Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 21. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/265 E. 2021/633 K. 30.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
21. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/265 Esas
KARAR NO : 2021/633
DAVA : İtirazın İptali (Acentelik Sözleşmesinden Kaynaklanan), İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 14/12/2018
KARAR TARİHİ : 30/09/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Acentelik Sözleşmesinden Kaynaklanan), İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesi ile, 28.08.2017 tarihinde müvekkil şirkete … numaralı işyerim paket poliçesi ile sigortalı … Tuh. Tic. Ltd. Şti’nin faaliyet gösterdiği … Mh. … Sk. No: …Şişli/İSTANBUL adresinde, davalı … sorumluluğunda bulunan ana temiz su borusu ile sigortalı işyerine gelen temiz su tesisat borusunun sokak tarafındaki bölümünün patlaması sonucu sigortalı işyerine sızan sular neticesinde sigortalıya ait işyerinde muhtelif emtialar hasar gördüğünü, yapılan inceleme ve ekspertiz sonucunda sigortalımız … Tuh. Tic. Ltd. Şti’ ne poliçe dahilinde 69.983,58 -TL hasar tazminatı ödendiğini, davalı … Borçlar Kanunun 49. maddesi haksız fiil hükümleri ve … mevzuatı uyarınca meydana gelen zarardan sorumlu olup; davalı hakkında iş bu sorumluluğu istinaden ve Türk Ticaret Kanunun 1472. maddesinde düzenlenen halefiyet ilkesi gereği … İcra Müdürlüğü’nün 2018/… Esas sayılı dosyası ile ilamsız takip başlatılmış ise de, takibe süresi içerisinde itiraz edilmesi sebebiyle huzurdaki itirazın iptali davasının açılması zorunluluğu doğduğunu, fazlaya dair talep ve dava haklarının saklı kalmak kaydıyla; borçlunun itirazının iptali ile yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı yan üzerine bırakılmasına, ayrıca borçlu aleyhine %20’den az olmamak üzere icra-inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesi ile, Tazminat sorumluluğunun doğması için, tazminat talep edilenin, zarara neden olayda kusurunun olması; tazminat talep edilen hasar ile fiili arasında illiyet bağının bulunması gerekmediğini, müvekkilinin olayda kusurlu olmadığını, gerçekleştiği iddia edilen hasar ile idarenin filleri arasında yukarıda açıklanan illiyet bağının kurulması da mümkün olmadığını, bu itibarla; idareye icra takibinde ve dolayısıyla işbu davada husumet yöneltilmesi mümkün olmadığını, davacının zarar iddiasını ve sigortalısına yaptığı ödemeyi ispat etmesi gerektiğini, davacının temiz su şebekesindeki arızadan hasar meydana geldiğini iddia etmekte ise de söz konusu arızadan dolayı bu hasarın meydana gelmesinin mümkün olmadığını, zira; bina sahiplerinin bina dışından gelen Su arızalarına karşı gerekli yalıtım/izolasyonu yapmış olmasının şart olduğunu, gereken önlemi almayan sigortalının hasar iddiasının kabul edilemeyeceğini, sigorta ekspertiz raporu gerçeği yansıtmadığını, ayrıca idareye rücu belgesi ve/veya ihtarname tebliğ edilmediğini, bu itibarla idarenin mütemerrit olduğu da iddia edilemeyeceğini, icra takibine konu alacak iddiasındaki faiz başlangıcının ödeme tarihinden itibaren istenmesinin hukuka aykırı olduğunu, zira, davalı idare açılan işbu dava ile birlikte mütemerrit hale geldiğini, bu nedenle faiz isteminde dava tarihinin esas alınması gerektiğini, ayrıca talep edilen alacak miktarının da fahiş olduğunu, idarenin temerrüde düşürülmeden hasar tarihinden itibaren faiz talep edilmesinin hukuk dışı olduğunu, davacının davasının esastan ve tümüyle reddini, davacının faiz isteminin tümüyle reddini, davacının yargılama masrafı ve avukatlık ücreti isteminin reddini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Dava, İİK.67 ve devamı maddelerine dayanan itirazın iptali davasıdır.
Davacı icra takibi ile sigortalısının işyerinde gerçekleşen hasar nedeni ile yaptığı ödemeyi TTK 1472. Maddesi uyarınca talep etmiştir.
… Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2018/… E. 2019/… K. Sayılı ilamı ile görevsizlik nedeniyle davanın usulden reddine karar verilerek mahkememize tevzi edilmiş, mahkememizin yukarıda belirtilen esasına kayıtlanmıştır.
… İcra Müdürlüğü’nün 2018/… E. Sayılı dosya aslı celp edilmiş ve incelenmesinde; alacaklısı … Sigorta A.Ş tarafından, borçlu … aleyhine 69.983,58 ₺ asıl alacak, 6.264,01 ₺ işlemiş faiz olmak üzere yekün 76.247,59 ₺ üzerinden, asıl alacağa takip tarihi olan 08/10/2018 tarihinden itibaren %9,00 oranında yasal faiz işletmek kaydıyla tahsili talebi ile icra takibi başlatıldığı, yasal süresinde borçlu vekilinin borca ve ferilerine itiraz ettiği, itiraz sonucu icra takibinin durduğu, mahkememiz nezdinde görülen davanın İİK.m67 uyarınca 1 yıllık hak düşürücü süre içinde açıldığı anlaşılmıştır.
Davalı, dava şartlarından hak düşürücü süreye uyulmadığı ve yargı yolu bulunmadığını dile getirmişse de icra takibinde davalı itirazının davacıya tebliğ edilmemesi ayrıca davanın davalının özel hukuk sorumluluğundan kaynaklanması nedenleri ile dava şartlarının tam olduğu anlaşılmıştır.
Davalı husumet ve zamanaşımı itirazlarında bulunmuş ise de dava konusu hasarın 2017 yılında gerçekleşmesi ve 2018 yılında icra takibi başlatılması dikkate alınarak zamanaşımı itirazının yerinde olmadığı; hasar … sorumluluğundaki borunun patlaması sonucu gerçekleştiğinden husumet itirazının da haksız olduğu sabittir.
Şişli Belediye Başkanlığına müzekkere yazılarak dava konusu yerin yapı kullanma izni, iş yeri açma ruhsatı, yapı ruhsatı, plan proje ve imar evraklarının celbi sağlanarak dosyamıza kazandırılmıştır.
Davacı sigorta şirketinden, sigortalısına ilişkin hasar dosyası dosyamıza kazandırılmıştır.
Dosya davacının sigortalısı ile davalının kusur durumlarının tespiti, davacının sigortalısının zararı olup olmadığı, var ise bunun miktarı, davacı tarafça yapılan ödemenin gerçek zarar ile uyumlu olup olmadığı hususlarının tespiti için dosya İnşaat Mühendisi Bilirkişi … …, Elektrik Elektronik Mühendisi … ve Nitelikli Hesap Uzmanı …’dan oluşan bilirkişi heyetine tevdii edilmiş olup, 23/06/202 tarihli heyet bilirkişi raporunda özetle; Davacının sigortalı işyerinde meydana geldiği tespit olunan dava konusu takipte asıl alacak bedeli olarak talep edilen sovtaj, eksik sigorta bedeli ve muafiyet bedeli düşüldükten sonra hesap edilen 69.983,58 TL. hasar tazminatının olay tarihi itibariyle rayiç piyasa değerine denk ve dolayısı ile gerçek zarar olduğunu, dosyada davacının ödeme yaptığına dair ibraname ve … A.Ş. tarafından düzenlenen 10/10/2017 tarihli dekont — Havale belgesi mevcut olup tüm bu haller karşısında; davacı sigortacının rücu hakkının gerçekleştiği kanaatine varıldığını, açıklanan nedenlerle; takibin, 69.983,58 TL. asıl alacak; 6.264,01 TL. işlemiş faiz olmak üzere toplam 76.247,59 TL. üzerinden davalı … adına devam edebileceği şeklinde görüş bildirmişlerdir.
Davalı tarafın itirazları üzerine mahkememizin 05/11/2020 tarihli duruşmasının 1 nolu bendi uyarınca dosya tekrar ek rapor tanzim etmek üzere bilirkişi heyetine tevdii edilmiş olup, 08/02/2021 tarihli ek bilirkişi raporu ile kök rapordaki kanaatlerinin aynen devam ettiklerini bildirmişlerdir.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; davacının sigortalısına ait işyerini su bastığı ve birtakım emtiaların zarar gördüğü hususunda taraflar arasında ihtilaf bulunmamaktadır. Taraflar arasındaki uyuşmazlık bunda kusur durumları, zarar oluşup oluşmadığı, var ise miktarı ve davalının sorumluluğu bulunup bulunmadığı noktalarındadır. Bunun tespiti için alınan bilirkişi raporu ile …’ ye sorumluluğundaki su borusunun patlaması sonucu davacının bodrum kattaki sigortalısına ait işyerini duvar diplerinden su bastığı ve işyerindeki muhtelif miktarda emtianın zarar gördüğü belirlenmiştir. Su borusunun gerekli bakım, onarım ve değişimleri imar yönetmeliği uyarınca davalı sorumluluğundadır. Yapılan incelemede davalının bu sorumluluğunu yerine getirmediği anlaşılmaktadır. Davalı, davacının sigortalısının binanın dış cephe yalıtımının, tecrit duvarının bulunmadığı savında bulunmuş ise de bilirkişi heyetince bu şiddette boru patlamalarında dış cephe kaplamasının veya tecrit duvarının hiçbir fayda sağlamayacağı ifade edilmiştir. Bilirkişi heyetinin bu görüşü olayın oluşu da dikkate alınarak mahkememizce de benimsenmiştir. Davalı, sigortalının ürünlerinin yerde olması ve paletler üzerinde bulunmaması nedeni ile müterafik kusur iddiasında bulunmuş ise de bunun zararın meydana gelmesi ile bir ilgisi bulunmaması ve ayrıca zarardan sonra sigorta şirketi tarafından bu hususta muafiyet uygulanarak ilgili miktarın düşülmesi suretiyle zararın ödenmiş olduğu hususları dikkate alınarak mahkememize davalının bu yöndeki itirazları yerinde görülmemiştir. Öte yandan binanın imar mevzuatına aykırı yapıldığına ilişkin bir emare de bulunmamaktadır. Patlayan su borusunun davacının sigortalısına ait iş yerinden önce konumlandırılması ve sigortalının patlayan su borusu ile ilgili bir yükümlülüğünün bulunmaması hususu da dikkate alınarak eylemden ve oluşan zarardan davalının sorumlu olduğu mahkememizce de sabit görülmüştür. Zararın sigorta poliçesi süresi içinde meydana gelmesi, sigortalıya ödenen zararın bilirkişi raporundaki belirlenen gerçek zarar ile uyumlu olması ve sigorta şirketince yapılan ödemeye dair belgenin sunulması da dikkate alınarak davacının taleplerinde haklı olduğu sonucuna varılmıştır. Davalı temerrüdünün dava tarihi ile başladığı iddiasında bulunmuş ise de sigorta şirketinin ödeme tarihinden itibaren faiz talep edebileceği ve bu nedenle takip öncesi işlemiş faiz miktarı ve yasal faiz isteminin de usul ve yasaya uygun olduğu anlaşılmıştır. … Bölge Adliye Mahkemesi’ nin 24/05/2021 tarih 2019/… E., 2021/… Sayılı kararı da aynı yöndedir. Açıklanan nedenlerle davacının davasının kabulüne karar verilmiştir. Ayrıca İİK 67 maddesi uyarınca itirazın iptali davasında alacaklı-davacı yararına icra inkar tazminatına hükmedilebilmesi için borçlunun itirazında haksız ve alacağın da likit olması, borçlu-davalı yararına kötü niyet tazminatına hükmedilebilmesi için alacaklının takibe geçmede haksız ve kötü niyetli olması zorunludur. Alacağın likit ve hesaplanabilir olması, davalı/borçlunun itirazlarında haksız olduğunun anlaşılması karşısında hüküm altına alınan alacağın %20’si oranında İİK 67/2 maddesi uyarınca icra inkar tazminatına karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının davasının kabulü ile; Davalının … İcra Müdürlüğü’nün 2018/… E. Sayılı dosyasına yaptığı itirazın iptaline; takibin takip talebindeki şartlar ile aynen devamına,
2-Hükmolunan alacağın %20’si nispetinde hesaplanan 15.249,51 ₺ icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Alınması gerekli 5.209,23 ₺ harçtan peşin alınan 1.302,12 ₺ harcın mahsubu ile bakiye kalan 3.907,11 ₺’nin davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
4-Davacı tarafın yatırmış olduğu 1.302,12 ₺ peşin harç ile 35,90 ₺ başvuru harcı davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
5-Davacının yapmış olduğu posta, bilirkişi ve müzekkere masrafı toplam 4.123,20 ₺’nin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, artan gider avansının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
6-Davacı tarafça yatırılan gider ve delil avansından arta kalan kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacı tarafa iadesine,
7-Davacı yargılamada kendilerini vekil ile temsil ettirdiğinden AAÜT’ne göre tespit olunan 10.712,19 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere karar verildi, verilen karar usulen okundu anlatıldı. 30/09/2021

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır

“Bu belge 5070 Sayılı Kanun hükümlerince elektronik imza ile imzalanmıştır.”