Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 21. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/269 E. 2019/18 K. 26.09.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
21. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/269
KARAR NO : 2019/18

DAVA : Alacak (Gemi Ve Yük Alacaklılığından Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 09/03/2016
KARAR TARİHİ : 26/09/2019

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Gemi Ve Yük Alacaklılığından Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesin özetle; müvekkil şirket … ve … ile Gemi’nin … Hat- … Limanında tamir ve bakımı için Kredi Sözleşmesi akdedilmiş ve 120.000,00 USD kredi sağlanacağı hususunda anlaşıldığını, … ve … tarafından sözleşme uyarınca ön ödeme 40.000,00 USD ödemesi yapılmış fakat sözleşmenin 5.maddesi uyarınca belirlenen hiçbir ödemenin yapılmadığını, müvekkil şirket tarafından geminin eksikliklerniin ve tamirinin tamamlanarak hareket edebilmesi için Hat … Limanıa tüm ödemelerin yapıldığını, geminin sefere hazır hale gelmesi kararlaştırılan tarih olan 18/12/2015 tarihinde geminin tüm eksiklikleri tamamlandığını ve sefere hazır hale getirildiğini, sözleşme maddesi uyarınca ödemeler yapılmadan geminin … limanından ayrıldığını, davalı şirketin ödenmesi gereken bakiye kredi borcu olan 80.000,00 USD müvekkil şirkete ödenmediğini, 01/02/2016 tarihinde geminin … Limanına geleceği bilgisinin alındığını ve … Mahkemesinden ihtiyati haciz kararı alınarak geminin seferden men edildiğini, ödemenin muaccel olduğu tarihten sonra davalı tarafından 45.900 USD ödeme yapıldığını ancak müvekkili şirkete ödenmesi gereken 34.100 USD ödeme borç muaccel olmasına rağmen ödenmediğini, davanın geminin son acentesine karşı ikame edildiğini belirterek TTK m 1352/1-p uyarınca deniz alacağı hakkı vermekle birlikte Kredi Sözleşmesinden kaynaklanan ve müvekkil şirkete ödenmesi gereken 34.100,00 Amerikan Dolarının işleyecek faizleri ile birlikte aynen veya fiili ödeme günündeki rayiç üzerinden TL olarak tahsiline, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı şirketin Amerika’da mukim bir şirket olduğunu, yabancılık teminatından muaf olunacağına dair bir ikili sözleşme bulunmadığını, dava değerinin %20’sinden az olmamak koşulu ile yabancılık teminatının dosyaya depo etmesine karar verilmesini, müvekkil şirket adına acenteye yapılan tebligatın usulsüz olduğunu, müvekkilinin yurt dışı adresine tebligat yapılması gerektiğini, davanın … Tic Ltd Şti ‘ye ihbarının gerektiğini, davacı şirketin müvekkili şirketin zor durumda olmasından kötüniyetle faydalanarak …’e ödediğini iddia ettiği meblağın çok üstünde bir meblağın kendisine ödenmesini talep ettiğini, davacı şirketin müvekkilimiz şirket yedinde hak ve alacağının bulunmadığını, davacı şirket ile … kardeş şirketler olduğunu, davacının tüzel kişiliği havi bir tacir olduğu ve dava dışı üçüncü kişilere yapılan ödemelerin meblağı da göz önüne alınarak ödemelerin yazılı delille ispatının şart olduğunu, davacı tarafça gemi adına ödeme yapıldığı hususunun ispat edilemediğini, ikame edilen davanın ihtiyati haczi tamamlanan merasim niteliğine haiz olmadığını belirterek davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine, davanın ihbarına, davanın ihtiyati haciz tamamlayan merasim niteliğinde olmadığının kabulüne, yabancılık teminatının dosyaya depo edilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:Dava, davalı …’ e ait olduğu belirlenen geminin seyri sefer halinde iken arızalanması neticesinde … Tersanesine çekilerek burada gerçekleştirilecek bakım ve onarım işlemleri ve bundan doğan alacağın tahsili talebidir.
Dosyanın görevsizlik kararı ile mahkememize gönderildiği … 17. Asliye Ticaret Mahkemesi( Denizcilik İhtisas Mahkemesi Sıfatıyla) tarafından bilirkişi incelemesi yoluna gidilmiş ve 11.03.2019 tarihli bilirkişi raporu dosyaya sunulmuş; buna göre davacının davalıya yaptığı ilk 80.000,00 USD lik anlaşmaya bağlı kalsa idi geminin yarım kalacağı, tersaneden çıkamayacağı, bu son 120.000,00 USD lik kredi ile çalışabilir olduğu, davacı davalı ve tersane arasındaki yazışmalardan anlaşıldığı belirtilmek sureti ile sonuç olarak davacının davalıdan 34.100,00 USD alacaklı olduğu belirtilmiştir.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4. maddesinde mutlak ticari davalar belirtildikten sonra her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları nispi ticari davalar olarak sayılmış ve 5. maddesinde de “Aksine hüküm bulunmadıkça, dava olunan şeyin değerine veya tutarına bakılmaksızın asliye ticaret mahkemesi tüm ticari davalar ile ticari nitelikteki çekişmesiz yargı işlerine bakmakla görevlidir” hükmü getirilerek görev hususunun kapsamı düzenlenmiştir. Buna göre bir davada Asliye Ticaret Mahkemesinin görevli olabilmesi için mezkur kanunun 4. maddesinde sayılan mutlak bir ticari dava olması veya her iki taraf tacir olup uyuşmazlığın da her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili bir husustan doğması gerekmektedir.
Denizcilik İhtisas Mahkemeleri 28.04.2004 tarihli Resmi Gazetede yayınlanarak yürürlüğe giren 5136 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun Bazı Maddelerinin Değiştirilmesi Hakkındaki Kanun’la kurulmuştur. 5136 sayılı Kanun’un 1. maddesiyle 6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4. maddesine son fıkra olarak “İş durumunun gerekli kıldığı yerlerde Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu’nun olumlu görüşü ile Adalet Bakanlığınca, bu kanunun dördüncü kitabında yer alan deniz ticaretine ilişkin ihtilaflara bakmak ve asliye derecesinde olmak üzere Denizcilik İhtisas Mahkemeleri kurulur. Bu mahkemelerin yargı çevresi Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu tarafından belirlenir” hükmü eklenmiştir. Bu maddeye göre Denizcilik İhtisas Mahkemeleri’nin görev alanı 6762 sayılı TTK’nın dördüncü kitabında yer alan deniz ticaretine ilişkin uyuşmazlıklarla sınırlıdır. 6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu 01.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu ile yürürlükten kaldırılmıştır (m.1533). 6102 sayılı yeni Türk Ticaret Kanunu’nun 5(2) maddesinde “Bir yerde asliye ticaret mahkemesi varsa, asliye hukuk mahkemesinin görevi içinde bulunan ve 4’üncü madde hükmünce ticari sayılan davalarla özel hükümler uyarınca ticaret mahkemesinde görülecek diğer işlere asliye ticaret mahkemesinde bakılır. Bir yerde ticaret davalarına bakan birden çok asliye ticaret mahkemesi varsa, iş durumunun gerekli kıldığı yerlerde Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulunca asliye ticaret mahkemelerinden biri veya birkaçı münhasıran bu Kanundan ve diğer Kanunlardan doğan deniz ticaretine ve deniz sigortalarına ilişkin hukuk davalarına bakmakla görevlendirilebilir” hükmü getirilmiştir. Yeni Ticaret Kanunun’da “Dördüncü Kitap” yerine “bu Kanundan ve diğer Kanunlardan doğan” denilerek söz konusu mahkemenin bakacağı işlerin alanı amaca uygun olarak genişletilmiş, münhasıran deniz ticaretine ve deniz sigortalarına ilişkin hukuk davalarıyla ilgili olarak Hakim ve Savcılar Yüksek Kurulu’nun görevlendirme yapabileceği belirtilmiştir. 6102 sayılı Kanun’un yürürlüğe girmesinden sonra açılan davalarda ticaret mahkemelerinden hangisinin münhasıran deniz ticareti ve deniz sigortası ile ilgili hukuk davalarına bakacağı Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu’nun görevlendirme kararına göre belirlenecektir. 6102 sayılı Kanun’un yürürlüğe girmesinden önce açılan davalar ise açıldıkları tarihte yürürlükte bulunan kanun hükümlerine tabiî olup, 6102 sayılı Kanun’un göreve ilişkin hükümleri bu Kanun’un yürürlüğe girdiği tarihten önce açılan davalara uygulanmayacaktır (geçici madde 9).
6102 Sayılı TTK’ nın 1352/1. maddesi “Deniz alacağı; aşağıda sayılan hususların birinden veya birkaçından doğan istem anlamına gelir: ” ve aynı maddenin 1-m bendinde “Geminin yapımı, yeniden yapımı, onarımı, donatılması ya da geminin niteliğinde değişiklik yapılması.” düzenlemesine havidir.
HMK.nun 1. Maddesine göre, göreve ilişkin kurallar kamu düzeninde olup, aynı yasanın 114/1-c bendi uyarınca dava şartı olan bu husus, HMK.nun 115/1 maddesi gereğince mahkemece davanın her aşamasında kendiliğinden araştırılır.
HMK’ nın 138. Maddesine göre mahkeme, öncelikle dava şartları ve ilk itirazlar hakkında dosya üzerinden karar verir; gerektiği takdirde kararını vermeden önce, bu konuda tarafları ön inceleme duruşmasında dinleyebilir. Mahkememizce dava şartı olduğundan usul ekonomisi gereğince taraflar davet edilmeden doya üzerinden inceleme ve karar verme yoluna gidilmiştir. (Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 11.04.2019 tarih 2017/15-2141 Esas., 2019/442 Karar)
Somut olayda taraflar arasında davalıya ait geminin seyir esnasında arızalandığı ve sefere devam edebilmesi için zorunlu olan onarımları için tersaneye çekilerek onarımının yapıldığı ve akabinde sefere devam ettiği, bu minvalde alacağın yukarıda açıkça düzenleme altına alınan 6102 Sayılı TTK’ nın 1352. Maddesinde düzenlenen deniz alacağı kapsamında kaldığı, İstanbul 17. Asliye Ticaret Mahkemesi’ nin görevsizlik kararının yerinde olmadığı, karara gerekçe gösterilen İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi kararının iş bu dosyadaki somut olaya uymadığı, yerleşik Yargıtay İçtihatları( Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’ nin 2006/10886 E., 2008/2566 K. Yine 2012/5005 E., 2013/3956 K. Sayılı kararları) ile Bölge Adliye Mahkemesi kararlarının( İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 37. Hukuk Dairesi’ nin 2019/553 E., 2019/1578 K., 2019/926 E., 2019/1940 K.,) kararlarının da bu doğrultuda olduğu, eldeki davanın Denizcilik İhtisas Mahkemesinde görülmesi gerektiği ve mahkememizin görevsiz olduğu anlaşılmakla daha önce Denizcilik İhtisas Mahkemesince görevsizlik kararı verilmiş olduğundan karşı görevsizlik kararı verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM:
1-Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİ nedeniyle Davanın Usulden REDDİNE,
2-Görevli Mahkemenin İstanbul 17. Asliye Ticaret Mahkemesi (Denizcilik İhtisas Mahkemesi Sıfatıyla) olduğunun tespitine,
3-Daha önce aynı konuda İstanbul 17. Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından verilmiş ve istinaf edilmeksizin kesinleşmiş görevsizlik kararı bulunduğundan mahkememiz kararının istinaf edilmeksizin kesinleşmesi halinde görev uyuşmazlığının çözümü için dosyanın İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 37. Hukuk Dairesine gönderilmesine,
4-Yargılama giderlerinin görevli mahkemece değerlendirilmesine,
Dair, tarafların yokluğunda dosya üzerinden, kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde mahkememize verilecek dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere karar verildi.26/09/2019

Katip
¸

Hakim
¸