Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 21. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/262 E. 2021/719 K. 19.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
21. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/262 Esas
KARAR NO : 2021/719
DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 13/09/2019
KARAR TARİHİ : 19/10/2021

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
A. Tarafların Talepleri
Davacı vekili 13/09/2019 tarihli dava dilekçesinde özetle: 06.04.2019 tarihinde … sevk ve idaresindeki aracıyla karşıdan karşıya geçmekte olan yayalar …, … ve …’a çarpması sonucu maddi hasarlı ölümlü ve yaralanmalı trafik kazasının meydana geldiğini belirterek müvekkillerinin desteği …’in desteğinden yoksun kalmış olmaları sebebiyle 46.000,00-TL (eş … için 25.000,00-TL, çocuk … için 5.000,00-TL, çocuk … için 1.000,00-TL, anne … için 10.000,00-TL, baba … için 5.000,00-TL olmak üzere) maddi tazminat bedelinin temerrüt tarihi olan 21.06.2019 tarihinden itibaren işleyecek ticari temerrüt (avans) faizi ile birlikte diğer kusurlu kişilerin kusurlarına düşen sorumluluk dahil olmak üzere limit sınırları içerişinde 6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 61. Ve 163. Maddesi ile 2918 sayılı KTK’nın 88/1. Maddesi gereği teselsül hükümleri uyarınca davalı Mapire Sigorta A.Ş.’den müştereken ve müteselsilen tahsilini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin (EK-15’tc ibraz edilen Yargıtay kararı gereği) davalı yan üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili 01/10/2019 tarihli cevap dilekçesinde özetle; davalı tarafça dava öncesi müvekkili şirkete usulüne uygun bir başvurunun yapılmadığını ve kanunda öngörülen başvuru şartının gerçekleşmediğini, müteveffa yayanın can güvenliğini tehlikeye attığını, kazanın meydana gelmesinde kendi kusuru ile sebebiyet verdiğini, bu nedenle müvekkili şirkete atfedilen tali kusuru kabul etmediklerini, müteveffanın davacılara gerçekten destek olduğunun ispatının gerektiğini, davacıya ait güncel nüfus kayıt örneğinin dosya kazandırılmasını ve başkaca destekçisinin olup olmadığının, destekçilikten çıkanların tespitinin gerektiğini, müteveffanın davaya konu kaza sebebiyle vefat ettiğinin tespit edilemediğini, davacı yanın 21/06/2019 tarihinden itibaren işleyecek avans faiz talebinin haksız olduğunu belirterek davanın reddini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
B.Uyuşmazlık, Deliller, Delillerin Değerlendirilmesi ve Gerekçe
Dava ölüm nedeni ile uğranılan destekten yoksun kalma niteliğindeki zararın tazminine ilişkin tazminat davasıdır. Dava ve cevap dilekçeleri birlikte değerlendirildiğinde uyuşmazlığın davacıların desteği …’in vefat etmesi nedeniyle davacıların destekten kalma tazminatına hak kazanıp kazanmadıkları, kazanmışlar ise tazminatın hesabına ve kusur oranlarına dair olduğu anlaşıldı.
Dilekçeler aşaması tamamlanmakla mahkememizce ön inceleme duruşmasında dava şartları ve ilk itirazlar değerlendirilmiş, dava şartına dair eksiklik bulunmaması ve davalı tarafça haklı bir sebebe dayalı olan herhangi bir ilk itiraz ileri sürülmemesi nedeniyle ön inceleme tamamlanmış, tarafların sulh olma imkanı bulunmadığından uyuşmazlık noktaları belirlenip tahkikat aşamasına geçilerek dosyamızın delillerini oluşturan, hasar dosyası, ceza dosyası, SBGM kayıtları, SGK kayıtları ve trafik sicil kayıtlarından oluşan dosyamız delilleri üzerinden bilirkişi incelemesi yaptırılmak suretiyle sonuca gidilmiştir.
Mahkememizce öncelikle tarafların kusur oranlarına dair inceleme yapılmıştır. Dosyanın tevdi edildiği Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesi tarafından düzenlenen 21.02.2020 tarih ve 2020/17503/2109 sayılı Raporda; Sürücü …’nın %10(yüzde on) oranında kusurlu olduğunu, müteveffa yaya …’in %90 (yüzde doksan) oranında kusurlu olduğunun kanaatine varıldığı anlaşılmıştır.
Bilirkişi raporu taraflara tebliğ edilmiş, davacı vekili 10/03/2020 tarihli dilekçesiyle kusur raporunu kabul etmediklerini, dosyanın …’ye tevdiini talep etmiştir. Davalı tarafça sunulan 06/03/2020 tarihli itiraz dilekçesinde de rapora itiraz edilmiştir.
Kusura ilişkin belirleme yapıldıktan sonra davacıların hak kazandıkları tazminat oranının belirlenmesi amacıyla mahkememizce görevlendirilen aktüerya hesap bilirkişisinden … ‘dan rapor alınmış, bilirkişi hazırladığı 10/10/2020 tarihli bilirkişi raporunda özetle; “06.04.2019 tarihinde meydana gelen kaza sonrası hayatını kaybeden …’in desteğinden yoksun kalan hak sahiplerinin toplam destekten yoksun kalma tutarının 394.649,02-TL olacağını, sürücü …’Iın %10 (yüzde on) oranında kusuru davacılar için hesaplanan destekten yoksun kalma tazminatına yansıtılmasıyla davacıların talep edeceği toplam destekten yoksun kalma tutarının 39.464,90-TL olacağını, 2019 yılı için … Sigorta A.Ş. nin poliçe teminat limitinin 360.000,00 TL olduğunu, davacı vekilinin başvuru dilekçesinin kabul edildiği tarihten sonraki 8 iş günü 11.06.2019 tarihi olduğunu” mütalaa etmiştir.
Bilirkişi raporu taraflara tebliğ edilmiş, davacı vekili 10/03/2020 tarihli dilekçesiyle kusur raporunu kabul etmediklerini, dosyanın …’ye tevdiini, bu kusur raporuna dayanan hesabı d akabul etmediklerini ifade ederek yeniden rapor alınmasını talep etmiştir. Davalı taraf sunulan 06/10/2020 tarihli itiraz dilekçesinde kusuru kabul etmediklerini, avans faiz talebinin haksız olduğunu, belirterek rapora itiraz etmiştir.
Anayasa mahkemesi yargılama devam ederken 17/07/2020 tarihinde E. 2019/40 K. 2020/40 sayılı kararıyla 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun zorunlu mali mesuliyet sigortasından doğan tazminatların “Zorunlu Mali Mesuliyet Sigortası Genel Şartları’na” göre belirlenmesine ilişin hükümlerini iptal etmiştir. Mahkememizce iptal kararı sonrasında oluşan yeni durum yönünden yeniden değerlendirme yapması için dosya tekrar bilirkişiye tevdi edilmiştir.
Aktüerya hesap bilirkişisihazırladığı 26/04/2021 tarihli bilirkişi ek raporunda özetle; “06.04.2019 tarihinde meydana gelen kaza sonrası hayatını kaybeden …’in hak sahiplerinin destekten yoksun kalma tazminatı tutarının 609.418,52-TL olacağını, kusura denk gelen miktarın ise 60941,85 TL olduğunu, 2019 yılı için … Sigorta A.Ş. nin poliçe teminat limitinin 360.000,00 TL olduğunu, davacı vekilinin başvuru dilekçesinin kabul edildiği tarihten sonraki 8 iş günü 11.06.2019 tarihi olduğunu” mütalaa etmiştir.
Bilirkişi raporu taraflara tebliğ edilmiş, davacı vekili 04/05/2021 tarihli dilekçesiyle kusur raporunu kabul etmediklerini, kusur yönünden itiraz hakları saklı kalmak kaydıyla davayı ıslah ettiklerini ifade etmiştir. Islah dilekçesi davalıya tebliğ edilmiştir. Davalı taraf sunulan 21/05/2021 tarihli bilirkişi raporuna itiraz ve ıslaha cevap dilekçesinde kusuru kabul etmediklerini, hesabın sebepsiz zenginleşmeye sbeep olacak kadar yüksek hesaplandığını, ıslah talebinden itibaren faize hükmedilmesi gerektiğini, ıslah ile talep edilen faizin haksız olduğunu belirterek ıslah dilekçesine ve rapora itiraz etmiştir.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; 06.04.2019 tarihinde … sevk ve idaresindeki aracıyla karşıdan karşıya geçmekte olan yayalar …, … ve …’a çarpması sonucu maddi hasarlı ölümlü ve yaralanmalı trafik kazasının meydana geldiği, davacılar desteğinin kaza sonucunda vefat ettiği hususunda taraflar arasında bir ihtilaf bulunmamaktadır.
Dosyada yapılan inceleme sonucunda davadışı … Şti ile davalı arasında … plakalı araca dair ZMSS Sözleşmesi bulunduğu, bu sözleşmeye istinaden … numaralı poliçenin tanzim edildiği, poliçenin 24/11/2018-24/11/2019 tarihleri arasında cari olduğu ve 360.000,00 TL limiti içerdiği anlaşılmaktadır. Dava konusu 06/04/2019 tarihinde meydana geldiği anlaşılmaktadır. Böylece dava konusu hasarın poliçe kapsamında kaldığı anlaşılmıştır.
Gerek dosyamız arasına alınan ceza dosyası, gerekse mahkememizce yaptırılan bilirkişi incelemesi sonucu dava dışı araç sürücüsü … ‘nın kaza nedeni ile tali kusurlu, müteveffa … ise asli kusrulu bulunmuştur. Tarafların her ikisi de kusur raporuna itiraz etmişlerse de, Ağır Ceza Mahkemesi’nce yaptırılan incelemede ATK tarafından dava dışı araç sürücüsüne alt düzeyde kusur izafe edildiği, mahkememizde de yüzde 10 oranında kusur izafe edildiği anlaşılmaktadır. Davacılar desteğinin kazanın meydana gelişindeki kusurlu hareketlerinin sayısı ve ağırlığı, kazaya etkisi, kazanın oluş şekli değerlendirildiğinde dava dışı sürücüye izafe edilen kusur oranının dosya kapsamına ve hakkaniyete uygun olduğu değerlendirilmiş ve tarafların kusur raporuna itirazlarının reddine karar verilmiştir.
Mahkememizce kabul edilen kusur oranları üzerinden yaptırılan aktüerya incelemesi neticesinde Davacılar … için 31.009,97-TL, … için 5.251,16-TL, … için 1.859,96 TL, … için 12.274,01-TL, … için ise 10.546,77-TL destekten yoksun kalma niteliğinde zarar meydana geldiği anlaşılmıştır. Anayasa mahkemesi yargılama devam ederken 17/07/2020 tarihinde E. 2019/40 K. 2020/40 sayılı kararıyla 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun zorunlu mali mesuliyet sigortasından doğan tazminatların “Zorunlu Mali Mesuliyet Sigortası Genel Şartları’na” göre belirlenmesine ilişin hükümlerini iptal etmiştir. Destekten yoksun kalma niteliğindeki zraraın hesabının nasıl yapılacağına dair uygulama birliği Yargıtay 4. Hukuk Dairesi’nce sağlanmıştır. Gerçekten de daire müstakar içtihatlarında “Yargıtay Daireleri arasında tazminat hesabında birliğin sağlanması açısından ve yine bu tablonun ülkemize özgü ve güncel verileri içerdiği göz önüne alındığında, Dairemizce de tazminat hesaplamalarında TRH 2010 Tablosu’na göre bakiye ömür sürelerinin belirlenmesinin, güncel verilere ve ülkemiz gerçeklerine daha uygun olacağına karar verilmiştir.(Y4HD 2021/3834 ; 2021/4568)” denilmekle bu husus vurgulanmıştır. Huzurdaki dosyada da Tazminat hesabı TRH 2010 tablosu kullanılarak yapılmıştır.
Davacının davalıya başvurusunun davalıya 10/06/2019 tarihinde ulaştığı, davalının 19.06/2019 tarihinde temerrüde düştüğü belirlenmiş, ancak taleple bağlı kalınarak 21/06/2019 tarihinden itibaren işleyecek faize hükmedilmiştir. Kazaya karışan aracın ticari olduğu dikkate alınarak davalının faiz oranına ilişkin itirazları yerinde görülmemiş ve davacının ticari faiz isteği kabul edilerek avans faiz üzerinden hüküm kurulmuştur. (Davalı sigorta şirketine sigortalı aracın yük nakli yapan kapalı kasa kamyonet olduğu ve ruhsatında ticari kaydı olmasına göre, davacının talebi doğrultusunda maddi tazminat miktarına avans faize hükmedilmesi gerekirken, yasal faize hükmedilerek yazılı şekilde hüküm kurulması bozma nedeni ise de…Y4HD 2021/14854;2021/3527)
Destekten yoksun kalma tazminatı, bir şahıs öldüğünde, ölenin sağlığında destek olduğu veya ileride destek olacağı kimseleri korumayı, desteklerinin ölümünden önceki sosyal ve ekonomik durumlarına uygun hayat sürdürebilmeleri için, ölüm sebebiyle mahrum kaldıkları yardımı, ölüme sebebiyet verenden tazmin edebilmelerini amaçlayan bir tazminat türüdür. Kanun metninden de anlaşılacağı gibi destekten yoksun kalma tazminatının konusu, desteğin yitirilmesi nedeniyle yoksun kalınan zarardır. Buradaki amaç, destekten yoksun kalanların desteğin ölümünden önceki yaşamlarındaki sosyal ve ekonomik durumlarının korunmasıdır. Olaydan sonraki dönemde de, destek olmasa bile, onun zamanındaki gibi aynı şekilde yaşayabilmesi için muhtaç olduğu paranın ödettirilmesidir. Yani haksız bir eylem sonucu desteğini yitiren kimse TBK’nın 53. maddesine dayanarak uğradığı zararın ödetilmesini isteyebilir. Davalı destekten yoksun kalmadan ileri gelen somut zararı gidermek zorundadır. Bu nedenle tazminat hesabından önce zarar tutarını belirlemek gerekir. Bunun yanında amaç zarar görenin mal varlığındaki eksilmeyi giderme olduğuna göre, ölüm nedeniyle desteğini yitirenin elde ettiği çıkarlar varsa, bunların da zarar tutarından indirilmesi gerekir. Aksi hâlde zarar görenin malvarlığında olaydan önceki duruma göre bir artış meydana gelmiş olur. Buradaki amaç zarar görenin mal varlığını zenginleştirmek değil, desteğini yitiren kişiye ölümden önceki yaşam düzeyini sürdürebilme imkânı tanımaktır. YHGK 2020/(17)4-191/ 2021/514 Hukuk Genel Kurulu’nca belirlenen bu ilkeler ışığında son tahlilde davacıların, dava dışı sürücünün haksız eylemi nedeniyle müteveffanın desteğinden yoksun kaldıkları değerlendirilerek davanın kabulüne karar verilmiştir
HÜKÜM:
1-Davanın KABULÜ ile,
A-Davacı … yönünden hesaplanan 31.009,97-TL’nin 21.06.2019 tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
B-Davacı … yönünden hesaplanan 5.251,16-TL’nin 21.06.2019 tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
C-Davacı … yönünden hesaplanan 1.859,96 TL’nin 21.06.2019 tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
D.Davacı … yönünden hesaplanan 12.274,01-TL’nin 21.06.2019 tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
E.Davacı … yönünden hesaplanan 10.546,77-TL’nin 21.06.2019 tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-Alınması gereken 4.162,93-TL harçtan peşin alınan 157,12-TL harç ile 51,04-TL ıslah harcı olmak üzere toplam 208,16-TL harcın mahsubu ile 3.954,77-TL harcın davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
3-Davacı tarafça yapılan 44,40-TL başvuru harcı, 157,12-TL peşin harç, 51,04-TL ıslah harcı, 700-TL bilirkişi ücreti, 323,00-TL Adli Tıp Kurumu ücreti, tebligat ve posta masrafından oluşan 801,25-TL olmak üzere toplam 2.076,81-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacılara verilmesine,
4-Yürürlükte bulunan A.A.Ü.T.’ne göre 8.722,44-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacılara verilmesine,
5-Kullanılmayan gider avansının hükmün kesinleşmesi halinde ödeyen tarafa iadesine,
6-Dava açılmadan evvel sonradan haksız çıkan taraftan alınmak üzere suç üstü ödeneğinden ödenen 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
İlişkin olarak, kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.19/10/2021

Katip …
E-imzalıdır

Hakim …
E-imzalıdır