harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından dava açılırken yatırıldığı anlaşılan 910,78TL peşin harç, 44,40TL başvurma harcı olmak üzere toplam 955,18TL harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
3-Davacı tarafından yapılan 750,00 TL bilirkişi ücreti, 465,00 TL tebligat ve posta masrafı olmak üzere toplam 1,21500 TL yargılama giderinden kabul-red oranına göre hesaplanan 1,060,47 TL’nin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
6100 sayılı HMK.nun 326/2 maddesi gereğince bakiye yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Yürürlükte bulunan A.A.Ü.T.’ne göre 17.900,00TL vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
6-Yürürlükte bulunan A.A.Ü.T.’ne göre 6.024,18TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı … Ltd.Şti.’ye verilmesine,
7-Yürürlükte bulunan A.A.Ü.T.’ne göre 17.900,00TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı … A.Ş.’ye verilmesine,
8-Arabuluculuk ücreti olan 1.320,00 TL nin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak Hazineye irat kaydına,
Dair;Gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki haftalık yasal süre içerisinde, … Mahkemesi nezdinde İSTİNAF kanun yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı. 24/10/2023

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır