Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 21. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/266 E. 2021/472 K. 29.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
21. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2019/266 Esas
KARAR NO:2021/472

DAVA:İtirazın İptali (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:13/09/2019
KARAR TARİHİ:29/06/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
A. Tarafların Talepleri
Davacı vekili 13/09/2019 tarihli dava dilekçesinde, müvekkilinin hukuk fakültesinde öğrenci olup aynı zamanda bilgisayar mühendisliğinde yan dal yaptığını, girişimci olduğunu, müvekkilinin “…” adını verdiği inovatif projeler geliştirdiğini, dava konusu sözleşmenin içeriğinin … adlı uygulama olduğunu,11.07.2018 tanzim ve imza tarihli eser sözleşmesi ile müvekkili tarafından tasarlanan … projesinin geliştirilmesi, tüm yazılım altyapısının ve içeriğinin oluşturulması, müvekkilin talebi doğrultusunda kodlanması, tasarlanması, görsellerinin işlevliğinin altyapısının hazırlanması, belirlenmiş stratejiye uygun aksiyonların hayata geçirilmesi, raporlar alınabilmesi için davalı yazılım şirketi ve davalı şahısın görevlendirildiğini, sözleşmenin müvekkili ile şirketi temsilen ve kendi adına davalı şahıs tarafından imzalandığını, davalıların yüklenici sıfatıyla … projesinin; geliştirilmesi, tüm yazılım altyapısının ve içeriğinin oluşturulması, müvekkilin talebi doğrultusunda kodlanması, tasarlanması, görsellerinin işlevliğinin altyapısının hazırlanması, belirlenmiş stratejiye uygun aksiyonların hayata geçirilmesi, raporlar alınabilmesi adına gerekli işin 26.10.2018 tarihinde kadar yapılacağını taahhüt ettiğini, karşılığında müvekkilin toplamda 10.000 TL bedel ödemesinin kararlaştırıldığını, müvekkilin sözleşmede taahhüt ettiği 2.000,00 TL tutarındaki ilk ödemesini davalı tarafa yaptığını, davalı tarafın sözleşmeden evvel edimin bir buçuk ayda bitebileceğini şifahi olarak belirtiğini, beş ay sürede davalı borcunu gereği gibi ifa etmediğini, müvekkilin zarar uğradığını, zararın tazmini için icra takibi başlattıklarını, davalı tarafın icra takibine itiraz ettiğini belirterek davanın kabulünü, davalı taraf borca itirazda bulunduğu için %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatının davalıdan alınarak müvekkile verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili 21/10/2019 tarihli cevap dilekçesinde, müvekkilin web mobil yazılım unvanıyla faaliyet gösteren bir gerçek kişi tacir olduğunu, müvekkili ile davacı arısında imzalanan sözleşme ile davacıya halihazırda çalışan … adlı mobil uygulamanın ek bakım ve güncellemelerinin davacı tarafından verilecek iş planı ve talimatlar doğrultusunda müvekkili tarafından yapılması hususunda anlaşma sağlandığını, müvekkilin sözleşme ile üstlendiği tüm edimleri yerine getirdiğini, buna karşın davacı kusurlu davranışları ve sözleşme ile kararlaştırılan yükümlülüklerine riayet etmediği nedeniyle müvekkili zarara uğrattığını, itirazın iptali ile alacak istemi aynı davanın konusu edilemeyeceğini, sözleşme süresinin sözleşmenin imza tarihi olan tarihten itibaren 3,5 ay olarak belirlendiğini, müvekkilin ek süre talep edebileceği hallerin saklı kalmak kaydıyla normal bitiş tarihinin kararlaştırıldığını, davacı … projesi ile ilgili sözleşme yapılması aşamasında projenin … ile bağlantısını müvekkilden gizlediğini, davacının … tarafından projeye hangi tarihe kadar süre verildiğini kendisi bildiği halde müvekkilden sakladığını, projenin … ile bağlantısı ve verilen sürenin gizlenmesi yüzünden müvekkilin sözleşme yapmak veya yapmamak doğrultusundaki iradesini sakatlandığını, müvekkilin işin yüzde doksanını bitirilmiş olması davacı tarafından kabul görmediğini, davacının esas amacının … projesinin gerçekleştirilmesi olmadığını, müvekkilden tazminat almak olduğunu, davacının sözleşme konusu iş ile ilgi sözleşmeden önce hazır etmesi gereken belgeleri ve bilgileri gizleyerek müvekkilin iradesinin bozulmasına sebep olduğunu belirterek davanın reddini, davacı aleyhine %20’den az olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmolunmasını, yargılama giderleri ile avukatlık ücretinin davacı üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
B.Uyuşmazlık, Deliller, Delillerin Değerlendirilmesi ve Gerekçe
Dava itirazın iptali davasıdır, dava ve cevap dilekçeleri değerlendirildiğinde uyuşmazlığın taraflar arasındaki yazılım uygulaması geliştirmeye yönelik sözleşmeye uygun olarak ifa gerçekleştirilip gerçekleştirilmediği, uygun ifa gerçekleşmemişse tarafların sorumlulukları ve kusur oranları, davalının sorumlu olup olmadığı, davalı sorumluluğu var ise davacının zarara uğrayıp uğramadığı, zara var ise bunun hesabı noktalarında toplandığı anlaşılmaktadır.
Davanın itirazın iptali davası olması sebebi ile öncelikle itirazın yapıldığı icra dosyası mahkememiz dosyası arasına alınmış, yapılan incelemede … İcra Müdürlüğü’nün …/… esas sayılı dosyası ile mahkememiz dosyasının taraflarının aynı olduğu, icra dosyasında borçlu olarak yer alanın dosyamızda davalı konumunda olduğu, dosyamız davacısının alacaklı, olduğu, davalı tarafından süresinde ve geçerli bir şekilde borca dair itiraz dilekçesi sunulduğu görülmüştür.
Mahkememizden dava dilekçesiyle talep edilen ve icra dairesinden talep edilen miktarlara ilişkin olarak davacı taleplerinin açık olmaması ve mahkememizin görevli olup olmadığı hususunun belirlenmesi amacıyla davacı vekilinden talep açıklaması istenmiş ve tarafların resmi kayıtları istenmiştir.
Davacı vekilince sunulan 18/12/2019 tarihli dilekçeyle mahkememiz nezdinde icra takibine konu edilen taleplerden başka bir talepte bulunulmadığı ifade edilmiştir.
… Ticaret Sicil Müdürlüğü’nün 31/01/2020 tarihli ve … Vergi Dairesi Müdürlüğü’nün 03/02/2020 tarihli yazısıyla davalının tacir kaydının bulunduğu anlaşılmıştır. Yine … Vergi Dairesi Müdürlüğü’nün 05/02/2020 tarihli yazısıyla davacının dava dışı … … Ltd Şti ortağı ve müdürü olduğu ifade edilmiştir. Böylece mahkememizin huzurdaki uyuşmazlığı gidermeye görevli olduğu kanaatine ulaşılmıştır.
Dilekçeler aşaması tamamlanmakla mahkememizin ön inceleme duruşmasında dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiştir. Dava şartlarına ilişkin eksik ve incelenmesi gereken ilk itiraz bulunmadığı anlaşıldıktan sonra tarafların sulh olma imkanı bulunmadığından uyuşmazlık noktaları belirlenip tahkikat aşamasına geçilmiş, deliller toplanıp bilirkişi raporu alınmak suretiyle sonuca gidilmiştir.
Mahkememizce görevlendirilen bilirkişi heyeti Bilgisayar Mühendisi … , Mali Müşavir … ve Bilgisayar Programcısı … marifetiyle hazırlanan 22/12/2020 tarihli bilirkişi raporunda özetle; davacı tarafın dava konusu olayın olduğu tarihte vergi mükellefi olmaması, davalı tarafın da kayıtlarının işletme defteri esasına göre tutulması sebebiyle dava konusu ile ilgili tarafların defter kayıtlarının incelenemediğini, “…” adlı mobil uygulama dosyasında mahkemeye sunulan android işletim sistemi için geliştirilmiş uygulamanın isminin “…” olduğunu, “…-……” adlı mobil uygulama dosyasında yer alan mobil uygulamanın giriş ekranında kullanıcı girişi bölümünün bulunduğunu, … ve … hesapları ile uygulamaya kayıt/giriş opsiyonlarının uygulamada entegrasyonunun bulunduğunu, mobil uygulamada yuvarlak hatli tasarım öğelerinin kullanıldığını, uygulamaya kullanıcı kaydı oluşturulamadığı veya kullanıcı girişi yapılamadığını, gerekli incelemenin yapılabilmesi için uygulamaya giriş yapılması gerekliliğin bulunduğunu, … mobil uygulama mağazasında yer alan “…” adlı mobil uygulamanın yer aldığını, son güncelleme tarihinin 1 Nisan 2018 olduğunu, bu tarihin taraflar arasında imzalanan sözleşmeden önceki bir tarih olduğu ve mobil uygulamanın sözleşme imzalandığı tarihte yayında olduğunu, … … mobil uygulama mağazasında yer alan “…” adlı mobil uygulamanın giriş ekranında kullanıcı girişi bölümünün bulunduğunu, … hesabı ile uygulamaya kayıt/giriş opsiyonunun uygulamada entegrasyonunun bulunduğunu, uygulamada köşeli tasarım öğelerinin yer aldığını, uygulamaya kullanıcı kaydı oluşturulamadığı veya kullanıcı girişi yapılamadığını, gerekli incelemenin yapılabilmesi için uygulamaya giriş yapılması gerekliliğin bulunduğunu, … mobil uygulama mağazasında “…” adlı bir mobil uygulama bulunmadığını mütalaa etmişlerdir.
Mahkememizce bilirkişi raporu taraflara tebliğ edilmiş davacı taraf 06/01/2021 tarihli dilekçe davalının üzerine düşen yükümlülükleri yerine getirmediğini, davalının sözleşmeyle taahhüt etmesine rağmen bir önceki yazılımcı ….’un yaptığı işlemlerin üzerine herhangi bir yenilik katmadığı, davalıya kodlar verildiğinden uygulamaya girilmediğini, uygulamanın başarılı bir uygulama olduğunu ve uygulamaların pazarlandığı mecralarda üst sıralara yükseldiğini, davalıya teslim edildiğinde uygulamaya girilebiliyorken şu an uygulamaya girilemediğini ifade ederek rapora itiraz ettiklerini belirtmiştir. Davalı taraf 18/01/2021 tarihli dilekçe ile davacının esnaf statüsünde olduğunu, uygulamaya giriş yapılamadığını, davalı tarafça yapılan tüm işlemlerin DEMO APK üzerinden yapıldığını ve bu dem APK’nın dosyaya sunulduğunu, uygulamadan geri bildirim alınmamasının sebebinin davacı tarafça domain hizmetinin yenilenmemesi olduğunu, bu hizmetin yenilenmemiş olması nedeniyle uygulamaya erişim sağlanamadığını, davacının delil tespit ettirebilecekken delil tespit ettirmediği ve ıspat yükünü yerine getirmediğini, teknik kodların davalıda olduğuna dair herhangi bir veri bulunmadığını, güncelleme tarihinden sonra uygulamada çalışmanın demo üzerinden yapılması nedeniyle güncelemede görülmediğini, davacının domain ve hosting hizmetlerini takip etmemesi nedeniyle uygulamanın çalışır vaziyette olmadığını, davacının ispat edici evrak sunmadığını ifade ederek rapora itiraz etmiştir.
Mahkememizce 19/04/2021 tarihli ara karar ile ek rapor alınmasın akarar verilmiş, ek raporda bilirkişilerin uygulamaya giriş yapılamamasının sebebinin şifrelerin olmaması mı, bahsedilen APK dosyasının barındırıldığı hosting ve domainlerin aktif olamaması nedeniyle mi ulaşılamadığının sorulmasına, taraflardan kaynaklanana bir sebeple bilirkişi tarafından yerinde inceleme yapılamaması halinde bu sebepler belirtilerek mevcut dosya üzerinden rapor hazırlanmasına, taraflar arasındaki yazışmalardan hareketle raporda APK dosyasının davalı tarafta bulunması gerekip gerekmediği, şifrelerin davalıda bulunmasının gerekip gerekmediği hususlarının açığa kavuşturulmasına karar verilmiştir.
Mahkememizce görevlendirilen bilirkişi heyeti Bilgisayar Mühendisi …, Mali Müşavir… ve Bilgisayar Programcısı … marifetiyle hazırlanan 09/06/2021 tarihli bilirkişi ek raporunda özetle; bilirkişi kök raporunda incelemesi yapılan “…-……” adli mobil uygulamanın tekrar incelendiğini, uygulamada gerekli alanlar doldurulduktan sonra uygulamaya giriş yapılamadığını, uygulamanın çalışır halde olmadığını, gerekli incelemenin yapılabilmesi için uygulamanın çalışır ve kayıt/giriş yapılabilir halde olması gerektiğini, davalı tarafın itirazlarında mahkemeye ek olarak sunduğu dosyalar arasında yer alan “…” adlı kaynak kodu dosyasında ve incelemesi yapılan … … mobil uygulama mağazasında bulunan “…” adlı mobil uygulama paketi(.apk) açılarak yapılan incelemede, uygulama paketi içindeki “…” adlı dosyaların birbirleri ile benzer olduğunu, yapılan incelemede “…” ve “….com” alan adlarındaki sunuculara bağlantı yapmasını saylayan kod parçacıklarının yer aldığı ve bu bağlantıların ve bu bağlantılarda çalışan arka uç uygulamasının, mobil uygulamanın çalışması için gerekli olduğunu,”…-…….” isimli uygulama paketinin açılarak, dosyalar arasında yer alan “…” adlı kaynak kodu dosyasında yapılan incelemede, “…” ve “….com” alan adlarındaki sunuculara bağlantı yapmasını saylayan kod parçacıklarının yer aldığı ve bu bağlantıların ve bu bağlantılarda çalışan arka uç uygulamasının, mobil uygulamanın çalışması için gerekli olduğunu, ….com alan adının noindex.com alan adındaki internet sitesine yönlendirildiğini, … alan adındaki internet sitesine ulaşılamadığını, ….com alan adındaki internet sitesi için yapılan arşiv kaydı sorgulamasında, internet sitesinin 7 Aralık 2017 ile 6 Haziran 2019 tarihleri arasında, 25 adet arşiv kaydının bulunduğunu, 7 Aralık 2017 tarihindeki arşiv haricindeki arşiv kayıtlarının birbirlerine benzer olduğunu, arşiv kayıtlarında “…” ibaresinin ve mobil uygulamada kullanılan logonun bulunduğunu, applicationoffile.com alan adındaki internet sitesi için yapılan arşiv kaydı sorgulamasında, internet sitesinin 8 Aralık 2017 ile 1 Ağustos 2019 tarihleri arasında, 24 adet arşiv kaydının bulunduğunu, 2017 ve 2018 yıllarındaki arşiv kayıtlarının birbirlerine benzer olduğunu, arşiv kayıtlarında “…” ibaresinin ve kullanıcı giriş ekranının bulunduğunu, 2019 yılındaki arşiv kayıtlarında hata kodlarının yer aldığı sayfaların olduğunu, taraflar arasındaki yazışmalar üzerinde yapılan inceleme sonucunda davalının uygulamanın arka uç kısmında değişiklik yapması gerekliliği bundan sebeple davacı tarafın davalı tarafa ilgili şifreleri paylaşması gerekliliği konusunda mutabık kaldıklarını ve davalı tarafin uygulama geliştirme süresince uygulamaya ait APK dosyasını belli aralıklarda davacı ile paylaştığını mütalaa etmişlerdir.
Mahkememizce bilirkişi raporu taraflara tebliğ edilmiş davacı taraf 28/06/2021 tarihli dilekçe davalının üzerine düşen yükümlülükleri yerine getirmediğini, bu nedenle bilirkişilerce uygulamaya girilemediğini, raporda uygulamanın değerine ilişkin değerlendirme yapılmadığını, fizibilite raporuna ifade ederek rapora itiraz ettiklerini belirtmiştir. Davalı taraf 24/06/2021 tarihli dilekçe ile davacının kendisine verilen süre içerisinde uygulamayı aktif hale getirmediğini, uygulamanın incelenebilmesi için bu aktivasyonun yapılması gerektiğini, ilgili domainlerin adlarının satılık olduğunu, dava konusu APK’nın davacı ile belirli süre lerle paylaşıldığının raporda da belirtildiğini, işin bizzat davacı tarafça sürüncemede bırakıldığını, davacının iddialarını ispata yarar bir vesika sunmadığını, ifade ederek davanın reddini ve kötüniyet tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
İspat; genel anlamda bir iddianın doğru ve gerçek olup olmadığı konusunda hâkimi inandırma faaliyetidir. İspat, kelime olarak tespit etme, belirleme, sabitleme anlamına gelmektedir. Anayasal dayanağı hukuki dinlenilme hakkına dayanan ispat hakkı ancak kanunla sınırlanabilir. Hukuki anlamda ispat faaliyetinde amaç; taraflar arasındaki uyuşmazlığa ilişkin dava tarihinden önce gerçekleşen vakıaların, gerçek olup olmadığı konusunda mahkemeyi ikna etmektir. Dava konusu yapılan hakkın gerçekten var olup olmadığının anlaşılması, maddi hukukun o hakkın doğumunu veya sona ermesini kendisine bağladığı vakıaların doğru olup olmadığının tespit edilmesi sonucunda mümkün olur. Başka bir anlatımla ispat; gösterilen delillerle, hâkimin dışında geçmiş dış âlemde gerçekleştiği iddia edilen olay ve olguların, gerçekte var olup olmadığı hakkında, hâkimde uyandırılan kanaat vasıtasıyla maddi gerçeğin adli gerçeğe dönüştürülmesidir.
İspatın konusunu; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK) 187/1. maddesine göre, tarafların üzerinde anlaşamadıkları ve uyuşmazlığın çözümünde etkili olabilecek çekişmeli vakıalar oluşturur ve taraflarca bu vakıaların ispatı için delil gösterilir.
Vakıa (olgu) ise, 03.03.2017 tarihli ve … E., … K. sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında; kendisine hukuki sonuç bağlanmış olaylar şeklinde tanımlanmıştır. İspatı gereken olaylar, olumlu vakıalar olabileceği gibi olumsuz vakıalar da olabilir.
İşte dava konusu hakkın ve buna karşı yapılan savunmanın dayandığı vakıaların doğru olup olmadıkları hakkında mahkemeye kanaat verilmesi işlemine ispat denir. Bir taraf, ancak dayandığı vakıaların doğru olduğunu veya karşı tarafın dayandığı vakıaların doğru olmadığını ispat ederek, davanın kabulünü veya davanın reddini sağlayabilir. Davacı davasında ne kadar haklı olursa olsun, davasını dayandırdığı vakıaları ispat edemez veya ispat eder de davalı bunların aksini ispat ederse davayı kaybeder. HMK ile düzenleme altına alınan emredici hükümlere göre; davacı iddiasının, davalı ise savunmasının dayanağı olan vakıaları ve bu vakıaların hangi delillerle ispat edileceğini dilekçelerinde (m. 119,1/e-f; m. 129,1/d-e) bildirirler. Hâkim ön inceleme aşamasında, tarafların iddia ve savunmaları çerçevesinde anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususları tek tek tespit eder (m. 140).
Hâkim, taraflar arasında uyuşmazlık konusu olan vakıaların gerçekleşip gerçekleşmediğini, kural olarak kendiliğinden araştıramaz, davada her bir taraf, iddiasını veya savunmasını dayandırdığı vakıayı ispat etmek durumundadır. Bir davada her iki tarafın da delillerini sunması ve dayandıkları vakıaları ispat etmek için yargılamanın sonuna kadar faaliyet göstermeleri durumunda herhangi bir sorun çıkmayacaktır. Buna karşılık; gösterilen delillerin hâkime dava hakkında tam bir kanaat vermemesi hâlinde veya tarafların kendiliğinden ispat faaliyetinde bulunmayarak ispat yükünün diğer tarafa ait olduğunu ileri sürmeleri durumunda ispat yükünü taşıyan tarafın mahkemece tespit edilmesi önem arz edecektir. Zira hâkim davanın esası hakkında bir karar vermekle yükümlüdür. Hâkim bu hâllerde; ispat yükünün hangi tarafa düştüğünü tespit edecek ve uyuşmazlık konusu vakıayı ispat etmesini isteyecektir. Bu açıdan ispat yükü doktrinde; iddia konusu bir vakıanın gerçekleşmiş olup olmadığının anlaşılamaması sonucunda, vakıanın ispatsız kalması yüzünden, mahkemenin aleyhte kararıyla karşılaşma tehlikesi olarak tanımlanmaktadır.
İspat yükü hakkında genel kural; TMK’nın 6. maddesinde “Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür.” ve HMK’nın 190. maddesinde de, “İspat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir. Kanuni bir karineye dayanan taraf, sadece karinenin temelini oluşturan vakıaya ilişkin ispat yükü altındadır. Kanunda öngörülen istisnalar dışında, karşı taraf, kanuni karinenin aksini ispat edebilir.” şeklinde iki düzenleme ile hüküm altına alınmıştır. Buna göre ispat yükü; kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir. Her iki düzenlemede birbirleri ile paralel olup, HMK m.190/1 hükmü, TMK’nın 6. maddesine göre daha açık ve üzerinde uzlaşma bulunan bir ifadedir. (Yargıtay Hukuk Genel Kurulu Es2017/2-2715 K 2021/360)
İspat hukukuna HGK’nın bu içtihadında yer alan ilkeler ışığında dava konusu uyuşmazlığa dikkat edildiğinde taraflar arasındaki eser sözleşmesinin ifa edilip edilmediği hususlarının ispata muhtaç olduğu anlaşılmaktadır. Davacı, davalının ayıplı ifada bulunduğunu iddia ederken, davalı ise ayıplı ifada bulunmadığını savunmaktadır. Huzurdaki davada sözleşme konusu uygulama incelenmeksizin tarafların iddialarının doğru olup olmadığının anlaşılması mümkün değildir. Her ne kadar davacı tarafça taraflar arasındaki iletişim kayıtlarından (… görüşmeleri ve mail yazışmları) davalının yükümlülüğünü yerine getirmediğinin anlaşıldığını ifade etmiş ise de üründeki ayıbın, ayıbın kimden kaynaklandığının, ürünün çalışır durumda olup olmadığının, ürünün değerinin teknik inceleme ile tespit edilmesi gerekir. Bu nedenle mahkememizce sözleşme konusu uygulama üzerinde bilirkişiler vasıtasıyla inceleme yapılmasına karar verilmiştir.
Bilirkişi heyetince hazırlanan ilk raporda uygulamanın google play store adlı sitede bulunduğunu ancak buradan giriş yapılamadığını ve geri bildirim alınamadığını, teknik inceleme yapılması amacıyla uygulamaya giriş yapılması gerektiğini ve uygulamanın çalışır versiyonunun sunulması gerektiğini ifade etmişlerdir.
Mahkememizce uygulamanın incelenebilmesi amacıyla davacıya hosting ve domainleri aktif hale getirmek üzere iki haftalık kesin süre verilmiştir. Davacı taraf sunduğu 09/04/2021 tarihli dilekçede domain ve hosting işlemlerinin yapılabilmesi için 3.000,00 TL masraf yapılması gerektiğini bunun fuzuli yere zaman ve para kaybına sebep olacağını, bunun hakkaniyete ve usul ekonomisine aykırı olacağını ifade etmiştir.
Bilirkişi heyeti hazırladığı ikinci raporunda davalı taraftan aldığı APK dosyası üzerinden teknik inceleme yaptığını, uygulamanın geri bildirim yapmadığını, uygulamanın çalışması için … ve … adresindeki sunuculara ulaşılması gerektiğini (sayfa 3,4,5) ….com isimli sitenin satılık olduğunu (sayfa 6), … isimli siteye ulaşılamadığını (sayfa 7) ifade etmişlerdir. Aynı şekilde raporun sonuç kısmında davalının uygulamayı belli aralıklarla davacıyla paylaştığı, uygulamanın halihazırda çalışır halde olmadığı, çalışması için yukarıda belirtilen bağlantıların çalışması gerektiğini ifade etmişlerdir.
Bu durumda ispat yükü kendisinde olmasına rağmen kendisine verilen kesin süreye rağmen davacı tarafça uygulamanın çalışması için gerekli olan hosting ve domain hizmetlerini aktif hale getirmediği, davalı tarafça sunulan APK dosyalarının hosting ve domain hizmetlerinin aktif olmaması nedeniyle çalışmadığı, davacının kendisine verilen kesin süreye rağmen hosting ve domainleri çalışır hale getirmediği, bu nedenle teknik inceleme yapılamadığı, teknik inceleme yapılmaksızın tarafların iddia ve savunmalarının doğruluğunu anlamanın mümkün olmadığı, dosyadaki mevcut delillerden ise davalıya yüklenebilecek bir kusurunun bulunmadığı, böylece davacının ispat yükünü yerine getiremediği ve davasını ispat edemediği kanaatine varılmıştır.
Değinilmesi gereken bir diğer husus ise davalı tarafça talep edilen kötüniyet tazminatına ilişkindir. Davacının davalıyı zarara uğratmaya yönelik olarak hareket ettiği ve iş bu davayı kötüniyetle ikame ettiği dosya kapsamında sabit olmadığından kötüniyet tazminatına hükmedilmesine gerek görülmemiştir.
HÜKÜM:
1-Davanın REDDİNE,
2-Kötüniyet tazminatı talebinin REDDİNE,
3-Harçlar Yasasına göre alınması gereken 59,30-TL red karar harcının, davacı tarafça peşin yatırılan 239,45-TL, harçtan mahsubu ile artan 180,15-TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya İADESİNE,
4-Yürürlükte bulunan A.A.Ü.T.’ne göre 4.080,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Dava açılmadan evvel sonradan haksız çıkan taraftan alınmak üzere suç üstü ödeneğinden ödenen 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin davacıdan alınarak hazineye irat kaydına dair,
6-Davacı tarafça yapılan yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
7-Kullanılmayan gider avansının hükmün kesinleşmesi halinde ödeyen tarafa iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere karar verildi, verilen karar usulen okundu anlatıldı.
29/06/2021

Katip …
E-imzalıdır

Hakim …
E-imzalıdır