Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 21. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/256 E. 2020/298 K. 07.07.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
21. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2019/256 Esas
KARAR NO:2020/298

DAVA:İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet S. Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:13/09/2019
KARAR TARİHİ:07/07/2020

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
A. Tarafların Talepleri
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin davalı şirketin gerçekleştirdiği banka tadilatlarının elektrik işlerini üslendiğini yaptığı işler karışılığında davalıya fatura tanzim ettiğini(20.02.2019 tarihli … numaralı fatura), müvekkilinin son olarak davalı … … şubesinde yaptığı tadilatın elektrik işlerinin yapımını üstleniğini davalı adına tanzim edilen faturaların bir kısmının ödendiğini ancak 29.452,80 TL tutarındaki faturanın müvekkiline ödenmediğini, faturanın ödenmemesi sebebi ile …. İcra Müdürülüğü … Esas sayılı dosyası ile takip başlatıldığını, ancak borçlu tarafından haksız olarak yetkiye ve borca itiraz edilerek takibin durdurulduğunu, zorunlu arabuluculuk görüşmelerinin anlaşmama ile sonuçlandığını, Yargıtayın yerleşik içtihatlarına göre para borcu götürülecek borç olup alacaklının ikametgahı mahkemeleri ve icra dairelerini yetkili kıldığını alacaklı müvekkilinin …’da ikamet ettiğini ve fatura alacağına konu işlerin tamamının İstanbul’da gerçekleştiğini, bu nedenlerle davalının yetki ve borca yaptığı haksız itirazların iptalini ve takibin devamını dava ve talep etmiştir.
Davalı şirkete usulüne uygun dava dilekçesinin tebliğ edildiği cevap dilekçesi sunulmamıştır.
B.Uyuşmazlık ve Deliller
Davanın itirazın iptali davası olması sebebi ile öncelikle itirazın yapıldığı icra dosyası mahkememiz dosyası arasına alınmış, yapılan incelemede …. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyası ile mahkememiz dosyasının taraflarının aynı olduğu, dosyamız davacısının alacaklı, dosyamız davalılarının borçlu olduğu, dava değerlerinin aynı olduğu, davalılar tarafından süresinde ve geçerli bir şekilde itiraz dilekçeleri sunulduğu görülmüştür.
Tarafların BA/BS formları ilgili vergi dairelerinden istenmiş, yazılan müzekkerelere … Vergi Dairesi Müdürlüğü ve … Vergi Dairesi Müdürlüğü’nce cevap verilmiş, verilen cevaplara ek olarak tarafların BA BS formları gönderilmiştir.
Mahkememizce resen görevlendirilen mali müşavir … marifetiyle ticari defterler üzerinde teknik inceleme yaptırılmış, hazırlanan 28.02.2020 tarihli raporunda bilirkişi özetle; “davalı şirketin ticari defterlerini dosyaya sunmadığından inceleme yapılamadığını, vergi dairesince dosyaya sunulan 2019 yılı BA-BS formlarının incelendiğini KDV hariç 43.605 TL faturaların görüldüğünü davacı şirketin 2019 yılı ticari defterlerinin TTK 82. Maddesi uyarınca sahibi lehinde kesin delil olma özelliğine haiz olduğunu, TTK 70. Maddesi uyarınca yevmiye defteri kapanış tasdiki yapılmadığını ancak 30.06.2020 tarihine kadar süresinin olduğunu, bu incelemeler ile davalı şirketin davacı şirkete 29.452,80 TL borcu olduğu bu borcun 22.02.2019 tarihli faturadan kaynaklandığı,” mütalaa etmiştir.
C. Delillerin Değerlendirilmesi ve Gerekçe;
Huzurdaki dava itirazın iptali davasıdır. Dava dilekçesi ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde uyuşmazlığın davacı ile davalı arasında ticari ilişki bulunup bulunmadığı, davacı tarafın davalı taraftan bu aralarındaki ilişki nedeni ile alacaklı olup olmadığı, davacı taraf alacaklı ise bu alacağın miktarının ne olduğu, alacağın takip tarihi itibari ile likit olup olmadığı, icra inkar tazminatı şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği hususlarında toplandığı anlaşılmaktadır.
Yapılan yargılama, toplanan deliller, davacının dilekçe ve beyanları ile duruşma esnasındaki sözlü açıklamaları, davalının gerek icra dairesine sunduğu itiraz dilekçesi hep birlikte değerlendirildiğinde, taraflar arasındaki ticari ilişkinin varlığına dair bir ihtilaf bulunmadığı anlaşılmaktadır. Davalı itiraz dilekçesinde ilişkinin bulunmadığına dair bir savunma ileri sürmemekte, bir alacağın bulunmadığına ve taleplerin yargılamayı gerektirdiğine dair itirazda bulunmaktadır.
Öte yandan borca itiraz dilekçesinde aynı zamanda yetkiye itiraz edildiği anlaşılmaktadır. Hukuk Genel Kurulu’nun 2017/19-902 E; 2018/973 K sayılı kararında değinildiği üzere “HMK’daki yetki kuralları ilâmsız icra takiplerinde kıyasen uygulanır. İtirazın iptali davalarında icra takibinin yapıldığı icra dairesinin yetkisine yönelik itirazlar da öncelikle incelenmelidir. HMK’ nın 6. maddesine göre ilâmsız icrada genel yetkili icra dairesi borçlunun yerleşim yerindeki icra dairesi iken, sözleşmeden doğan para borçlarının takibi için başlatılan takipte sözleşmenin ifa edileceği yer icra dairesi de yetkili kılınmıştır. Takibin konusu sözleşmeden kaynaklı para borcu olduğunda sözleşmede aksine bir şart konulmamış ise para borçları alacaklının ödeme zamanındaki yerleşim yerinde ödeneceğinden, ifa yeri de alacaklının yerleşim yeri olacaktır. Böyle bir durumda alacaklı kendi yerleşim yerinde bulunan icra dairesinde de takip yapabilecektir.” Böylece İstanbul İcra dairelerinin de yetkili olduğu açıktır.
TTK’nın 18. maddesinde tacir olmanın hükümleri arasında sayılan yükümlülüklerin biri de bu Kanun hükümleri uyarınca gerekli ticari defterleri tutmaktır. Defter tutma yükümlülüğü Kanunun 64. maddesinde ayrıca düzenlenerek her tacirin, ticari defterleri tutmak ve defterlerinde ticari işlemleriyle ticari işletmesinin iktisadi ve mali durumunu, borç ve alacak ilişkilerini ve her hesap dönemi içinde elde edilen neticeleri, bu kanuna göre açıkça görülebilir bir şekilde ortaya koymak zorunda olduğu belirtilmiştir.
Her iki tarafında tacir olması nedeni ile 10/12/2019 tarihli celsede tarafların ticari defterleri üzerinde inceleme yapılmasına, hazır bulunmayan davalıya ticari defter inceleme gün ve saatinde ticari defterlerini incelemeye esas olmak üzere HMK 222 gereği sunmak üzere süre verilmesine, bu süre içerisinde gereği yerine getirilmediği takdirde bu delile dayanmaktan vazgeçmiş sayılacağının davalıya İHTARINA, ihtar yerine geçmek üzere iş bu duruşma tutanağının tebliğine karar verilmiş ve ilgili duruşma tutanağı davalı taraf tebliğ edilmiştir.
Davalı tarafa ara karar tebliğ edilmesine rağmen verilen süre içerisinde davalı tarafça karar gereği yerine getirilmediği gibi herhangi bir beyanda da bulunulmamıştır. Kendisine ihtar yapılmasına rağmen davalı tarafça ticari defterler sunulmamıştır. Hazırlanan 28/02/2020 tarihli bilirkişi raporundan ve dosya kapsamından taraflar arasındaki ticari ilişkinin varlığı konusunda herhangi bir ihtilaf bulunmadığı, davacının ticari defterlerinin açılışlarının usulüne uygun yapıldığı, davacının cari hesap alacağına ilişkin faturaların muhasebe programında muhasebe kayıtlarında yer aldığı, ticari defterlere göre 16/07/2019 takip tarihi itibari ile davalıdan 29.452,80 TL alacaklı olduğu, davacı ve davalı tarafların BA BS formlarının birbirleri ile uyumlu olduğu anlaşılmaktadır.
Her ne kadar anılan bilirkişi raporu yalnızca davacı tarafa ait ticari defterler üzerinden yapılmış ise de, davalı tarafa ihtar yapılıp süre verilmesine rağmen ticari defterlerinin incelenmesi için gerekli iş ve işlemleri yapmadığı, tarafların BA/BS formlarından davacının alacaklı olduğu, davalının bu borcu ödediğine dair herhangi bir savunmasının bulunmadığı, davalı tarafça herhangi bir ödeme belgesinin sunulmadığı anlaşılmakla mevcut delillerden yeterli kanaat oluşmuş, davanın basit yargılamaya tabii olması, basit yargılama usulünde sözlü yargılama aşamasının bulunmaması, davalı tarafça hiçbir duruşmaya iştirak edilmemesi, verilen sürelere riayet edilmemesi nedeniyle tahkikata son verilerek aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davanın KABULÜ ile,
1-Davalı yanın …. İcra müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyasına vaki itirazının İPTALİNE, takibin bu suretle kaldığı yerden DEVAMINA,
2-Kabul edilen alacağın %20 nispetinde hesaplanan 5.890,56 TL İcra inkar tazminatının davalıdan alınıp davacıya VERİLMESİNE,
3-Alınması gereken 2.011,92-TL harçtan peşin alınan 355,73-TL harcın mahsubu ile bakiye 1.656,19-TL harcın davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
4-Davacı tarafça yapılan 44,40-TL başvuru harcı, 355,73-TL peşin harç, 750-TL bilirkişi ücreti, tebligat ve posta masrafından oluşan 146,70-TL olmak üzere toplam 1.296,83-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Yürürlükte bulunan A.A.Ü.T.’ne göre 3.400,00-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Kullanılmayan gider avansının hükmün kesinleşmesi halinde ödeyen tarafa iadesine,
İlişkin, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere başka yer mahkemesine verilecek bir dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere oy birliği ile verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.30.07.2020

Katip …

Hakim …